Sessizlik diyarı Sofça / Işık Teoman
Işık Teoman

Işık Teoman

Sessizlik diyarı Sofça



Kimin aklına gelir İzmir’den kalkıp 400 kilometre uzaklıktaki Sofça köyüne gitmek. Yol arkadaÅŸlarım, Engin Yavuz ve Aykut Fırat, üşenmedik ve bu güzellikleri yaÅŸamak için yola koyulduk. Yazdıklarımı okuyunca,mutlaka sizin de canınız çekecek. Sabaha kadar leyleklerin birbirlerine kur yapmak için gagalarını tıklatmasını dinleyerek çadırda uyumak. Gölün kenarına su içmek ve avlanmak için gelen kuÅŸların çıkardığı sesleri dinlemek. En güzeli ve keyiflisi ise ÅŸehir gürültüsünden uzakta sessizlik.

Kütahya’dan sonra 33 kilometre süren bir yolculuÄŸun ardından hemen saÄŸa kıvrılan, iki yanı aÄŸaçlar ile kaplı yoldan bambaÅŸka bir dünyaya giriÅŸ yaptık sanki. Sofça köyünün giriÅŸinde, evlerin önünde bolluk ve bereket dolu bir sezonu bekleyen, bakım için karaya çekilmiÅŸ balıkçı tekneleri bizi karşıladı.


Sahildeki balıkçı kayıkları


Göl üstünde okul çatısı

Yıllar önce 500 hanesiyle bölgenin en büyük köyleri arasında yer alan, önünde uzanan vadiden EskiÅŸehir-Kütahya karayolu geçen hareketli bir köymüş Sofça. Porsuk Barajı’nın yapımına baÅŸlanmasıyla birlikte Sofça’nın kaderi de deÄŸiÅŸmiÅŸ. Köylü topraklarını terk etmek zorunda kalmış. Vadinin güneyinde kendilerine yerleÅŸim alanı, ekilip biçilecek toprak ve hayvanlarını otlatacak bir yer gösterilmiÅŸ. Gölün dolmaya baÅŸlamasıyla birlikte, ekilir alanlar gölün altında kalmış. Köyün ilkokulunun çatısı halen gölün üzerinde hüzünlü bir ÅŸekilde görünüyor. Bir zamanlar çocuk sesleriyle cıvıldayan okulun çatısına bir çift leylek yuva yapmış. Köyün camisinden geriye bir minare kalmış. Sofça’da köylüler, leylekler ve türleri yok olmaya yüz tutmuÅŸ kuÅŸlar ile iç içe yaÅŸamaya alışmış. Tavuklar, inekler ve leylekler hepsi bir arada.


Arkamda Sofça Gölü okulun çatısı ve leylek yuvası


Sedat ve Serkan

Kütahya ValiliÄŸi Sofça’nın kaderini deÄŸiÅŸtirmek için bu köye el atmış.

DaÄŸlardan gelip durmaksızın akan ve doÄŸruca gölün yolunu tutan kaynak suyunun açtığı yolun çevresi tel çitler ile çevrilmiÅŸ, akıp giden suyun kenarlarına söğüt aÄŸaçları dikilmiÅŸ. Gölün kenarına piknik masaları yerleÅŸtirilmiÅŸ. Sofça; yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye baÅŸlamış. Ama en önemlisi pazartesi akÅŸamları milyonlarca kiÅŸiyi Star TV'nin ekranına kilitleyen, Vali Recep YazıcıoÄŸlu'nun yaÅŸamını anlatan Köprü adlı dizinin bu bölgede çekilmesi Sofça’yı oldukça popüler yapmış. Bu bölge doÄŸa aşığı insanların buluÅŸma noktası olacak gibi görünüyor. Bir gün gelecek, Sofça’ya gelenler çadır kuracak yer bulamayacaklar. Bu düşüncelerle bir zamanlar 500 haneli olan ve ÅŸimdilerde ancak 20 ailenin yaÅŸadığı, çocukların taşımalı eÄŸitimden yararlandığı Sofça köy meydanına geldiÄŸimizde bizi Sedat ile Serkan adlı ikizler karşıladı. Çadır kurmaya baÅŸlamamız ile birlikte Sedat ve Serkan tüm konukseverliklerini gösterdiler, köy ile ilgili tüm bilgileri bize aktardılar.


İkizler Sedat ben ve Serkan



Kahvehanesiz köy olur mu?

Sofça; meydanında bakkalı ve kahvehanesi olmayan ender köylerden biri olmalı. Köylüler sabah saatlerinde ineklerini otlattıktan sonra meydanda eski bir evin köşesinde toplaşıyor ve günün sohbeti akÅŸam saatlerine kadar sürüp gidiyor. AkÅŸam saatlerinde müzik eÅŸliÄŸinde bir kamyon köye geliyor. Gelmesiyle birlikte köy halkı kamyonun etrafını sarıyor ve seyyar bakkaldan ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu arada Sedat ve Serkan kamp ateÅŸi yakmaya karar verdiÄŸimizi görünce bize çalı çırpı toplayarak yardım ettiler. Sedat’ın köpeÄŸi Güdük bile bize arkadaÅŸlık yaptı. Karnını doyurduktan sonra, sabaha kadar çadırın başından ayrılmayıp en ufak bir tıkırtıda bile havlamayı ihmal etmedi.


