
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Semi-sentetik yaşam sanrıları
ÇocukluÄŸumda ne zaman anjin, faranjit yada bronÅŸit filan olsam doktorlar Longatren 750 diye bir antibiyotik dayarlardı, onun yanında da ÅŸaÅŸmaz tamamlayıcıları Becozym-C Forte, Theraflu, Bepanthene pastil, ki bazen İversal olurdu, Ortrivine damla, Perebron ÅŸurup ve bazen de Gargarin ile Novalgine, Geralgine, Parol türü bir ateÅŸ düşürücü… AntibiyotiÄŸin cinsi deÄŸiÅŸtiÄŸinde büyük çoÄŸunluk ikinci tercih Bactrim olurdu, soÄŸuk algınlığımın ÅŸekli deÄŸiÅŸip zatürreye dönüşmüş ise artık enjeksiyonlara sıra gelmiÅŸ demekti; penisilin’ler, Lincocin’ler, kortizonlar hak getire…
70’li yılların sosyal güvencesi altındaki insanlar doktora gittiklerinde reçeteleri yedi sekiz çeÅŸit ilaçtan aÅŸağı olmazdı pek. Ayrıca çok ilaç yazan doktor makbûl doktor sayılırdı! Hele sosyal devlet anlayışıyla sigortalı çalışanların eÅŸ ve çocukları torbalar dolusu ilacı alıp eve geldiklerinde, ganimet bulmuşçasına caka satarlardı. “Bir çanta dolusu ilaca azıcık katılım payı verdim” diyenler çoÄŸu zaman ilaçların pek azını kullanır, konu komÅŸuya da “bana iyi geldi sen de iç” diyerek lûtufta bulunurdu.
Longatren 750 semi-sentetik penisilin yazan ilaç kutusunu ateÅŸler içinde milyon kere okurken, o tatlımsı penisilin kokusunu belleÄŸime çaktırmadan nakÅŸetmiÅŸim ki, bugün bile o koku keskin olarak aklımda. Kokular insanın belleÄŸine kaydolmuÅŸ AkaÅŸik kayıtlar gibidir, bir kere algılamış isek bir daha unutmuyoruz. Çocuk aklımla semi-sentetiÄŸin ne olduÄŸunu sorguluyor muydum? Galiba, “sentetik” lâfına takılırdım hep sentetik yani doÄŸal olmayan, yarı sentetik bir ÅŸey!
Bugünün penceresinden geçmiÅŸte iÅŸlediÄŸimiz günahlara baktığımızda masumiyetlerimizi çok küçükken kaybettiÄŸimizi görmemek mümkün deÄŸil. Henüz doÄŸarken ve doÄŸumdan hemen sonra baÅŸlanan bir dizi ÅŸiÅŸe içindeki kimyasal ile merhaba diyoruz dünyaya. Yok vitamin damlası, yok serum fizyolojik vs. derken illa da reçeteli bir takım takviyelerle baÅŸlıyor yaÅŸam denilen süreç. Daha annelerimizin karnında baÅŸlamıyor mu sentetik yaÅŸam? Bilmeden iÅŸlediÄŸimiz masum suçlardan sorumlu tutulabilir miyiz? İnsan vücudu, bunca doÄŸal olmayan “ilaç” adı altındaki maddeyi nasıl hazmediyor? Tıbbi deyiÅŸle tolere / göz ardı diyerek yarar ve zarar ikileminin ortasında ciddi bir açmaza düşülüyor. Bugün çığırından çıkan bir hibritleÅŸme ve GDO ecinnisiyle al takke ver külah garip bir savaÅŸ içindeyiz. Bu savaşı sorguladığımızda çoÄŸu zaman müstehzi gülümsemelerle karşılaşıyoruz. İnanmadığımız bir dine inanıyormuÅŸ gibi görünme maraziyesi! DeÄŸiÅŸim ve dönüşümün hızla gerçekleÅŸtiÄŸi 21. yüzyıl insanlığı yapay olan her ÅŸeye “dur” deme zamanını çoktan geçirmiÅŸ olabilir mi? Hani miyadı geçmiÅŸ ilaçları kullanmaz çöpe atarız, eskiye ait düşünce ve diretmelerin de miyadı geçmiÅŸ olmasın!!!
Gönlümüz doğadaki çayır çimende yuvarlanan haylaz çocuk, oysa bizler semi-sentetik penisilinler ve atibiyotiklerle büyümüş, ilerleyen yaşlarda da her gün kullandığımız kimyasal tansiyon, kolestrol düşürücülerle başkalaşıma uğramış kapsül ve tablet dinazorlarıyız!.
Çelişkiler yumağı ortada öylece duruyor. Ne bilim adamları, ne de sosyologlar doyurucu istatiksel değerleri insanlık ile paylaşmıyorlar! Paylaşılanlar ise devede kulak misali bilinmesinin zararsız sayılabileceği basit bilgiler. Sentetik dünya düzenine uyumlanamayan insan nesli başta kanser olmak üzere pek çok adı konulamayan hastalıkla telef oluyor. Hayata tutunabilen genlerin ise giderek yenidünya düzenine uyumlu genler olacağını düşünmememize kim engel?
SaÄŸlık ve mutluluk demetlerinin kurdelasına sıkıca sarılan biz yeÅŸil dünya aktivistleri, muhtemelen hâlâ organik ya da doÄŸallık notalarını ÅŸarkılıyor olacağız. Tüm sevimliliÄŸimizle…
Not: Fotoğraf, www.aafnh.org sitesinden alınmıştır.
