Işık Teoman
Sararan, kızaran ve kahverengine dönüşen yapraklar…
Sonbaharın tadı unutulmaz
Geziler bitmez, yollar tükenmez ama güzellikler ne yazık ki, yok olup gidiyor elimizden. DoÄŸal ortamın üzerinde baltalar dolaşıyor, altıncılar cirit atıyor. Ormanlara “Ne güzel ısınırız” mantığıyla bakan bir millet olduÄŸumuz için, her yıl yaz aylarında on binlerce hektar orman alanı için için yanıp kül oluyor. Bir o kadarı da tarla açma, konut inÅŸaatları ile bir daha geri gelmeyecek ÅŸekilde yeryüzünden silinip gidiyor. Ormanların yok olması, küresel ısınma ve susuzluk gelecekte dünyayı tehdit eden en büyük tehlike. Artık su ile benzin fiyatları yarışıyor. YaÅŸlı dünyamız sanırım bu geliÅŸmeleri acıyla gülümseyip izliyordur.
“Üşümedik” dersek yalan olur
Neyse biz gelelim yine gezilerimize… İlkbahar ile birlikte açtığımız kamp sezonu Denizli-BeyaÄŸaç-Topuklu Yaylası’nda son buldu. Sonbahar kasım ayı ile birlikte geride kaldı. Kış artık kapıya dayanmadı, iliklerimize kadar üşütmeye baÅŸladı. Topuklu Yaylası’nda geçen yıl yine yaz aylarının sonunda kamp kurmuÅŸtuk. Bu kez tam da sonbaharda gittik. Sararan yaprakların arasında keyifli bir akÅŸam geçirdik. “Üşümedik” dersek yalan olur. Uyku tulumlarımız, battaniyelerimiz ve ÅŸiÅŸme yataklarımız pek iÅŸe yaramadı.

Bir tablo kadar güzel sanki özene bezene emek verilerek yaratılmış
Günübirlik turlara devam
Anladık ki, bu son kampımız. Kamp biter ama gezilerimiz devam eder. Yine yollara koyulur, uygun pansiyonlarda konaklar, yeni yerler keÅŸfetmeye devam ederiz. Aralık ayından baÅŸlayarak mart ayına kadar “kamplı” gezi yazılarına ara vereceÄŸiz. Hava koÅŸullarının uygun olduÄŸu hafta sonlarında, gerek günübirlik, gerekse yatılı yapacağımız gezileri yine buradan aktaracağız. Bu hafta sonbaharda yaptığımız gezilerden seçtiÄŸim fotoÄŸrafları gezi severlere sunuyorum. Sararan, kızaran ve hatta kahverengine dönüşen yapraklar ve ortaya çıkan muhteÅŸem görüntüler, iyi seyirler…

Çamların arasından başını uzatan kavak ağaçlarının yaprakları sararmış ve büyük yağmurlarda onlar da yok olup gidecekler
Bin 700 metrede Topuklu Yaylası
Biraz da Topuklu Yaylası’nı anlatalım. BeÅŸ hektarlık bir alanı kaplayan Topuklu Yaylası’nın rakımı bin 700 metre. Çevresini devasa boyuttaki karaçam aÄŸaçları sarmış. Havası yazın da soÄŸuk, ama kışın dayanılır gibi deÄŸil. Üst seviyede korunmuÅŸ çadırlar ve giysilerle bu mevsimde ancak kalınabilir. Topuklu Yaylası’na yakın Karagöl de mutlaka gezilmeli. Bin yaşından büyük karaçamlar insanın içini ürpertiyor. Çok kaliteli içme suyu kaynakları bulunuyor. BeyaÄŸaç ile Topuklu Yaylası’nın arası 21 kilometre ve yeÅŸil doÄŸa ile kuÅŸatılmış bir güzergahta yolculuk ediliyor. Biz Topuklu Yaylası’na bu kez, Nazilli, Karacasu, Kale ve BeyaÄŸaç güzergahını izleyerek ulaÅŸtık. Dönüşü ise Tavas üzerinden yaptık. El iÅŸleriyle ünlü Kızılcabölük’e uÄŸradık. EÅŸe dosta, kumaÅŸ iÅŸlemeler, masa örtüleri armaÄŸan olarak aldık. Çok da büyük fiyatlarla satılmıyor. Gerçek el emeÄŸi ve göz nuru dökülmüş ürünler.