Kamp alanımızı ve ikizlerden Sedat köpeği Güdük bizi yalnız bırakmadı


Gençler yalnız bırakmadı

AkÅŸam kamp ateÅŸi yandıktan sonra köyün gençleri çevremizi sardı. Minik Gülsüm, Ali, Serkan ve ikizler... Kamp ateÅŸi ile hem ısındık hem de üzerinde Kütahya’da marketten aldığımız tavukları piÅŸirdik. Gençlerle sıcak, samimi sohbetler ettik akÅŸam saatlerine kadar. GüneÅŸin batması ile iyice sessizliÄŸe bürünen Sofça’da gök yüzünde beliren rengarenk çizgiler köye ayrı bir güzellik kattı. Hemen batı tarafımızda, EskiÅŸehir’in yansıyan ışıkları gökyüzünde karaya paralel bir hüzme oluÅŸturdu. Bu görüntü sabaha karşı, güneÅŸin doÄŸmaya baÅŸlamasıyla birlikte iki hüzme haline dönüştü ve görülmeye deÄŸer bir tablo gibi gökyüzünde asılı kaldı. Sabahın ilk ışıklarına kadar kur yapan leyleklerin gaga tıklatmaları, sessizliÄŸin hakim olduÄŸu Sofça’da terk edilmiÅŸ binaların duvarlarında yankılandı.


Gece kamp ateşi yandı biz etrafında sohbet ederken gençler bizi yine yalnız bırakmadı



DoÄŸal mozaik

Güneşin doğmasıyla birlikte onlarca inek sahipleriyle birlikte göl kenarına indi. Bir anda cümbüş başladı. Gölün kenarında, inekler, leylekler, tavuklar, köpekler ve su içmeye gelen diğer kuşlar doğal bir mozaik oluşturdu. Gölün kenarına sıralanmış teknelerden bazıları balık avı için göle açılmaya başladı. Bir süre sonra ellerinde tutabildikleri balıklar ile geri döndüler.

Sabah kahvaltının ardından çadır sökme hazırlıkları baÅŸladı. Çocuklar yine yardıma koÅŸtu. İkizler Sedat, Serkan ve Gülsüm sıkı giyinmiÅŸ; hava biraz serin, yaÄŸmur çiseliyor. Sabahın erken saatlerinde köyün sokaklarında dolaÅŸtık. AhÅŸap ağırlıklı yapıların yer aldığı köyde eski evlerin çokluÄŸu dikkatimizi çekti. Toprak zeminli rutubet kokulu sokaklarda saatlerce dolaÅŸtık durduk. Temiz havayı içimize çektik ve hatta İzmir’de ihtiyaç olduÄŸunda kullanmak üzere depoladık.


Köyün çocukları iki günlük kamp süresince yanımızdan hiç ayrılmadılar. Valilik göl kenarına söğüt ağaçları dikmiş ve masalar yerleştirmiş



DoÄŸa severleri bekliyor

Sessizlik, doÄŸal güzellik ve birkaç günlük kamp hayatı yaÅŸamak isteyenler için ideal bir ortam, Sofça köyünde doÄŸa severleri bekliyor. Sofça’da iki ayrı yerde Frig maÄŸaraları var. Dileyen maÄŸaralara sandal ile geçebiliyor veya arzu edenler birkaç kilometre ileride gölden karşıya baÄŸlantısı olan bir karayolu ile Frig MaÄŸaraları’nı ziyaret edebilir. Çok geniÅŸ bir alanı kaplayan Frig vadisinde kayalar elle oyulmuÅŸ, kaya mezarlar ve sığınma, barınma amaçlı yüzlerce maÄŸara bulunuyor.

MaÄŸara gezimizin ardından dönüş yolculuÄŸumuz baÅŸladı. Sofça köyüne gelirken AltıntaÅŸ güzergahını takip etmiÅŸtik. Dönüşte ise bir baÅŸka doÄŸal güzellik yaÅŸamak ve keyifli bir yolculuk yapmak için Çavdarhisar yoluna yöneldik. Sıcacık, kirlenmemiÅŸ, betona teslim olmamış köylerin, selamını esirgemeyen köylülerin bakışları arasında, İzmir’e doÄŸru yola koyulduk. Kula’dan geçerken bayatlamayan çavdar ekmeÄŸinden almayı da ihmal etmedik.


Kamp ateşinin başında Aykut Fırat'ın objektifinden Engin Yavuz ile birlikte



Işık Teoman

isikteoman@gmail.com



15 Nisan 2008 Salı / 5439 okunma



"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...