Kýsa Tarihi
Devam eden arkeolojik kazýlarda bulunan, ilk yerleþim alaný olarak kabul edilen Geç Tunç Çaðý’nýn erken evresine ait oval bir yapý açýða çýkarýlmýþtýr. Yapýda, MÖ. 3. bin yýla ait parçalar bulunmuþtur. Demirci atölyesinin üstüne inþa edilen II. nolu oval ev, MÖ. 11. yy’a tarihlenmektedir.
Bilinen tarihe göre, MÖ. 11. yy’a dayanan ve 12 Ýon kentinden biri olan Phokaia, Ýon yerleþmelerinin en kuzeyinde, Aiol bölgesinde yer almaktadýr.
Phokaialýlar, MÖ 7. yy'dan baþlayan hýzlý bir yükselme dönemine girdiler. Diðer Ýonlar gibi denizcilikte ileri olan Phokaialýlarýn Akdeniz'de ticaret için kullandýklarý, dönemin diðer gemilerinden çok hýzlý gidebilen 50 kürekli gemileri vardý. Herodot'a göre uzun deniz yolculuðuna çýkan ilk Hellenler Phokaialýlardýr.
Phokaialýlar bu özellikleri sayesinde, MÖ 7. yy'dan itibaren Mýsýr'dan Atlantik kýyýlarýna kadar tüm Akdeniz'de Ýon ticaretini yaydýlar. Phokaialýlarýn deniz ticaret bölgesi Kartacalýlar ve Etrüskler tarafýndan tehdit edildiðinden, kendi güvenlikleri için Kuzey Akdeniz kýyýlarý boyunca koloni kentleri kurdular. Phokaialýlar önceleri Miletlilerle birlikte Çanakkale boðazýnda Lampsakos (Lapseki), güney Karadeniz kýyýsýnda Amisos (Samsun), kuzey Karadeniz kýyýsýnda Crimea (Kýrým) yerleþimlerini kurdular. Phokaia'nýn Batý Akdeniz'deki kolonileri Orta Ýtalya'nýn Batý kýyýlarýndaki Elea, Korsika adasýndaki Alalia, Ýspanya'daki Ampurias ve en önemlisi Güney Fransa'daki Massalia'dýr (bugünkü Marsilya). Massalia daha sonra yine ayný kýyýlardaki Nicaea (Nice) ve Antipolis (Antibes) kentlerini kurmuþtur.
Arkaik dönem boyunca Phokaia kenti özellikle Batý Akdeniz'e yönelik ticaretin önemli bir limaný olmuþtu. Pseudo-Aristot'dan edindiðimiz bilgilere göre Phokaialýlar "Emporia" denilen bir ticaret türüyle zenginleþmiþlerdi. Emporia'da, satýlan ürünlerin deðerleri, ulaþtýrýlan bölgelerin uzaklýðýna ve oradaki talebin yoðunluðuna göre artýyordu. Antik yazar Justinius: "Phokaialýlar yerleþim alanlarýnýn darlýðýndan ve yetersizliðinden ötürü karadan çok denize yönelmiþlerdi. Geçimlerini balýkçýlýk, ticaret ve sýklýkla, o zamanlar utanýlacak bir þey olmayan korsanlýkla saðlýyorlardý." diye yazar. Lukian, Atheneus gibi diðer antik yazarlardan öðrendiðimize göre ise Phokaialýlar, duvar iþçiliði, deðirmentaþý ve benzeri tarýmda kullanýlan taþ aletlerin yapýmýnda usta olmalarýnýn yaný sýra; gümüþten içki kaplarý, yelpaze yapýmý ve mor renkli boyasýyla da ün yapmýþlardý.
MÖ 544'te Phokaia'yý kuþatan Pers komutaný Harpagus, þehir duvarlarýný yýkýp Pers kralýna teslim olmalarý için Phokaialýlara kýsa bir süre tanýr. Phokaialýlar bu süre zarfýnda taþýnabilir tüm mallarýný da gemilerine yükleyip Chios'a (Sakýz adasý) doðru denize açýldýlar. Süre dolduðunda kente giren Persler boþ bir yerleþim buldular. Chios'da yeterince konukseverlik bulamayan Phokaialýlar batýya doðru yola çýkarlar. Kentten ayrýlýrken denize bir demir parçasý atýp, o günün birinde tekrar deniz yüzeyinde belirmeden geri dönmeyeceklerine ant içtikleri söylenir.
Batýya açýlanlar Korsika adasýndaki kolonileri Alalia'ya gelirler. Phokaialýlarýn bir bölümü de anakentlerine geri dönerler. Kentin nüfusu azalmýþ ticaretin durgunlaþmasý yüzünden halk fakirleþmiþti. MÖ 496'da Perslere karþý baþlatýlan isyan sýrasýnda Phokaialýlarýn Ýon Birliðine sadece 3 gemi verebilmiþ olmalarý ekonomik güçlerinin zayýflýðýna iþarettir.
