ISSN 1308-8483

FOÇA TURİZMİNDE ALTIN YILLAR
  Yayın Tarihi: 23.1.2014    


FOÇA TURİZMİNDE ALTIN YILLAR



1987 sonbaharında, bir akşamüstü otelimin lobisinde otururken, kapıdan içeri, yanında iki kişi ile beraber, dönemin Foça Restaurant’ın işletmecisi Merhum Cemil Erbaş girdi. Kendilerini ayağa kalkarak sempati ile selamladım, buyur ettim. Cemil beyin bizi birbirimiz ile tanıştırması kısa sürdü. Masaya otururken karşımdakilerden birisinin, Norveçli tur operatörü Gülliver Reıser’ in sahibi Frode, diğeri onun Türkiye’deki partneri, seyahat acentesi sahibi M. Bastiyalı olduğunu öğrendim. Kısa süren sohbetten sonra Norveç’ ten Ayvalık’a turist getiren Frode’in, Ayvalık’ın yanı sıra, Foça’ya da turist getirmek istediğini anladım.

Gülliver Reiser’in sahibi Frode sahsıma hitaben: 1988 yılı yaz aylarında 5-6 ay boyunca sürecek olan turizm sezonu için, Foça’yı ve Otel Karacam’ı Gülliver Reıser kataloguna koyarsam bana yardımcı olabilir misiniz diye sordu.

---Ben de (koşulları öğrendikten sonra) kendisine yardımcı olmaktan mutluluk duyacağımı ifade ettim.

Ertesi gün kahvaltıda sözleşme imzalayarak, 1988 yılı yaz sezonu için altı oda tahsis ettim. Kış çabuk geçti. Gülliver Reiser, altı odayı broşürlerin dağıtılmasından hemen sonra, sattı bitirdi. Aynı yıl için ilave altı oda daha istediler. Memnuniyetle verdim. O yıl iş bakımından renkli ve hengâmeli geçti. Her gelen turistin bir daha gelmesi için, elemanlar ile birlikte çok mükemmel iş çıkarttık. Durumdan memnun kalan Gülliver Reıser’in sahibi Frode ile yaptığım görüşmede ısrarla Ayvalık’ı kapatıp Foça destinasyonunu açmak istediğini söyledi. Ben kendisine bu arzusunun gerçekleşmesi için, hiçbir çabayı esirgemeyeceğime dair söz verdim. Geriye yalnız M. Bastiyalı’yı ikna etmek kalıyordu. İkna çalışmaları kısa sürdü. 1989 yılı için, apartlar satın alındı. 5-6 otel ile sözleşmeler yapıldı. Gülliver Reıser katoloğunda Foça, 4-5 sayfa yer aldı, göz doldurdu. Norveçlilerin Foça’yı tercih etmeleri için hiçbir şey esirgenmedi. Foça ayağında, konaklama yerleri halledildikten sonra, kaliteli olmak üzere restaurant ve eğlence yeri açmak gerekiyordu. Ya da mevcut restaurant ve eğlence yerlerinin hizmet kalitesinin iyileştirilmesi yoluna gidilecekti. Restaurant ve eğlence yeri sahipleri ile yapmış olduğum çok sayıda görüşmeler doğrultusunda mevcut bazı yeme-içme, eğlence yerlerinin standardını yükselterek, kalitenin yolunu açtık. Şahsen ben özellikle ilçemize gelen turistlerin, sıkılmamaları ve kaliteli bir biçimde eğlenmelerini sağlamak amacı ile ‘Kapı Dans Bar’ adında, 350 kişilik müzikhol açtım. Rent a car, ören yerleri gezi turları, Türk geceleri, transferler M. Bastiyalı firması tarafından çok başarılı yürütülüyordu. Turizmde en önemli unsur, müşteri memnuniyetini sağlamak, gelenin bir daha gelmesini başarmaktır. Bu bir zihniyet meselesidir. O günkü zihniyetle Foçalı esnaflar olarak biz bunu başardık.



Bu bize yetmiyordu:

