
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Yaşasın Sokak Sütü ve Sütçüsü
Dün akşam kapım çalındığında, bir bidon süt ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Temiz, beş kiloluk bir su bidonuna konmuş yeni sağıldığı ılıklığından belli olan ak pak, yoğun kıvamlı inek sütü...
Süt nereden geldi?
Foça küçük yer, fazla ayrıntı vererek hayvan yetiÅŸtiricisi ahbabımı afiÅŸe etmek istemiyorum. SaÄŸ olsun ince düşünüp belki yoÄŸurt yapıp tazecik içeriz diye getirmiÅŸ… Evet, hem yoÄŸurt yaptım hem de bol pirinçli bir sütlaç. Pek de güzel oldu. Üzümü yedik bağını soracağım elbet ve kafamın karışıklığını da paylaÅŸacağım.
Sütü bana getiren ahbap süt bidonunu elime tutuÅŸtururken ısrarla ilaçsız olduÄŸunu belirtti. “Bu süt ilaçsız ve 20 gün önce doÄŸum yapan ineÄŸin sütü, karışık deÄŸil.” İlk etapta ne demek istediÄŸini anlamadım fakat ucunu eÅŸeleyip sorularımı ardı ardına sıralayınca durum anlaşıldı.
Hayvan yetiştiricileri mandıralara ve fabrikalara süt verirlerken, çelik tankerlere doldurdukları toptan sütün içine, koruyucu adı verilen bir ilaç (soda gibi bir katkı maddesi) atıyorlarmış meğer! Bu ilacın atılmasını da mandıra ya da fabrika sahibi istiyormuş ki, süt sakata gelip ulaşım esnasında bozulmasın!
Hemen katkı maddesinin adını soruyorum fakat yanıt alamıyorum. Sadece şunu çok net öğreniyorum; Eşe dosta ve sipariş üzerine mahalle komşularına getirdikleri süte koruyucu koymuyor, ayrıca sütü yağlı, kalitesi yüksek olan hayvanınkini sağıyorlarmış. Her sığırın sütü aynı kalitede olmadığı gibi, sütü az olanınki daha lezzetli ve besin değeri yüksekmiş!
Ahbabım dediÄŸim kiÅŸi bir arkadaşımın kardeÅŸi, Foça’nın en bakir çayırlarının bulunduÄŸu bir koyda hayvancılık yapıyor. Küçük bir çiftliÄŸin bulunduÄŸu geniÅŸ bir arazisi var ve hayvanlarını verim arttırıcı kuru yemlerle beslemeyip, her gün güneÅŸlendirip taze çayırlarda otlamalarını saÄŸlıyormuÅŸ. Bana diyor ki; “Bu ÅŸekilde hangi ineÄŸin sütünü içtiÄŸini biliyorsun, gel götüreyim seni, hayvanlarımızın hangi otlarla beslendiklerini gör, sen bile o kadar taze ve çeÅŸit ot bulamıyorsundur kavurmak için” deyip esprisini de patlatıveriyor…
Valla ben ne diyeceÄŸimi bilemedim. Bir de bunun üstüne sayın Çapar Kanat Bey’in “Kırsalda Gıda GüvenliÄŸi Kanun Tasarısı” yazısını okuyunca içim bir tuhaf oldu. Çapar Bey’den izin aldım, ilgili yazısını burada paylaÅŸmak istiyorum…
Kırsalda Gıda Güvenliği Kanun Tasarısı / Çapar Kanat
Süt ve Süt ürünleri Tüketicileri grubundan bir iletiÅŸim fakültesi öğrencisi ÅŸunları yazmış; “Gıda Tüketiminde doÄŸrular ve yanlışlar” paneline Süt Sanayicilerinin ‘’Kırsalda Gıda GüvenliÄŸi Kanun Tasarısı’’ panele damgasını vurdu. Panele Uzaktan görsel iletiÅŸim sistemi ile katılan süt sanayicilerinin bir temsilcisi:
ÇiÄŸ sütten elde ettiÄŸimiz % 68 kazanç 2008 yılında yetmiyordu. AB’nin dampingli süt tozunu kullanarak hem maliyetleri hem de çiÄŸ süt alım fiyatlarını sanayiciler olarak aramızda anlaÅŸarak dibe indirdik. 1 milyon süt ineÄŸini kasaba gönderdik. 2010 yılının Nisan ayında da ülkeyi et, canlı hayvan ithalatı yapar konumuna getirdik.
Tüm bunları yaparken baÅŸarılı olduÄŸumuz sanılmasın. Ülkede çiÄŸ süt üretiminin tamamen bize gelmesini saÄŸlayamıyoruz. ÇiÄŸ Süt üretimi tamamen bize gelmediÄŸinden alım fiyatlarını düşürdüğümüzde çiÄŸ sütün tamamı bize deÄŸil yükselen oranlarda çiÄŸ süt tüketicilerine gittiÄŸinden çiÄŸ sütün satın alım pazarını kontrol edemiyoruz. Pazarı kontrol edemediÄŸimizden çiÄŸ sütü bizim haricimizde satın alan ev kadınları bizim piyasamızı bozmaktadırlar. Bu az bir miktar da olmayıp % 31 Pazar payını ev kadınlarımız yönetmektedir. Biz Süt Sanayicileri olarak çiÄŸ sütün satın alım fiyatını kendi aramızda kararlaÅŸtırıp uygulamaya soktuÄŸumuz anda Ev Hanımları Sektörü bu kararımızı kısmen de olsa bozuyorlar. Fiyat alım kararlarımızın hayata tam olarak geçirmemiz için ev hanımlarımızın çiÄŸ süt tüketmelerinin, çiÄŸ sütten evlerinde yoÄŸurt, peynir yapmalarının önüne geçilmesi ‘’ YoÄŸurdunuz evde yapın’’ diyen ilim adamlarına hemen medya da karşılık verilmesi gerekir.
Parekende çiÄŸ süt naylonlu mukavva kutulara doldurmadan, içine süt tozu, melamin, jelatin katmadan ev kadınlarımıza satan çiÄŸ süt üreticilerini durduramadık. Televizyonlara verdiÄŸimiz reklamlarda en meÅŸhur artistlerimize ‘’ en saÄŸlıklı süt kutu süt ‘’ sloganını söylettik, fayda saÄŸlayamadık.
Eskiden okuma yazma oranı düşük ev hanımları kutu süt satın almayıp direkt üreticisinden çiÄŸ süt alırken son birkaç yıldır birkaç tane tıp doktoru çıktı ‘’ kutu süt mü, çiÄŸ süt mü ‘’ tartışmalarını baÅŸlattığından beri yüksek tahsilli ev hanımlarımız bile artık çiÄŸ süt satın almaya baÅŸladı.
Parekende çiÄŸ süte ‘’ Sokak Sütü ‘’ demeye devam etmek de çözüm saÄŸlamıyor. Ülkemizde biz sanayicilerin satın alamadığımız çiÄŸ süt miktarı % 31 dir. Bu oransal miktarın % 4 ünü ÅŸehirlerde ev hanımları çoluk çocuÄŸuna tükettirmekte olup bizim kazancımız için çok büyük tehdit aslında oluÅŸturmamaktadırlar. Bizim için asıl ekonomik tehdit kırsal kesimde kullanılan ve bize satılmayarak tüketilen çiÄŸ süt ve bundan yaptıkları süt ürünleridir! Asıl ikna edilmesi gereken köylülerdir. Köylü ev hanımlarıdır.
