Derinin, demirin, hamurun, çamurun ve mermerin hayat bulduÄŸu ilçe Karacasu… / Işık Teoman
Işık Teoman

Işık Teoman

Derinin, demirin, hamurun, çamurun ve mermerin hayat bulduÄŸu ilçe Karacasu…



İzmir’den gitmek isteyenler için; Selçuk, Sultanhisar, Nazilli, Kuyucak, Yenice’den saÄŸa sapılacak ve Dandalaz Barajı solda kalacak ÅŸekilde devam edilecek. Bu bölgede yol çalışmaları yapılmadığı için yeÅŸil doku muhteÅŸem güzellikler barındırıyor. YeÅŸil, sarı, kırmızı yapraklar görselliÄŸi kaçırmayın, tam zamanı.



Derinin, demirin, hamurun ve mermerin hayat bulduÄŸu kent, Aydın’ın Karacasu ilçesine kaç kez gittiÄŸimi, transit geçtiÄŸimi hatırlamıyorum bile. Özellikle Afrodisias antik kenti, bu bölgenin adını hem yurt içinde hem de yurt dışında duyurmuÅŸ. Onlarca otobüsün biri kalkıyor, diÄŸeri geliyor. Afrodisias antik giriÅŸ alanına bir düzenleme de getirmiÅŸler. Artık kente hiçbir araç giremiyor. Gelen araçlar otoparka alınıyor, turistlerin ise akülü araçlar ile gezmeleri saÄŸlanıyor. Karacasu’yu anlatmaya nereden baÅŸlasam diye düşünüyorum. Herkes çömlekçilikten söz edecek ama, saymakla bitmeyecek güzellikler ve görsellikler taşıyor bu ilçemiz.



Çamurun hayat bulduÄŸu çömlekçilik, deriyi iÅŸleyen tabakhanecilik, demirin bıçak, balta, orak olduÄŸu demircilik, hamurun lezzet bulduÄŸu pidecilik en önemli yöresel ekonomik faaliyetler Karacasu’da. Her gittiÄŸimizde mutlaka pide yemeden geçmiyoruz. Menderes Ovası’na açılan Dandalaz Vadisi’nde KarıncalıdaÄŸ eteklerinde yeÅŸilin hemen dibinde 6 bin yıl önce kurulmuÅŸ Karacasu. Her gittiÄŸimizde veya o bölgeden her geçtiÄŸimizde mutlaka uÄŸradığımız bir yer var. Çanak ve çömlek yapan ustalar. İzlemeye, bakmaya ve fotoÄŸraf çekmeye doyamıyoruz. Ama üzücü olan nedir biliyor musunuz? Onca emek verilen ve kent merkezlerinde 20 TL fiyat bulan güveçlerin ustaların ellerinden çıkış maliyeti 3 TL. Neredeyse yüzde 500 kar marjı ile satılıyor. Bu ülkede zanaatkarların kaderi…



Neyse pide yemek için oturduÄŸumuz bir mekanda Karacasu’da doÄŸup, büyümüş neredeyse bir asırlık ömrü geride bırakmış Mehmet amca bize Karacasu’nun adının nereden geldiÄŸini anlattı. Rivayete göre, Kanuni Sultan Süleyman’ın askerleri ile birlikte yörelerine geleceÄŸini duyan halk, hazırlıklara baÅŸlar. Çok iyi hazırlanırlar. Kanuni ve askerleri seferden çok aç, uykusuz ve susuz olarak gelir. Halk kıştan kalma kar suları ile onların susuzluÄŸunu giderir. Bu karlı su askerin çok hoÅŸuna gider ve burayı “karlı su“ olarak anmaya baÅŸlarlar. Ve yörenin adı zamanla “Karacasu” olarak biçimlenir.



Karacasu’ya giderken, Aydın yolunda Yenice’den saÄŸa döndükten sonra yol üzerinde mevsimine göre o kadar çok meyve yiyoruz ki, böğürtlen, ceviz, elma ve nar aÄŸaçları saÄŸlı sollu uzayıp gidiyor, umarım bölünmüş yola kurban gitmez bu güzellikler, ÅŸimdilik bir çalışma yok ama! Karacasu merkezinde gün boyunca gezilebilecek, fotoÄŸraf çekilecek, anı olarak alınabilecek o kadar çok malzeme var ki. KarıncalıdaÄŸ’ın eteklerine doÄŸru yükselen yayla evleri ahÅŸap yapılarıyla muhteÅŸem bir görsellik sunuyor. Seramik ocakları, demir dükkanları, asırlık çınar aÄŸaçları. Karacasu’da 37 adet seramik ocağında, babadan oÄŸla geçen bu mesleÄŸi icra eden 100’ün üzerinde ustanın bulunduÄŸunu öğreniyoruz. Ustaların çocukları çok küçük yaÅŸlarda torna başına oturup çamura ÅŸekil vermeyi öğreniyorlar. Ocaklarda en çok yapılan, güveç tenceresi, testi, bardak ve fırında sütlaç için yapılan kaplar ilgi görüyor. Gezimiz sırasında pek çok insanın ayağındaki sandaletlerin derilerinin Karacasu’dan gittiÄŸi bilgisine ulaşıyoruz. BoÅŸuna dememiÅŸler; ”Derinin, demirin, hamurun, çamurun ve mermerin hayat bulduÄŸu ilçe Karacasu…” AkÅŸam saatlerinde ise gün batmadan Afrodisias antik kentte hoşça vakit geçirdik. Kentin önemli bir bölümünü gezmeye çalıştık, onlarca sincap da bize eÅŸlik etti. Tarihi yapıların arasından uzanan yeÅŸil, sarı ve kırmızı renkli yapraklı aÄŸaçlar ortaya muhteÅŸem bir görsellik sunmuÅŸ. Bize de bu güzellikleri fotoÄŸraf kareleri ile ölümsüzleÅŸtirmek düştü.
















































Işık Teoman

isikteoman@gmail.com



21 Kasım 2012 Çarşamba / 4391 okunma



"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...