Turiste mal satan, hizmet veren 134 esnaf bir araya gelerek Sebahattin Karaca, ( Merhum) Ünal Yafe, Abdullah Güler, (Merhum) Turgut Çetin önderliğinde ‘‘Foça Turizmine Hizmet Verenler Derneği’’ adı altında dernek kurduk. Kurmuş olduğumuz dernek ile vakit geçirmeden, kolları sıvayarak, belediye dâhil hiçbir kuruluştan yardım almadan, “Foça’yı tanıtım amaçlı” post kartlar, posterler, afişler, çıkartmalar, bastırdık. Küçük hediyelik eşyalar yaptırdık. İzmir - Çanakkale yolu üzerine, her biri 30’ar metrekare olan iki adet tabela üzerine “Come and see Foça” yazdırdık. Tabelaları İzmir Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü’nden resmi izin almak ve yıllık ücretini ödemek suretiyle her iki Foça ayırımından 1 Km. önce yol kenarına sabitledik. Tabelalar yıllarca yerinde kaldı. Ayrıca başta İzmir fuarı olmak üzere, İstanbul Emitt Turizm Fuarı’na dernek olarak katıldık. Foça turizminde iştigal eden esnaf ve turizmciler olarak, Foça’mızı el birliği ile tanıtmaya çalıştık. O yıllarda bugüne göre her şey daha zordu. Çünkü fax bile her ortamda bulunmamaktaydı. İşler teleks üzerinden yürüyordu. İnternet ve sosyal medya yoktu. Kanalizasyon, arıtma yoktu. Ama çalışma, dayanışma, inanç, azim, güven, her şeyden önce Foça için bir şeyler yapmaya gayreti en üst seviyedeydi. Foça turizmi için çalışan adeta bir sivil ordu vardı. Bu sayede derneğin çalışmaları kısa sürede sonuç verdi. Türkiye’nin her yerinden, dar yola ve ulaşım zorluğuna rağmen turist akını sağlandı. O yılın istatistiklerine göre, sadece gece ekonomisinde faaliyet gösteren çeşitli eğlence yerlerinin ve barların sayısı 24’e ulaşmıştı. 1991 yılına gelindiğinde ben ve üç arkadaşım, Nem Tur Seyahat Acentesi’ni kurduk. Aynı yıl Finlandiya’dan Aurinko Matkat tur operatörü ile anlaşma yaptık. 1993’den itibaren, Finlandiya’dan, daha sonraki yıllarda, Hollanda’dan HTS, İngiltere’den İnspiration tur operatörleri ile Nem Tur’un ortak çalışması sonucu 6-7 yıl boyunca, her hafta 3-4 otobüs dolusu turist getirerek, ortalama her bir turistin 15 gece konaklamasını sağladık. Bu hareket ve canlılık, çevredeki Akçay, Ören ve Ayvalık gibi turistik merkezleri Foça’yı özenerek izliyor, örnek almaya çalışıyorlardı. Bu arada otelcisi, restaurantçısı, barcısı, halıcısı, kuyumcusu, manavı, bakkalı, otobüsçüsü ve ayakkabı boyacısına kadar herkes memnundu, mutluydu. Çünkü kazanıyorlardı. O yıllarda Alaçatı tam bir köy görünümündeydi. Köyün ortasındaki kahveden başka hiçbir tesis yoktu. Alaçatı başta rüzgar sörfü sayesinde, önlenemez şekilde ilerledi.



Peki sonra ne oldu?

Bazı şeyler ters gitmeye başladı, mecrasından saptırıldı. Memlekette turizmin ileri gitmesini istemeyen kesimlerce istekli, gayretli, çalışkan insanlar, eleştirilmeye başlandı. İki tane seyahat acentesinin sahipleri, ilçede söz sahibi pek çok kişinin kıskançlığı ve turizmin ileri gitmesini istemeyenler tarafından küstürüldü. Pek çok kurumun destek vermesi bir yana, kösteklemesinden dolayı da gerileme süreci hızlandı. Acentanın birisi satıldı, diğeri ise, faaliyetlerini Foça’dan güneye taşıdı. Post gitti, kavga bitti, söylemekten üzülüyorum ama o tarihten sonra kent merkezinde adım başı dolaşan, sabahlara kadar dolaşan, mutlu olan, para harcayan turistler çekildi. Foça maalesef bu anlamda olduğu yerde kaldı. Yani uzun zamandan beri ve hala, Foça’da bazı kesimler biraz önce anlatmış olduğum döneme ilişkin, aslına uygun olmayan yorumlar yapmaktadır. Bazı çevreler, özellikle, seçilmişleri suçlarcasına Foça’da turizmi bitirdiklerini söylemektedirler. İşin esası aslında bu değil. Şimdi de aynı veya benzer kişiler hala konuşmaya devam ediyor. Ancak bu defa konuştukları; Foça’da turizm bitti veya neden gelişmiyor kapsamında oluyor.

Son söz :

O günkü Foça ne ise, bugünkü Foça da aynı. Yani Foça hala uluslararası turizm alanında; yerleşim durumu – birçok medeniyeti içinde barındırdığı tarihi dokusu - doğası – taş evleri - denizi ile uluslararası turizm arenasında yer bulabilecek seçkin bir turistik ilçedir. Nihayi tüketici için (Destinasyon) hedef noktasıdır. O halde, turizmin kalkınması için gerekli olan 3 saç ayağı ile kendi arasında bilimsel çalışmalar yapmak üzere organize olmalıdır.

birinci ayakta; Mülki idari ve bağlı kurumlar,
ikinci ayakta; Seçilmişler olarak, başkan ve meclis üyeleri
üçüncü ayakta; Yatırımcılar (özel teşebbüs) ve bu uğurda kurulmuş sivil toplum örgütleri.

“Foça turizmini geliştirme ve koruma kapsamında”, müşterek çalışmalar ortaya koymak sureti ile Foça turizminin yeniden uluslararası turizm sahnesinde hak ettiği yeri alması doğrultusunda başarı sağlayabilirler.

Bunun için Foça her türlü donanıma sahiptir.

2-3 yıllık çalışma ile Foça 1987-1997 yılları arasında elde ettiği turizmdeki altın çağını yeniden yakalamayı başarır. Tersi için hiçbir sebep yoktur.

Çünkü Foça, uluslararası Turizm ilçesi olabilmek için, ihtiyaç duyduğu potansiyele ve dinamiklere sahiptir.

Laf aramızda yeni kaymakamımız sayın Niyazi Ulugölge bu konulara karşı çok duyarlı, istekli ve azimlidir. Bu durum Foça için bir şans olabilir.




Sebahattin Karaca
sebahattinkaraca35@hotmail.com



Okunma: 2331









   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)