MÖ 350 yýllarýnda Makedonya kralý Ýskender, Anadolu’ya geçerek Pers hakimiyetine son verdi. Daha sonra Bergama Krallýðý’na baðlanan Phokaia, MÖ 190 yýllarýnda Roma Ýmparatorluðu’nun yönetimi altýna girdi. Sonrasýnda kentin yönetimi Bizans Ýmparatorluðu’na geçer.
1071'de Selçuklu Sultaný'na yenilen Bizanslýlarýn zayýflama dönemine girmesi ile baþlayan ekonomik zorluklarýn bir sonucu olarak Latinlere ticari ayrýcalýklar verirler. 1082 yýlýnda Phokaia'da bir Venedik ticaret kolonisi kuruldu. Ayný yýllarda Türkmen Beyi Çaka Bey Bizans'la iyi iliþkilerini bozarak Batý Anadolu'yu iþgal etmeye baþladý. 1086 yýlýnda Smyrna'yý (Ýzmir), daha sonra Sakýz, Samos ve Midilli adalarýný, Klazomenia ve Phokaia þehirlerini aldý.
1098-1291 Haçlý Seferleri sýrasýndaki siyasal ve ekonomik karýþýklýk döneminde Latinler Bizans topraklarý üzerindeki yerlerini saðlamlaþtýrdýlar.
1275 yýlýnda Ýmparator Michael VIII Paleologos Cenevizli Zaccaria kardeþlere Foça'nýn yönetimini verdi. Cenevizli aile tekstil, boya ve kimya endüstrisinin temel hammaddesi olan þap madenlerini iþleyip, ticaretini yaparak zenginleþti. 1314-1329 yýllarý arasýnda Khios (Sakýz) adasýnýn sakýz ticaretini de ellerinde tutarak Foça'yý önemli bir ticaret merkezi haline getirdiler. Foça, 13. yy'da bu zengin þap madenleri sayesinde Cenova – Ýstanbul - Kefe deniz ticaret yolunu Batý Anadolu'da kendine çekebilen tek kenttir.
Zaccaria kardeþler, yarýmadanýn kuzeyine þap üretimini korumak amacýyla bir kale yaptýrmýþlardýr. Ayný zamanda diðer bir üs olarak kullanýlan Yenifoça (Foglia Nuova), büyük bir olasýlýkla Andreola Cattaneo yönetimi zamanýnda kurulmuþtur. Bu dönemde üç þap ocaðýnýn varlýðý biliniyor. 1307 yýlýnda Katalonyalý Muntaner, þap hazýrlamakla uðraþan 3000 Bizanslýnýn yaþadýðý bir þehirle, bir kalenin varlýðýndan söz etmektedir.
14. yy baþýnda Ýznik, Ýzmit, Bursa, Sardes, Ýzmir, Magnesia, Foça gibi birkaç kale dýþýnda tüm Anadolu Türklerin eline geçmiþ bulunuyordu. 1245'ten 14. yy sonlarýna kadar süren Beylikler Dönemi’nde Foça Cenevizlilerin elinde kaldý. Cenevizli Andrea ve Jakop Kataneo, Saruhan Bey'le senede 500 Duka altýný vermek koþulu ile anlaþma yaptýlar.
I. Beyazýt döneminde (1389-1402), Batý Anadolu'daki beylikler Osmanlý topraklarýna katýldý. 1402'deki Ankara savaþýnda Osmanlýlarý yenen Timur birlikleri, kýsa sürede Ege kýyýlarýna ulaþarak Ýzmir'i aldýlar, Foça ve Sakýz adasýný haraca baðladýlar.
15. yy'da Foça, Ýmroz, Semadirek, Limni, Sakýz, Taþoz, Midilli Cenevizlilerin, Rodos, Ýstanköy ve Bodrum çevresi Rodos þövalyelerinin elinde bulunuyordu. 1455-1462 yýllarýnda Ege adalarýnýn çoðu Osmanlý devletine katýldý. 1455 yýlýnda Kaptan-ý Derya Yunus komutasýndaki Osmanlý Donanmasý önce Yenifoça'yý, ertesi yýl da Foça'yý Osmanlý topraklarýna kattý. Fatih Sultan Mehmet Foça'da adýyla anýlan bir cami yaptýrdý ve Manisa vilayetine baðladý.
Yine de 16. yy ortalarýna kadar Ceneviz ticareti bölgede canlýlýðýný korudu. Ancak þap satýþlarý daha çok iç pazara yöneldi. Bunun diðer bir nedeni de 1461'de Roma yakýnlarýnda Tolfa'da, papalýk topraklarýnda þap madeni bulunmuþ olmasýdýr.
