Işık Teoman
Yeryüzünün özel bölgesi MIHLIÇAY
İzmir-Çanakkale arasındaki yolculuklar genellikle çok uzun sürer. Çünkü tüm doÄŸal güzellikler sanki özenle seçilmiÅŸ gibi bu bölgeye yerleÅŸtirilmiÅŸ. AliaÄŸa’dan çıktıktan sonra deniz ile iç içe bir yaÅŸamın sürdüğü Åžakran, yine yol üzerinde Çandarlı, Dikili, Ayvalık, Altınova, Edremit, Burhaniye, Akçay ve Altınoluk her biri onlarca kilometre uzunluÄŸunda sahilleri barındıran tatil beldelerimiz.
Yolculuk sırasında size bir yanınızda deniz, diÄŸer yanınızda ise sık ormanlar eÅŸlik ediyor. Bu doÄŸal güzelliklerden gözünüzü alamıyorsunuz. Bir de Küçükkuyu’dan tırmanmaya baÅŸlandığında köylülerin sattığı ürünleri sergiledikleri tezgahların oluÅŸturduÄŸu renkli görüntüler, satın almasanız bile izlenmeye deÄŸer.
Oksijeni en bol bölge
Bu bölgeye yapılan yolculukların sayısını artık hatırlamıyorum. Kaz DaÄŸları’nda birçok kez kamp kurup keyfini çıkardık. Ayazma’da ÅŸelalenin kaynağına ulaşıp suyunu yudumladık. KazdaÄŸları, yeryüzünde özel olarak yaratılmış bir bölgedir diye düşünüyorum. Çünkü,KazdaÄŸları yüzde 50-55 civarındaki oksijen oranı ile Alpler'den sonra dünya sıralamasında ikinci geliyor.
Bu bölgelerde esen rüzgar Kazdağı'ndan inip, çam ormanları üzerinden tüm körfeze yayılıyor. Rüzgar, çam kokusunu en ücra köşelere kadar ulaÅŸtırıyor. Esen rüzgar, özellikle astım ve kalp hastaları için de ÅŸifa kaynağı oluÅŸturuyormuÅŸ. GeçtiÄŸimiz aylarda Ayazma’da yaptığımız kamp sırasında birkaç saatlik uykunun ardından gün boyu dolaÅŸmış, fotoÄŸraf çekmiÅŸtik, ancak yorgunluk nedir bilmemiÅŸtik. Adatepe'deki Zeus Altarı'ndan körfezi seyretmiÅŸ körfezden gelen iyot kokusuyla çam kokusunu ciÄŸerlerimize doldurmuÅŸtuk.
Zaman yitirmeden
Geçen hafta yol arkadaşım Engin Yavuz ile harita üzerinde dolaÅŸtık. Yeni yerler aradık. KazdaÄŸları’nda gözümüze Mıhlıçay takıldı ve karar verdik. Cumartesi sabahı saat 06.00’da buluÅŸtuk. Kahvaltılıklarımızı yanımıza aldık. Eski Foça kavÅŸağında salaÅŸ kahvede kahvaltımızı ettik. Zaman yitirmeden yola koyulduk ve rotamızı Mıhlıçay’a çevirdik. Yol üzerinde ilgimizi çeken güzelliklerin bulunduÄŸu köylerde kısa turlar yaparak fotoÄŸraflar çekmeyi ihmal etmedik. Tüm güzellikleri geride bırakarak öğle saatlerinde Altınoluk’a ulaÅŸtık.
Mıhlıçay’ın denize döküldüğü köprünün üzerinden geçerek, Altınoluk yaÄŸ fabrikasının bulunduÄŸu yola saptık ve saÄŸlı sollu zeytin aÄŸaçları ile kaplanmış ÅŸirin bir köy yolunda yolculuÄŸumuzu sürdürdük. Çok gitmeden bir anda doÄŸa ile baÅŸ baÅŸa kaldık. Altınoluk’tan Mıhlıçay yaklaşık dört kilometre sürüyor. Ancak yol üzerinde Mıhlıçay’ı gösteren o kadar çok levha var ki, insanı yanıltıyor. O levhaların akan çayın çevresinde hizmet veren restoranlara ait olduÄŸunu sonradan öğrendik. Yol boyunca köylülere danışarak Mıhlıçay’ın kaynağına ulaÅŸacağımız yolu bulabildik.
Özel olarak oyulmuş gibi
Yine tozlu topraklı ve zeytin aÄŸaçları ile kaplı bir yoldan yaptığımız kısa bir yolculuÄŸun ardından Mıhlıçay’a ulaÅŸtık. Engin ile birlikte çığlık atmamak için kendimizi zor tuttuk. On binlerce zeytin aÄŸacının bulunduÄŸu bir vadinin içinde akan çayın sesini duyduÄŸumuzda çok özel bir yere geldiÄŸimizi anladık. Binlerce yıldır akan Mıhlıçay granit kayalarını sanki özel olarak oymuÅŸ ve bir gölet yaratmış. Bu göletten akan sular yine aÅŸağı bölgelerde yeni göletler yaratmış ve çevreleri piknik alanlarına dönüşmüş.
200 metre derinliÄŸe indik
Bu alana ulaÅŸabilmek için yaklaşık 200 metre aÅŸağıya doÄŸru indik. Gökyüzüne baktığımızda sadece zeytin aÄŸaçları ve çam aÄŸaçları ile gökyüzünün maviliÄŸini görebiliyorduk. KazdaÄŸları’nda doÄŸanın içinde gizlenmiÅŸ bu bölgeye gelen ÅŸanslı insanlar buz gibi suya dalıp çıkıyor ve keyfini çıkarıyor Çay yükseklerden akarken öyle bir gölet oluÅŸturmuÅŸ ki, suyun derinliÄŸi 30 metreyi bulmuÅŸ. Ve gençler onlarca metre yükseklikten gölete atlıyor. Buz gibi suyla buluÅŸuyor doyasıya yüzüyorlar.
Trekingciler için özel
Doğa ile baş başa kalmışım, kuş ve akan suyun su sesi bulunmaz bir fırsat, mayomu üzerime geçirdim ve soğuk sulara kendimi bıraktım, dakikalarca yüzdüm. Bölgede yaşayanlar, kışın yükselen, coşup kabaran Mıhlıçay'ın ancak yaz mevsiminde yol verdiğini söylüyorlar. Trekingciler için bulunmaz bir bölge.
AkÅŸam saatlerine kadar kaldığımız Mıhlıçay’dan ayrılmak bir hayli zor geldi. Engin Yavuz ile buraya Kasım ayında yeniden gelip kamp kurmayı planlıyoruz..

