ISSN 1308-8483
Saat Kulesinin Dedikleri / Ümit YILDIRIM
Ümit YILDIRIM    
  Yayın Tarihi: 14.2.2021    


Saat Kulesinin Dedikleri



siz evinizden çıkıp
bir başka uzama gidebilmeye özgürlük diyorsunuz ya
ayak ayak üstüne atıp
bakışlarınızı kalabalıklardan öteye düşürüp
bugün ne giysem, ne yiyip ne içsem diye düşünebiliyorsunuz ya
(olasılıklardan habersiz)
siz ne kadar da hür ve kararlı kişilersiniz

siz seçebiliyorsunuz ya
kadeh kaldıracağınız kişiyi cafcaflı metaller arasından
siz elini tutabileceğiniz kişiyi seçebilmeye
kapıyı çekip gidebilmeye özgürlük diyorsunuz ya
(hormonlardan habersiz)
sahi siz nasıl da başıboş azadelersiniz

siz hani burnunuzun biçimini değiştirebiliyor
hani geçmişi silebiliyorsunuz ya
bin yıl geçse de geçmişinizin
yakanızı asla bırakmayacağını bilemiyorsunuz
(DNA’dan habersiz)
gerçekten siz ne bağımsız bedenlersiniz

pasaportunuza vize alabiliyorsunuz ya
batıya hep batıya doğru
kimi zaman piyangodan çıkıyor otantik gezmeler safariler
gidebiliyor gelebiliyorsunuz ya kuşlar gibi kent kent ülke ülke
(acılarınızdan habersiz)
gerçekten siz ne kadar da sınır aşan nehirlersiniz

siz televizyon izleme özgürlüğüne sahipsiniz
vitrin yalar göz gezdirirsiniz
reklam aralarında izlediğiniz dizilerde
hırslarınızı bilersiniz albenili cafcaflı
(sınırlarınızdan habersiz)
siz başınıza buyruk ne muhtar ülkelersiniz

siz üniversiteye gider bina okursunuz
askerlik yapar karavana yersiniz
nüfus sayımında sayılır
verginizi ödersiniz
gazeteye bakar haberleri okursunuz
(simülasyondan habersiz)
ah gerçekten siz ne müstakil kişilersiniz

siz iyilik yapabilmekle
kötülük edebilme tercihini kullanabiliyorsunuz ya
bir bakışınızla elinizin tersiyle itebiliyor
avucunuzun içiyle tutabiliyorsunuz ya bir anahtarlığı
(nöronlardan habersiz)
karar vermekte ne kadar da serbestsiniz

siz seçim sandıklarında tercihinizi belirliyorsunuz ya
görüp beğendiklerinizi
hani tarih kitaplarından ezberliyor
köşe yazılarından okuyorsunuz ya sıkı gerçekleri
(maskelerden habersiz)
hakikaten siz ne kadar da özerk bireylersiniz

siz hani kahkahalar atıyorsunuz ya sizi güldürenlere
-sahi yanlışlar hep başkalarınındı siz gökten zembille inmiştiniz-
oysa meddahın anlattığı gülünç kişi sizdiniz
(hatalarınızdan habersiz)
siz ne kadar da başıboş varlıklarsınız

siz aynanın karşısında kendinize çeki düzen veriyorsunuz ya
en kibirli tavrınızı takınıp sahneye çıkıyorsunuz ya
seçimlerinizi yaparken ne kadar da mağrursunuz öyle
düşeceğiniz uzamı zamanı seçemiyorken
(cüceliğinizden habersiz)
Siz gerçekten de ne büyük devlersiniz

siz hep yaşıyor, nefes alıp veriyorsunuz ya
doğruyla yanlışı gözetmeden
hani hak adalet özgürlük söylevlerinizin ardından
yerleşince bir kaynağın başına
hep bana hep bana demeye başlıyorsunuz ya
hani ötekini ittiriyorsunuz ya kendinizle çelişerek
(öleceğinizden habersiz)
gerçekten siz ne cevval, ne hamarat hürriyetçilersiniz

siz çalışıp çabalarsınız
zamanınızı paraya parayı maddeye dönüştürürsünüz
hiç ölmeyecekmiş gibi yığarsınız ya sürekli
siz bin yılda kurulan bir kentin
bir günde yok olacağını bilmezsiniz
(pompei’den habersiz)
gölge oyununda ne kadar da özgür figürlersiniz


Ümit YILDIRIM



8240











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)