Ahmet Zeki YEŞİL
ÖNEMSENME SANATI
Önemsenen, bir insan olmayı kim istemez? Kimse kusura bakmasın, ben önemsenmeyi önemserim. SaÄŸdan-soldan gelene ve hatta geçim sıkıntısından geri geri gidene “Selam Allah’ın selamı” diyerek selam veririm. Selamımı almayan olursa “Neden almadın lan!” diyerek müdahale ederim. Bu arada, 100 km. hızla tespih çekerim. Hürmette kusur etmem. En sevdiÄŸim laf, “Hürmetler hocam”dır. En sevdiÄŸim yemek, “İmambayıldı”, en sevmediÄŸim adam “Demokratik olarak aç!” diye tutturan Kevın Costner’dir. Çünkü O’nun çevresi benden geniÅŸtir.
Çevresi geniÅŸ adam desinler diye birlikte gezdiÄŸim dostlarıma selam verdiklerimi gösterip, “Ben onun babasını çok iyi tanırım” derim. Babası ile anasını karıştırdığım zamanlar çok kötü ÅŸeyler olmuÅŸtur. Örnek aldığım ÅŸahıslar yüzünden adım “Mankafa”ya çıkmıştır. GDO’lu diyeceklerine, mankafa desinler. Herkes mankafa olamaz. Asla tembel deÄŸilimdir! Çalışma masam ve kafam hep dağınıktır. KoltuÄŸumun altında daima bir dosya ile gezerim. Bu dosyayı elime alıp karşımdakine “Bunu bir açarsam, içindekileri bir dökersem” dedim mi, idrar zorluÄŸu çeken bile rahata kavuÅŸur. Varsayalım rahatlamadı. O zaman, itinayla hazırlanmış kasetleri ilaç niyetine ortaya atarım. EÄŸer, karşımdaki tavana bakmaya baÅŸladıysa hemen “Biz Alemizade PaÅŸa’nın torunlarıyız. PaÅŸa dedemiz dermiÅŸ ki” gibi sözler ile baÅŸlayan nutuklar atarım.
Çok sesliliÄŸe de, çok eÅŸliliÄŸe de karşıyımdır. Her ÅŸeye çok muhalefet etmem. O eskidendi. Åžimdi, dümen suyundan gitme zamanıdır. Amaç, doÄŸrudan ve haklıdan yana olmak deÄŸildir. Amaç, Adalet’i memnun etmektir. Ne vefalı komÅŸumuzdur bilseniz Adalet abla. Seksi, cilveli ve şıkır şıkırdır. Bir tek Adalet ablama hesap veririm. BaÅŸkasına asla! Bir kere hesap vermeye baÅŸladım mı, bilirim ki bunun sonu gelmez. Kafayı uzatarak, “Benim alnım açıktır” demek de yetmez. O kafaya bir ÅŸaplak yeme ihtimali her zaman mevcuttur. Bu nedenle her ÅŸeyi kafada bitiririm.
Çalışmayı çok sevmem. Bu nedenle çok dinlenirim. Zihni, ruhi ve nakdi karlılığa bakarım. Telefonlara da çok cevap vermem. İnternetim ise çok helaldir. Ekip çalışmasını ise çok sevmem. Ekibimi kurma ve de canım sıkıldığında dağıtma imkanım yoksa “Evet” demem. Aksi halde, ekipteki arkadaÅŸlarıma “Senin için iyi ÅŸeyler düşünüyorum” diyebilme ÅŸansım olamaz. Bir ekip içerisinde yer almak zorunda kaldıysam eÄŸer, ilk iÅŸim o ekibi dağıtmaktır. Bu nedenle, ekip elemanlarını tuvalette tek tek yakalayıp, ekip baÅŸkanı için “adam hortumcunun önde gideni ama kimseye koklatmıyor” demek tercihimdir.
BaÅŸka... BaÅŸka ne olsun, iyilik saÄŸlık. Åžimdi sorumu soruyorum, önemsenmek için ben daha ne yapayım? Ne olacak benim halim? Beni kim önemseyecek? Kim “Nah iÅŸte O” diye iÅŸaret parmağı ile gösterecek… Kim?
