Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Eyvah sular kesilmiÅŸ, elektrikler de!
Siz kendinizi ne kadar ayrı da tutsanız, bütünün bir parçası olduÄŸunuz gerçeÄŸini yadsıyamazsınız! Koyun bacağı koyun bacağıdır, kara koyunun, ak koyunun diye sınıflandırılması özde pek de bir ÅŸey fark ettirmez. Her koyunun kendi bacağından asılıyor olması, sonuçta bütün koyunların asılıp kesilme eylemine tabi tutulma gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmiyor…
Satırlarıma birlik beraberlik temasıyla baÅŸladığım için, sözü dünyada olup bitenlere getireceÄŸimi düşünüyorsanız sizi yanıltmış olurum. Dünyanın her yerinde olan her ÅŸey elbette bizim de derdimiz, ne kadar uzağında olursak olalım elbette önemsiyoruz. Japonya’daki tsunami de, Libya ve diÄŸer Akdeniz ülkelerindeki sivil halkın yaÅŸadıkları da ilgi alanımızda. Her biri için ayrı ayrı tüh vah edip elimizde çay kahve fincanımızla ekran ya da gazete sayfaları ardından kafa sallıyoruz. Ä°nsani duygularımızı hop oturtup hop kaldırıyoruz, vicdanlarımız görevde çok şükür!
Lakin, bunların hiçbiri güncelimizdeki temel ihtiyaçların sorgulanmasında tepkisizleşmeyi öngörmüyor. Sabah uyandığınızda yüzünüzü yıkamak, güne temizlenerek başlamak üzere çeşmeyi açıyorsunuz sular akmıyor! Çamaşır bulaşık makinelerini akşamdan çalıştırmamıştınız gürültü olmasın diye, sabah ola hayır ola derken "aaa su yok"!
Haydi bakalım kolay gelsin… Ot, ıspanak, sebze yıkayıp öğle yemeÄŸi piÅŸireceksiniz, ay bugün temizlik günü yardımcınız gelecekti! Kalabalık ailesiniz, kafe restoran iÅŸletiyorsunuz, misafir de mi gelecekti bugün? Ne tesadüf! Zamanlı, zamansız kesilen sular ve tepkisizce kabullenen insanlar olarak baÅŸka çare yok besbelli! “Su hakkı” diye bir hak var ama, o ne ki? Madalyonun en masum yanı olan sıradan evsel ihtiyacımız sudan söz ediyorum, içme suyu hakkımızın kalite ve sürdürülebilirliÄŸi çok daha çetrefilli bir konu, bu yazıyı aÅŸar…
Bir bakıyorsunuz yan komÅŸunuz televizyonunu sırtlanmış gidiyor, akÅŸama yenisi geliyor eskisi çöpe... Elektrikler bir gidip bir geliyorken televizyonu da halledivermiÅŸ. Arkadaşınızın buzdolabının motoru yanmış, kızınız ve oÄŸlunuzun bilgisayarı iflas etmiÅŸ, Nazan hanımların apartmanında elektrikten yangın çıkmış! Fikriye Teyzenin bulaşık makinesi, Hüseyin amcanın elektrikli termosifonu, Zerrin’lerle Orhan Beylerin klimaları da bozulmuÅŸ. Ne tesadüf hepsi de aynı gün ve günlerde peÅŸi sıra… Yok canım, gidip gelen elektriklerin suçu deÄŸildir!
Olur böyle şeyler, elektrik ve sularınız ansızın kesilebilir, hizmet kalitesi düşebilir, fiyatları yükselebilir olur böyle şeyler. Dua edelim, hiç olmasa ne yapardık?
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
Siz kendinizi ne kadar ayrı da tutsanız, bütünün bir parçası olduÄŸunuz gerçeÄŸini yadsıyamazsınız! Koyun bacağı koyun bacağıdır, kara koyunun, ak koyunun diye sınıflandırılması özde pek de bir ÅŸey fark ettirmez. Her koyunun kendi bacağından asılıyor olması, sonuçta bütün koyunların asılıp kesilme eylemine tabi tutulma gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmiyor…
Satırlarıma birlik beraberlik temasıyla baÅŸladığım için, sözü dünyada olup bitenlere getireceÄŸimi düşünüyorsanız sizi yanıltmış olurum. Dünyanın her yerinde olan her ÅŸey elbette bizim de derdimiz, ne kadar uzağında olursak olalım elbette önemsiyoruz. Japonya’daki tsunami de, Libya ve diÄŸer Akdeniz ülkelerindeki sivil halkın yaÅŸadıkları da ilgi alanımızda. Her biri için ayrı ayrı tüh vah edip elimizde çay kahve fincanımızla ekran ya da gazete sayfaları ardından kafa sallıyoruz. Ä°nsani duygularımızı hop oturtup hop kaldırıyoruz, vicdanlarımız görevde çok şükür!
Lakin, bunların hiçbiri güncelimizdeki temel ihtiyaçların sorgulanmasında tepkisizleşmeyi öngörmüyor. Sabah uyandığınızda yüzünüzü yıkamak, güne temizlenerek başlamak üzere çeşmeyi açıyorsunuz sular akmıyor! Çamaşır bulaşık makinelerini akşamdan çalıştırmamıştınız gürültü olmasın diye, sabah ola hayır ola derken "aaa su yok"!
Haydi bakalım kolay gelsin… Ot, ıspanak, sebze yıkayıp öğle yemeÄŸi piÅŸireceksiniz, ay bugün temizlik günü yardımcınız gelecekti! Kalabalık ailesiniz, kafe restoran iÅŸletiyorsunuz, misafir de mi gelecekti bugün? Ne tesadüf! Zamanlı, zamansız kesilen sular ve tepkisizce kabullenen insanlar olarak baÅŸka çare yok besbelli! “Su hakkı” diye bir hak var ama, o ne ki? Madalyonun en masum yanı olan sıradan evsel ihtiyacımız sudan söz ediyorum, içme suyu hakkımızın kalite ve sürdürülebilirliÄŸi çok daha çetrefilli bir konu, bu yazıyı aÅŸar…
Bir bakıyorsunuz yan komÅŸunuz televizyonunu sırtlanmış gidiyor, akÅŸama yenisi geliyor eskisi çöpe... Elektrikler bir gidip bir geliyorken televizyonu da halledivermiÅŸ. Arkadaşınızın buzdolabının motoru yanmış, kızınız ve oÄŸlunuzun bilgisayarı iflas etmiÅŸ, Nazan hanımların apartmanında elektrikten yangın çıkmış! Fikriye Teyzenin bulaşık makinesi, Hüseyin amcanın elektrikli termosifonu, Zerrin’lerle Orhan Beylerin klimaları da bozulmuÅŸ. Ne tesadüf hepsi de aynı gün ve günlerde peÅŸi sıra… Yok canım, gidip gelen elektriklerin suçu deÄŸildir!
Olur böyle şeyler, elektrik ve sularınız ansızın kesilebilir, hizmet kalitesi düşebilir, fiyatları yükselebilir olur böyle şeyler. Dua edelim, hiç olmasa ne yapardık?
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
"Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...