Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Foça'dan İyi Bayramlar
Bayramın kutlu olsun güzel Foça, bayramınız kutlu olsun Foçalılar, Foça’yı sevenler, Foça’yı sevenleri sevenler...
Ãœrküten bir ılımanlığı sarmalıyoruz Foça’da son günler. Bayram tatili nedeniyle sahildeki kafe ve restoranlar Foça severlerle dopdolu. Muhallebi kıvamında yumuÅŸak, yaÅŸanılası bir gün. Bütün Foça kedileri siestada, yaÅŸlılar piyasada, balıkçılar denizde, misafirler fotoÄŸraf çekmekte, çoluk çocuk Belediye Meydanı’nda içgüdüsel çığlıklar atmakta...
Zübeyde, Åžen Kahve’in önünden Bonjour’u dolanıp bastonu ondan önde hızlıca arşınlıyor sahili, Nur Hanım yirminci turunda çarşının, öyle herkesin çayını beÄŸenmez hele yerlere tükürenlerden hiç hoÅŸlanmaz! Nazmi Usta dondurmalarını hazırlamış, güneÅŸe ve ılık havaya şükranlarını sunmakta. Fatma Hanım “pazar kuruldu mu” diye haykırıyor karşı yoldan, Zerrin Hanım cevap veriyor “kuruldu, kuruldu ama pantaloncu gelmemiÅŸ bugün. Güven’in küpesi ve beyaz merserize tişörtü nasıl da yakışmış... Engin Beytorun ve 94’lük delikanlı Ä°smail Kaptan, genç ve güler yüzlü profösörümüz Şükran Hanım (Huriye KuruoÄŸlu) nasıl da kaynatıyorlar Neco Kafe’de çaylarını yudumlayıp...
Yapı Kredi’den Hülya ve Deniz Hanımlar da iÅŸinden kopuÅŸup tatile çıkamayanlardan... Kasım güneÅŸinden bunalan Güzin serin bir köşe bulmuÅŸ Palmiye Kafe’de Sevim Hanım’la hasbihal ediyor... Åžemsa, Ä°stanbul’dan gelen sevgilisiyle yere göğe sığmıyor sanki, belki bana öyle geliyor. Benek, her zamanki sportif yürüyüşüyle geçiyordu kıyıdan, hemen çağırdık yanımıza, yok öyle hemen gitmek nasılsa lahana dolmaları sarılmıştı çoktan! Foça Kitap Kulübü’nden Ä°nci Hanım benim patatesli soÄŸanımı beÄŸenmiÅŸ, yapacakmış en kısa zamanda, afiyet olsun Ä°nci Hanım.
Arife günü, Foça’nın taÅŸ evlerinin sıralandığı ara sokaklarında gezindim, bayrama özel arife seslerine kulak verdim, ola ki arife gününün o hararetli coÅŸkusunu yakalarım diye bir parça! Sordum her gördüğüme, neler yapıyorsunuz bayramlık diye, kimseden beklediÄŸim cevapları alamadım. Eski zamanların ev baklavalarını, saray burmalarını, revanilerini, susamlı çöreklerini yapan kimseleri göremedim eski Foça sokaklarında. Hadi benden gizliyorlar desem, kokusunu da duymadım şöyle mis gibi hamur iÅŸlerinin!
KonuÅŸtuÄŸum bazı kiÅŸilerin diyabet, kolestrol, tansiyon gibi hastalıkları olduÄŸundan eski zaman tatlılarını artık yapmadıklarını iÅŸitiyorum. DeÄŸiÅŸen dünya koÅŸullarıyla gıdaların iÅŸlevleri de deÄŸiÅŸti, artık kimse yemeklerden sonra ağır yaÄŸlı ÅŸerbetli hamur tatlıları yemiyor. Meyve ve sütlü tatlılarla yetinmeyi öğrendi birçok kiÅŸi. Ege’ye özgü ÅŸuruplu lokma tatlısı, sürdürülen gelenekselliÄŸini yegane ağır tatlı olarak koruyor. Ä°ÅŸte hayır yapmak üzere piÅŸirilmiÅŸ lokmalar geliyor AyÅŸe’nin elindeki tepside, “Arif’in hayrı için dökülmüş.” Hangi Arif acaba? Bir çok Arif var rahmetli olan. Allah kabul etsin, ruhuna ulaÅŸsın hepsinin...
Hava öylesine caydırıcı ki, evlere tıkılıp zamanı ocak ve tencere başında geçirmek hakikaten haksızlık! Yeni zamanların bayramlıkları da, ikramlıkları da giderek farklılaşıyor artık bunu kabul etmeli... Şaka bir yana eski tatları yaşatanları biliyorum ben, size söylemiyorum ki benden önce gidip bitirmeyesiniz!
En iyisi, Meydanda denizle iç içe güneÅŸe sırtımı vermek deyip kuruluvermek kahvelerden birine. Ä°ÅŸte Foça’nın güzel yüzleri, güzel insanları... Ä°yi bayramlar herkese, hepimize...
Foçalı Nur Ataklı’dan Kurban Kavurması:
Koyunun kuyruk yağı, böbreği, yüreği, karaciğeri, lekesiz akciğeri küçük küçük doğranıp kendi suyunu salıp çektirerek tavada pişirilir. Mutlaka zeytinyağı konur kavurmaya ki, etin ağırlığını hafifletsin. Kavurma pişince yanında, bahçedeki odun fırınında pişirdiğimiz ekşi maya ev ekmeği ile yenirdi. Annelerimiz zamanındaydı bu adetler şimdi artık o adetleri uygulayan kalmadı pek. Belki köylerde vardır...
