Mümkünlü mü? / Işık Teoman
Işık Teoman

Işık Teoman

Mümkünlü mü?



Kesinlikle mümkünlü… Adapazarı’nın Taraklı ilçesinden söz ediyorum. Åžener Åžen’in TTNET reklamı ile Türkiye’nin gündemine oturan ve yıldızı bir anda parlayan Taraklı ilçesi, hala eski bir Osmanlı kasabası havasında ve hala eski yapılar ardı ardına restore ediliyor. Restore edilenlere de kasabada yaÅŸayanlar gözü gibi bakıyor. Öyle sahip çıkmışlar ki, tarihi dokuyu korumak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Eski evler restore edilip günümüze kazandırılıyor, ardından orada yaÅŸam da baÅŸlıyor.



YaÅŸam buluyor

Yani içleri boÅŸ birer kutu gibi durmuyor. Kent merkezindeki yapıların dükkan olarak kullanılan bölümleri hediyelik eÅŸya satan vatandaÅŸlar tarafından iÅŸletiliyor. Yöreye özgü pek çok ürün olmasa bile ÅŸimÅŸir aÄŸacından yapılan kaşıklar peynir ekmek gibi satılıyor. 2001 yılında dönemin Sakarya Valisi M. Cahit Kıraç’ın giriÅŸimleri ile restorasyonu yapılan tarihi binada Sabri ÖzÅŸahin gün boyunca ÅŸimÅŸir aÄŸacından kaşık ve çatal üretiyor. Ve ilginç olan tamamen el emeÄŸi ve alın teri döküyor. Torna kullanmadan her bir kaşık için saatlerce çalışıyor ve karşılığında sadece beÅŸ lira alıyor.



VatandaÅŸlar havaya girmiÅŸ

Reklamdaki adıyla Mümkünlü yani Taraklı ilçesinde tarihi yapıların korunmasıyla ilgili vatandaÅŸlar da havaya girmiÅŸ. Hemen herkes evini restore ettiriyor. Tarihi yapıların önünde hummalı bir çalışma sürüp gidiyor. Hediyelik eÅŸya satan iÅŸyeri sahipleri reklamın ardından büyük bir patlama yaÅŸandığını ve otobüslerin sürekli turist getirdiÄŸini anlatıyorlar. Ancak bir de sıkıntıları var. Yöreye özgü ürünlerin satılması için belediyenin öncülülüğünde kursların açılmasını istiyorlar. Taraklı’da yaÅŸayanlar kente gelenleri güler yüzleri ile karşılıyor ve uÄŸurluyorlar. Sohbet ediyorlar ve sorunlarını paylaşıyorlar. Siyasi bölünmüşlükten dert yanıyorlar. Birlik olmaktan Taraklı’nın adının sadece Türkiye’de deÄŸil tüm dünyada bilinmesinden ve tanınmasından yanalar.



Bakanlık yüreğini koymuş

Kültür ve Turizm Bakanlığı da ilçeye hatırı sayılır bir ÅŸekilde katkı koymuÅŸ ve destek vermeye devam ediyor. Saatlerce gezdiÄŸimiz tarihi yapıların bulunduÄŸu sokaklarda binaların üzerindeki levhalardan görüyoruz ki, bakanlık bu iÅŸe ciddi anlamda yüreÄŸini koymuÅŸ. Pek çok evin restorasyonunu üstlenmiÅŸ. Restore edilen evler gerçek anlamda elden geçirilmiÅŸ. Çalışmalar uzmanlar denetiminde gerçekleÅŸtirilmiÅŸ ve ortaya muhteÅŸem bir Osmanlı kasabası çıkmış. Kenti kuÅŸbakışı izlediÄŸimiz dağın eteÄŸinden kırmızı renkli kiremitlerin görkemli duruÅŸu insanı kesinlikle büyülüyor. Her sokakta ayrı bir güzellik insanın karşısına çıkıyor. Kırmızı renkli duvarlar, yeÅŸil renkli sıvalar, Arnavut kaldırımlar, eliÅŸi danteller ile iÅŸlenmiÅŸ perdelerin süslediÄŸi ahÅŸap kokan pencereler. Camların ardından gelip geçenleri izleyen ürkek bakışlar. Kasabada yaÅŸayanlar Mümkünlü adına öyle alışmışlar ki, gerçek adını sorduÄŸumuzda “Mümkünlü” diyorlar. Ama Taraklı adından da övgüyle söz etmeden duramıyorlar.



