ISSN 1308-8483
KENTİN RUHU / Cevat YILDIRIM
Cevat YILDIRIM    
  Yayın Tarihi: 1.3.2011    


KENTİN RUHU

Her kentin iki ayağı vardır. Birinci ayak kentin yaşamına can veren her türlü maddi varlıklardır. Yollar, caddeler, sokaklar, evler, iş merkezleri, ticari alanlar, imalâthaneler, insanlara doğal yarar sağlayan üretim binaları, parklar, bahçeler, köprüler bu gruba girer. Öteki ayak ise, kentte kurulan, kültür merkezleri, operalar, kütüphaneler, çok amaçlı salonlar, tiyatrolar, resim galerileri, kentin sanatçıları, yazarlar, şairler, müzisyenler, mimarlar, sanat insanları, sanat izleyicileri olmalı. İlk çağda Foça’nın yaşadığı ticari yaşamla birlikte bir de ruh ayağı vardı. Bize ruh ayağını, kazılar sonunda ortaya çıkan buluntular haber veriyor.

1991 yılı arkeolojik kazılarında Top Dağı’nın altında Antik dönem Fokai kenti tiyatrosunun basamaklarına ulaşıldı. Kazı grubu başkanının söylemlerine göre, tiyatro İ.Ö. 340-330 yıllarına aitti. İskender çağında Foça tüf taşından inşa edilen açık hava tiyatrosu Anadolu’nun en eski tiyatrosuydu. Foça’da o çağda belli bir ekonomik güç vardı. İsimleri bilinmese de o çağda Fokai’liler iyi denizciydi. Çanakkale Boğazı’ndan başlayıp, Karadeniz kıyılarında uydu kentler kurdular. Akdeniz’de Korsika Adası ve Fransa sahillerinde oluşturdukları kentlerle ilgili bilgiler, yazılı kaynaklarda görülür. Deniz ticareti zenginlik getirince birçok binalar yanında, tapınaklar, iş atölyeleri, heykeller, tiyatrolar oluşturarak kentin ruh ayağını da canlandırmışlardı. Eski Foça’nın o dönem insanlarını kutlamak gerekli.

Ege ve Akdeniz kıyılarında İlkçağdan günümüze gelen eski kentlerde, çarşı, pazar, caddeler, spor alanları, anıtsal çeşmeler, tiyatrolar gibi yapıları gezginler hayranlıkla görüp izlemektedir. Bergama, Antalya civarındaki tiyatrolar günümüz insanlarına hala hizmet sunmakta, sanat ve kültür kıvılcımı yaymaktadır. Ünlü bir toplum bilimcimiz “gelecek kentlerdedir” derken uygarlık kentlerde doğar, demek istedi sanırım. Büyük kentlerimizde uygarlığın işareti sayılan birçok sanat kurumu olmasına rağmen geniş kitlelere ulaşır durumda değillerdir. Yeni gelişen kentlerde sanat yaşamına henüz yeterli biçimde ağırlık verilmemiştir. Oysa kentler, sanat kurumlarından yoksunsa; bir ayağı olmayan kişilere benzerler.

Önceki yıllarda bir dergide okumuştum, Orta Avrupalı bir sanat adamı, “biz İkinci Dünya Savaşı’nın yıkımını tiyatro binaları yaparak, halkımızı buralarda eğiterek atlattık. Anonim bir söze göre de, “Tiyatro Hayata Tutulan Bir Aynadır.” Foça’ya geldiğim otuz iki yıl önce bazı arkadaşlarla birlikte, ayda bir kez de olsa İzmir Devlet Tiyatrosu’nda oyun izlemeye giderdik. Emekli olduğumuzda İzmir’e gidişler niçin bitti diye hep sordum kendime.

Geçen haftaki güzel bir günde, kasabamızın Beş Kapılar adı verilen yarımadada yürüyüşe çıkmıştım. Etrafta kimsecikler yoktu. Sahile iyice yaklaştım. Sirenlerin sesi miydi, yada ben dalgaların kıyıya vuruşunu öyle mi sandım bilmiyorum. Bir şeyler söylüyorlardı. Karşıya bakarken eğilip kulak verdim. “Antik çağla günümüz arasında en yakın köprü, şehre bir tiyatro kazandırmak” diyordu. Ben kendimce kültür merkezi var ya,” dediğimde dalgalar yine seslendi. “İlk çağdaki gibi, İlk çağdaki gibi…”

Adımları atarken yolda bir dalga denizden kaldırıma atlamaz mı? “Foça’ya en az iki üç bin kişilik açık hava tiyatrosu gerekir.” Durdum, su beni ıslatmasın diye… Sirenler çığlık atarak tuzlu sularda saklanırken, kalenin taşları da sohbete katıldı. “Yaz döneminde bizim içimize, iki yüz elli kadar insan sığıyor. Foça’ya bu yetmez” diye konuşuyorlardı.

Tekrar yürümeye başlarken adalardan bir ses çok bas tonda, Beş Kapılara doğru bağırıyordu. “Foça’ya girerken Top Dağı’nın sağında solunda dere içlerinde, yamaçlarda imbata karşı kurun tiyatronuzu!”

Denizden duyduğum seslerle dondum kaldım. Sonra, şehirde bunu isteyecek siyasetçiler, yapacak girişimciler, yol gösterecek sanatçılar, aydınlar vardır herhalde, deyip yutkundum. Öğretmen eskisi; “boş ver sen taşları, boş ver tuzlu suyu, sana ne kentin ruhundan.”


Cevat YILDIRIM



1851











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)