Foça'da Türk hakimiyetinin etkileri 16. yy baþlarýndan itibaren net olarak görülmeye baþlandý. Günümüze de kýsmen ulaþan mimari yapýlar bunun en açýk örneðidir. Çakmak'ýn araþtýrmalarý doðrultusunda bu yüzyýla tarihlenebilecek üç cami halen Foça'da izlenebilmektedir.
1071'de Selçuklu Sultaný'na yenilen Bizanslýlar zayýflama dönemine girdi. Ekonomik zorluklarýn bir sonucu olarak Latinlere ticari ayrýcalýklar verilmesi bu döneme rastlar. 1082 yýlýnda Phokaia'da bir Venedik ticaret kolonisi kuruldu. Ayný yýllarda Türkmen beyi Çaka Bey Bizans'la iyi iliþkilerini bozarak Batý Anadolu'yu iþgal etmeye baþladý. 1086 yýlýnda Smyrna'yý (Ýzmir), daha sonra Sakýz, Samos ve Midilli adalarýný, Klazomenia ve Phokaia þehirlerini aldý.
Diðer taraftan Selçuklular, Kütahya ve Denizli'yi de alarak Ege kýyýlarýna kadar geldiler. 1098-1291 Haçlý Seferleri sýrasýndaki siyasal ve ekonomik karýþýklýk döneminde Latinler Bizans topraklarý üzerindeki yerlerini saðlamlaþtýrdýlar.
1275 yýlýnda Ýmparator Michael VIII Paleologos Cenevizli Zaccaria kardeþlere Foça'nýn yönetimini verdi. Cenevizli aile tekstil, boya ve kimya endüstrisinin temel hammaddesi olan þap madenlerini iþleyip, ticaretini yaparak zenginleþti. 1314-1329 yýllarý arasýnda Khios (Sakýz) adasýnýn sakýz ticaretini de ellerinde tutarak Foça'yý önemli bir ticaret merkezi haline getirdiler. Foça, 13. yy'da bu zengin þap madenleri sayesinde Cenova – Ýstanbul - Kefe deniz ticaret yolunu Batý Anadolu'da kendine çekebilen tek kenttir.
Zaccaria kardeþler, yarýmadanýn kuzeyine þap üretimini korumak amacýyla bir kale yaptýrmýþlardýr. Ayný zamanda diðer bir üs olarak kullanýlan Yenifoça (Foglia Nuova), büyük bir olasýlýkla Andreola Cattaneo yönetimi zamanýnda kurulmuþtur. Bu dönemde üç þap ocaðýnýn varlýðý biliniyor. 1307 yýlýnda Katalonyalý Muntaner, þap hazýrlamakla uðraþan 3000 Bizanslýnýn yaþadýðý bir þehirle, bir kalenin varlýðýndan söz etmektedir.
14. yy baþýnda Ýznik, Ýzmit, Bursa, Sardes, Ýzmir, Magnesia, Foça gibi birkaç kale dýþýnda tüm Anadolu Türklerin eline geçmiþ bulunuyordu. 1245'ten 14. yy sonlarýna kadar süren Beylikler Dönemi’nde Foça Cenevizlilerin elinde kaldý. Cenevizli Andrea ve Jakop Kataneo, Saruhan Bey'le senede 500 Duka altýný vermek koþulu ile anlaþma yaptýlar.
I. Beyazýt döneminde (1389-1402), Batý Anadolu'daki beylikler Osmanlý topraklarýna katýldý. 1402'deki Ankara savaþýnda Osmanlýlarý yenen Timur birlikleri, kýsa sürede Ege kýyýlarýna ulaþarak Ýzmir'i aldýlar, Foça ve Sakýz adasýný haraca baðladýlar.
15. yy'da Foça, Ýmroz, Semadirek, Limni, Sakýz, Taþoz, Midilli Cenevizlilerin, Rodos, Ýstanköy ve Bodrum çevresi Rodos þövalyelerinin elinde bulunuyordu. 1455-1462 yýllarýnda Ege adalarýnýn çoðu Osmanlý devletine katýldý. 1455 yýlýnda Kaptan-ý Derya Yunus komutasýndaki Osmanlý Donanmasý önce Yenifoça'yý, ertesi yýl da Foça'yý Osmanlý topraklarýna kattý. Fatih Sultan Mehmet Foça'da adýyla anýlan bir cami yaptýrdý ve Manisa vilayetine baðladý.
Yine de 16. yy ortalarýna kadar Ceneviz ticareti bölgede canlýlýðýný korudu. Ancak þap satýþlarý daha çok iç pazara yöneldi. Bunun diðer bir nedeni de 1461'de Roma yakýnlarýnda Tolfa'da, papalýk topraklarýnda þap madeni bulunmuþ olmasýdýr.
