Banu Bingör
Haber Atlamak
Enformasyon çağı kavramını sıklıkla kullanıp, bir de onu 'bilgi çağı' diye yorumluyoruz. Oysa ki kavram hepi topu 'haberdar olmak' işine yol veriyor. Ötesi şaibeli. Haydi peki kavramın irdelenmesi kenarda dursun şöyle. Haberdar olma işinde bile geri ve geç kaldığımı fark etmek bazen canımı sıkıyor.
Televizyondan sağlanacak haberler uzun süredir gündemim dışında. Siyasi ya da ideolojik bir tercih değil benimkisi; televizyonun yayın akışı geç vakitte başlıyor artık evde. Mesele bu. Gazete deseniz, hanidir uzağında durduğum, ara ara Perşembe günleri satın aldığım bir basın organı halinde. Gazetelerin internet sitelerinin var oluşu neden olmadı bu gazete satın almama halime. Kişisel tercih diyelim. Bir gün sosyolojik olarak karşılaştırmalı gazete haberleri incelemeye karar verirsem, döner baştan okurum. Ancak şu sıra ne zırvaya ihtiyacım var ne de köşelerdeki tekrarları okumaya.
Konumuz bu değil aslında. Konumuz ne? Atladığım bir haber.
Sözüm ona interneti severek kullanıyorum. Ancak bu kullanmada alıştığım ve sık okuduÄŸum siteler dışına çıkmamanın yarattığı boÅŸluÄŸun farkında deÄŸilmiÅŸim. Bugün peÅŸ peÅŸe denk geldiÄŸim ‘eski’ haberler ve bazı siteler sayesinde ayırdına vardım bu boÅŸluÄŸun.
Önümüzdeki AÄŸustos ayının sonlarında, yakın dostlarımızın damadının ailesi Fransa’dan İstanbul’a gelecek. On beÅŸ günlük bir tatil süresi belirlemiÅŸler. Gezip görmek istedikleri yerleri de listelemiÅŸler. Bu listeye dayanarak onlara bir gezi programı oluÅŸturma fikri doÄŸdu aramızda.
Nereler hangi gün gezilmeli? Hangi güzergâh izlenmeli? Nerelerde yemek molası verilebilir? Ulaşım nasıl saÄŸlanır? Müze karttan faydalanma ÅŸansları nedir? Ve daha pek çok soru arasında gidip gelirken bugün www.muze.gov.tr’yi yeniden keÅŸfettim. Uzun zamandır Kültür Bakanlığı’nın bu sitesine girmemiÅŸtim. Kültür Bakanlığı’na baÄŸlı müzelerin ve Müze Kart’ın tanıtıldığı, özet bilgilerin, giriÅŸ ücretlerinin ve haritaların yer aldığı, sade ve iÅŸlevsel bir site kurmuÅŸlar. Keyifle dolandım sayfalarında.
Derken gözüm haber ve duyurular kısmına takıldı. İlk dikkatimi çeken haber “Üç Satırlık Kitabe” baÅŸlığı taşıyordu. Çanakkale’nin Biga ilçesindeki Parion Antik Kenti kazılarında üç satırlık bir kitabe bulunmuÅŸ. Kitabenin dili Frigce! Frig dilinde yazılmış bu yazıtın Marmara bölgesinde keÅŸfedilmesi, Frigya’nın sınırlarının İç Anadolu’yu taÅŸtığına iliÅŸkin ipucu niteliÄŸinde. Belki yakında Frig tarihinin yeniden yazılması gerekecek. Ne memleket ama?! Ne topraklar?! Ara, araÅŸtır, yaz, soruÅŸtur, bitmiyor derya…
Bu haberin hemen ardından okuduÄŸum haberse beni çok heyecanlandırdı. Türkiye’de bir müzenin “Avrupa’da Yılın Müzesi 2012”ye aday gösterildiÄŸini öğrendim! KırÅŸehir’de bir müze! Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi! MeÄŸer bu müze, geçtiÄŸimiz yıl “En İyi YeÅŸil Müze” ödülünü almış. 2012’de ise EMYA’ya (European Museum of the Year Award) aday gösterilmiÅŸ.
Önce hemen müzeyi araÅŸtırdım. İnternet saÄŸolsun, epey bilgilendirdi beni. Ankara’ya 120 km uzaklıktaki bir köyde kurulu bu müze Japon hükümetinin karşılıksız hibesiyle 2010'da yapılmış. Bunun dışında, bir de Japonya sınırları dışındaki en büyük botanik bahçeyi/Japon Bahçesi'ni de yine bu alana kurmuÅŸlar. Müze, kazı alanından sadece 1.5 km uzaklıktaymış. Kazı çalışmalarını da Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü ile birlikte yürütüyormuÅŸuz. M.Ö. 4000’den kalma kalıntılar yirmi katmanlı bir tepede gömülüymüş. Binlerce yıldır bozulmadan korunan bu tepenin ÅŸekli, müze binası mimarisine de ilham vermiÅŸ. Bilgileri edindiÄŸim sitedeki ( www.arkitera.com) fotoÄŸraflara bakılırsa gidilip, görülesi bir yer!
