Zuhal ÖZÜGÜL
GÖZ KAMAŞTIRAN GÖSTERİ
İzmirli olmadığım halde bu kenti bana sevdiren olgulardan biri de kültür sanat etkinliklerinin yoÄŸunluÄŸu. Belki, ‘Ablası’ İstanbul’a daha yetiÅŸemiyor ama rahat bırakılsa(!) geçecek gibi de görünüyor. Bazen bir TV kanalında hızla geçen bir sanat olayını ya da bir gazetenin arka sayfalarındaki resim sergisi haberini, bir konseri, sinema günlerini ve daha nicelerini okuduÄŸum zaman heyecanlanıyorum ve orada olmak istiyorum. Bu durum, bana “bende daha iÅŸ bitmemiÅŸ” duygusu veriyor. Zaten kültür ve sanattan baÅŸka ne kaldı gibi yorumlar da yapabiliyorum.
İzmir’e maddi manevi destek veren “yerlileri” de mevcut. Bunlar 1985 yılında İzmir’in elden gitmemesi için “önce kültür ve sanatı geliÅŸtirmemiz ve kitleye ulaÅŸtırmamız gerekir” düşüncesinden yola çıkarak İKSEV’i kurmuÅŸlar. O zamandan bu yana kesintisiz her yıl Uluslararası İzmir Festivali’ni düzenliyorlar. Onların da söylediÄŸi gibi tarih boyunca pek çok medeniyetin doÄŸum yeri olan İzmir’in sanatsız ve kültürsüz kalıp, kuruyup çürümemesi için verimli çalışmalar yapıyorlar. (Gençler, çocuklar için müzik eÄŸitimi örneÄŸin)
26cı Festival çerçevesinde, Türkiye- Hollanda arasındaki 400ncü diplomatik iliÅŸkileri kutlama vesilesi ile 50ci yılını kutlayan Hollanda Ulusal Balesi İzmir Fuarı’nda, Açık Hava’da bir gösteri sundu.
Romantik Klasik Bale’nin önemlilerinden Giselle’i izleme fırsatı buldu İzmirliler, biz de.
Ünlü Alman ÅŸairi Heine’nin “Almanya üzerine” adlı kitabında anlattığı Wilis’ler efsanesinden* almış konusunu. Fransız besteci Adolphe Adam müziklerini bestelemiÅŸ. Prensesle niÅŸanlı olan Kont Albrecht (Josef Varga) güzel Giselle’e (Anna Tsygankova) aşıktır ve köylü görünümüyle gelerek Giselle’e kur yapar. Giselle de ona delice aşık olur. Giselle’i seven kıskanç aşık Hilarion kontun bu yalanını ortaya çıkartır. Kalbi kırılan Giselle çıldırır ve dans ederken kılıcı kalbine saplar ve ölür.
65 kiÅŸilik ekip teknik ve estetik olarak çok üst düzeyde. Nasıl olmasın, her yıl yüzlerce dansçı seçmelere katılıyor. Bu yıl 700 kiÅŸiden sadece 7’si kabul edilmiÅŸ.
Sanat yönetmeni Ted Brandsen “dansçının hareketine kendi duygularını ve ruhunu katmasıyla, aÅŸkın dansla en iyi anlatımı ortaya çıkar” diyor.
Göz kamaÅŸtıran sahne ve kostüm tasarımını uluslararası dansçı ve heykeltıraÅŸ Toer van Schayka’ ait. 2 saatlik gösteri sırasında 250 kostüm deÄŸiÅŸtiriyorlar.
Sıkılmadınız deÄŸil mi? Ben de zaten sonuna geldim. Festival İzmir’de çok ilginç mekânlarda sergileniyor. Sigara Fabrikası, Ayavukla Kilisesi, Efes Celsius Kütüphanesi ve Agora bunlardan birkaçı, 28 Eylül’e kadar da sürüyor.
Belki sevdiğiniz bir konser, bir gösteri gözünüze çarpar.
Kültür ve sanatın “başımızdan eksik edilmemesi” dileÄŸiyle…
*Wilis’ler Efsanesi kısaca: Düğünlerinden önce ölen genç kızlar. Dans etme isteÄŸiyle kalpleri çarpmaya devam ettiÄŸi için gece, ruhları mezarlarını terk ediyor. Dans ederlerken ellerine geçirdikleri canlılarla, onlar düşüp ölene kadar çılgınca dans ediyorlar.
Zuhal ÖZÜGÜL
"Zuhal ÖZÜGÜL" bütün yazıları için tıklayın...
