Foça, dünyanın en güzel köşelerinden biridir; Tanrı öyle yaratmış…
Çok da iyi etmiş…
İnsanoğlu bu coğrafyada 3 bin yıldır huzur ve güven içinde yaşarken bir yandan yamaçlarındaki zeytin ormanlarından en leziz zeytinyağını elde ediyor, üzüm bağlarından birinci sınıf şarabını üretiyor; diğer yandan kendisine kucak açan denizinin bereketli sularından balık dolu ağlarını çekip dünyanın öteki köşelerine değin uzanarak bunların ticaretini yapıyordu.
Liman kentleri yalnızca gemilerin, balıkçıların sığınak yeri değil insanlarında güvenle konaklayıp mesken tuttuğu yörelerdir.
İşte bundan dolayı Foça, dünyaya açık insanıyla da güzel bir yerdir…
Lakin, bunca bolluk, bereket ve güzellik içinde yaşayanlar Foça’nın bir şeyini tüketmişler ve halen de tüketmekteler:
Yeşilini!...
Ege’nin ünlü zeytin ormanları, “Foçakarası Üzüm Bağları” artık yok!.. (Son yıllarda ünlü “foçakarası”nı canlandırma çalışmalarını, yeni bağların kurulmasını çok önemsiyorum.)
Evet, bu güzel yörede yeşil giderek azalıyor. Hemen her yıl çevremizde çıkan orman yangınları kıyıda köşede kalanları da yakıp yok ediyor. İyi niyetli yöneticilerin, yurtsever insanların zaman zaman açtıkları ağaç dikim kampanyalarına rağmen Foça’da yeşilin eksikliği hemen hissediliyor!..
Bu böyle sürüp gitsin mi?..
Yerel yönetimlerin temel görevi bulundukları kentleri en iyi şekilde yönetmekle beraber, kentlerini güzelleştirip geleceğe hazırlamak da asıl görevlerindendir.
Peki, bu konuda kentte yaşayan kişi ve kurumlara düşen görev ve sorumluluklar yok mu?..
Elbette var.
Foça’mızın iki büyük ve köklü kurumu olan Çıkarma Filosu Komutanlığı ve Jandarma Komando Okul ve Eğitim Merkez Komutanlığı, yöremizi ağaçlandırma çalışmalarını yıllardır sürdürmektedirler.
Bazı yıllar okullar da bu işe katılıyor. Şimdilerde bu kervana Reha-Necla Midilli Vakfı da girdi.
Ne güzel…
Ama Foça iklimi, her ağaç türünün büyüyüp yetişmesine elverişli değil. Ekilenler ya çok geç büyüyüp gelişiyor ya da bir süre sonra kuruyup heder oluyor.
Bu coğrafyanın doğal orman ağacı ZEYTİN’dir.
Zeytin; meyvesiyle, şifa dolu altın renkli yağıyla ve her mevsim doğaya ayrı bir güzellik veren bulut yeşili rengiyle Foça yamaçlarına yakışacak en elverişli ağaç türüdür.
Bir ağaç dikim mevsimi yine geldi. Aralık, Ocak, Şubat ve Mart ayları zeytin fidanlarını Anadolu toprağıyla buluşturmanın en uygun zamandır.
Bu güzel ilçeye yakışacak olan en önemli etkinliklerden biri de ağaçlandırma faaliyetleridir. Bugünden itibaren Foça’mızın köşe bucağını zeytin fidanlarıyla doldurmaya ve bunu her dikim mevsimi yinelemeye ne dersiniz?..
Foça’ya “bir emekliler kenti” dendiğini çok duydum. Şayet böyleyse şimdi onlara sesleniyorum: Sabah yürüyüşlerinizi yine yapın. Çarşı Pazar yine gezin. Lokal ve kahvehanelerde konken taşlarını yine dizin; emekliliğinizin tadını çıkarın. Ama; başkalarından beklemekle, seyretmekle, şikayetçi olmakla hiçbir eksik tamamlanmıyor!.. Kaç yaşında olursa olsun herkesin bu güzel ülke için yapacağı bir şeyler vardır.
Yazlıkçılara sesleniyorum: Şu kış günlerinde bir iki günlüğüne bile olsa Foça’ya gelip zeytin fidanlarını toprakla buluşturamaz mısınız?..
Kolları sıvamanın tam zamanıdır. Hemen iki zeytin fidanı alıp bahçemize, sokak başlarına ya da boş bulduğumuz bir alana dikelim. Meyvesini varsın kurt kuş yesin ya da zeytin sever bir kentlimiz sahiplensin ama; ağacı yüzlerce yıl Foça’yı güzelleştirecektir, bu böyle biline…
Gelin elbirliğiyle; Ege’nin mavi ufuklarına bakan bu görkemli kenti “zeytin gözlü” bir güzele dönüştürelim…
