
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Foça’nın kızıyım ben, Foça neyse ben oyum!
“Foça’nın kızıyım ben Foça neyse ben oyum” diyen Çidem Dirim ile söyleÅŸmek ne keyifliymiÅŸ meÄŸer… Küçükdeniz Limanı, baharın ilk günü olan 21 Mart'ı müjdelercesine günlük güneÅŸlik. Tabiat, uyanışını haykırıyor sanki denize ve günbatımına. Sıcacık gülümseyen güzel bir kadının silüeti beliriyor tahta iskelede; Tepeden inme pat diye Foçalı kadınları soruyorum. Biliyorum onun doÄŸma büyüme Foçalı olduÄŸunu.
“Foça neyse ben oyum” diyerek ÅŸaşırtmıyor beni.
DiÅŸi bir kenttir Foça, bunu iyice yerleÅŸtirdim belleÄŸime. GeldiÄŸim günden bu yana kadınlarını izlerim bu kentin, onların özgürlük anlayışlarına her gün yeniden hayran olurum. Çidem hanım içindeki Foçalılığı döküp taşırıyor ufkun günbatımı esrikliÄŸine. “Onlar” diyor, “balık tutmasını da, yemek yapmasını, tekne kullanmasını, küfür etmesini de bilirler, sevmesini de. Foçalı kadın için aÅŸktan daha önemli hiçbir ÅŸey yoktur. Aşık olmasını da bilir, aÅŸka saygı duymasını da…”
Günbatımı, aÅŸk ve Foça… Diyecek bir sözcük bulamıyorum, aÅŸkın aktığı denize zinhar meÅŸksiz yan bakılmaz. AÅŸk, sözcüklerle raks etmeye baÅŸlamış ise, sözü söyleyene dünyanın tüm dikenleri tomurcuk görünür.
“Foçalı kadın” diyor, duruyor… “Ama ben, kendimi hala hiç kadın gibi görmüyorum. Ben Foça’nın kızıyım, henüz gencecik bir Foça kızı! Bir asır önce Makedonya’dan göçüp gelmiÅŸ BoÅŸnak İbrahim efendinin torunu, Asaf Evin Yenipazar’ın kızıyım. Daha dün saçalan topluyordum İngiliz Burnu’nda. Saçalanı bilirsiniz deÄŸil mi? Aynı kalamar gibi yumurtalı unlu kızartılır, Foçalı Kadınların havyarıdır saçalan, senede bir kere mutlaka yeriz”…
“Hani seramikçi Konca var ya; o çok güzel gözlemlemiÅŸ, balıklı kızları görünce o yaptığın benim haa, sen beni yapmışsın dedim. Elif Åžafak’ın Med Cezir kitabının kapağındaki kız tıpkı ben!”
Tamam. Bir günbatımı vurgunu bu. Her insan bir dünya, her Foçalı kadın bir galaksi sanki! Kollarında sımsıkı sarıldığı balığıyla sevdasıyla aynı Ege Denizi gibi, bir gün dalgalı bir gün fırtınalı ve oynak, kimi zaman da sessiz ve durgun. Sevgileri de büyük, hırçınlıkları da! Efelerin kızıdır onlar, erkeklerini kendileri seçerler, seçilmezler. Herhalde, Foçalı bir kadın tarafından sevilmek şans olsa gerek!
Her geçen gün yeni ÅŸeyler öğrenmek, hele bu Foça üzerineyse daha bir kıymetli! Onlar, yani Foçalı kadınlar önemli kararlarını denizde kulaç atarak alırlarmış. Varsa bir tasaları, atmışlarsa maviliÄŸin kollarına kendilerini, saatlerce yüzüp İncir Adası’ndan kıyıya çıkarken çoktan vermiÅŸ olurlarmış kararlarını artık. Bütün yara bereler denizin tuzuyla iyileÅŸmez mi? Bu benim de baÅŸvurduÄŸum bir saÄŸaltım ÅŸekli, suda düşünmek daima iÅŸe yarar.
“Ben Çifte Kayalara gider otururdum bir sıkıntım varsa” diyor Çidem hanım, “ne zaman dağıtırım içimdeki derdi tasayı, o vakit kalkarım kayaların oturmaktan aşınmış çukur taÅŸlarından…” Deniz ya da kayalar, hepsi tuz tadında tıpkı göz yaşı gibi…
“Her Foçalı çocuÄŸun kayığı olmalı” diyen bir çocuÄŸun annesini biraz daha yakından tanıdım bugün... OÄŸlunun adını Deniz koyacak kadar deniz seven Foçalı bir anne o. Ege Denizi gibi fırtınalı, hırçın ve iÅŸveli…
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
“Foça’nın kızıyım ben Foça neyse ben oyum” diyen Çidem Dirim ile söyleÅŸmek ne keyifliymiÅŸ meÄŸer… Küçükdeniz Limanı, baharın ilk günü olan 21 Mart'ı müjdelercesine günlük güneÅŸlik. Tabiat, uyanışını haykırıyor sanki denize ve günbatımına. Sıcacık gülümseyen güzel bir kadının silüeti beliriyor tahta iskelede; Tepeden inme pat diye Foçalı kadınları soruyorum. Biliyorum onun doÄŸma büyüme Foçalı olduÄŸunu.