İzmirli olmadığım halde bu kenti bana sevdiren olgulardan biri de kültür sanat etkinliklerinin yoÄŸunluÄŸu. Belki, ‘Ablası’ İstanbul’a daha yetiÅŸemiyor ama rahat bırakılsa(!) geçecek gibi de görünüyor. Bazen bir TV kanalında hızla geçen bir sanat olayını ya da bir gazetenin arka sayfalarındaki resim sergisi haberini, bir konseri, sinema günlerini ve daha nicelerini okuduÄŸum zaman heyecanlanıyorum ve orada olmak istiyorum. Bu durum, bana “bende daha iÅŸ bitmemiÅŸ” duygusu veriyor. Zaten kültür ve sanattan baÅŸka ne kaldı gibi yorumlar da yapabiliyorum.
İzmir’e maddi manevi destek veren “yerlileri” de mevcut. Bunlar 1985 yılında İzmir’in elden gitmemesi için “önce kültür ve sanatı geliÅŸtirmemiz ve kitleye ulaÅŸtırmamız gerekir” düşüncesinden yola çıkarak İKSEV’i kurmuÅŸlar. O zamandan bu yana kesintisiz her yıl Uluslararası İzmir Festivali’ni düzenliyorlar. Onların da söylediÄŸi gibi tarih boyunca pek çok medeniyetin doÄŸum yeri olan İzmir’in sanatsız ve kültürsüz kalıp, kuruyup çürümemesi için verimli çalışmalar yapıyorlar. (Gençler, çocuklar için müzik eÄŸitimi örneÄŸin)
26cı Festival çerçevesinde, Türkiye- Hollanda arasındaki 400ncü diplomatik iliÅŸkileri kutlama vesilesi ile 50ci yılını kutlayan Hollanda Ulusal Balesi İzmir Fuarı’nda, Açık Hava’da bir gösteri sundu.
Romantik Klasik Bale’nin önemlilerinden Giselle’i izleme fırsatı buldu İzmirliler, biz de.
Ünlü Alman ÅŸairi Heine’nin “Almanya üzerine” adlı kitabında anlattığı Wilis’ler efsanesinden* almış konusunu. Fransız besteci Adolphe Adam müziklerini bestelemiÅŸ. Prensesle niÅŸanlı olan Kont Albrecht (Josef Varga) güzel Giselle’e (Anna Tsygankova) aşıktır ve köylü görünümüyle gelerek Giselle’e kur yapar. Giselle de ona delice aşık olur. Giselle’i seven kıskanç aşık Hilarion kontun bu yalanını ortaya çıkartır. Kalbi kırılan Giselle çıldırır ve dans ederken kılıcı kalbine saplar ve ölür.
65 kiÅŸilik ekip teknik ve estetik olarak çok üst düzeyde. Nasıl olmasın, her yıl yüzlerce dansçı seçmelere katılıyor. Bu yıl 700 kiÅŸiden sadece 7’si kabul edilmiÅŸ.
Sanat yönetmeni Ted Brandsen “dansçının hareketine kendi duygularını ve ruhunu katmasıyla, aÅŸkın dansla en iyi anlatımı ortaya çıkar” diyor.
Göz kamaÅŸtıran sahne ve kostüm tasarımını uluslararası dansçı ve heykeltıraÅŸ Toer van Schayka’ ait. 2 saatlik gösteri sırasında 250 kostüm deÄŸiÅŸtiriyorlar.
Sıkılmadınız deÄŸil mi? Ben de zaten sonuna geldim. Festival İzmir’de çok ilginç mekânlarda sergileniyor. Sigara Fabrikası, Ayavukla Kilisesi, Efes Celsius Kütüphanesi ve Agora bunlardan birkaçı, 28 Eylül’e kadar da sürüyor.
Belki sevdiğiniz bir konser, bir gösteri gözünüze çarpar.
Kültür ve sanatın “başımızdan eksik edilmemesi” dileÄŸiyle…
*Wilis’ler Efsanesi kısaca: Düğünlerinden önce ölen genç kızlar. Dans etme isteÄŸiyle kalpleri çarpmaya devam ettiÄŸi için gece, ruhları mezarlarını terk ediyor. Dans ederlerken ellerine geçirdikleri canlılarla, onlar düşüp ölene kadar çılgınca dans ediyorlar.
Zuhal ÖZÜGÜL
"Zuhal ÖZÜGÜL" bütün yazıları için tıklayın...
