Yaþlýlýk sanrýlarý / Tut elimi / Aþçý Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
Aþçý Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGÝN

Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN

Yaþlýlýk sanrýlarý / Tut elimi



Bir süredir ne yemek tarifi veresim var, ne de yaþamý tarifleyesim…

Yaþamý türlü tariflerle kýsýtlamak en iyi yaptýðýmýz iþgüzârlýklardan sadece biri. Yaþamý olduðu haliyle en iyi þekliyle yaþamak varken, çoðumuz onu türlü anlamsýzlýklara kurban ediyoruz. Bir süredir, yaþamýn ince soluðu hastalýk, yaþlýlýk halleri ve hastane sanrýlarý içinde debelendiðimden gözüm baþka þeyleri görmez oldu. Bütün yazdýklarým da bu yelpazede duraðanlaþýyor zaten.

Bir hastane odasýnda “hasta babanýzýn elini tutarken neler hissediyorsunuz” diye sorulsaydý bana, neler dökülürdü yüreðimden kestirmek zor! Çok þeyler, pek çok þeyler deyip kestirip atmak haksýzlýk olurdu o uzun süreçte… Gerilere, çook gerilere gidiyorum; Babannemin yaþlýlýk dönemlerine, hoþ gençliðini bilmiyorum ki rahmetlinin; Yetmiþli yaþlarýný sürerken hep elimi tutarak konuþmaya çalýþýrdý benimle, damarlý ince ve buruþuk derisinin sertliðini bugün bile duyumsuyorum; nasýl da kuvvetle sýkardý benim çocuk parmaklarýmý… Sanki kuvvet alýrdý gençliðimden, sanki ölümü ötelerdi benim canlýlýðýmýn gölgesine sýðýnýp. Anlayamazdým o vakitler; “dua et bana, biraz daha yaþayayým e’mi kýzým” deyiþlerini…

Bir insanýn elini tutmanýn ona verdiði “ben buradayým” duygusunun gücünü, babamýn hasta yataðýnýn yaný baþýnda otururken çok yoðun hissettim. Neden dedim, neden zor olsun hasta ve yaþlýlarýn ellerini tutmak onlara moral ve güç vermek!

Bizim yaþlý babamýz þanslý, elini sýmsýký tutan onunla ilgilenen onu çok seven evlatlarý var. Ya diðerleri? Ya diðer hasta ve yaþlýlar...

Huzur evleri, yaþlý rehabiltasyon klinikleri, hastaneler, kimsesizler yurtlarý binlerce yalnýz insaný barýndýrýr bünyelerinde. Gülümseyen bir yüze ve insanca uzanacak dokunuþa hasret niceleri öylece bekleþirler oralarda. Ýnsan ruhunu saðaltacak nice insan eli bekler o yalnýz insanlar; Yoktur farký bizlerden, onlar da bir zamanlar çocuk ve genç oldular, onlar da bizler gibi bir anadan bir babadan dünyaya geldiler, o ilk solukla çektiler dünyanýn oksijenini ciðerlerine. Bebek elleri sýmsýký tutunduklarý anne baba elini nasýl býrakmadýysa, devran dönüp yaþlandýklarýnda evlatlarýnýn parmaklarýný da ayný özlemle aradýlar ellerinin altýnda.

"sen gittikten sonra yalnýz kalacaðým.
yalnýz kalmaktan korkmuyorum da,
ya; caným ellerini tutmak isterse...
/ Can Yücel



Bir süredir ne yemek tarifi veresim var, ne de yaþamý tarifleyesim…

Hep ayný þeyleri yaþýyoruz; Yorulmadýk mý bu döngüden? Doðuyor, büyüyor, yaþlanýp ölüyoruz… Hastalanmadan göçüp gidenlerimiz þanslý sayýlýyor. Bir baþka elin sýcaklýðýna dokunabilenler yaþamýn son deminde mutlu insanlar mertebesine ulaþýyor! Tanýmý tarifi mi? Ýþte o, kiþiye özel; ne kadar insan varsa o kadar da tarif.

Tut elimi, anlatacaðým.




Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN


www.ascifok.com



13 Aralýk 2011 Salý / 3476 okunma



"Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
" bütün yazýlarý için týklayýn...