AZY
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...
Önemsenen, bir insan olmayı kim istemez? Kimse kusura bakmasın, ben önemsenmeyi önemserim. SaÄŸdan-soldan gelene ve hatta geçim sıkıntısından geri geri gidene “Selam Allah’ın selamı” diyerek selam veririm. Selamımı almayan olursa “Neden almadın lan!” diyerek müdahale ederim. Bu arada, 100 km. hızla tespih çekerim. Hürmette kusur etmem. En sevdiÄŸim laf, “Hürmetler hocam”dır. En sevdiÄŸim yemek, “İmambayıldı”, en sevmediÄŸim adam “Demokratik olarak aç!” diye tutturan Kevın Costner’dir. Çünkü O’nun çevresi benden geniÅŸtir.
Çevresi geniÅŸ adam desinler diye birlikte gezdiÄŸim dostlarıma selam verdiklerimi gösterip, “Ben onun babasını çok iyi tanırım” derim. Babası ile anasını karıştırdığım zamanlar çok kötü ÅŸeyler olmuÅŸtur. Örnek aldığım ÅŸahıslar yüzünden adım “Mankafa”ya çıkmıştır. GDO’lu diyeceklerine, mankafa desinler. Herkes mankafa olamaz. Asla tembel deÄŸilimdir! Çalışma masam ve kafam hep dağınıktır. KoltuÄŸumun altında daima bir dosya ile gezerim. Bu dosyayı elime alıp karşımdakine “Bunu bir açarsam, içindekileri bir dökersem” dedim mi, idrar zorluÄŸu çeken bile rahata kavuÅŸur. Varsayalım rahatlamadı. O zaman, itinayla hazırlanmış kasetleri ilaç niyetine ortaya atarım. EÄŸer, karşımdaki tavana bakmaya baÅŸladıysa hemen “Biz Alemizade PaÅŸa’nın torunlarıyız. PaÅŸa dedemiz dermiÅŸ ki” gibi sözler ile baÅŸlayan nutuklar atarım.
Çok sesliliÄŸe de, çok eÅŸliliÄŸe de karşıyımdır. Her ÅŸeye çok muhalefet etmem. O eskidendi. Åžimdi, dümen suyundan gitme zamanıdır. Amaç, doÄŸrudan ve haklıdan yana olmak deÄŸildir. Amaç, Adalet’i memnun etmektir. Ne vefalı komÅŸumuzdur bilseniz Adalet abla. Seksi, cilveli ve şıkır şıkırdır. Bir tek Adalet ablama hesap veririm. BaÅŸkasına asla! Bir kere hesap vermeye baÅŸladım mı, bilirim ki bunun sonu gelmez. Kafayı uzatarak, “Benim alnım açıktır” demek de yetmez. O kafaya bir ÅŸaplak yeme ihtimali her zaman mevcuttur. Bu nedenle her ÅŸeyi kafada bitiririm.
Çalışmayı çok sevmem. Bu nedenle çok dinlenirim. Zihni, ruhi ve nakdi karlılığa bakarım. Telefonlara da çok cevap vermem. İnternetim ise çok helaldir. Ekip çalışmasını ise çok sevmem. Ekibimi kurma ve de canım sıkıldığında dağıtma imkanım yoksa “Evet” demem. Aksi halde, ekipteki arkadaÅŸlarıma “Senin için iyi ÅŸeyler düşünüyorum” diyebilme ÅŸansım olamaz. Bir ekip içerisinde yer almak zorunda kaldıysam eÄŸer, ilk iÅŸim o ekibi dağıtmaktır. Bu nedenle, ekip elemanlarını tuvalette tek tek yakalayıp, ekip baÅŸkanı için “adam hortumcunun önde gideni ama kimseye koklatmıyor” demek tercihimdir.
BaÅŸka... BaÅŸka ne olsun, iyilik saÄŸlık. Åžimdi sorumu soruyorum, önemsenmek için ben daha ne yapayım? Ne olacak benim halim? Beni kim önemseyecek? Kim “Nah iÅŸte O” diye iÅŸaret parmağı ile gösterecek… Kim?
AZY
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...