“Foça neyse ben oyum” diyerek ÅŸaşırtmıyor beni.
DiÅŸi bir kenttir Foça, bunu iyice yerleÅŸtirdim belleÄŸime. GeldiÄŸim günden bu yana kadınlarını izlerim bu kentin, onların özgürlük anlayışlarına her gün yeniden hayran olurum. Çidem hanım içindeki Foçalılığı döküp taşırıyor ufkun günbatımı esrikliÄŸine. “Onlar” diyor, “balık tutmasını da, yemek yapmasını, tekne kullanmasını, küfür etmesini de bilirler, sevmesini de. Foçalı kadın için aÅŸktan daha önemli hiçbir ÅŸey yoktur. Aşık olmasını da bilir, aÅŸka saygı duymasını da…”
Günbatımı, aÅŸk ve Foça… Diyecek bir sözcük bulamıyorum, aÅŸkın aktığı denize zinhar meÅŸksiz yan bakılmaz. AÅŸk, sözcüklerle raks etmeye baÅŸlamış ise, sözü söyleyene dünyanın tüm dikenleri tomurcuk görünür.
“Foçalı kadın” diyor, duruyor… “Ama ben, kendimi hala hiç kadın gibi görmüyorum. Ben Foça’nın kızıyım, henüz gencecik bir Foça kızı! Bir asır önce Makedonya’dan göçüp gelmiÅŸ BoÅŸnak İbrahim efendinin torunu, Asaf Evin Yenipazar’ın kızıyım. Daha dün saçalan topluyordum İngiliz Burnu’nda. Saçalanı bilirsiniz deÄŸil mi? Aynı kalamar gibi yumurtalı unlu kızartılır, Foçalı Kadınların havyarıdır saçalan, senede bir kere mutlaka yeriz”…
“Hani seramikçi Konca var ya; o çok güzel gözlemlemiÅŸ, balıklı kızları görünce o yaptığın benim haa, sen beni yapmışsın dedim. Elif Åžafak’ın Med Cezir kitabının kapağındaki kız tıpkı ben!”
Tamam. Bir günbatımı vurgunu bu. Her insan bir dünya, her Foçalı kadın bir galaksi sanki! Kollarında sımsıkı sarıldığı balığıyla sevdasıyla aynı Ege Denizi gibi, bir gün dalgalı bir gün fırtınalı ve oynak, kimi zaman da sessiz ve durgun. Sevgileri de büyük, hırçınlıkları da! Efelerin kızıdır onlar, erkeklerini kendileri seçerler, seçilmezler. Herhalde, Foçalı bir kadın tarafından sevilmek şans olsa gerek!
Her geçen gün yeni ÅŸeyler öğrenmek, hele bu Foça üzerineyse daha bir kıymetli! Onlar, yani Foçalı kadınlar önemli kararlarını denizde kulaç atarak alırlarmış. Varsa bir tasaları, atmışlarsa maviliÄŸin kollarına kendilerini, saatlerce yüzüp İncir Adası’ndan kıyıya çıkarken çoktan vermiÅŸ olurlarmış kararlarını artık. Bütün yara bereler denizin tuzuyla iyileÅŸmez mi? Bu benim de baÅŸvurduÄŸum bir saÄŸaltım ÅŸekli, suda düşünmek daima iÅŸe yarar.
“Ben Çifte Kayalara gider otururdum bir sıkıntım varsa” diyor Çidem hanım, “ne zaman dağıtırım içimdeki derdi tasayı, o vakit kalkarım kayaların oturmaktan aşınmış çukur taÅŸlarından…” Deniz ya da kayalar, hepsi tuz tadında tıpkı göz yaşı gibi…
“Her Foçalı çocuÄŸun kayığı olmalı” diyen bir çocuÄŸun annesini biraz daha yakından tanıdım bugün... OÄŸlunun adını Deniz koyacak kadar deniz seven Foçalı bir anne o. Ege Denizi gibi fırtınalı, hırçın ve iÅŸveli…

Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
"Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...