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
Bayramın kutlu olsun güzel Foça, bayramınız kutlu olsun Foçalılar, Foça’yı sevenler, Foça’yı sevenleri sevenler...
Ãœrküten bir ılımanlığı sarmalıyoruz Foça’da son günler. Bayram tatili nedeniyle sahildeki kafe ve restoranlar Foça severlerle dopdolu. Muhallebi kıvamında yumuÅŸak, yaÅŸanılası bir gün. Bütün Foça kedileri siestada, yaÅŸlılar piyasada, balıkçılar denizde, misafirler fotoÄŸraf çekmekte, çoluk çocuk Belediye Meydanı’nda içgüdüsel çığlıklar atmakta...
Zübeyde, Åžen Kahve’in önünden Bonjour’u dolanıp bastonu ondan önde hızlıca arşınlıyor sahili, Nur Hanım yirminci turunda çarşının, öyle herkesin çayını beÄŸenmez hele yerlere tükürenlerden hiç hoÅŸlanmaz! Nazmi Usta dondurmalarını hazırlamış, güneÅŸe ve ılık havaya şükranlarını sunmakta. Fatma Hanım “pazar kuruldu mu” diye haykırıyor karşı yoldan, Zerrin Hanım cevap veriyor “kuruldu, kuruldu ama pantaloncu gelmemiÅŸ bugün. Güven’in küpesi ve beyaz merserize tişörtü nasıl da yakışmış... Engin Beytorun ve 94’lük delikanlı Ä°smail Kaptan, genç ve güler yüzlü profösörümüz Şükran Hanım (Huriye KuruoÄŸlu) nasıl da kaynatıyorlar Neco Kafe’de çaylarını yudumlayıp...
Yapı Kredi’den Hülya ve Deniz Hanımlar da iÅŸinden kopuÅŸup tatile çıkamayanlardan... Kasım güneÅŸinden bunalan Güzin serin bir köşe bulmuÅŸ Palmiye Kafe’de Sevim Hanım’la hasbihal ediyor... Åžemsa, Ä°stanbul’dan gelen sevgilisiyle yere göğe sığmıyor sanki, belki bana öyle geliyor. Benek, her zamanki sportif yürüyüşüyle geçiyordu kıyıdan, hemen çağırdık yanımıza, yok öyle hemen gitmek nasılsa lahana dolmaları sarılmıştı çoktan! Foça Kitap Kulübü’nden Ä°nci Hanım benim patatesli soÄŸanımı beÄŸenmiÅŸ, yapacakmış en kısa zamanda, afiyet olsun Ä°nci Hanım.
Arife günü, Foça’nın taÅŸ evlerinin sıralandığı ara sokaklarında gezindim, bayrama özel arife seslerine kulak verdim, ola ki arife gününün o hararetli coÅŸkusunu yakalarım diye bir parça! Sordum her gördüğüme, neler yapıyorsunuz bayramlık diye, kimseden beklediÄŸim cevapları alamadım. Eski zamanların ev baklavalarını, saray burmalarını, revanilerini, susamlı çöreklerini yapan kimseleri göremedim eski Foça sokaklarında. Hadi benden gizliyorlar desem, kokusunu da duymadım şöyle mis gibi hamur iÅŸlerinin!
KonuÅŸtuÄŸum bazı kiÅŸilerin diyabet, kolestrol, tansiyon gibi hastalıkları olduÄŸundan eski zaman tatlılarını artık yapmadıklarını iÅŸitiyorum. DeÄŸiÅŸen dünya koÅŸullarıyla gıdaların iÅŸlevleri de deÄŸiÅŸti, artık kimse yemeklerden sonra ağır yaÄŸlı ÅŸerbetli hamur tatlıları yemiyor. Meyve ve sütlü tatlılarla yetinmeyi öğrendi birçok kiÅŸi. Ege’ye özgü ÅŸuruplu lokma tatlısı, sürdürülen gelenekselliÄŸini yegane ağır tatlı olarak koruyor. Ä°ÅŸte hayır yapmak üzere piÅŸirilmiÅŸ lokmalar geliyor AyÅŸe’nin elindeki tepside, “Arif’in hayrı için dökülmüş.” Hangi Arif acaba? Bir çok Arif var rahmetli olan. Allah kabul etsin, ruhuna ulaÅŸsın hepsinin...
Hava öylesine caydırıcı ki, evlere tıkılıp zamanı ocak ve tencere başında geçirmek hakikaten haksızlık! Yeni zamanların bayramlıkları da, ikramlıkları da giderek farklılaşıyor artık bunu kabul etmeli... Şaka bir yana eski tatları yaşatanları biliyorum ben, size söylemiyorum ki benden önce gidip bitirmeyesiniz!
En iyisi, Meydanda denizle iç içe güneÅŸe sırtımı vermek deyip kuruluvermek kahvelerden birine. Ä°ÅŸte Foça’nın güzel yüzleri, güzel insanları... Ä°yi bayramlar herkese, hepimize...
Foçalı Nur Ataklı’dan Kurban Kavurması:
Koyunun kuyruk yağı, böbreği, yüreği, karaciğeri, lekesiz akciğeri küçük küçük doğranıp kendi suyunu salıp çektirerek tavada pişirilir. Mutlaka zeytinyağı konur kavurmaya ki, etin ağırlığını hafifletsin. Kavurma pişince yanında, bahçedeki odun fırınında pişirdiğimiz ekşi maya ev ekmeği ile yenirdi. Annelerimiz zamanındaydı bu adetler şimdi artık o adetleri uygulayan kalmadı pek. Belki köylerde vardır...
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
"Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...