Foça’nın karabiber aÄŸaçlarından ilhamla… / Aşçı Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Aşçı Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGİN

Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN

Foça’nın karabiber aÄŸaçlarından ilhamla…



Åžu Foça’nın karabiber aÄŸaçlarıyla derdim büyüktür! Aşığım onlara desem doÄŸru bir tanımlama olur mu bilmem! AÅŸk? Sanmıyorum. Olsa olsa beÄŸenidir benimki…

Onların o baharatlı yapraklarını keÅŸfettiÄŸim günden beri mecnun misali, Foçalılara sorar gezerim; “yahu bu güzeller güzeli salınan aÄŸacın meyvecik ve yapraklarını nasıl kullanırsınız?” Aldığım cevap hep aynıdır; “kullanmayız biz, öylece salınırlar iÅŸte rüzgârda!”
Hayallah! Yok, yok, duymak istediÄŸim bu deÄŸil.

İstiyorum ki; “biz bu baharatlı yaprakları turÅŸu ve tarhanalarımızda kullanırız, ızgara etlerimizde ateÅŸin üzerindeki ızgarayı bu yapraklarla temizleriz, ateÅŸe birkaç avuç bu renkli taneciklerden atarız etlerimiz lezzetli piÅŸsin” desinler. İstiyorum iÅŸte, böyle desinler de benim de içim rahatlasın!

Karabiber ağaçlarıyla fanteziler kurmak hoşuma gidiyor, ağacın dallarının bile güçlü baharat kokması, nedense bana türlü ilhamlar veriyor. Bunu anlayamıyorum neden? Neden bu ağaçla aramda böylesi bir bağ var!


Geçen hafta Pazar dönüşü, gölge yerleri gözeterek sebze ve meyvelerle doldurduÄŸum üç teker bisikletimi sürüyorum; Aklımda mürdüm eriÄŸi reçeli. Nasıl yapsam da bu defakinde bir farklılık yaratsam diyorum. Her zaman tarçın çubuÄŸu ve bir iki karanfille kaynatırdım, bu defa ne yapsam da na’apsam?

“Buldum” dedim karabiber dallarının o ruha esriklik veren ferahlığı deyince yanağıma; Buldum. Hemen, meyve tanecikli birkaç dal koparıp bisikletimi eve doÄŸru hızlandırdım. Evet, mürdüm eriÄŸi reçelime kaynarken bu baharatlı yapraklardan birkaç dal atacağım. YaÅŸasın…

Bütün bunları düşünürken bir telefon çalıyor; Yemekevi tv’den sevgili FatoÅŸ Vayni Åžahin arıyor; tatil için Foça’dalarmış. Aaa, hemen plân yapıyoruz buluÅŸmak üzere ve ben reçel sevdamdan geçici olarak uzaklaşıyorum. Yine de eriklerimi ikiye bölüp ÅŸekere yatırmayı ihmal etmiyorum, akÅŸama kaynatmayı planlıyorum çünkü…

FatoÅŸ’a da sözünü ettiÄŸim bu reçelin tarif ve ilk yayınlanma faslı Yemekevi tv’ nin hakkı olsun diyerek kısaca tarife geçsem iyi olacak. Tadının yorumunu tadanlara bırakıyorum!

Karabiber yapraklı mürdüm reçeli

2 kg. Mürdüm eriği
1.5 kg. kadar toz ÅŸeker
Yarım limon
İki üç dal karabiber yaprağı (sizin yörenizde karabiber ağacı yoksa beş on adet tane karabiber koyabilirsiniz)
İki çubuk tarçın
Üç adet tane karanfil. (Karanfil tadı baskın olmasın diye pek az koymak iyi)

Mürdüm erikleri yıkanıp kurulanır ve zaten Allahtan işaretli olan çizgisinden ikiye bölünüp çekirdekleri çıkarılır.

Bir kat erik bir kat toz ÅŸekeri serperek reçel tenceresinde 2 -3 saat dinlendirilir. Erikler ıslanıp hafiften suyunu salmaya baÅŸlayınca ocaÄŸa oturtulur, üzerine tarçın, karanfil ve karabiber yaprakları dalıyla konur. Kaynamaya baÅŸlayınca bir eliniz reçel tenceresinin üzerinde olacak ki köpüklerini alasınız… Ha, bu köpük alma iÅŸini sevmiyorum diyorsanız bir tatlı kaşığından eksik sadeyaÄŸ veya pekmez toprağı denilen beyaz topraktan bir fiske atabilirsiniz içine.

Mürdüm rengi diye bir renk vardır ya, işte o rengi kaynarken tutturunca limon suyu ile kestirilme zamanı gelmiş demektir. Aman karartmayın! Bu aşamada karabiber dalı ve tarçın çubuğu reçel tenceresinden çıkarılır. Tencerenin üzeri bir tülbent ile örtülerek dinlenmeye bırakılır. Mümkünse güneşte!

Sabırsız iseniz veya yolculuktaki bir dostunuza yetiÅŸtirecekseniz hemen kavanoza da doldurabilirsiniz. Ne diyeyim; afiyet olsun…




Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN


www.ascifok.com



14 Eylül 2012 Cuma / 3627 okunma



"Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
" bütün yazıları için tıklayın...