Kırsal da süt ineği olan ve olmayan köylülerin kendilerinin tükettiği çiğ süt miktarı ise % 27 olup asıl bu miktar tüketimi kontrol altına almamız gerekir. Kendi ürettikleri çiğ sütü süt tüketiminde ve diğer süt ürünü yapımında kullanmaları da haksız bir rekabet oluşturmaktadır. Bu da büyük bir Kayıt Dışılıktır. Aslında çiğ süt üreticilerinin de köylerde, üretim merkezlerinde bizim kutu sütleri, kutu yoğurtlarımızı kullanmaları gerekir. Kendi ürettiklerini tükettiklerinde tüketim vergisi de konulmasını teklif edecek olsak kamuoyunca nasıl karşılanacağımızı bilemiyoruz..
Åžehirlerde saÄŸolsun belediye baÅŸkanları halk saÄŸlığı görevi anlayışı altında çiÄŸ süt üreticilerini çiÄŸ süt satışı için mahallelere sokmuyorlar. GeçtiÄŸimiz günlerde arabasının baÄŸajında çiÄŸ sütü 5 litrelik bidonla yakalatan bir çiÄŸ süt tüketicisi emniyette verdiÄŸi ifade de ‘’ ÇiÄŸ Sütü kendim için deÄŸil kedilerim için satın almıştım ‘’ demesi üzerine kurtuldu. Halkımıza burgerlerin içinde et yedirenler deÄŸil parekende çiÄŸ süt satımı ve alımı süt sanayicilerinin kazançlarını tehdit ediyor.
Ülkemizdeki uyuşturucu satışından daha çok, çiğ süt parekende satışına daha çok önem verilmesi gerekir. Parekende çiğ süt satışı rakibimizdir. Şehirlerdeki çiğ süt tüketimi % 4 dür. Bu tüketimi yapanlar da okumuş yazmış şehirli bilinçli tüketicilerdir. Onları vazgeçiremezsiniz.
Asıl olan Kırsal Kesimi ÇiÄŸ Süt Tüketimi’nden vazgeçirmektir. ‘’ Kırsal’daki propagandalarınız için asla ‘’ sokak sütü’’ demeyiniz, çünkü köylüler sokaÄŸa sokak demez, ‘’ yol ‘’ derler. Kırsaldaki çiÄŸ süt tüketimini de öyle reklamlar veya ‘’ ilimsel paneller’’ ile saÄŸlanacağına ihtimal vermediÄŸimizden;
Kırsal kesimde başka çare arıyoruz. Süt Sanayicileri olarak çaresiz değiliz bir çözüm yolu bulduk ve bir kanun tasarısı hazırladık;
Bu kanun tasarısı kırsal kesimde çiğ süt ve çiğ süt ürünleri tüketiminin önlenmesi amacı ile hazırlanmıştır.
Bu kanunun hazırlanma amacı ; hem süt sanayicilerinin hem de ilaç sanayicilerin kazançlarını, verecekleri vergileri korumak ve kollamaktır. İnsanlar gerçek gıdaya ulaşır ise biz ve ilaç sanayicilerinin kazançları azalacağından kamu idaresi de az vergi toplayacaktır.
1- Her türlü çiğ süt üretimi sanayicilere satılmak zorundadır. Direkt tüketicilere satılamaz.
2- Tarımsal kesimde ikamet edenlere devlet kutu süt tüketim teşvik parası vermelidir. Bu teşviğin nasıl ödeneceği hazırlanacak yönetmelik ile belirlenmelidir.
3- Her çiğ süt üretim merkezinin başına özel güvenlik kuvveti görevlendirilerek çiğ sütün sanayiciler haricinde sevkine izin verilmemelidir. Bu güvenlik görevlerinin parasını da Sağlık Bakanlığı ödemelidir. Çünkü bu güvenlik görevlileri kırsal kesimdeki halkın sağlığını koruyacaktır.
4- Köylülerin sıkı güvenlik tedbirlerine rağmen sabahları evlerde çiğ süt içilip içilmediği, yoğurtların kutu yoğurttan mı yoksa çiğ sütten mi yapılıp yapılmadığının tesbiti ve numune almak için tarım danışmanları görevlendirmelidir.
5- GeçmiÅŸte SaÄŸlık Bakanlığı, ÅŸimdi de Tarım Bakanlığı’ Gıda GüvenliÄŸi’ni saÄŸlayamadıklarından dolayı Kırsaldaki bizim ekonomik çıkarlarımızı affedersiniz gıda güvenliÄŸini saÄŸlamak üzere Kırsal Gıda GüvenliÄŸi MüsteÅŸarlığı kurularak bu müsteÅŸarlık direkt olarak ya bize baÄŸlanmalı, ya da müsteÅŸarı bizim atama yetkimiz verilmelidir.
6- Bu kanun hükümleri gereğince Köy muhtarları kırsaldaki hertürlü ev ve işletmelerdeki çiğ süt ve çiğ süt ürünlerinin tüketilmesinin önlenmesi doğrultusunda görevli kılınmalıdır. Muhtarlar köylünün sofrasını, buzdolabını, kilerini denetleyebilmelidir. Köylüler haziran ayında kendi tüketimleri için toprak cere veya kablara çökelek basıp bahçelerinin bir köşesine gömmektedirler. Kış mevsimi girdiğinde bunları tüketmek için topraktan çıkartıldığı günlerde seri baskınlar düzenlenmesi konusunda muhtarlara yetki verilmelidir.Kırsal da artacak kutu süt için muhtarlara kutu başına devlet desteği getirilmelidir
7- Tüm bu tedbirlere rağmen kırsalda çiğ süt tüketiminin önünün alınamayacağını bildiğimizden aşağıdaki sağlık taramaları da gerçekleştirilmelidir:
a) Her hafta köylülerin kan, gaita, idrar örnekleri alınarak laboratuar analizi sonucunda;
b) Yasal Sınırı aşan Sünen yoğurt mayası tesbit edilenlere 1 kutu süt,
c) Yasal Sınırı aşan Sahte lezzet E961 NEOTAM tesbit edilenlere 2 kutu süt,
d) Yasal Sınırı aşan diğer katkı maddeleri tesbit edilenlere 3 kutu süt,
e) Melamin tesbit edilenlere 4 kutu süt karşılığı tazminat devlet destekleme fonundan ödenmelidir.
8-Kan, gaita, idrar analizlerinde herhangi katkı maddesi bulunmayan köylüler ‘’Kutu süt ve süt ürünleri’’ tüketmediklerine hükmedilerek kendi saÄŸlıklarını ve gelecek nesillerini tehlikeye attıklarından, bizim kazançlarımızı, biyonik insan yetiÅŸtirme projemizi sekteye uÄŸratma suçundan tutuklanmalıdır.
Bu kanun tasarımız önümüzdeki aylarda ‘’ Kırsalda Gıda GüvenliÄŸi Kanun Tasarısı ‘’ adı altında meclise sevk edilecektir. Åžimdiden, bize kutu satan ambalaj devi ile de görüştük. Önümüzdeki günlerde ‘’ kutu süt ‘’ reklamları bolca verilecek ve bunun karşılığında bu kanun tasarısının tanıtımı haberlerde en geniÅŸ yerini alacaktır. Siz bilim adamlarımızdan beklediÄŸimiz bu kanun tasarısına destek vermenizdir diyor süt sanayicileri!
