
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Sessiz Arka Bahçeler...
SessizliÄŸin sebebini biliyorum. BirçoÄŸu kepenklerini de kapayıp gitti ÅŸehirdeki evlerine. Sessiz bahçelere kayıyor bakışlarım, aÄŸaçların üzeri silme nar, iÄŸde, zeytin… Muntazam çimlerin üzerine tek tük sararan yapraklar dökülmüş, belli ki yeni gitmiÅŸ bazı haneler. Sırnaşıkça dolanmış bahçe çitlerine sarmaşık bitkiler, akÅŸam sefaları cömertçe saçmış tohumlarını etrafa, eÄŸilip toplayasım geçiyor içimden üşeniyorum. Bahçe kapıları zincirli, hüzünleniyorum.
Sessiz bahçelere bakıyorum; Henüz sonbahar rüzgârları baÅŸlamadı, Eylül ardılı tatlı bir Ekim güzü hüküm sürüyor buralarda. Kepenkler sımsıkı kapalı, verandalar bomboÅŸ mırıldanıyorum; ÅŸiirimsi sözcükler dökülüyor kaldırımlara, kendi sesimle irkilip susuyorum! Masumiyetine takıldığım bir ÅŸiir kitabının adını tekrarlıyorum yüksek sesle; “Sessiz Arka Bahçeler”.
Gülten Akın’ın, adıyla içine alan ve sarınca da bambaÅŸka bir dünyanın ilahisini yazdıran kitabı “Sessiz Arka Bahçeler”. Hiç ilintisi var mı benim bu mevsimsel hüznüm ile o bahçelerdeki acının! Diyorum ya, salt ismidir bahçeyi bahçe, sessizliÄŸi sessizlik yapan. O baÅŸka, bu baÅŸka… Hüznün, politik ve devrimsel sancısını kadınların yürek bahçelerine gömdüğü bir kitaptır o. Nerden geldi aklıma sanki! Ah sonbahar, sessizliÄŸimdeki çığlığı mı duyuyorsun?
“Kaçtık kentin bizi sarmayan sesinden
Denizin kış artığı sessizliğine
İzlendiğimizi biliyorduk hem de kendimiz kendimizi
Bir umut, bu kez öyle olmayabilir ve öteki
Susar, bağışlarız biz bizi.”
GecekuÅŸu - Sayfa 18 / Sessiz Arka Bahçeler’den
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
SessizliÄŸin sebebini biliyorum. BirçoÄŸu kepenklerini de kapayıp gitti ÅŸehirdeki evlerine. Sessiz bahçelere kayıyor bakışlarım, aÄŸaçların üzeri silme nar, iÄŸde, zeytin… Muntazam çimlerin üzerine tek tük sararan yapraklar dökülmüş, belli ki yeni gitmiÅŸ bazı haneler. Sırnaşıkça dolanmış bahçe çitlerine sarmaşık bitkiler, akÅŸam sefaları cömertçe saçmış tohumlarını etrafa, eÄŸilip toplayasım geçiyor içimden üşeniyorum. Bahçe kapıları zincirli, hüzünleniyorum.
Sessiz bahçelere bakıyorum; Henüz sonbahar rüzgârları baÅŸlamadı, Eylül ardılı tatlı bir Ekim güzü hüküm sürüyor buralarda. Kepenkler sımsıkı kapalı, verandalar bomboÅŸ mırıldanıyorum; ÅŸiirimsi sözcükler dökülüyor kaldırımlara, kendi sesimle irkilip susuyorum! Masumiyetine takıldığım bir ÅŸiir kitabının adını tekrarlıyorum yüksek sesle; “Sessiz Arka Bahçeler”.
Gülten Akın’ın, adıyla içine alan ve sarınca da bambaÅŸka bir dünyanın ilahisini yazdıran kitabı “Sessiz Arka Bahçeler”. Hiç ilintisi var mı benim bu mevsimsel hüznüm ile o bahçelerdeki acının! Diyorum ya, salt ismidir bahçeyi bahçe, sessizliÄŸi sessizlik yapan. O baÅŸka, bu baÅŸka… Hüznün, politik ve devrimsel sancısını kadınların yürek bahçelerine gömdüğü bir kitaptır o. Nerden geldi aklıma sanki! Ah sonbahar, sessizliÄŸimdeki çığlığı mı duyuyorsun?
“Kaçtık kentin bizi sarmayan sesinden
Denizin kış artığı sessizliğine
İzlendiğimizi biliyorduk hem de kendimiz kendimizi
Bir umut, bu kez öyle olmayabilir ve öteki
Susar, bağışlarız biz bizi.”
GecekuÅŸu - Sayfa 18 / Sessiz Arka Bahçeler’den
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
"Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...