KUÅžKULUYUM, KORKUYORUM, KINIYORUM… / Zuhal ÖZÜGÜL
Zuhal ÖZÜGÜL

Zuhal ÖZÜGÜL

KUÅžKULUYUM, KORKUYORUM, KINIYORUM…



Bir süre önce feci ÅŸekilde hasta oldum. Yatak döşek yattım. Bu yaşıma geldim böyle bir “Grip” olmamıştım (bu duruma hep grip teÅŸhisi konur). O gripcik 5-6 günde geçerdi. Bu ise günlerce, haftalarca sürdü. Evin öteki ferdine de geçti. O da yatak döşek yattı. Biraz kendime gelince dışarıya attım kendimi. Bu arada birçok toplantı kaçırdım. Hep beraber olduÄŸumuz arkadaÅŸları da göremedim.

“Aaa, merhaba, nasılsın görüşmeyeli?”

“ Nasıl olayım, hastayım günlerdir”

“Ben de öyle, bugün ilk defa çıkıyorum. Gel ÅŸurada oturalım”

Birkaç arkadaşın yanına oturduk. Süzülmüşler. Aynı “Gripten” mustaripler.

“Bir mide bulantısı, ateÅŸ ve öksürük…”

“Sorma, bende de öyle baÅŸladı”

“Sanki bronÅŸit gibi. Sigara içmiyorum. Hönkür hönkür öksürdüm günlerce”

“Kaç kez acile gittim”

“Doktorlar da ÅŸaşırmışlar”

“ Daya antibiyotiÄŸi gitsin”

“Ben sonuna kadar içtim. Gözüm korktu bir kere”

KonuÅŸmalar bu minvalde gitti. Yanımıza gelen her arkadaÅŸa “nasılsın” diye sorarken yüzde yüz hastalığını tahmin ediyorduk.

“Sen de mi?”

“Siz de mi?”

Biraz ortalık yatışınca, ben ne zamandır kafamı kurcalayan bir düşünceyi ortaya atmaya karar verdim. Beni anlayacaklarından emindim. ÇoÄŸumuz FOÇEP’in toplantılarına katılmış, dinlemiÅŸ, dinlemiÅŸ, dinlemiÅŸtik.

“Hani AliaÄŸa’daki hava kirliliÄŸinden anlatmışlardı ya”

“Yoksa senin de mi aklına takıldı, benim gibi”

“Evet. AliaÄŸa bölgesinde oluÅŸan kirleticiler rüzgârla taşınarak ta Foça’ya kadar yayılıyorlar. Biz de bu havayı soluyoruz. Vücudumuz zayıf düşüyor. Solunum zorluÄŸu, bronÅŸit ve öteki akciÄŸer hastalıkları baÅŸ gösteriyor. Sigara içen bir kiÅŸi daha uzun süre hastalıkla mücadele ediyor.”

“Bunu, ben de duymuÅŸtum. Mide bulantısı ve ateÅŸ de hemen baÅŸ gösteriyor”

“En vahÅŸisi de, havayı kirleten maddeler zamanla zemine çökerek toprağı kirletiyor”

“Ay, ben son zamanlarda çok sebze, ot yedim. Ispanak, kuzu kulağı, ne bulduysam”

“Acaba bunlarda ‘zehir’ mi var?”

“Ay sus aÄŸzından yel alsın. O güzelim otlar da mı…”

“Düşün daha termik santral filan yapılmadı oraya”

“Evet, ama var olan demir-çelik tesislerinin bacalarından çıkan ve açıkta depolanan malzemelerden kaynaklanan toz emisyonları, bünyesinde tehlikeli organik kirleticileri içeriyormuÅŸ. Çok teknik oldu ama FOÇEP toplantılarının yararı oldu. Anlayabiliyoruz artık.

“Üstüne üstlük dünyanın dört bir yanından gelen gemi sökümleri daha da korkunç. İnsan saÄŸlığına zararlı kirliliÄŸi yayıyormuÅŸ, yıllardır.”

“Yani AliaÄŸa’da çevre kirliliÄŸi had safhaya ulaÅŸmış zaten. Her kuzey rüzgârıyla İzmir’e kadar yayılıyor. Tabii Foça’dan geçerek. Açıkçası yavaÅŸ yavaÅŸ intihar! ediyoruz.” Dünyadaki cenneti bulduk derken, cehennemi mi yaÅŸatacaklar bize Foça’da?

“ Sizler de böyle düşündüğünüze göre. Yoksa biz ÅŸu hava kirliliÄŸinden mi yatak döşek yattık.”

“BaÅŸka bir açıklama var mı? Gittikçe de artacak bu hastalıklar. Artık her ÅŸeye “Grip” demeyi bırakalım. Ya da ‘bi ÅŸeyy olmaza’ devam edelim”

“FOÇEP, termik santral ve çimento fabrikası açıldığında neler olacağını kendi sitesinde anlatıyor. Bakmak yararlı olur.”

“En çok canımı yakan ise çimento fabrikasının Kyme antik kentinin üstüne yapılacak olması”

“Gelecek kuÅŸaklara nasıl bir tarih veya tarihsizlik bırakıyoruz. Sık sık çocuklarımızı götürüp göstermeliyiz kalan zenginliklerimizi”

“Hadi ben kalkıyorum. Evde hastam var! Aman kendinize iyi bakın”

“SaÄŸlık kadar önemli bir ÅŸey yok vallahi”

Konuşma yeniden başlayacağa benziyordu. Hızlı hızlı uzaklaştım oradan. Kuşkularımın doğrulandığını düşündüm.

Tüm tanıdık ve tanımadıklarıma geçmiş olsun diyorum.


Zuhal ÖZÜGÜL




28 Mart 2011 Pazartesi / 2402 okunma



"Zuhal ÖZÜGÜL" bütün yazıları için tıklayın...