SAYIN PANELİSTLER; Büyük besiciler mızmız ediyorlar ise de Hayvancılık Sektörümüzün hiçbir sorunu yok, yapılan ithalat hayvancılığımıza köstek değil destektir, deli danalı canlı hayvanların, kesilmiş, dondurulmuş etlerin insan-halk sağlığına tehlikesine değil bize satılmayan çiğ sütün tehlikesine işaret etmeye devam ediniz.. Et, canlı hayvan ithalatı ile halk ve hayvan sağlığının tehlikeye gireceğini açıklayan veteriner odalarına et ithalatına izin verenler aldırış etmiyor. Siz de sakın aldırış etmeyin çünkü et ithalatına izin verenler size çok kızar! O konulara dokunur iseniz Rektörlüğü, dekanlığı, yök üyeliğini , Tübitak Üyeliğini hayal edemezsiniz.diyor süt sanayicileri.
Sakın birilerinin aklına karpuz kabuÄŸu düşürüp de : SEK (Süt Endüstrisi Kurumu ) yeniden kurulmalı demeyin. Hayvansal ürünlerde Dünya’da söz sahibi olan ülkelerin ‘’ ÇiÄŸ Sütte Gerçekçi Satın Alım Piyasa Düzenini’’ tercüme bürolarına bedeli mukabilinde tercüme ettirmeye kalkmayın. Ülkemizdeki ‘’ÇiÄŸ Sütte Gerçekçi olmayan Satın Alım Piyasa Düzenini’’ ancak ve ancak biz yazar, Tarım Politikacılarının eline biz veririz, onlarda ÅŸimdiki Ulusal Süt Konseyi gibi bir konseyi kurarlar biz de başına geçmiÅŸ oluruz. Bizim rakibimiz parekende satılan çiÄŸ süte ‘’ sokak sütü’’ demeniz az gelir ‘’ otoban sütü’’ demenizi tavsiye ederiz.diyor süt sanayicileri.
“Gıda Tüketiminde doÄŸrular ve yanlışlar” panelinde bizim melaminli süt tozu kullanarak da yaptığımız uht sütlere ‘’ iyidir’’, yoÄŸurdu koyulaÅŸtırmak, kıvam vermek için süt tozu kattığımız, ’yoÄŸurtlara ‘’ , süt yağı yerine süte ve yoÄŸurda koyduÄŸumuz bitkisel yaÄŸlara temas etmediÄŸiniz, Süt tozuna yasal hile sınırları içinde (1 kÄŸ süt tozuna 0,5 ml )kanserojen madde melamin katıldığına es geçtiÄŸiniz için teÅŸekkür ediyoruz, diyor süt sanayicileri.
2010 yılında deli dana hastalığına yakalanmış iki hasta vakası oldu. Önümüzdeki gün ve yıllarda deli dana hastalığına yakalanmış insan sayısı canlı hayvan ve et ithalatından dolayı ülkemizde artacağından hiç bahsetmeyin. Bundan sonra çıkacak hayvansal hastalıklarda sakın et, hayvan ithalatından dolayı deÄŸil ‘’ Otoban sütleri’’nden kaynaklandığını belirtecek paneller düzenleyin. Diyor süt sanayicileri.
Bu tür düzenleyeceğiniz panellerden önce bizi haberdar ediniz. Şehirliler değil hedef kitlemiz köylülerin salonu doldurması için otobüsler tutmaya hazırız.diyor süt sanayicileri.
İletişim fakültesi son sınıf öğrencisi işte böyle haber yapmış ve bize göndermiş.
Tüketicimizin yukardaki haber derlemesi ÅŸeklindeki yazısından anladıklarımız ÅŸu: Panele katılan panelistlerimiz ‘’ÇiÄŸ Süt Üretim tebliÄŸi ’’ ni, ‘’ ÇiÄŸ Sütün taşınması tebliÄŸini’’ okumadan konuÅŸmuÅŸlar. Bu iki tebliÄŸi okumalarını, çiÄŸ sütte parekende satışlar, sanayicilerin satın alımları ve sevkleri ile ilgili saha bilgilerini tazelemelerini öneriyoruz.
Biz bu tebliÄŸleri okuduk. Hem de gözlemledik. Panelistlerimiz gelsinler onların da gözlemlemelerine yardımcı olalım: Süt sanayicilerine giden çiÄŸ süt ile, süt sanayicilerinin affedersiniz yanlış yazdım panelistlerden birinin ifadesi ile ‘’ sokak sütü ‘’ daha doÄŸrusu parekende çiÄŸ sütün aynı sevk teknikleri ile parekende çiÄŸ süt tüketicilerine sevk olunmaktadır. Yani çiÄŸ süt 304 kalite krom lüx kablar ile süt sanayicileri kendi fabrikalarına götürürken aynı tür kablar ile çiÄŸ süt tüketicilerine, ev hanımlarına ulaÅŸtırılmaktadır.
Parekende çiÄŸ süt satanların ‘’ su katma ‘’ masum hilesi fiyatı etkilemekte olup süt sanayicilerinin yasal ve yasal olmayan hileleri ise insan-halk saÄŸlığımızı etkilemektedir.
Parekende çiÄŸ süt satanların ‘’ su katma ‘’ masum hilelerinin dışında insan-halk saÄŸlığını etkileyecek hileler yapıldığını ileri süren görüşler bu panelde kamuoyuna yansıtılmış bulunulmaktadır.
‘’ Sokak Sütüne kimyasal katılıyor ‘’ ise; sanayileÅŸtirilmek üzere süt ve süt ürünlerinin fabrikalarının önüne getirdikleri süte aynı kimyasallar katılmıyor öyle mi?
Çiğ süte sokak sütü diyen ilim adamlarımıza sesleniyoruz: Süt sanayicilerinin tam kapısından girmek üzere olan sütten bir numune alınız ve laboratuarınıza götürünüz. Bakalım hangi kimyasalları bulacaksınız? O kimyasalları katan süt sanayicilerinin kendileridir.
‘’ Sokak sütünden numune aldık ÅŸu çıktı bu çıktı ’’ laflarına karnımız tok. Haydi bir de süt sanayicilerinin kapısından girmek üzere olan sütten de numune alın: ‘’ Åžu, bu, o çıkacak mı çıkmayacak mı?
Tartışılacak sorun bu değildir. Tartışılacak sorun: Çiğ Sütün gerçek gıda değerinde tüketiciye ulaştırılmasıdır. Endüstrileşen gıda sektörünün çiğ sütü gerçek besin değerlerinden uzaklaştırmasıdır. Çiğ süt, süt sanayicilerinin kollarına gitmeden tüketiciler tarafından tüketilme talebi vardır. Çiğ Süt ekmekten sonra ikinci öneme sahip bir gıdadır. Sanayileştirilen süt, endüstrileştirilen gıda gerçekliğinden uzaklaştırılmaktadır.
ABD ve birkaç geliÅŸmiÅŸ ülkelerde çiÄŸ süt cam kavanozlarda soÄŸuk zincir içinde tüketiciye ulaÅŸtırılmaktadır. Bunu düşünmek, ifade etmek süt sanayicilerinin aleyhinedir. Ama toplumun lehinedir. Süt sanayicilerinin kazançları deÄŸil tüketicilerin gerçek gıdaya ulaÅŸması önemlidir. Her insanın ‘’Gerçek Gıdaya EriÅŸim hakkı’’ vardır. Bu hak paneller ile belediye baÅŸkanlarının zabıtalara direktifleri önlenemez. Tüketicilerin evlerde çiÄŸ süt tüketim taleplerini karşılayacak yasal düzenlemeler getirilmelidir.