YemyeÅŸil bir ortam
Mıhlıçay’ın çevresi çam, çınar, zeytin, defne, incir, ayva, armut aÄŸaçları ile dolu. Burnunuza sürekli kekik kokusu geliyor.

Şelale gölet oluşturmuş
Mıhlıçay zirveden aşağı doğru Kademe kademe iniyor ve göletler oluşturuyor. Yemyeşil bitki örtüsünün çevrelediği göletten gözümüzü ayıramadık.

30 metreden atlıyorlar
Çılgınca dökülen ve sesi çevreye yayılan şelalenin döküldüğü yerde bir odacık oluşmuş. Cesaretli gençler 30 metre derinliğindeki bu gölete tırmanıp kendilerini bırakıyorlar.

Åžoka girilebilir
Soğuk suya girerken vücudu alıştırmak gerekiyor. Su o kadar soğuk ki ani şoka girmek mümkün olabilir. Tatlı suyun kaldırma gücü az olduğu için gölete iyi yüzme bilmeyenlerin girmesi sakıncalı. Ancak yüzme bilmeyenler sığ alanlarda serinleyebilir.

Doğal güzelliğe yakışmamış
Yalnız bu arada bizi üzen bir olay ile karşılaÅŸtık. Mıhlıçay’a inen yol üzerinde bir iÅŸletmeci güzelim doÄŸal güzelliÄŸin ortasına üç-dört katlı bir bina inÅŸa etmiÅŸ. Her halinden kaçak olduÄŸu belli olan tesisi hizmete açmak için iÅŸletmecisinin ruhsat almak için yetkililerin peÅŸinde koÅŸturduÄŸunu öğrendik. Umarız alamaz. Güzelliklerin içinde yükselen bu çok katlı binayı bu bölgeye geldiÄŸimizde bir daha görmek istemiyoruz




Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
İzmir-Çanakkale arasındaki yolculuklar genellikle çok uzun sürer. Çünkü tüm doÄŸal güzellikler sanki özenle seçilmiÅŸ gibi bu bölgeye yerleÅŸtirilmiÅŸ. AliaÄŸa’dan çıktıktan sonra deniz ile iç içe bir yaÅŸamın sürdüğü Åžakran, yine yol üzerinde Çandarlı, Dikili, Ayvalık, Altınova, Edremit, Burhaniye, Akçay ve Altınoluk her biri onlarca kilometre uzunluÄŸunda sahilleri barındıran tatil beldelerimiz.
Yolculuk sırasında size bir yanınızda deniz, diÄŸer yanınızda ise sık ormanlar eÅŸlik ediyor. Bu doÄŸal güzelliklerden gözünüzü alamıyorsunuz. Bir de Küçükkuyu’dan tırmanmaya baÅŸlandığında köylülerin sattığı ürünleri sergiledikleri tezgahların oluÅŸturduÄŸu renkli görüntüler, satın almasanız bile izlenmeye deÄŸer.
Oksijeni en bol bölge
Bu bölgeye yapılan yolculukların sayısını artık hatırlamıyorum. Kaz DaÄŸları’nda birçok kez kamp kurup keyfini çıkardık. Ayazma’da ÅŸelalenin kaynağına ulaşıp suyunu yudumladık. KazdaÄŸları, yeryüzünde özel olarak yaratılmış bir bölgedir diye düşünüyorum. Çünkü,KazdaÄŸları yüzde 50-55 civarındaki oksijen oranı ile Alpler'den sonra dünya sıralamasında ikinci geliyor.
Bu bölgelerde esen rüzgar Kazdağı'ndan inip, çam ormanları üzerinden tüm körfeze yayılıyor. Rüzgar, çam kokusunu en ücra köşelere kadar ulaÅŸtırıyor. Esen rüzgar, özellikle astım ve kalp hastaları için de ÅŸifa kaynağı oluÅŸturuyormuÅŸ. GeçtiÄŸimiz aylarda Ayazma’da yaptığımız kamp sırasında birkaç saatlik uykunun ardından gün boyu dolaÅŸmış, fotoÄŸraf çekmiÅŸtik, ancak yorgunluk nedir bilmemiÅŸtik. Adatepe'deki Zeus Altarı'ndan körfezi seyretmiÅŸ körfezden gelen iyot kokusuyla çam kokusunu ciÄŸerlerimize doldurmuÅŸtuk.
Zaman yitirmeden
Geçen hafta yol arkadaşım Engin Yavuz ile harita üzerinde dolaÅŸtık. Yeni yerler aradık. KazdaÄŸları’nda gözümüze Mıhlıçay takıldı ve karar verdik. Cumartesi sabahı saat 06.00’da buluÅŸtuk. Kahvaltılıklarımızı yanımıza aldık. Eski Foça kavÅŸağında salaÅŸ kahvede kahvaltımızı ettik. Zaman yitirmeden yola koyulduk ve rotamızı Mıhlıçay’a çevirdik. Yol üzerinde ilgimizi çeken güzelliklerin bulunduÄŸu köylerde kısa turlar yaparak fotoÄŸraflar çekmeyi ihmal etmedik. Tüm güzellikleri geride bırakarak öğle saatlerinde Altınoluk’a ulaÅŸtık.
Mıhlıçay’ın denize döküldüğü köprünün üzerinden geçerek, Altınoluk yaÄŸ fabrikasının bulunduÄŸu yola saptık ve saÄŸlı sollu zeytin aÄŸaçları ile kaplanmış ÅŸirin bir köy yolunda yolculuÄŸumuzu sürdürdük. Çok gitmeden bir anda doÄŸa ile baÅŸ baÅŸa kaldık. Altınoluk’tan Mıhlıçay yaklaşık dört kilometre sürüyor. Ancak yol üzerinde Mıhlıçay’ı gösteren o kadar çok levha var ki, insanı yanıltıyor. O levhaların akan çayın çevresinde hizmet veren restoranlara ait olduÄŸunu sonradan öğrendik. Yol boyunca köylülere danışarak Mıhlıçay’ın kaynağına ulaÅŸacağımız yolu bulabildik.
Özel olarak oyulmuş gibi
Yine tozlu topraklı ve zeytin aÄŸaçları ile kaplı bir yoldan yaptığımız kısa bir yolculuÄŸun ardından Mıhlıçay’a ulaÅŸtık. Engin ile birlikte çığlık atmamak için kendimizi zor tuttuk. On binlerce zeytin aÄŸacının bulunduÄŸu bir vadinin içinde akan çayın sesini duyduÄŸumuzda çok özel bir yere geldiÄŸimizi anladık. Binlerce yıldır akan Mıhlıçay granit kayalarını sanki özel olarak oymuÅŸ ve bir gölet yaratmış. Bu göletten akan sular yine aÅŸağı bölgelerde yeni göletler yaratmış ve çevreleri piknik alanlarına dönüşmüş.
200 metre derinliÄŸe indik
Bu alana ulaÅŸabilmek için yaklaşık 200 metre aÅŸağıya doÄŸru indik. Gökyüzüne baktığımızda sadece zeytin aÄŸaçları ve çam aÄŸaçları ile gökyüzünün maviliÄŸini görebiliyorduk. KazdaÄŸları’nda doÄŸanın içinde gizlenmiÅŸ bu bölgeye gelen ÅŸanslı insanlar buz gibi suya dalıp çıkıyor ve keyfini çıkarıyor Çay yükseklerden akarken öyle bir gölet oluÅŸturmuÅŸ ki, suyun derinliÄŸi 30 metreyi bulmuÅŸ. Ve gençler onlarca metre yükseklikten gölete atlıyor. Buz gibi suyla buluÅŸuyor doyasıya yüzüyorlar.
Trekingciler için özel
Doğa ile baş başa kalmışım, kuş ve akan suyun su sesi bulunmaz bir fırsat, mayomu üzerime geçirdim ve soğuk sulara kendimi bıraktım, dakikalarca yüzdüm. Bölgede yaşayanlar, kışın yükselen, coşup kabaran Mıhlıçay'ın ancak yaz mevsiminde yol verdiğini söylüyorlar. Trekingciler için bulunmaz bir bölge.
AkÅŸam saatlerine kadar kaldığımız Mıhlıçay’dan ayrılmak bir hayli zor geldi. Engin Yavuz ile buraya Kasım ayında yeniden gelip kamp kurmayı planlıyoruz..