Foça'da Türk hakimiyetinin etkileri 16. yy baþlarýndan itibaren net olarak görülmeye baþlandý. Günümüze de kýsmen ulaþan mimari yapýlar bunun en açýk örneðidir.
17. yy'da Foça yakýn doðu ticaretine limanýný açmýþ bir Osmanlý kazasý oldu. Foça ve Yenifoça belgelerde Foça-i Atik ve Foça-i Cedid olarak geçmekteydi. Ýran ipeði Osmanlý topraklarý üzerinden Foça'ya getiriliyor, buradan gemilere yüklenerek Avrupa ülkelerine ihraç ediliyordu. 17.yy ortalarýnda ipek ihracatý için Hint okyanusu yolunun kullanýlmaya baþlamasýyla Foça limaný ticari hareketliliðini kaybetti.
Foça'daki yerleþim, 17. yy sonlarýna dek yalnýzca þimdi "Kaleiçi" denen yarýmadadan ibaretti. Cami-i kebir, Bâd-i Asiyab ve Cebhâne olmak üzere 3 mahalleden oluþuyordu.
17. yy'ýn ortalarýnda Foça, Anadolu kýyýlarýnda baþkent Ýstanbul ile en fazla iliþkisi olan üç limandan biridir. Ýstanbul'a gönderilen ürünleri kaya þapý, kuru meyveler ve deðirmen taþlarýdýr.
1840'larda, Tanzimat döneminde ve sonrasýnda bölgede artan hareketliliðin bir sonucu olarak özellikle Ege adalarýndan Anadolu topraklarýna artan bir iç göç yaþanmýþtýr. Bu tüm bölgede olduðu gibi Foça'da da demografik dengenin Rumlar lehine deðiþmesine yol açmýþtýr.
Foça 1867 yýlýnda Aydýn vilayetinin Ýzmir sancaðýna baðlý bir kazaydý. 1891 yýlýnda "þehir merkezinde 6137 kiþi, kaza sýnýrlarý içinde de 12 019 kiþi yaþýyordu, Foça ve tüm kazanýn nüfusu içinde Rumlar %71, Türkler %24, diðer etnik gruplar %5 oranýnda idi. Bu yýllarda Foça'da Müslümanlara ait 2 okulda 60 erkek öðrenci ve Rumlara ait 9 okulda 570 karýþýk öðrenci bulunuyordu. Þehirde 1241 hane, 3 cami, 3 kilise ve 1 sinagog vardý. Yenifoça'nýn nüfusu Foça'ya yakýndý ve burada %81'i Rum geri kalaný Türk olmak üzere 4403 kiþi yaþýyordu. Yenifoça'da 1202 ev, 3 cami, 2 kilise ve 2 okul bulunuyordu.
l. Dünya Savaþýna yaklaþýldýðý dönemlerde Türk ve Rum halklarý üzerinde baskýlar artmýþ olmasýna raðmen, ekonomik anlamda büyük deðiþimler yaþanmamýþtýr. Halkýn gelirini özellikle tuzdan, balýkçýlýktan ve baðcýlýktan kazandýðý görülür. Savaþýn sonunda ortaya çýkan siyasi karýþýklýktan Foça da nasibini almýþtý. Engin Berber’in araþtýrmasýna göre Mütareke döneminde Osmanlý Devletiyle, Ýtilaf Devletlerine mensup savaþ tutsaklarýnýn deðiþimi Foça'da yapýlmaya baþlanmýþtý.
Ýzmir Körfezi'nde bulunan Ýtilaf Devletleri’ne ait savaþ gemilerinin kaptanlarý, 13 Mayýs 1919'da "Iron Duke" zýrhlýsýnda yaptýklarý bir toplantýda; Fransýzlarýn 120 kiþilik bir müfrezeyle Foça'daki bataryalarý iþgal etmesini kararlaþtýrmýþlardý. Karar ertesi gün yaþama geçirilmiþti ama, Fransýzlar 21 Mayýs'ta þehri Yunan kýtasýna teslim ettiklerinden Fransýz iþgali kýsa ömürlü olmuþtu. Jandarma ve birkaç polisten ibaret Osmanlý kolluk gücünün bulunduðu Foçateyn kazasý; Menemen'e girdikten sonra Baðarasý üzerinden þehre yönelen birkaç Yunan askerinin marifetiyle, direniþle karþýlaþýlmadan iþgal edilmiþti.
1920 yýlýnýn Eylül ayýnda Türk kuvvetlerinin Foça'ya giriþleriyle þehir Yunan iþgali sona ermiþtir.
Kaynak : Foça Yerel Tarih Araþtýrma Merkezi çalýþmalarýndan yararlanýlmýþtýr.