Bilinçli tüketici kapısına getirilmeyen, getirilmesinin önüne engeller konan gerçek gıdayı kendisi gidip kaynağında satın alarak tüketiyor.
Hayvansal hastalıklar endiÅŸesi ile çiÄŸ süt uht’leÅŸtirilip gerçek besin deÄŸerinden uzaklaÅŸtırılmaktadır. Sonra da uht süte iyidir denilmektedir. ÇiÄŸ Sütte Hayvansal hastalıklar endiÅŸesinin giderilme metodunda UHT’leÅŸtirme yerine hayvan hastalıklarını önleme niçin düşünülmemektedir. Hayvan hastalıkları tedavi giderlerinin de tarım sigortaları kapsamına alınması niçin konuÅŸulmamaktadır. Yapılmakta olan canlı hayvan ithalatı hayvanların tedavi giderlerini daha da çoÄŸaltacaktır. Et ithalatı halk saÄŸlığını, hayvan ithalatı ise hayvan-halk saÄŸlığını tehdit edici mahiyettedir.
ÇiÄŸ süte ‘’ sokak sütü ‘’ yaftasına bu günden sonra kim devam edecekse öncelikle süt sanayicilerinin kapısının önündeki sütü kontrol edip öyle konuÅŸmalılar! ‘’ Sokak sütü’’ nde ‘’buldukları’’ maddelerin aynısını süt sanayicilerin kapısının önündeki sütlerde de bulacaklardır.
Sanayicilerin satın aldıkları süte daha fabrika kapısından girmeden de kimyasalları kim atıyor? Onu da mı sokak sütçüleri atıyor?
Kutusuz satılan çiÄŸ süt pis, sanayicinin kapısının önündeki süt pis deÄŸil öyle mi? Fenni ilim adamlarımıza tavsiye ediyoruz: Çapraz gözlemleme , çapraz tahlil etme ilkesi iÅŸletilmeli. Tek taraflı deÄŸil çift taraflı laboratuar analizi yapmaya davet ediyor bunları yaptıktan sonra ‘’ tarafsız ‘’ konuÅŸabileceklerine inanıyoruz. Åžayet konuÅŸabilirler ise! Çapraz tahlil sonuçlarını açıklayabileceklerine de ihtimal vermiyoruz.
Çiğ süt sanayicilere çiftlikte teslim ediliyor. Buyurun bir de süt sanayicilerinin kapısının önüne kendilerinin getirdikleri sütleri analiz edin. Kapılarının önünden size numune bile aldırtacaklarını sanmıyoruz.. Biz üreticiyiz, biz tüketiciyiz, çiğ sütün kamuoyunda avukatı biziz.. Biz üreticiyiz, hayvancılığımızın müdafii de biziz. Hayvancılık sermayemiz değil ekmeğimizdir, geçimimizdir. Çiğ Süt ve çiğ süt ürünleri ile beslenmemiz bizim hayat tarzımızdır. Köyler de kanun da çıkartsanız, yasaklama için muhtarlarımızı da görevlendirseniz biz köyümüzde kutu süt değil çiğ süt ve çiğ süt ürünleri tüketmeye devam ederiz.
Tarımsal kesimin nüfusunu düşürttükçe kutu sütün tüketimi artar, ha gayret, tarımsal nüfusun düşmesi için et, canlı hayvan, besi danası, damızlık ithalatına itiraz sesleri deÄŸil de ‘’ kutu süt reklamları ‘’na devam edilsin.
Sayın ilim adamları, gıda tüzüğü düzenleyicileri: Gelin şehirlilere bir iyilik yapın: Çiğ Sütün cam ambalajlarda soğuk zincir içinde tüketicilere sevkine izin verecek düzenlemeleri konuşun. Uygulayınız. Şehirliler de biz köylüler gibi gerçek gıdaya kavuşsunlar.
Paketlenmiş dondurmalar süt tozundan yapılmaktadır. Pastahaneler de satılan açık dondurmalar ise ya süt tozundan ya da çiğ sütten yapılmaktadır. Pastahanelerdeki Çiğ Sütten yapılan dondurmaların çiğ sütü pastaneye nasıl geliyor? Panelistlerimiz bunu biliyorlar mı? Hiç sanmıyorum. Çünkü saha bilgisi eksikleri var. Bu eksikliklerini biz giderelim: Çiğ Süt taşıma ruhsatı ile.
Suyu 304 kalite çelik tanker ile taşımak için saÄŸlık bakanlığı, ÇiÄŸ Sütü 304 kalite çelik tanker veya küçük tank ile taşımak için Tarım Bakanlığı ruhsat veriyor. Bu ruhsatı isteyen ‘’ çiÄŸ sütü pastanelere taşıyacağım, satacağım ’’ derse ruhsatı veriyorlar. Ama aynı ruhsat alınabilinen tanker ile tank ile bu çiÄŸ sütü ev hanımlarına (ÅŸehirli) taşıyacağım der ise ‘’ ev hanımlarına çiÄŸ süt satmak senin iÅŸin deÄŸil süt sanayicilerinin görevidir’’ anlayışı ile ruhsat verilmiyor.
PaketlendirilmiÅŸ dondurmalar süt tozundan yapılmakta oluÅŸuna raÄŸmen gıda tüzüğünü yasadışı olarak ihlal edip ambalajları üzerine ‘’ süt tozundan yapılmıştır ‘’ yazısını yasal zorunluluk olsa da yazmıyorlar. Panelistlerimiz, dondurma, süt ve süt ürünlerinin ne etiketlerini ne de etiket tüzüğünü de okumazlar. Okusalardı panelde bunlara da deÄŸinirlerdi.
SET-BİR yoÄŸurda kıvam saÄŸlamak için % 2-3 oranında süt tozu kullanıldığını yayınlarımız sonucunda beyan (itiraf ) etmiÅŸse de süt sanayicileri ÅŸimdiye kadar süt ve süt ürünleri ambalajı üzerinde ‘’ süt tozu % 3 oranında kullanılmıştır ‘’ yazısını da yazmamaktadırlar. Bunu yazmak yasal zorunluluk olsa da!
Süte süt tozu katan süt sanayicileri ve dondurmayı süt tozundan yapan dondurmacılar ‘’süt tozu ile çiÄŸ süt, süt aynıdır, onun için süt tozu yazmıyoruz ‘’ savunmasını tüketicilere yapıyorlar. Ama Tarım Bakanlığı öyle demiyor: ‘’ Süt tozu kullanmış isen onu etikete yazacaksın ’’ diyor.
Bu konu ile ilgili Tarım Bakanlığı’na gönderilen dilekçeleri; http://www.bilgiagi.net/tuketicilerin-sut-tozu-dilekceleri/24794/ linkinde, bu dilekçelere gelen cevabı da; http://www.bilgiagi.net/tarim-bakanliginin-sut-tozu-dilekcelerine-cevabi/24885/ linkinde yazdık.
Panelistlerimiz okuyabilirler. Tüketicilerimizin de bu dilekçeleri göndermeye devam etmelerini diliyoruz.
Çiftçi - Çiğ Süt Üreticisi
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
"Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...
