ISSN 1308-8483
FOÇA TURİZMİ'NDE YENİ TÜR ARAYIŞI (KABUK DEĞİŞTİRME) / Sebahattin Karaca
  Yayın Tarihi: 15.10.2014    


FOÇA TURİZMİ'NDE YENİ TÜR ARAYIŞI (KABUK DEĞİŞTİRME)


Foça turizmini, bu güne kadar olduğu gibi, yalnız Deniz – Kum – Güneş Turizmi türü ile yürütmenin zorluğundan pek çok yazımda bahsettim. Ancak yanı başına da, somut önerilerimi sıraladım.

Önerilerimin başında, Tarih Turizminin uygun olacağını ve sebeplerini de zaman zaman sizlerle paylaştım. Foça, tarihi çok zengin olan nadir yerlerdendir. Aynı zaman da, zengin tarih üzerinde kent yaşamının sürdüğü ender şehirlerden birisidir. Efes ve Bergama kadar eskidir. 3500 yıldan fazla geçmişe sahiptir. Phokaia o zaman nereye kurulduysa Foça hala oradadır.

Buna karşın Bergama (Pergamon) ve Efes (Ephesus) ilk kuruldukları yerin yakınında ama aynı zamanda dışındadırlar.

Kuruluşu bu kadar eski olan Foça’nın (Phokaia) üzerinde, dağınık düzende yaşayan göçebe yerlilerden – Aolisler – İyonlular – Persler – İskender İmparatorluğu - Bizanslılar – Osmanlılar yaşadı. Her birisi zengin kültürel değerler bıraktı. Foça’daki her medeniyetten kalan tarihi değerlerin önemli bir bölümü toprak altında olmakla beraber, bir kısmı da toprak üstünde var olmaya devam etmektedir.



Bunlardan birkaç örnek vermek istiyorum.

Kale içi - Sur duvarları – Beşkapılar – Anfi Tiyatro – Yel Değirmenleri- Osmanlı Mezarlığı - Osmanlı Hamamları - Su Kemerleri – Antik Mozaikler - öyle ki asırlar önce şehrin su ihtiyacını karşılamak için örülen su kemerlerinin içinde Antik döneme ait lise binasının alın taşı, Orta çağda Korsan Roman Muntaner‘in Foça’yı kuşatması sırasında, yağmalanan ganimetler arasında bulunan saf altından yapılmış Hıristiyan haçının bugün Genova Katedrali’nde olması gibi. Veya 500 sene önce Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı cami gibi kaç şehirde vardır.

Cumhuriyet döneminde, İstanbul – Ankara – İzmir - Bursa gibi büyük şehirler hariç, 1960 yıllarının ortalarında Türkiye Turizmi, (Emekli Sandığı’nın yatırımı ve zeytinliğini – toprağını - tarlasını teşvik için çok ucuza veren, değerli Foçalı insanların gayreti ile) Foça’dan başlatılmıştır.

Daha sonraki bir yazımda, (bu günlerde büyük bir gayret ile ayağa kaldırılması planlanan Athena Tapınağı’nın yapılması, Foça’ya çok ciddi katma değer sağlayacak, turizm açısından zenginlik kazandıracaktır.)

Sağlamlık bakımından, kayaların üzerine kurulmuş ve sade bir deyim ile taşla – topla – depremle yıkılması mümkün olmayan Athena Tapınağı’nın hangi sebepten ve kimler tarafından yıkıldığını yazacağım.

Şimdi, kurulduğu tarihten bugüne kadar, yüzlerce olaya tanıklık yapmış kültür - refah - zenginlik ve öncülükleri ile bizden evvelki nesillerce her dönem önemli şehir olma özelliğini korumuş, şimdi ise bizlere teslim edilmiş Foça’da “Tarih Turizmini” eksik ve noksanlarını da tamamlayarak, Anfi Tiyatro - Athena Tapınağı – Kozbeyli – Kartdere - Sazlıca Rum Köyleri, ören halinde olan kiliseler - manastırı ayağa kaldırmak da dahil olmak üzere, başlatmak ve geliştirmek şimdiki neslin boynunun borcu olmalıdır.

1980'li ve 1990'lı yıllarda araştırmacı ve gezgin olan ülkemiz insanını yeme - içme kültürünü, yaşama biçimini, kısmen tarihini merak ederek incelemek için İskandinav ülkelerinden gelen turistlerle, Fransız tatil köyünde kalanlar birleşince gerçekten Foça'da bir turizm patlaması olmuştur. Foça'nın sokakları, meydanları ve işletmelerinde günün her saatinde turist görmek mümkün olmuştur. Son birkaç cümleden de anlaşılacağı üzere İskandinav ülkelerinden gelenlerin sadece güneş ve deniz turisti olmadığı, bunun yanında ülkemizin değerlerini merakla incelemek için geldiklerini ifade etmeye çalıştım.

Tarih Turizmi’nin yanı sıra her tarafı deniz olan Foça’da, tüm kısıtlılığa rağmen Deniz Altı ve Dalış Turizmi de başlatılmalıdır. Yelken ve Sörf Turizmi ile taçlandırılmalıdır. Bunun için Foça, ulaşım, koy ve deniz yönünden çok uygundur.

İnanç turizmi geliştirmek bir o kadar önemlidir. Asmadere’de bulunan Kilise ve bahçesi, sahip olduğu manzara ile ulaşımdaki kolaylığı ile birlikte ele alındığında günübirlik turlar için önemli çekim merkezi olur. O da başka olumlu gelişmeleri tetikler.



Tam da bu noktada Foça'da Tarih Turizmi, Dalış Turizmi, İnanç Turizmi’nin geliştirilmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulamaktayım. Muhtelif tarihlerde yayınlamış bulunduğum Tarih Turizmi’ni, ''Çifte Kayalar'' turizme kazandırılmayı bekliyor başlıklı, ''Kozbeyli turizme açılmalıdır'' başlıklı yazılarda dile getirmeye çalıştığım, yapılması gereken işlerle ilgili olarak, Foça Kaymakamlığımızın ve Foça Belediyemizin atmış olduğu adımlar önemsenmelidir. Tarih ve Kültür Turizmini geliştirme çerçevesinde UNESCO'nun da geçici listesine girmiş olan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de katkıları ile kale duvarlarının restorasyon ve onarımı, turizmde gelişmeyi bekleyen Kozbeyli'de bir zamanlara damgasını vuran ''Çapkının Meyhanesi'' onarımı Tarih Turizmi için güzel kazanımlardır. Bunun yanı sıra Foça'nın girişinde bulunan ''Çifte Kayaların'' gece aydınlatması, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile müşterek yürütülen ''Yel Değirmenleri''nin restorasyon çalışmaları ve aydınlatılması Foça Turizmi için renktir, kazançtır.



Bu manada Foçalı bir turizmci olarak, çalışmalardan dolayı, başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu'na, Foça Belediye Başkanı Sayın Gökhan Demirağ'a, Foça Kazıları Başkanı Sayın Ömer Özyiğit'e ve bu çalışmalarda fikri - zikri katkı ve düşüncesi olan ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunar, Foça’daki diğer tarihi değerlerimizin de gün ışığına çıkarılmasını ve doğal değerlerimizin ise insanlığın hizmetine sunulmasını temenni ederim.












Sebahattin Karaca

sebahattinkaraca35@hotmail.com
www.sebahattinkaraca.com

2880










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)