Devam eden arkeolojik kazýlarda bulunan, ilk yerleþim alaný olarak kabul edilen Geç Tunç Çaðý’nýn erken evresine ait oval bir yapý açýða çýkarýlmýþtýr. Yapýda, MÖ. 3. bin yýla ait parçalar bulunmuþtur. Demirci atölyesinin üstüne inþa edilen II. nolu oval ev, MÖ. 11. yy’a tarihlenmektedir.
Bilinen tarihe göre, MÖ. 11. yy’a dayanan ve 12 Ýon kentinden biri olan Phokaia, Ýon yerleþmelerinin en kuzeyinde, Aiol bölgesinde yer almaktadýr.
Phokaialýlar, MÖ 7. yy'dan baþlayan hýzlý bir yükselme dönemine girdiler. Diðer Ýonlar gibi denizcilikte ileri olan Phokaialýlarýn Akdeniz'de ticaret için kullandýklarý, dönemin diðer gemilerinden çok hýzlý gidebilen 50 kürekli gemileri vardý. Herodot'a göre uzun deniz yolculuðuna çýkan ilk Hellenler Phokaialýlardýr.
Phokaialýlar bu özellikleri sayesinde, MÖ 7. yy'dan itibaren Mýsýr'dan Atlantik kýyýlarýna kadar tüm Akdeniz'de Ýon ticaretini yaydýlar. Phokaialýlarýn deniz ticaret bölgesi Kartacalýlar ve Etrüskler tarafýndan tehdit edildiðinden, kendi güvenlikleri için Kuzey Akdeniz kýyýlarý boyunca koloni kentleri kurdular. Phokaialýlar önceleri Miletlilerle birlikte Çanakkale boðazýnda Lampsakos (Lapseki), güney Karadeniz kýyýsýnda Amisos (Samsun), kuzey Karadeniz kýyýsýnda Crimea (Kýrým) yerleþimlerini kurdular. Phokaia'nýn Batý Akdeniz'deki kolonileri Orta Ýtalya'nýn Batý kýyýlarýndaki Elea, Korsika adasýndaki Alalia, Ýspanya'daki Ampurias ve en önemlisi Güney Fransa'daki Massalia'dýr (bugünkü Marsilya). Massalia daha sonra yine ayný kýyýlardaki Nicaea (Nice) ve Antipolis (Antibes) kentlerini kurmuþtur.
Arkaik dönem boyunca Phokaia kenti özellikle Batý Akdeniz'e yönelik ticaretin önemli bir limaný olmuþtu. Pseudo-Aristot'dan edindiðimiz bilgilere göre Phokaialýlar "Emporia" denilen bir ticaret türüyle zenginleþmiþlerdi. Emporia'da, satýlan ürünlerin deðerleri, ulaþtýrýlan bölgelerin uzaklýðýna ve oradaki talebin yoðunluðuna göre artýyordu. Antik yazar Justinius: "Phokaialýlar yerleþim alanlarýnýn darlýðýndan ve yetersizliðinden ötürü karadan çok denize yönelmiþlerdi. Geçimlerini balýkçýlýk, ticaret ve sýklýkla, o zamanlar utanýlacak bir þey olmayan korsanlýkla saðlýyorlardý." diye yazar. Lukian, Atheneus gibi diðer antik yazarlardan öðrendiðimize göre ise Phokaialýlar, duvar iþçiliði, deðirmentaþý ve benzeri tarýmda kullanýlan taþ aletlerin yapýmýnda usta olmalarýnýn yaný sýra; gümüþten içki kaplarý, yelpaze yapýmý ve mor renkli boyasýyla da ün yapmýþlardý.
MÖ 544'te Phokaia'yý kuþatan Pers komutaný Harpagus, þehir duvarlarýný yýkýp Pers kralýna teslim olmalarý için Phokaialýlara kýsa bir süre tanýr. Phokaialýlar bu süre zarfýnda taþýnabilir tüm mallarýný da gemilerine yükleyip Chios'a (Sakýz adasý) doðru denize açýldýlar. Süre dolduðunda kente giren Persler boþ bir yerleþim buldular. Chios'da yeterince konukseverlik bulamayan Phokaialýlar batýya doðru yola çýkarlar. Kentten ayrýlýrken denize bir demir parçasý atýp, o günün birinde tekrar deniz yüzeyinde belirmeden geri dönmeyeceklerine ant içtikleri söylenir.
Batýya açýlanlar Korsika adasýndaki kolonileri Alalia'ya gelirler. Phokaialýlarýn bir bölümü de anakentlerine geri dönerler. Kentin nüfusu azalmýþ ticaretin durgunlaþmasý yüzünden halk fakirleþmiþti. MÖ 496'da Perslere karþý baþlatýlan isyan sýrasýnda Phokaialýlarýn Ýon Birliðine sadece 3 gemi verebilmiþ olmalarý ekonomik güçlerinin zayýflýðýna iþarettir.