Dün akşam kapım çalındığında, bir bidon süt ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Temiz, beş kiloluk bir su bidonuna konmuş yeni sağıldığı ılıklığından belli olan ak pak, yoğun kıvamlı inek sütü...
Süt nereden geldi?
Foça küçük yer, fazla ayrıntı vererek hayvan yetiÅŸtiricisi ahbabımı afiÅŸe etmek istemiyorum. SaÄŸ olsun ince düşünüp belki yoÄŸurt yapıp tazecik içeriz diye getirmiÅŸ… Evet, hem yoÄŸurt yaptım hem de bol pirinçli bir sütlaç. Pek de güzel oldu. Üzümü yedik bağını soracağım elbet ve kafamın karışıklığını da paylaÅŸacağım.
Sütü bana getiren ahbap süt bidonunu elime tutuÅŸtururken ısrarla ilaçsız olduÄŸunu belirtti. “Bu süt ilaçsız ve 20 gün önce doÄŸum yapan ineÄŸin sütü, karışık deÄŸil.” İlk etapta ne demek istediÄŸini anlamadım fakat ucunu eÅŸeleyip sorularımı ardı ardına sıralayınca durum anlaşıldı.
Hayvan yetiştiricileri mandıralara ve fabrikalara süt verirlerken, çelik tankerlere doldurdukları toptan sütün içine, koruyucu adı verilen bir ilaç (soda gibi bir katkı maddesi) atıyorlarmış meğer! Bu ilacın atılmasını da mandıra ya da fabrika sahibi istiyormuş ki, süt sakata gelip ulaşım esnasında bozulmasın!
Hemen katkı maddesinin adını soruyorum fakat yanıt alamıyorum. Sadece şunu çok net öğreniyorum; Eşe dosta ve sipariş üzerine mahalle komşularına getirdikleri süte koruyucu koymuyor, ayrıca sütü yağlı, kalitesi yüksek olan hayvanınkini sağıyorlarmış. Her sığırın sütü aynı kalitede olmadığı gibi, sütü az olanınki daha lezzetli ve besin değeri yüksekmiş!
Ahbabım dediÄŸim kiÅŸi bir arkadaşımın kardeÅŸi, Foça’nın en bakir çayırlarının bulunduÄŸu bir koyda hayvancılık yapıyor. Küçük bir çiftliÄŸin bulunduÄŸu geniÅŸ bir arazisi var ve hayvanlarını verim arttırıcı kuru yemlerle beslemeyip, her gün güneÅŸlendirip taze çayırlarda otlamalarını saÄŸlıyormuÅŸ. Bana diyor ki; “Bu ÅŸekilde hangi ineÄŸin sütünü içtiÄŸini biliyorsun, gel götüreyim seni, hayvanlarımızın hangi otlarla beslendiklerini gör, sen bile o kadar taze ve çeÅŸit ot bulamıyorsundur kavurmak için” deyip esprisini de patlatıveriyor…
Valla ben ne diyeceÄŸimi bilemedim. Bir de bunun üstüne sayın Çapar Kanat Bey’in “Kırsalda Gıda GüvenliÄŸi Kanun Tasarısı” yazısını okuyunca içim bir tuhaf oldu. Çapar Bey’den izin aldım, ilgili yazısını burada paylaÅŸmak istiyorum…

Kırsalda Gıda Güvenliği Kanun Tasarısı / Çapar Kanat
Süt ve Süt ürünleri Tüketicileri grubundan bir iletiÅŸim fakültesi öğrencisi ÅŸunları yazmış; “Gıda Tüketiminde doÄŸrular ve yanlışlar” paneline Süt Sanayicilerinin ‘’Kırsalda Gıda GüvenliÄŸi Kanun Tasarısı’’ panele damgasını vurdu. Panele Uzaktan görsel iletiÅŸim sistemi ile katılan süt sanayicilerinin bir temsilcisi:
ÇiÄŸ sütten elde ettiÄŸimiz % 68 kazanç 2008 yılında yetmiyordu. AB’nin dampingli süt tozunu kullanarak hem maliyetleri hem de çiÄŸ süt alım fiyatlarını sanayiciler olarak aramızda anlaÅŸarak dibe indirdik. 1 milyon süt ineÄŸini kasaba gönderdik. 2010 yılının Nisan ayında da ülkeyi et, canlı hayvan ithalatı yapar konumuna getirdik.
Tüm bunları yaparken baÅŸarılı olduÄŸumuz sanılmasın. Ülkede çiÄŸ süt üretiminin tamamen bize gelmesini saÄŸlayamıyoruz. ÇiÄŸ Süt üretimi tamamen bize gelmediÄŸinden alım fiyatlarını düşürdüğümüzde çiÄŸ sütün tamamı bize deÄŸil yükselen oranlarda çiÄŸ süt tüketicilerine gittiÄŸinden çiÄŸ sütün satın alım pazarını kontrol edemiyoruz. Pazarı kontrol edemediÄŸimizden çiÄŸ sütü bizim haricimizde satın alan ev kadınları bizim piyasamızı bozmaktadırlar. Bu az bir miktar da olmayıp % 31 Pazar payını ev kadınlarımız yönetmektedir. Biz Süt Sanayicileri olarak çiÄŸ sütün satın alım fiyatını kendi aramızda kararlaÅŸtırıp uygulamaya soktuÄŸumuz anda Ev Hanımları Sektörü bu kararımızı kısmen de olsa bozuyorlar. Fiyat alım kararlarımızın hayata tam olarak geçirmemiz için ev hanımlarımızın çiÄŸ süt tüketmelerinin, çiÄŸ sütten evlerinde yoÄŸurt, peynir yapmalarının önüne geçilmesi ‘’ YoÄŸurdunuz evde yapın’’ diyen ilim adamlarına hemen medya da karşılık verilmesi gerekir.
Parekende çiÄŸ süt naylonlu mukavva kutulara doldurmadan, içine süt tozu, melamin, jelatin katmadan ev kadınlarımıza satan çiÄŸ süt üreticilerini durduramadık. Televizyonlara verdiÄŸimiz reklamlarda en meÅŸhur artistlerimize ‘’ en saÄŸlıklı süt kutu süt ‘’ sloganını söylettik, fayda saÄŸlayamadık.
Eskiden okuma yazma oranı düşük ev hanımları kutu süt satın almayıp direkt üreticisinden çiÄŸ süt alırken son birkaç yıldır birkaç tane tıp doktoru çıktı ‘’ kutu süt mü, çiÄŸ süt mü ‘’ tartışmalarını baÅŸlattığından beri yüksek tahsilli ev hanımlarımız bile artık çiÄŸ süt satın almaya baÅŸladı.
Parekende çiÄŸ süte ‘’ Sokak Sütü ‘’ demeye devam etmek de çözüm saÄŸlamıyor. Ülkemizde biz sanayicilerin satın alamadığımız çiÄŸ süt miktarı % 31 dir. Bu oransal miktarın % 4 ünü ÅŸehirlerde ev hanımları çoluk çocuÄŸuna tükettirmekte olup bizim kazancımız için çok büyük tehdit aslında oluÅŸturmamaktadırlar. Bizim için asıl ekonomik tehdit kırsal kesimde kullanılan ve bize satılmayarak tüketilen çiÄŸ süt ve bundan yaptıkları süt ürünleridir! Asıl ikna edilmesi gereken köylülerdir. Köylü ev hanımlarıdır.
