ISSN 1308-8483
EYLÜL’DE GEL SEVGİLİ / Ahmet Zeki YEŞİL
  Yayın Tarihi: 29.8.2010    


EYLÜL’DE GEL SEVGİLİ

Eylül’de gel sevgili. Evet dersem çık, hayır dersem çıkma karşıma. Ortada sandık var yandan geç. Hem evet, hem hayır, ne evet, ne hayır deme sakın. Sonra bertaraf olur aşkımız. En güzel aşk, gizli aşktır. Özletme kendini. Çift kutuplu demokrasi havarileri, anlatamaz aşkın hiçbir halini. Çünkü kalbimizden beynimize giden yol tıkalı. Söylesem inanmazsın. Ben çok değiştim. Her şey gibi işte. Yılın ilk yarısında yüzde 10 büyüme gerçekleşince, kilo aldım, göbek yaptım. İstesen de sarılamazsın…

Ben seni sevmedim sevgili. Sadece, sevmeyi aklımdan geçirdim. Eksik teşebbüs benimki. Kaç kez sorgulandım bilsen, gizli tanık ifadesi yüzünden. Villası olmayan havuza düşürdüğüm fotoğrafın çıktı üzerimden. Çok dolandırdım lafımı, “Toplu sözleşmeye de, toplu sevişmeye de hayır” dedim. Çekirdekten yetişme bir odun gibi davrandım, söylemedim adını. Fena halde düşünceliyim şimdi. Bir gün, Avrupa Birliği standartlarında sevişebilecek miyiz? Bu gidişle “Hayır”… O zaman, başımızda bir “Büyük” olmalı. İçelim, kendimizden geçelim. Hasankeyf’imizi bozmayalım. Söylesene, bütün şişeler neden tıpalı? Yoksa vatandaş boşuna mı yüksek alkollü içkiye verdi kendini. Demedi deme, herkes her şeyi anladı ama yanlış anladı.

Nihayetim olacaksa senden olsun sevgili. Trafikten ya da kanserden değil. Hayat kısa. Hayat, muhabbet ve aşk ister. Aşkı güzel yaşamalı. Hatta taraf olmak üstüne düşünüyormuş gibi yapmalı. Oysa sen, ön ödemesiz kampanyalarda terk ettin beni. Bozuk para gibi harcadın. İhtiyaç kredisi borçları, kredi kartı borçlarını 4,6 milyar geçti de hiç itirazım olmadı. Sokak aralarında su sattım, simit sattım ama dolar milyoneri olamadım. Sadece düşünce sahibi oldum. Ne zamanım, ne de mekanım kaldı. Meraklanma, kimse anlamaz boş gezdiğimi. Çünkü işsizlik oranı yüzde 11’e geriledi. Artık, evine ekmek yerine pasta götürüyor her üç işçiden biri.

Aşkta her şey mümkün değildir sevgili. Baş aşağı durmak, kıçı havaya kaldırmak, hatta sallamak hariç… “Ayrılma yok” yalanıyla aşk daha demokratik olamaz. Keşke portatif olsaydı kalbimiz, “En çok sevgi biriktiren kim?” anlasaydık. Ruhumuz; çizikler ve yaralarla dolu. Kırmızı çizgilerimizi, yerinde derin oyuklar bırakarak yitirdik. Bir yılı opsiyonlu sözleşmeler imzalıyoruz aşkta. Artık, bir yalana inanmaya ve onun peşinden koşmaya “Hayır”. Şimdi her şey referandumdan önce, referandumdan sonra. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Taş olayım bak yalanım varsa. Aşkı, melekleri gökten yere indirmek gibi indirmektir marifet. Gel de al beni. Eğer gelirsen üç kere tıklat penceremi. Lütfen, kim vurduya gitmeden, beni biraz oyala…


Ahmet Zeki YEŞİL



2748











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)