MÖ 350 yýllarýnda Makedonya kralý Ýskender, Anadolu’ya geçerek Pers hakimiyetine son verdi. Daha sonra Bergama Krallýðý’na baðlanan Phokaia, MÖ 190 yýllarýnda Roma Ýmparatorluðu’nun yönetimi altýna girdi. Sonrasýnda kentin yönetimi Bizans Ýmparatorluðu’na geçer.
1071'de Selçuklu Sultaný'na yenilen Bizanslýlarýn zayýflama dönemine girmesi ile baþlayan ekonomik zorluklarýn bir sonucu olarak Latinlere ticari ayrýcalýklar verirler. 1082 yýlýnda Phokaia'da bir Venedik ticaret kolonisi kuruldu. Ayný yýllarda Türkmen Beyi Çaka Bey Bizans'la iyi iliþkilerini bozarak Batý Anadolu'yu iþgal etmeye baþladý. 1086 yýlýnda Smyrna'yý (Ýzmir), daha sonra Sakýz, Samos ve Midilli adalarýný, Klazomenia ve Phokaia þehirlerini aldý.
1098-1291 Haçlý Seferleri sýrasýndaki siyasal ve ekonomik karýþýklýk döneminde Latinler Bizans topraklarý üzerindeki yerlerini saðlamlaþtýrdýlar.
1275 yýlýnda Ýmparator Michael VIII Paleologos Cenevizli Zaccaria kardeþlere Foça'nýn yönetimini verdi. Cenevizli aile tekstil, boya ve kimya endüstrisinin temel hammaddesi olan þap madenlerini iþleyip, ticaretini yaparak zenginleþti. 1314-1329 yýllarý arasýnda Khios (Sakýz) adasýnýn sakýz ticaretini de ellerinde tutarak Foça'yý önemli bir ticaret merkezi haline getirdiler. Foça, 13. yy'da bu zengin þap madenleri sayesinde Cenova – Ýstanbul - Kefe deniz ticaret yolunu Batý Anadolu'da kendine çekebilen tek kenttir.
Zaccaria kardeþler, yarýmadanýn kuzeyine þap üretimini korumak amacýyla bir kale yaptýrmýþlardýr. Ayný zamanda diðer bir üs olarak kullanýlan Yenifoça (Foglia Nuova), büyük bir olasýlýkla Andreola Cattaneo yönetimi zamanýnda kurulmuþtur. Bu dönemde üç þap ocaðýnýn varlýðý biliniyor. 1307 yýlýnda Katalonyalý Muntaner, þap hazýrlamakla uðraþan 3000 Bizanslýnýn yaþadýðý bir þehirle, bir kalenin varlýðýndan söz etmektedir.
14. yy baþýnda Ýznik, Ýzmit, Bursa, Sardes, Ýzmir, Magnesia, Foça gibi birkaç kale dýþýnda tüm Anadolu Türklerin eline geçmiþ bulunuyordu. 1245'ten 14. yy sonlarýna kadar süren Beylikler Dönemi’nde Foça Cenevizlilerin elinde kaldý. Cenevizli Andrea ve Jakop Kataneo, Saruhan Bey'le senede 500 Duka altýný vermek koþulu ile anlaþma yaptýlar.
I. Beyazýt döneminde (1389-1402), Batý Anadolu'daki beylikler Osmanlý topraklarýna katýldý. 1402'deki Ankara savaþýnda Osmanlýlarý yenen Timur birlikleri, kýsa sürede Ege kýyýlarýna ulaþarak Ýzmir'i aldýlar, Foça ve Sakýz adasýný haraca baðladýlar.
15. yy'da Foça, Ýmroz, Semadirek, Limni, Sakýz, Taþoz, Midilli Cenevizlilerin, Rodos, Ýstanköy ve Bodrum çevresi Rodos þövalyelerinin elinde bulunuyordu. 1455-1462 yýllarýnda Ege adalarýnýn çoðu Osmanlý devletine katýldý. 1455 yýlýnda Kaptan-ý Derya Yunus komutasýndaki Osmanlý Donanmasý önce Yenifoça'yý, ertesi yýl da Foça'yý Osmanlý topraklarýna kattý. Fatih Sultan Mehmet Foça'da adýyla anýlan bir cami yaptýrdý ve Manisa vilayetine baðladý.
Yine de 16. yy ortalarýna kadar Ceneviz ticareti bölgede canlýlýðýný korudu. Ancak þap satýþlarý daha çok iç pazara yöneldi. Bunun diðer bir nedeni de 1461'de Roma yakýnlarýnda Tolfa'da, papalýk topraklarýnda þap madeni bulunmuþ olmasýdýr.
