ISSN 1308-8483

Kimlerle yola çıktığı aday kadar önemlidir
Periskop   

Seyfi GÜL    
  Yayın Tarihi: 28.10.2013    


Kimlerle yola çıktığı aday kadar önemlidir


Tek başına yürütülemeyecek işlerde doğru ekibin ne kadar önemli olduğu herkesin kabul ettiği bir olgudur. Bu durum ekip çalışması gerektiren ticari, sınai, eğitsel ve diğer faaliyetlerde olduğu gibi siyasi ve idari konularda da böyledir. Hatta daha da önemlidir. Öyle ki kendisi çok değerli olsa ve hatta çok değerli çalışmalara ve radikal değişikliklere imza atsa da yakın çevresi ve çalışma arkadaşlarının hataları ve kusurları nedeniyle silinip giden yerel ve ulusal çaplı pek çok siyaset insanımız vardır.

Yerel seçim arifesinde, aday adaylarının artık adaylığa yol aldığı bir süreçteyiz. Aday olanlar kadar çevrelerinde kimlerin olduğuna da bakma zamanlarındayız. Partisinin yanı sıra “bu aday kimlerin adayıdır, kimlerle yola çıkmıştır”ı sorgulama aşamasındayız.

Bir kişiyi yereni “zaten sevmiyor, farklı siyasi görüşte, çıkarları uymuyor” benzeri bahanelerle savuşturmak mümkündür. Ancak öven kişinin kişiliğine bir başka ayrıntılı bakıyoruz. “Bu Adam, Adam Gibi Adam” diyenin kendisi “Adam mı?” diye sorguluyoruz.

Siyasette makam arayanlar yerenlerden çok övenlere dikkat etmeli. Övenleri yüzünden şansını kaybetmemek için, elindeyse ve mümkünse onları iyi seçmeli. Şakşakçılara prim vermemeli.

“Para insanı Hicaz sapağına kadar götürebilir ama Hacı yapmaz”. Unutmamalı.

VAZGEÇMESİNİ BİLMELİ

Bazıları dernek ve bazı Sivil Toplum Kuruluşları yöneticisi konumunda olup da yerel seçimlerde başkan ya da meclis üyeliklerine aday olanlar enteresan durumların yaşanmasına neden oluyor. Bu; sadece hayır amaçlılardan ziyade bir meslek grubu ya da belli düşünce gruplarını temsil eden derneklerde daha çok ortaya çıkıyor. Sonuçta yeni bir makama talip olanların öncekinden ayrılması, yani birinden vazgeçmesi gerekiyor.

Bir aday, esnaftan işçiye, memura, çalışan çalışmayan herkese olduğu gibi bu tür derneklere de gelip fikirlerini, projelerini anlatmaya çıkıyor. Sonra bakıyor ki orada muhatap olacağı başkan veya yönetim kurulu üyesi bir başka partiden aday. Yani rakip konumunda. “Ben şunları yapacağım oyunu bana ver” Hatta “Yapacaklarımı üyelerinize de anlatayım onlardan da oy isteyeyim” diyebilir mi. Derse “Hadi oradan, ben varken sana ne oluyor” cevabı mı verilir. Kapıya, buranın adayı benim sen başka kapıya mı yazılır.

Bir kişi kendini bağladığı siyasi partide, tüm üyelerini temsil edebilir mi?

Aday bile olamadığı ya da seçilemediği takdirde derneğinin saygınlığı ve gücü sıfırlanmaz mı?

Derim ki; farklı örnekleri olsa bile bu durumdaki kişiler istifa etmesini ve hep bana’lardan vazgeçmesini bilmelidir.

HAYDİ FOÇA CUMHURİYET BAYRAMINI KUTLAMAYA

Bir süredir çelenk koymalardan milli bayram kutlamalarına uzanan bir dizi değişiklikle karşı karşıyayız. Kabul etmek gerekir ki eski bayramların coşkusu maalesef yaşanmamaktadır. Değişikliklerin yarattığı psikolojik dargınlık halkı alanlardan soğutur bir görünüm ortaya koymuştur. Oysa ki bayramlar coşkunun doruğa çıktığı, çıkması gerektiği yegane günlerdir.

İşte bu ortamda 29 Ekim’e, Cumhuriyet Bayramı’na yaklaşıyoruz.

Kesin olmasa da, Foça 11 Eylül Stadı bu en büyük bayrama ev sahipliği yapacak gibi görünüyor. Uzun süredir yeşil çimlerde görülmeyen askeri bando, tören mangaları provalarını stadta yaptı bile. Kulakların pasını silercesine çalınan marşlar, bitişikteki spor salonunda bulunan çocuk ve gençlerin her şeyi bırakıp stada koşmaları, provada bile onları uzun uzun alkışlamaları coşkulu bayram günü kutlamalarını özlemenin bir işareti olsa gerek.

Dünyaya örnek bir Kurtuluş Savaşı’nın ardından, “Cumhuriyet Fazilettir” özdeyişiyle Ulu Önder Atatürk ve arkadaşlarının bu topraklarda yaşayan herkese, en büyük armağanı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 90. yılı hepimize kutlu olsun.

Her tören, her kutlama sonrası neredeyse zorunluluk duyarak söylediğimiz Onuncu Yıl Marşı’nın anlattığı 29 Ekim 1933 tarihinde Atatürk’ün söylevinde dile getirdiği;

“Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim” sözlerini unutmadan bu bayramda beraberlik içinde bayram yerinde olalım.

Büyük bedeller ödenerek elde edilen kazanımları gelecek kuşaklara aktarmak ve geçmişte yaşanan büyük zorlukların kıymetini bilen bir nesil yaratmak için bayramlarda buluşalım.

Kutlama yeri neresi olursa olsun, “Haydi Foça Bu Büyük Millet Bayramı’nı Hep Birlikte Kutlayalım”

Seyfi GÜL




Okunma: 2089









   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)