Kırsal da süt ineği olan ve olmayan köylülerin kendilerinin tükettiği çiğ süt miktarı ise % 27 olup asıl bu miktar tüketimi kontrol altına almamız gerekir. Kendi ürettikleri çiğ sütü süt tüketiminde ve diğer süt ürünü yapımında kullanmaları da haksız bir rekabet oluşturmaktadır. Bu da büyük bir Kayıt Dışılıktır. Aslında çiğ süt üreticilerinin de köylerde, üretim merkezlerinde bizim kutu sütleri, kutu yoğurtlarımızı kullanmaları gerekir. Kendi ürettiklerini tükettiklerinde tüketim vergisi de konulmasını teklif edecek olsak kamuoyunca nasıl karşılanacağımızı bilemiyoruz..
Åžehirlerde saÄŸolsun belediye baÅŸkanları halk saÄŸlığı görevi anlayışı altında çiÄŸ süt üreticilerini çiÄŸ süt satışı için mahallelere sokmuyorlar. GeçtiÄŸimiz günlerde arabasının baÄŸajında çiÄŸ sütü 5 litrelik bidonla yakalatan bir çiÄŸ süt tüketicisi emniyette verdiÄŸi ifade de ‘’ ÇiÄŸ Sütü kendim için deÄŸil kedilerim için satın almıştım ‘’ demesi üzerine kurtuldu. Halkımıza burgerlerin içinde et yedirenler deÄŸil parekende çiÄŸ süt satımı ve alımı süt sanayicilerinin kazançlarını tehdit ediyor.
Ülkemizdeki uyuşturucu satışından daha çok, çiğ süt parekende satışına daha çok önem verilmesi gerekir. Parekende çiğ süt satışı rakibimizdir. Şehirlerdeki çiğ süt tüketimi % 4 dür. Bu tüketimi yapanlar da okumuş yazmış şehirli bilinçli tüketicilerdir. Onları vazgeçiremezsiniz.
Asıl olan Kırsal Kesimi ÇiÄŸ Süt Tüketimi’nden vazgeçirmektir. ‘’ Kırsal’daki propagandalarınız için asla ‘’ sokak sütü’’ demeyiniz, çünkü köylüler sokaÄŸa sokak demez, ‘’ yol ‘’ derler. Kırsaldaki çiÄŸ süt tüketimini de öyle reklamlar veya ‘’ ilimsel paneller’’ ile saÄŸlanacağına ihtimal vermediÄŸimizden;
Kırsal kesimde başka çare arıyoruz. Süt Sanayicileri olarak çaresiz değiliz bir çözüm yolu bulduk ve bir kanun tasarısı hazırladık;
Bu kanun tasarısı kırsal kesimde çiğ süt ve çiğ süt ürünleri tüketiminin önlenmesi amacı ile hazırlanmıştır.
Bu kanunun hazırlanma amacı ; hem süt sanayicilerinin hem de ilaç sanayicilerin kazançlarını, verecekleri vergileri korumak ve kollamaktır. İnsanlar gerçek gıdaya ulaşır ise biz ve ilaç sanayicilerinin kazançları azalacağından kamu idaresi de az vergi toplayacaktır.
1- Her türlü çiğ süt üretimi sanayicilere satılmak zorundadır. Direkt tüketicilere satılamaz.
2- Tarımsal kesimde ikamet edenlere devlet kutu süt tüketim teşvik parası vermelidir. Bu teşviğin nasıl ödeneceği hazırlanacak yönetmelik ile belirlenmelidir.
3- Her çiğ süt üretim merkezinin başına özel güvenlik kuvveti görevlendirilerek çiğ sütün sanayiciler haricinde sevkine izin verilmemelidir. Bu güvenlik görevlerinin parasını da Sağlık Bakanlığı ödemelidir. Çünkü bu güvenlik görevlileri kırsal kesimdeki halkın sağlığını koruyacaktır.
4- Köylülerin sıkı güvenlik tedbirlerine rağmen sabahları evlerde çiğ süt içilip içilmediği, yoğurtların kutu yoğurttan mı yoksa çiğ sütten mi yapılıp yapılmadığının tesbiti ve numune almak için tarım danışmanları görevlendirmelidir.
5- GeçmiÅŸte SaÄŸlık Bakanlığı, ÅŸimdi de Tarım Bakanlığı’ Gıda GüvenliÄŸi’ni saÄŸlayamadıklarından dolayı Kırsaldaki bizim ekonomik çıkarlarımızı affedersiniz gıda güvenliÄŸini saÄŸlamak üzere Kırsal Gıda GüvenliÄŸi MüsteÅŸarlığı kurularak bu müsteÅŸarlık direkt olarak ya bize baÄŸlanmalı, ya da müsteÅŸarı bizim atama yetkimiz verilmelidir.
6- Bu kanun hükümleri gereğince Köy muhtarları kırsaldaki hertürlü ev ve işletmelerdeki çiğ süt ve çiğ süt ürünlerinin tüketilmesinin önlenmesi doğrultusunda görevli kılınmalıdır. Muhtarlar köylünün sofrasını, buzdolabını, kilerini denetleyebilmelidir. Köylüler haziran ayında kendi tüketimleri için toprak cere veya kablara çökelek basıp bahçelerinin bir köşesine gömmektedirler. Kış mevsimi girdiğinde bunları tüketmek için topraktan çıkartıldığı günlerde seri baskınlar düzenlenmesi konusunda muhtarlara yetki verilmelidir.Kırsal da artacak kutu süt için muhtarlara kutu başına devlet desteği getirilmelidir
7- Tüm bu tedbirlere rağmen kırsalda çiğ süt tüketiminin önünün alınamayacağını bildiğimizden aşağıdaki sağlık taramaları da gerçekleştirilmelidir:
a) Her hafta köylülerin kan, gaita, idrar örnekleri alınarak laboratuar analizi sonucunda;
b) Yasal Sınırı aşan Sünen yoğurt mayası tesbit edilenlere 1 kutu süt,
c) Yasal Sınırı aşan Sahte lezzet E961 NEOTAM tesbit edilenlere 2 kutu süt,
d) Yasal Sınırı aşan diğer katkı maddeleri tesbit edilenlere 3 kutu süt,
e) Melamin tesbit edilenlere 4 kutu süt karşılığı tazminat devlet destekleme fonundan ödenmelidir.
8-Kan, gaita, idrar analizlerinde herhangi katkı maddesi bulunmayan köylüler ‘’Kutu süt ve süt ürünleri’’ tüketmediklerine hükmedilerek kendi saÄŸlıklarını ve gelecek nesillerini tehlikeye attıklarından, bizim kazançlarımızı, biyonik insan yetiÅŸtirme projemizi sekteye uÄŸratma suçundan tutuklanmalıdır.
Bu kanun tasarımız önümüzdeki aylarda ‘’ Kırsalda Gıda GüvenliÄŸi Kanun Tasarısı ‘’ adı altında meclise sevk edilecektir. Åžimdiden, bize kutu satan ambalaj devi ile de görüştük. Önümüzdeki günlerde ‘’ kutu süt ‘’ reklamları bolca verilecek ve bunun karşılığında bu kanun tasarısının tanıtımı haberlerde en geniÅŸ yerini alacaktır. Siz bilim adamlarımızdan beklediÄŸimiz bu kanun tasarısına destek vermenizdir diyor süt sanayicileri!