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
ÇocukluÄŸumda ne zaman anjin, faranjit yada bronÅŸit filan olsam doktorlar Longatren 750 diye bir antibiyotik dayarlardı, onun yanında da ÅŸaÅŸmaz tamamlayıcıları Becozym-C Forte, Theraflu, Bepanthene pastil, ki bazen İversal olurdu, Ortrivine damla, Perebron ÅŸurup ve bazen de Gargarin ile Novalgine, Geralgine, Parol türü bir ateÅŸ düşürücü… AntibiyotiÄŸin cinsi deÄŸiÅŸtiÄŸinde büyük çoÄŸunluk ikinci tercih Bactrim olurdu, soÄŸuk algınlığımın ÅŸekli deÄŸiÅŸip zatürreye dönüşmüş ise artık enjeksiyonlara sıra gelmiÅŸ demekti; penisilin’ler, Lincocin’ler, kortizonlar hak getire…
70’li yılların sosyal güvencesi altındaki insanlar doktora gittiklerinde reçeteleri yedi sekiz çeÅŸit ilaçtan aÅŸağı olmazdı pek. Ayrıca çok ilaç yazan doktor makbûl doktor sayılırdı! Hele sosyal devlet anlayışıyla sigortalı çalışanların eÅŸ ve çocukları torbalar dolusu ilacı alıp eve geldiklerinde, ganimet bulmuşçasına caka satarlardı. “Bir çanta dolusu ilaca azıcık katılım payı verdim” diyenler çoÄŸu zaman ilaçların pek azını kullanır, konu komÅŸuya da “bana iyi geldi sen de iç” diyerek lûtufta bulunurdu.
Longatren 750 semi-sentetik penisilin yazan ilaç kutusunu ateÅŸler içinde milyon kere okurken, o tatlımsı penisilin kokusunu belleÄŸime çaktırmadan nakÅŸetmiÅŸim ki, bugün bile o koku keskin olarak aklımda. Kokular insanın belleÄŸine kaydolmuÅŸ AkaÅŸik kayıtlar gibidir, bir kere algılamış isek bir daha unutmuyoruz. Çocuk aklımla semi-sentetiÄŸin ne olduÄŸunu sorguluyor muydum? Galiba, “sentetik” lâfına takılırdım hep sentetik yani doÄŸal olmayan, yarı sentetik bir ÅŸey!
Bugünün penceresinden geçmiÅŸte iÅŸlediÄŸimiz günahlara baktığımızda masumiyetlerimizi çok küçükken kaybettiÄŸimizi görmemek mümkün deÄŸil. Henüz doÄŸarken ve doÄŸumdan hemen sonra baÅŸlanan bir dizi ÅŸiÅŸe içindeki kimyasal ile merhaba diyoruz dünyaya. Yok vitamin damlası, yok serum fizyolojik vs. derken illa da reçeteli bir takım takviyelerle baÅŸlıyor yaÅŸam denilen süreç. Daha annelerimizin karnında baÅŸlamıyor mu sentetik yaÅŸam? Bilmeden iÅŸlediÄŸimiz masum suçlardan sorumlu tutulabilir miyiz? İnsan vücudu, bunca doÄŸal olmayan “ilaç” adı altındaki maddeyi nasıl hazmediyor? Tıbbi deyiÅŸle tolere / göz ardı diyerek yarar ve zarar ikileminin ortasında ciddi bir açmaza düşülüyor. Bugün çığırından çıkan bir hibritleÅŸme ve GDO ecinnisiyle al takke ver külah garip bir savaÅŸ içindeyiz. Bu savaşı sorguladığımızda çoÄŸu zaman müstehzi gülümsemelerle karşılaşıyoruz. İnanmadığımız bir dine inanıyormuÅŸ gibi görünme maraziyesi! DeÄŸiÅŸim ve dönüşümün hızla gerçekleÅŸtiÄŸi 21. yüzyıl insanlığı yapay olan her ÅŸeye “dur” deme zamanını çoktan geçirmiÅŸ olabilir mi? Hani miyadı geçmiÅŸ ilaçları kullanmaz çöpe atarız, eskiye ait düşünce ve diretmelerin de miyadı geçmiÅŸ olmasın!!!
Gönlümüz doğadaki çayır çimende yuvarlanan haylaz çocuk, oysa bizler semi-sentetik penisilinler ve atibiyotiklerle büyümüş, ilerleyen yaşlarda da her gün kullandığımız kimyasal tansiyon, kolestrol düşürücülerle başkalaşıma uğramış kapsül ve tablet dinazorlarıyız!.
Çelişkiler yumağı ortada öylece duruyor. Ne bilim adamları, ne de sosyologlar doyurucu istatiksel değerleri insanlık ile paylaşmıyorlar! Paylaşılanlar ise devede kulak misali bilinmesinin zararsız sayılabileceği basit bilgiler. Sentetik dünya düzenine uyumlanamayan insan nesli başta kanser olmak üzere pek çok adı konulamayan hastalıkla telef oluyor. Hayata tutunabilen genlerin ise giderek yenidünya düzenine uyumlu genler olacağını düşünmememize kim engel?
SaÄŸlık ve mutluluk demetlerinin kurdelasına sıkıca sarılan biz yeÅŸil dünya aktivistleri, muhtemelen hâlâ organik ya da doÄŸallık notalarını ÅŸarkılıyor olacağız. Tüm sevimliliÄŸimizle…
Not: Fotoğraf, www.aafnh.org sitesinden alınmıştır.
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
"Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...