Biraz da tarih

Taraklı ilçesinin geçmiÅŸini araÅŸtırdığımızda ilginç bulgular çıktı karşımıza, antik çaÄŸlara kadar uzanan tarihi kentte o dönemlerden günümüze hiçbir kalıntı kalmamış. Antik çaÄŸda Taraklı, "Dablais", "Doris", "Deblis", "Dablai" ve "Dablar" isimleri ile anılmış. Taraklı Osmanlı topraklarına 1289 ile 1293 yılları arasında katılmış. Öğreniyoruz ki, Taraklı’da her yıl 1 Ekim'den itibaren 3 gün süreyle eÄŸlence ve emtia panayırı etkinlikleri yapılıyormuÅŸ. Panayıra Bursa'dan, Kocaeli'nden, Bolu'dan, Bilecik ve Sakarya'dan çok sayıda esnaf sergi açıyormuÅŸ. Köylerde yaÅŸayan yaÅŸlı vatandaÅŸlar eskiden kalma alışkanlıkla alış veriÅŸlerini panayırdan panayıra yapmayı yeÄŸlerlermiÅŸ.



Hediyelik eÅŸya bir lira

Bir gün geçirdiÄŸimiz Taraklı’da öğle yemeÄŸimizi yine tarihi yapıların altında bulunan dükkanların birinde yedik. Yakın köylerden gelip hem hediyelik eÅŸya satan hem de gözleme yapan kadınların bu iÅŸte de oldukça hünerli elleri var. Gözlemenin yanında kendi ürünleri olan yoÄŸurttan yaptıkları ayranları sunuyorlar ve tadına doyum olmuyor. İzmir’den bir hayli uzak ama gitmeye deÄŸer güzellikleri barındıran Taraklı ilçesinde fiyatlar da çok uygun. Bir buçuk lira gözleme, elli kuruÅŸ ayran. Hediyelik eÅŸya almak isterseniz buzdolabı magnetinin fiyatı ise bir lira. Park içinde bulunan lokantada sulu yemekler de iki ile beÅŸ lira arasında satılıyor. AkÅŸam hava kararmadan ayrılmaya karar verdiÄŸimiz Taraklı’ya gelecek yıl tekrar gelmek istiyorum. Hem kenti ve sokakları doya doya gezeceÄŸim hem de emtia ve eÄŸlence panayırına katılacağım.



Taraklı’ya nasıl ulaÅŸtık

İzmir’den sabah saat beÅŸ gibi gazeteci arkadaÅŸlarım Aykut Fırat, Hürol DaÄŸdelen ve Engin Yavuz ile birlikte yola koyulduk. Saat 11.00’ de Bursa’ya ulaÅŸtık. Bursa’da çarşı içinde karnımızı doyurduktan sonra Cumalıkız’a geçtik. 300 yıllık bu Osmanlı köyünde tam bir günümüzü geçirdik. GüneÅŸ köyü terk ettikten sonra da gece fotoÄŸrafları çektik. Geceyi Bilecik Öğretmen Evi’nde geçirdik. Sabah sıradan bir kahvaltının ardından önce, bir zamanlar tarihi yapılarıyla tanınan ancak günümüzde bunların yerinde betonarme binaların bulunduÄŸu Gölpazarı’nda kahvede oturup çay içtik ve sokaklarda geriye kalan tarihi birkaç yapının fotoÄŸraflarını çekebildik. Gölpazarı ile Taraklı arası bir saat kadar sürüyor. Çepeçevre yemyeÅŸil ormanların, başı dumanlı daÄŸların arasından ulaşılan Taraklı ilçesi görülmeye, gezilmeye ve kalınmaya deÄŸer gerçek bir Osmanlı kasabası.










































































Işık Teoman

isikteoman@gmail.com



10 Aralık 2010 Cuma / 4606 okunma



"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...