SAYIN PANELİSTLER; Büyük besiciler mızmız ediyorlar ise de Hayvancılık Sektörümüzün hiçbir sorunu yok, yapılan ithalat hayvancılığımıza köstek değil destektir, deli danalı canlı hayvanların, kesilmiş, dondurulmuş etlerin insan-halk sağlığına tehlikesine değil bize satılmayan çiğ sütün tehlikesine işaret etmeye devam ediniz.. Et, canlı hayvan ithalatı ile halk ve hayvan sağlığının tehlikeye gireceğini açıklayan veteriner odalarına et ithalatına izin verenler aldırış etmiyor. Siz de sakın aldırış etmeyin çünkü et ithalatına izin verenler size çok kızar! O konulara dokunur iseniz Rektörlüğü, dekanlığı, yök üyeliğini , Tübitak Üyeliğini hayal edemezsiniz.diyor süt sanayicileri.
Sakın birilerinin aklına karpuz kabuÄŸu düşürüp de : SEK (Süt Endüstrisi Kurumu ) yeniden kurulmalı demeyin. Hayvansal ürünlerde Dünya’da söz sahibi olan ülkelerin ‘’ ÇiÄŸ Sütte Gerçekçi Satın Alım Piyasa Düzenini’’ tercüme bürolarına bedeli mukabilinde tercüme ettirmeye kalkmayın. Ülkemizdeki ‘’ÇiÄŸ Sütte Gerçekçi olmayan Satın Alım Piyasa Düzenini’’ ancak ve ancak biz yazar, Tarım Politikacılarının eline biz veririz, onlarda ÅŸimdiki Ulusal Süt Konseyi gibi bir konseyi kurarlar biz de başına geçmiÅŸ oluruz. Bizim rakibimiz parekende satılan çiÄŸ süte ‘’ sokak sütü’’ demeniz az gelir ‘’ otoban sütü’’ demenizi tavsiye ederiz.diyor süt sanayicileri.
“Gıda Tüketiminde doÄŸrular ve yanlışlar” panelinde bizim melaminli süt tozu kullanarak da yaptığımız uht sütlere ‘’ iyidir’’, yoÄŸurdu koyulaÅŸtırmak, kıvam vermek için süt tozu kattığımız, ’yoÄŸurtlara ‘’ , süt yağı yerine süte ve yoÄŸurda koyduÄŸumuz bitkisel yaÄŸlara temas etmediÄŸiniz, Süt tozuna yasal hile sınırları içinde (1 kÄŸ süt tozuna 0,5 ml )kanserojen madde melamin katıldığına es geçtiÄŸiniz için teÅŸekkür ediyoruz, diyor süt sanayicileri.
2010 yılında deli dana hastalığına yakalanmış iki hasta vakası oldu. Önümüzdeki gün ve yıllarda deli dana hastalığına yakalanmış insan sayısı canlı hayvan ve et ithalatından dolayı ülkemizde artacağından hiç bahsetmeyin. Bundan sonra çıkacak hayvansal hastalıklarda sakın et, hayvan ithalatından dolayı deÄŸil ‘’ Otoban sütleri’’nden kaynaklandığını belirtecek paneller düzenleyin. Diyor süt sanayicileri.
Bu tür düzenleyeceğiniz panellerden önce bizi haberdar ediniz. Şehirliler değil hedef kitlemiz köylülerin salonu doldurması için otobüsler tutmaya hazırız.diyor süt sanayicileri.
İletişim fakültesi son sınıf öğrencisi işte böyle haber yapmış ve bize göndermiş.
Tüketicimizin yukardaki haber derlemesi ÅŸeklindeki yazısından anladıklarımız ÅŸu: Panele katılan panelistlerimiz ‘’ÇiÄŸ Süt Üretim tebliÄŸi ’’ ni, ‘’ ÇiÄŸ Sütün taşınması tebliÄŸini’’ okumadan konuÅŸmuÅŸlar. Bu iki tebliÄŸi okumalarını, çiÄŸ sütte parekende satışlar, sanayicilerin satın alımları ve sevkleri ile ilgili saha bilgilerini tazelemelerini öneriyoruz.
Biz bu tebliÄŸleri okuduk. Hem de gözlemledik. Panelistlerimiz gelsinler onların da gözlemlemelerine yardımcı olalım: Süt sanayicilerine giden çiÄŸ süt ile, süt sanayicilerinin affedersiniz yanlış yazdım panelistlerden birinin ifadesi ile ‘’ sokak sütü ‘’ daha doÄŸrusu parekende çiÄŸ sütün aynı sevk teknikleri ile parekende çiÄŸ süt tüketicilerine sevk olunmaktadır. Yani çiÄŸ süt 304 kalite krom lüx kablar ile süt sanayicileri kendi fabrikalarına götürürken aynı tür kablar ile çiÄŸ süt tüketicilerine, ev hanımlarına ulaÅŸtırılmaktadır.
Parekende çiÄŸ süt satanların ‘’ su katma ‘’ masum hilesi fiyatı etkilemekte olup süt sanayicilerinin yasal ve yasal olmayan hileleri ise insan-halk saÄŸlığımızı etkilemektedir.
Parekende çiÄŸ süt satanların ‘’ su katma ‘’ masum hilelerinin dışında insan-halk saÄŸlığını etkileyecek hileler yapıldığını ileri süren görüşler bu panelde kamuoyuna yansıtılmış bulunulmaktadır.
‘’ Sokak Sütüne kimyasal katılıyor ‘’ ise; sanayileÅŸtirilmek üzere süt ve süt ürünlerinin fabrikalarının önüne getirdikleri süte aynı kimyasallar katılmıyor öyle mi?
Çiğ süte sokak sütü diyen ilim adamlarımıza sesleniyoruz: Süt sanayicilerinin tam kapısından girmek üzere olan sütten bir numune alınız ve laboratuarınıza götürünüz. Bakalım hangi kimyasalları bulacaksınız? O kimyasalları katan süt sanayicilerinin kendileridir.
‘’ Sokak sütünden numune aldık ÅŸu çıktı bu çıktı ’’ laflarına karnımız tok. Haydi bir de süt sanayicilerinin kapısından girmek üzere olan sütten de numune alın: ‘’ Åžu, bu, o çıkacak mı çıkmayacak mı?
Tartışılacak sorun bu değildir. Tartışılacak sorun: Çiğ Sütün gerçek gıda değerinde tüketiciye ulaştırılmasıdır. Endüstrileşen gıda sektörünün çiğ sütü gerçek besin değerlerinden uzaklaştırmasıdır. Çiğ süt, süt sanayicilerinin kollarına gitmeden tüketiciler tarafından tüketilme talebi vardır. Çiğ Süt ekmekten sonra ikinci öneme sahip bir gıdadır. Sanayileştirilen süt, endüstrileştirilen gıda gerçekliğinden uzaklaştırılmaktadır.
ABD ve birkaç geliÅŸmiÅŸ ülkelerde çiÄŸ süt cam kavanozlarda soÄŸuk zincir içinde tüketiciye ulaÅŸtırılmaktadır. Bunu düşünmek, ifade etmek süt sanayicilerinin aleyhinedir. Ama toplumun lehinedir. Süt sanayicilerinin kazançları deÄŸil tüketicilerin gerçek gıdaya ulaÅŸması önemlidir. Her insanın ‘’Gerçek Gıdaya EriÅŸim hakkı’’ vardır. Bu hak paneller ile belediye baÅŸkanlarının zabıtalara direktifleri önlenemez. Tüketicilerin evlerde çiÄŸ süt tüketim taleplerini karşılayacak yasal düzenlemeler getirilmelidir.