Sonra EMYA’nın sitesine girdim. Yarışma hangi aÅŸamada, öğreneceÄŸim güya. AÅŸama falan kalmamış ki! Ödül(ler) 19 Mayıs’ta verilmiÅŸ ve hatta 2013 için adaylık baÅŸvuruları bile kapanmış.
Benim gibi bihaber olan okuyucuya sesleniyorum; hemen heyecanlanmayınız. Maalesef bu seneki ödülü Kalehöyük Arkeoloji Müzesi alamamış. Kazanan müze Madinat Al-Zahra, Kordoba, İspanya. 10. yy Endülüs’ünün baÅŸkenti olan al-Zahra’nın kalıntılarının sergilendiÄŸi bu müzenin dışında, İspanya’nın iki müzesi daha ödüle aday gösterilmiÅŸ. Türkiye’den ise sadece Kalehöyük…
Kötü müdür? Müzelerimizdeki eserlerin depolarda çürüdüğü, teÅŸhirden eser çalındığı dönemlere göre bir tane olsun müzemizin Avrupa’nın En İyi Müzesi ödülüne aday gösterilmesi elbette keyifli bir geliÅŸme. Öte yandan ekonomik krizle baÅŸ etmekte güçlük çeken ve hem Avrupa’nın hem de bizim dilimize düşen garibim Yunanistan’ın üç müzesi birden bu ödüle aday gösterilmiÅŸ. Yunanistan’ın kültür varlıklarına yönelik politikasını bilmem, okumadım, incelemedim. Ancak sit alanlarının derecelerini aÅŸama aÅŸama düşüren bizlerin, Japonya hibesiyle yaÅŸam bulmuÅŸ müzesinin aday gösterilmesinde alınacak çok ders var.
HoÅŸ bu duruma da Eurovision karşısında geliÅŸtirdiÄŸimiz yeni bakış açısıyla bakabiliriz. Neticede her yıl verilecek olan bir ‘prestij’ ödülü. Ancak yeryüzünde ‘prestij’ hiç de azımsanacak bir varlık deÄŸil, bana sorulsa…
2013 ödüllerine içlerinde yine Türkiye’nin de bulunduÄŸu 20 ülkeden 40 müze baÅŸvuruda bulunmuÅŸ. Kimlerin aday gösterileceÄŸi yakında açıklanacakmış. Demek ki takip edeceÄŸiz. İşimiz ne? Bu sefer haber atlamak yok!
Banu Bingör
bal@karafakiden.com
www.karafakiden.com
Enformasyon çağı kavramını sıklıkla kullanıp, bir de onu 'bilgi çağı' diye yorumluyoruz. Oysa ki kavram hepi topu 'haberdar olmak' işine yol veriyor. Ötesi şaibeli. Haydi peki kavramın irdelenmesi kenarda dursun şöyle. Haberdar olma işinde bile geri ve geç kaldığımı fark etmek bazen canımı sıkıyor.
Televizyondan sağlanacak haberler uzun süredir gündemim dışında. Siyasi ya da ideolojik bir tercih değil benimkisi; televizyonun yayın akışı geç vakitte başlıyor artık evde. Mesele bu. Gazete deseniz, hanidir uzağında durduğum, ara ara Perşembe günleri satın aldığım bir basın organı halinde. Gazetelerin internet sitelerinin var oluşu neden olmadı bu gazete satın almama halime. Kişisel tercih diyelim. Bir gün sosyolojik olarak karşılaştırmalı gazete haberleri incelemeye karar verirsem, döner baştan okurum. Ancak şu sıra ne zırvaya ihtiyacım var ne de köşelerdeki tekrarları okumaya.
Konumuz bu değil aslında. Konumuz ne? Atladığım bir haber.
Sözüm ona interneti severek kullanıyorum. Ancak bu kullanmada alıştığım ve sık okuduÄŸum siteler dışına çıkmamanın yarattığı boÅŸluÄŸun farkında deÄŸilmiÅŸim. Bugün peÅŸ peÅŸe denk geldiÄŸim ‘eski’ haberler ve bazı siteler sayesinde ayırdına vardım bu boÅŸluÄŸun.
Önümüzdeki AÄŸustos ayının sonlarında, yakın dostlarımızın damadının ailesi Fransa’dan İstanbul’a gelecek. On beÅŸ günlük bir tatil süresi belirlemiÅŸler. Gezip görmek istedikleri yerleri de listelemiÅŸler. Bu listeye dayanarak onlara bir gezi programı oluÅŸturma fikri doÄŸdu aramızda.
Nereler hangi gün gezilmeli? Hangi güzergâh izlenmeli? Nerelerde yemek molası verilebilir? Ulaşım nasıl saÄŸlanır? Müze karttan faydalanma ÅŸansları nedir? Ve daha pek çok soru arasında gidip gelirken bugün www.muze.gov.tr’yi yeniden keÅŸfettim. Uzun zamandır Kültür Bakanlığı’nın bu sitesine girmemiÅŸtim. Kültür Bakanlığı’na baÄŸlı müzelerin ve Müze Kart’ın tanıtıldığı, özet bilgilerin, giriÅŸ ücretlerinin ve haritaların yer aldığı, sade ve iÅŸlevsel bir site kurmuÅŸlar. Keyifle dolandım sayfalarında.