Yol kenarındaki söğütler sarının her tonunu barındırıyor

Arka plandaki kestane ağaçları 400 yaşında. Binlerce kilo kestane veriyor. Yıllara direniyorlar. Yapraklarını dökseler de doğaya yine güzellik katıyorlar

Aykut Fırat yine sabah erkenden kalktı ateşi canlandırdı ve kahvaltıyı hazırladı. Bu son çadırlı kampımız bir hayli keyifli geçti

Çevresindeki ağaçlar birer birer yok olmuş. Geri bir tek o kalmış. Bu kışı da atlatırsa baharda yaprak ve çiçek açacak

Çınarlar yapraklarını dökmüş ortaya böyle güzel bir görüntü çıkmış

Kaldırımdaki bu ağaçlar gelip geçenlere bir renk armonisi sunuyor

Kestane ağaçları yapraklarını döktü. Meyveleri toplandı,pazarlarda bol bol satılıyor

Siz hiç kırmızı yapraklı ağaç gördünüz mü işte doğa insanların tüm acımasızlığına karşın dört mevsim böyle güzellikleri insanlarla paylaşıyor

Topuklu Yaylası'nda bin 700 metrede nefes almak bir hayli zorlaşıyor. Nefes alıp verirken ağır hareket etmek gerekiyor

Ünlü ressamlar bile sarının tüm renklerini birarada kulanamazlar,doğa öyle ustalıkla kullanmış ki,bakmaya doyamıyor insan

Üşümedik dersek yalan olur. Gece boyunca ateş hiç sönmedi. Çadırlara girene kadar ateşin başından ayrılmadık

Yeşil çimenlerin arasında sarı yapraklar yeşil sarıya hızla dönüşüyor
Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
Sonbaharın tadı unutulmaz
Geziler bitmez, yollar tükenmez ama güzellikler ne yazık ki, yok olup gidiyor elimizden. DoÄŸal ortamın üzerinde baltalar dolaşıyor, altıncılar cirit atıyor. Ormanlara “Ne güzel ısınırız” mantığıyla bakan bir millet olduÄŸumuz için, her yıl yaz aylarında on binlerce hektar orman alanı için için yanıp kül oluyor. Bir o kadarı da tarla açma, konut inÅŸaatları ile bir daha geri gelmeyecek ÅŸekilde yeryüzünden silinip gidiyor. Ormanların yok olması, küresel ısınma ve susuzluk gelecekte dünyayı tehdit eden en büyük tehlike. Artık su ile benzin fiyatları yarışıyor. YaÅŸlı dünyamız sanırım bu geliÅŸmeleri acıyla gülümseyip izliyordur.
“Üşümedik” dersek yalan olur
Neyse biz gelelim yine gezilerimize… İlkbahar ile birlikte açtığımız kamp sezonu Denizli-BeyaÄŸaç-Topuklu Yaylası’nda son buldu. Sonbahar kasım ayı ile birlikte geride kaldı. Kış artık kapıya dayanmadı, iliklerimize kadar üşütmeye baÅŸladı. Topuklu Yaylası’nda geçen yıl yine yaz aylarının sonunda kamp kurmuÅŸtuk. Bu kez tam da sonbaharda gittik. Sararan yaprakların arasında keyifli bir akÅŸam geçirdik. “Üşümedik” dersek yalan olur. Uyku tulumlarımız, battaniyelerimiz ve ÅŸiÅŸme yataklarımız pek iÅŸe yaramadı.

Günübirlik turlara devam
Anladık ki, bu son kampımız. Kamp biter ama gezilerimiz devam eder. Yine yollara koyulur, uygun pansiyonlarda konaklar, yeni yerler keÅŸfetmeye devam ederiz. Aralık ayından baÅŸlayarak mart ayına kadar “kamplı” gezi yazılarına ara vereceÄŸiz. Hava koÅŸullarının uygun olduÄŸu hafta sonlarında, gerek günübirlik, gerekse yatılı yapacağımız gezileri yine buradan aktaracağız. Bu hafta sonbaharda yaptığımız gezilerden seçtiÄŸim fotoÄŸrafları gezi severlere sunuyorum. Sararan, kızaran ve hatta kahverengine dönüşen yapraklar ve ortaya çıkan muhteÅŸem görüntüler, iyi seyirler…

Bin 700 metrede Topuklu Yaylası
Biraz da Topuklu Yaylası’nı anlatalım. BeÅŸ hektarlık bir alanı kaplayan Topuklu Yaylası’nın rakımı bin 700 metre. Çevresini devasa boyuttaki karaçam aÄŸaçları sarmış. Havası yazın da soÄŸuk, ama kışın dayanılır gibi deÄŸil. Üst seviyede korunmuÅŸ çadırlar ve giysilerle bu mevsimde ancak kalınabilir. Topuklu Yaylası’na yakın Karagöl de mutlaka gezilmeli. Bin yaşından büyük karaçamlar insanın içini ürpertiyor. Çok kaliteli içme suyu kaynakları bulunuyor. BeyaÄŸaç ile Topuklu Yaylası’nın arası 21 kilometre ve yeÅŸil doÄŸa ile kuÅŸatılmış bir güzergahta yolculuk ediliyor. Biz Topuklu Yaylası’na bu kez, Nazilli, Karacasu, Kale ve BeyaÄŸaç güzergahını izleyerek ulaÅŸtık. Dönüşü ise Tavas üzerinden yaptık. El iÅŸleriyle ünlü Kızılcabölük’e uÄŸradık. EÅŸe dosta, kumaÅŸ iÅŸlemeler, masa örtüleri armaÄŸan olarak aldık. Çok da büyük fiyatlarla satılmıyor. Gerçek el emeÄŸi ve göz nuru dökülmüş ürünler.












Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...