Foça'da Türk hakimiyetinin etkileri 16. yy baþlarýndan itibaren net olarak görülmeye baþlandý. Günümüze de kýsmen ulaþan mimari yapýlar bunun en açýk örneðidir. Çakmak'ýn araþtýrmalarý doðrultusunda bu yüzyýla tarihlenebilecek üç cami halen Foça'da izlenebilmektedir.
1071'de Selçuklu Sultaný'na yenilen Bizanslýlar zayýflama dönemine girdi. Ekonomik zorluklarýn bir sonucu olarak Latinlere ticari ayrýcalýklar verilmesi bu döneme rastlar. 1082 yýlýnda Phokaia'da bir Venedik ticaret kolonisi kuruldu. Ayný yýllarda Türkmen beyi Çaka Bey Bizans'la iyi iliþkilerini bozarak Batý Anadolu'yu iþgal etmeye baþladý. 1086 yýlýnda Smyrna'yý (Ýzmir), daha sonra Sakýz, Samos ve Midilli adalarýný, Klazomenia ve Phokaia þehirlerini aldý.
Diðer taraftan Selçuklular, Kütahya ve Denizli'yi de alarak Ege kýyýlarýna kadar geldiler. 1098-1291 Haçlý Seferleri sýrasýndaki siyasal ve ekonomik karýþýklýk döneminde Latinler Bizans topraklarý üzerindeki yerlerini saðlamlaþtýrdýlar.
1275 yýlýnda Ýmparator Michael VIII Paleologos Cenevizli Zaccaria kardeþlere Foça'nýn yönetimini verdi. Cenevizli aile tekstil, boya ve kimya endüstrisinin temel hammaddesi olan þap madenlerini iþleyip, ticaretini yaparak zenginleþti. 1314-1329 yýllarý arasýnda Khios (Sakýz) adasýnýn sakýz ticaretini de ellerinde tutarak Foça'yý önemli bir ticaret merkezi haline getirdiler. Foça, 13. yy'da bu zengin þap madenleri sayesinde Cenova – Ýstanbul - Kefe deniz ticaret yolunu Batý Anadolu'da kendine çekebilen tek kenttir.
Zaccaria kardeþler, yarýmadanýn kuzeyine þap üretimini korumak amacýyla bir kale yaptýrmýþlardýr. Ayný zamanda diðer bir üs olarak kullanýlan Yenifoça (Foglia Nuova), büyük bir olasýlýkla Andreola Cattaneo yönetimi zamanýnda kurulmuþtur. Bu dönemde üç þap ocaðýnýn varlýðý biliniyor. 1307 yýlýnda Katalonyalý Muntaner, þap hazýrlamakla uðraþan 3000 Bizanslýnýn yaþadýðý bir þehirle, bir kalenin varlýðýndan söz etmektedir.
14. yy baþýnda Ýznik, Ýzmit, Bursa, Sardes, Ýzmir, Magnesia, Foça gibi birkaç kale dýþýnda tüm Anadolu Türklerin eline geçmiþ bulunuyordu. 1245'ten 14. yy sonlarýna kadar süren Beylikler Dönemi’nde Foça Cenevizlilerin elinde kaldý. Cenevizli Andrea ve Jakop Kataneo, Saruhan Bey'le senede 500 Duka altýný vermek koþulu ile anlaþma yaptýlar.
I. Beyazýt döneminde (1389-1402), Batý Anadolu'daki beylikler Osmanlý topraklarýna katýldý. 1402'deki Ankara savaþýnda Osmanlýlarý yenen Timur birlikleri, kýsa sürede Ege kýyýlarýna ulaþarak Ýzmir'i aldýlar, Foça ve Sakýz adasýný haraca baðladýlar.
15. yy'da Foça, Ýmroz, Semadirek, Limni, Sakýz, Taþoz, Midilli Cenevizlilerin, Rodos, Ýstanköy ve Bodrum çevresi Rodos þövalyelerinin elinde bulunuyordu. 1455-1462 yýllarýnda Ege adalarýnýn çoðu Osmanlý devletine katýldý. 1455 yýlýnda Kaptan-ý Derya Yunus komutasýndaki Osmanlý Donanmasý önce Yenifoça'yý, ertesi yýl da Foça'yý Osmanlý topraklarýna kattý. Fatih Sultan Mehmet Foça'da adýyla anýlan bir cami yaptýrdý ve Manisa vilayetine baðladý.
Yine de 16. yy ortalarýna kadar Ceneviz ticareti bölgede canlýlýðýný korudu. Ancak þap satýþlarý daha çok iç pazara yöneldi. Bunun diðer bir nedeni de 1461'de Roma yakýnlarýnda Tolfa'da, papalýk topraklarýnda þap madeni bulunmuþ olmasýdýr.