Bilinçli tüketici kapısına getirilmeyen, getirilmesinin önüne engeller konan gerçek gıdayı kendisi gidip kaynağında satın alarak tüketiyor.
Hayvansal hastalıklar endiÅŸesi ile çiÄŸ süt uht’leÅŸtirilip gerçek besin deÄŸerinden uzaklaÅŸtırılmaktadır. Sonra da uht süte iyidir denilmektedir. ÇiÄŸ Sütte Hayvansal hastalıklar endiÅŸesinin giderilme metodunda UHT’leÅŸtirme yerine hayvan hastalıklarını önleme niçin düşünülmemektedir. Hayvan hastalıkları tedavi giderlerinin de tarım sigortaları kapsamına alınması niçin konuÅŸulmamaktadır. Yapılmakta olan canlı hayvan ithalatı hayvanların tedavi giderlerini daha da çoÄŸaltacaktır. Et ithalatı halk saÄŸlığını, hayvan ithalatı ise hayvan-halk saÄŸlığını tehdit edici mahiyettedir.
ÇiÄŸ süte ‘’ sokak sütü ‘’ yaftasına bu günden sonra kim devam edecekse öncelikle süt sanayicilerinin kapısının önündeki sütü kontrol edip öyle konuÅŸmalılar! ‘’ Sokak sütü’’ nde ‘’buldukları’’ maddelerin aynısını süt sanayicilerin kapısının önündeki sütlerde de bulacaklardır.
Sanayicilerin satın aldıkları süte daha fabrika kapısından girmeden de kimyasalları kim atıyor? Onu da mı sokak sütçüleri atıyor?
Kutusuz satılan çiÄŸ süt pis, sanayicinin kapısının önündeki süt pis deÄŸil öyle mi? Fenni ilim adamlarımıza tavsiye ediyoruz: Çapraz gözlemleme , çapraz tahlil etme ilkesi iÅŸletilmeli. Tek taraflı deÄŸil çift taraflı laboratuar analizi yapmaya davet ediyor bunları yaptıktan sonra ‘’ tarafsız ‘’ konuÅŸabileceklerine inanıyoruz. Åžayet konuÅŸabilirler ise! Çapraz tahlil sonuçlarını açıklayabileceklerine de ihtimal vermiyoruz.
Çiğ süt sanayicilere çiftlikte teslim ediliyor. Buyurun bir de süt sanayicilerinin kapısının önüne kendilerinin getirdikleri sütleri analiz edin. Kapılarının önünden size numune bile aldırtacaklarını sanmıyoruz.. Biz üreticiyiz, biz tüketiciyiz, çiğ sütün kamuoyunda avukatı biziz.. Biz üreticiyiz, hayvancılığımızın müdafii de biziz. Hayvancılık sermayemiz değil ekmeğimizdir, geçimimizdir. Çiğ Süt ve çiğ süt ürünleri ile beslenmemiz bizim hayat tarzımızdır. Köyler de kanun da çıkartsanız, yasaklama için muhtarlarımızı da görevlendirseniz biz köyümüzde kutu süt değil çiğ süt ve çiğ süt ürünleri tüketmeye devam ederiz.
Tarımsal kesimin nüfusunu düşürttükçe kutu sütün tüketimi artar, ha gayret, tarımsal nüfusun düşmesi için et, canlı hayvan, besi danası, damızlık ithalatına itiraz sesleri deÄŸil de ‘’ kutu süt reklamları ‘’na devam edilsin.
Sayın ilim adamları, gıda tüzüğü düzenleyicileri: Gelin şehirlilere bir iyilik yapın: Çiğ Sütün cam ambalajlarda soğuk zincir içinde tüketicilere sevkine izin verecek düzenlemeleri konuşun. Uygulayınız. Şehirliler de biz köylüler gibi gerçek gıdaya kavuşsunlar.
Paketlenmiş dondurmalar süt tozundan yapılmaktadır. Pastahaneler de satılan açık dondurmalar ise ya süt tozundan ya da çiğ sütten yapılmaktadır. Pastahanelerdeki Çiğ Sütten yapılan dondurmaların çiğ sütü pastaneye nasıl geliyor? Panelistlerimiz bunu biliyorlar mı? Hiç sanmıyorum. Çünkü saha bilgisi eksikleri var. Bu eksikliklerini biz giderelim: Çiğ Süt taşıma ruhsatı ile.
Suyu 304 kalite çelik tanker ile taşımak için saÄŸlık bakanlığı, ÇiÄŸ Sütü 304 kalite çelik tanker veya küçük tank ile taşımak için Tarım Bakanlığı ruhsat veriyor. Bu ruhsatı isteyen ‘’ çiÄŸ sütü pastanelere taşıyacağım, satacağım ’’ derse ruhsatı veriyorlar. Ama aynı ruhsat alınabilinen tanker ile tank ile bu çiÄŸ sütü ev hanımlarına (ÅŸehirli) taşıyacağım der ise ‘’ ev hanımlarına çiÄŸ süt satmak senin iÅŸin deÄŸil süt sanayicilerinin görevidir’’ anlayışı ile ruhsat verilmiyor.
PaketlendirilmiÅŸ dondurmalar süt tozundan yapılmakta oluÅŸuna raÄŸmen gıda tüzüğünü yasadışı olarak ihlal edip ambalajları üzerine ‘’ süt tozundan yapılmıştır ‘’ yazısını yasal zorunluluk olsa da yazmıyorlar. Panelistlerimiz, dondurma, süt ve süt ürünlerinin ne etiketlerini ne de etiket tüzüğünü de okumazlar. Okusalardı panelde bunlara da deÄŸinirlerdi.
SET-BİR yoÄŸurda kıvam saÄŸlamak için % 2-3 oranında süt tozu kullanıldığını yayınlarımız sonucunda beyan (itiraf ) etmiÅŸse de süt sanayicileri ÅŸimdiye kadar süt ve süt ürünleri ambalajı üzerinde ‘’ süt tozu % 3 oranında kullanılmıştır ‘’ yazısını da yazmamaktadırlar. Bunu yazmak yasal zorunluluk olsa da!
Süte süt tozu katan süt sanayicileri ve dondurmayı süt tozundan yapan dondurmacılar ‘’süt tozu ile çiÄŸ süt, süt aynıdır, onun için süt tozu yazmıyoruz ‘’ savunmasını tüketicilere yapıyorlar. Ama Tarım Bakanlığı öyle demiyor: ‘’ Süt tozu kullanmış isen onu etikete yazacaksın ’’ diyor.
Bu konu ile ilgili Tarım Bakanlığı’na gönderilen dilekçeleri; http://www.bilgiagi.net/tuketicilerin-sut-tozu-dilekceleri/24794/ linkinde, bu dilekçelere gelen cevabı da; http://www.bilgiagi.net/tarim-bakanliginin-sut-tozu-dilekcelerine-cevabi/24885/ linkinde yazdık.
Panelistlerimiz okuyabilirler. Tüketicilerimizin de bu dilekçeleri göndermeye devam etmelerini diliyoruz.
Çiftçi - Çiğ Süt Üreticisi
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
"Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...