YemyeÅŸil bir ortam
Mıhlıçay’ın çevresi çam, çınar, zeytin, defne, incir, ayva, armut aÄŸaçları ile dolu. Burnunuza sürekli kekik kokusu geliyor.

Şelale gölet oluşturmuş
Mıhlıçay zirveden aşağı doğru Kademe kademe iniyor ve göletler oluşturuyor. Yemyeşil bitki örtüsünün çevrelediği göletten gözümüzü ayıramadık.

30 metreden atlıyorlar
Çılgınca dökülen ve sesi çevreye yayılan şelalenin döküldüğü yerde bir odacık oluşmuş. Cesaretli gençler 30 metre derinliğindeki bu gölete tırmanıp kendilerini bırakıyorlar.

Åžoka girilebilir
Soğuk suya girerken vücudu alıştırmak gerekiyor. Su o kadar soğuk ki ani şoka girmek mümkün olabilir. Tatlı suyun kaldırma gücü az olduğu için gölete iyi yüzme bilmeyenlerin girmesi sakıncalı. Ancak yüzme bilmeyenler sığ alanlarda serinleyebilir.

Doğal güzelliğe yakışmamış
Yalnız bu arada bizi üzen bir olay ile karşılaÅŸtık. Mıhlıçay’a inen yol üzerinde bir iÅŸletmeci güzelim doÄŸal güzelliÄŸin ortasına üç-dört katlı bir bina inÅŸa etmiÅŸ. Her halinden kaçak olduÄŸu belli olan tesisi hizmete açmak için iÅŸletmecisinin ruhsat almak için yetkililerin peÅŸinde koÅŸturduÄŸunu öğrendik. Umarız alamaz. Güzelliklerin içinde yükselen bu çok katlı binayı bu bölgeye geldiÄŸimizde bir daha görmek istemiyoruz




Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...