Foça'da Türk hakimiyetinin etkileri 16. yy baþlarýndan itibaren net olarak görülmeye baþlandý. Günümüze de kýsmen ulaþan mimari yapýlar bunun en açýk örneðidir.
17. yy'da Foça yakýn doðu ticaretine limanýný açmýþ bir Osmanlý kazasý oldu. Foça ve Yenifoça belgelerde Foça-i Atik ve Foça-i Cedid olarak geçmekteydi. Ýran ipeði Osmanlý topraklarý üzerinden Foça'ya getiriliyor, buradan gemilere yüklenerek Avrupa ülkelerine ihraç ediliyordu. 17.yy ortalarýnda ipek ihracatý için Hint okyanusu yolunun kullanýlmaya baþlamasýyla Foça limaný ticari hareketliliðini kaybetti.
Foça'daki yerleþim, 17. yy sonlarýna dek yalnýzca þimdi "Kaleiçi" denen yarýmadadan ibaretti. Cami-i kebir, Bâd-i Asiyab ve Cebhâne olmak üzere 3 mahalleden oluþuyordu.
17. yy'ýn ortalarýnda Foça, Anadolu kýyýlarýnda baþkent Ýstanbul ile en fazla iliþkisi olan üç limandan biridir. Ýstanbul'a gönderilen ürünleri kaya þapý, kuru meyveler ve deðirmen taþlarýdýr.
1840'larda, Tanzimat döneminde ve sonrasýnda bölgede artan hareketliliðin bir sonucu olarak özellikle Ege adalarýndan Anadolu topraklarýna artan bir iç göç yaþanmýþtýr. Bu tüm bölgede olduðu gibi Foça'da da demografik dengenin Rumlar lehine deðiþmesine yol açmýþtýr.
Foça 1867 yýlýnda Aydýn vilayetinin Ýzmir sancaðýna baðlý bir kazaydý. 1891 yýlýnda "þehir merkezinde 6137 kiþi, kaza sýnýrlarý içinde de 12 019 kiþi yaþýyordu, Foça ve tüm kazanýn nüfusu içinde Rumlar %71, Türkler %24, diðer etnik gruplar %5 oranýnda idi. Bu yýllarda Foça'da Müslümanlara ait 2 okulda 60 erkek öðrenci ve Rumlara ait 9 okulda 570 karýþýk öðrenci bulunuyordu. Þehirde 1241 hane, 3 cami, 3 kilise ve 1 sinagog vardý. Yenifoça'nýn nüfusu Foça'ya yakýndý ve burada %81'i Rum geri kalaný Türk olmak üzere 4403 kiþi yaþýyordu. Yenifoça'da 1202 ev, 3 cami, 2 kilise ve 2 okul bulunuyordu.
l. Dünya Savaþýna yaklaþýldýðý dönemlerde Türk ve Rum halklarý üzerinde baskýlar artmýþ olmasýna raðmen, ekonomik anlamda büyük deðiþimler yaþanmamýþtýr. Halkýn gelirini özellikle tuzdan, balýkçýlýktan ve baðcýlýktan kazandýðý görülür. Savaþýn sonunda ortaya çýkan siyasi karýþýklýktan Foça da nasibini almýþtý. Engin Berber’in araþtýrmasýna göre Mütareke döneminde Osmanlý Devletiyle, Ýtilaf Devletlerine mensup savaþ tutsaklarýnýn deðiþimi Foça'da yapýlmaya baþlanmýþtý.
Ýzmir Körfezi'nde bulunan Ýtilaf Devletleri’ne ait savaþ gemilerinin kaptanlarý, 13 Mayýs 1919'da "Iron Duke" zýrhlýsýnda yaptýklarý bir toplantýda; Fransýzlarýn 120 kiþilik bir müfrezeyle Foça'daki bataryalarý iþgal etmesini kararlaþtýrmýþlardý. Karar ertesi gün yaþama geçirilmiþti ama, Fransýzlar 21 Mayýs'ta þehri Yunan kýtasýna teslim ettiklerinden Fransýz iþgali kýsa ömürlü olmuþtu. Jandarma ve birkaç polisten ibaret Osmanlý kolluk gücünün bulunduðu Foçateyn kazasý; Menemen'e girdikten sonra Baðarasý üzerinden þehre yönelen birkaç Yunan askerinin marifetiyle, direniþle karþýlaþýlmadan iþgal edilmiþti.
1920 yýlýnýn Eylül ayýnda Türk kuvvetlerinin Foça'ya giriþleriyle þehir Yunan iþgali sona ermiþtir.
Kaynak : Foça Yerel Tarih Araþtýrma Merkezi çalýþmalarýndan yararlanýlmýþtýr.