Derken gözüm haber ve duyurular kısmına takıldı. İlk dikkatimi çeken haber “Üç Satırlık Kitabe” baÅŸlığı taşıyordu. Çanakkale’nin Biga ilçesindeki Parion Antik Kenti kazılarında üç satırlık bir kitabe bulunmuÅŸ. Kitabenin dili Frigce! Frig dilinde yazılmış bu yazıtın Marmara bölgesinde keÅŸfedilmesi, Frigya’nın sınırlarının İç Anadolu’yu taÅŸtığına iliÅŸkin ipucu niteliÄŸinde. Belki yakında Frig tarihinin yeniden yazılması gerekecek. Ne memleket ama?! Ne topraklar?! Ara, araÅŸtır, yaz, soruÅŸtur, bitmiyor derya…
Bu haberin hemen ardından okuduÄŸum haberse beni çok heyecanlandırdı. Türkiye’de bir müzenin “Avrupa’da Yılın Müzesi 2012”ye aday gösterildiÄŸini öğrendim! KırÅŸehir’de bir müze! Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi! MeÄŸer bu müze, geçtiÄŸimiz yıl “En İyi YeÅŸil Müze” ödülünü almış. 2012’de ise EMYA’ya (European Museum of the Year Award) aday gösterilmiÅŸ.
Önce hemen müzeyi araÅŸtırdım. İnternet saÄŸolsun, epey bilgilendirdi beni. Ankara’ya 120 km uzaklıktaki bir köyde kurulu bu müze Japon hükümetinin karşılıksız hibesiyle 2010'da yapılmış. Bunun dışında, bir de Japonya sınırları dışındaki en büyük botanik bahçeyi/Japon Bahçesi'ni de yine bu alana kurmuÅŸlar. Müze, kazı alanından sadece 1.5 km uzaklıktaymış. Kazı çalışmalarını da Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü ile birlikte yürütüyormuÅŸuz. M.Ö. 4000’den kalma kalıntılar yirmi katmanlı bir tepede gömülüymüş. Binlerce yıldır bozulmadan korunan bu tepenin ÅŸekli, müze binası mimarisine de ilham vermiÅŸ. Bilgileri edindiÄŸim sitedeki ( www.arkitera.com) fotoÄŸraflara bakılırsa gidilip, görülesi bir yer!
Sonra EMYA’nın sitesine girdim. Yarışma hangi aÅŸamada, öğreneceÄŸim güya. AÅŸama falan kalmamış ki! Ödül(ler) 19 Mayıs’ta verilmiÅŸ ve hatta 2013 için adaylık baÅŸvuruları bile kapanmış.
Benim gibi bihaber olan okuyucuya sesleniyorum; hemen heyecanlanmayınız. Maalesef bu seneki ödülü Kalehöyük Arkeoloji Müzesi alamamış. Kazanan müze Madinat Al-Zahra, Kordoba, İspanya. 10. yy Endülüs’ünün baÅŸkenti olan al-Zahra’nın kalıntılarının sergilendiÄŸi bu müzenin dışında, İspanya’nın iki müzesi daha ödüle aday gösterilmiÅŸ. Türkiye’den ise sadece Kalehöyük…
Kötü müdür? Müzelerimizdeki eserlerin depolarda çürüdüğü, teÅŸhirden eser çalındığı dönemlere göre bir tane olsun müzemizin Avrupa’nın En İyi Müzesi ödülüne aday gösterilmesi elbette keyifli bir geliÅŸme. Öte yandan ekonomik krizle baÅŸ etmekte güçlük çeken ve hem Avrupa’nın hem de bizim dilimize düşen garibim Yunanistan’ın üç müzesi birden bu ödüle aday gösterilmiÅŸ. Yunanistan’ın kültür varlıklarına yönelik politikasını bilmem, okumadım, incelemedim. Ancak sit alanlarının derecelerini aÅŸama aÅŸama düşüren bizlerin, Japonya hibesiyle yaÅŸam bulmuÅŸ müzesinin aday gösterilmesinde alınacak çok ders var.
HoÅŸ bu duruma da Eurovision karşısında geliÅŸtirdiÄŸimiz yeni bakış açısıyla bakabiliriz. Neticede her yıl verilecek olan bir ‘prestij’ ödülü. Ancak yeryüzünde ‘prestij’ hiç de azımsanacak bir varlık deÄŸil, bana sorulsa…
2013 ödüllerine içlerinde yine Türkiye’nin de bulunduÄŸu 20 ülkeden 40 müze baÅŸvuruda bulunmuÅŸ. Kimlerin aday gösterileceÄŸi yakında açıklanacakmış. Demek ki takip edeceÄŸiz. İşimiz ne? Bu sefer haber atlamak yok!
Banu Bingör
bal@karafakiden.com
"Banu Bingör" bütün yazıları için tıklayın...
