“DİNLEME” ÜZERİNE… / Ahmet Zeki YEŞİL
Ahmet Zeki YEŞİL

Ahmet Zeki YEŞİL

“DİNLEME” ÜZERİNE…



Kimse kusura bakmasın, memleketin yarısı dinleniyor, yarısı dinlenmiyor. Olmaz böyle ÅŸey! Dinlenecekse, herkes dinlensin. Dinlenenler, dinlenmeyenlere bakıp bakıp, bıyık altından kıs kıs gülmesin. Dinlenmeyenler, “Sıra bize ne zaman gelecek?” diyerek, heyecandan zıp zıp zıplamasın. Dinlenenler, adam yerine konuldukları için mutlu. Dinlenmeyenler, bir gün mutlaka dinlemeye takılacakları konusunda umutlu. Ancak kendilerini “Cari açığımızdan baÅŸka bir açığımız yok ki dinlenelim” diye teselli ediyorlar. Dinlenenler, dinlenmeyenlerin kendilerini dinlediÄŸini düşündüklerinden, memleket gergin. Neredeyse, dinlenenler ve dinlenmeyenler olarak ikiye bölünecek.

Kendilerini saÄŸan robotlardan huylanan inekler gibiyim. Lütfen, bir yetkili bilgi versin. “Dinleme yaşı kaçtan baÅŸlıyor?” bilmek hakkımız. Benim yaşım tutuyor mu, merak ediyorum. OÄŸlum sünnet oldu. EÄŸer O, dinleme kapsama alanına giriyorsa, ben hayde hayde dinleniyorum demektir. Bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağım. Yasal hakkımı kullanacağım. Önce, ön inceleme; sonra, son inceleme yaptıracağım. EÄŸer dinlenmiyorsam dinleme kararı aldıracağım. Nasıl olsa, her fani dinlemeye takılacaktır.

Bir gizli dost, “Dinlene dinlene karpuz gibi büyüdün. Hiç olmazsa dinlenmenin zevkini çıkar“ diyor. Güvenemiyorum. Ya eksik dinlendiysem? Merakımı gidermek için kendimi onların yerine koyup, gözü kapalı bir ÅŸekilde dinleniyormuÅŸ gibi yapıyorum. Söylemesi ayıptır, sadece kulaklarım ve aÄŸzım açık. Çünkü oluÅŸabilecek tıkırtıların kulağıma yapacağı basıncı, aÄŸzımdan alacağım hava ile dengeliyorum. Ne “tık” var, ne de “tıkırtı”. Galiba ben dinlenmiyorum. Beni adam yerine koyan yok. Bu yüzden ekolojik sistemim can çekiÅŸiyor.
Åžimdi soruyorum, ne olacak halimiz? İşin dozu kaçtı. En iyisi insan kendi kendini dinlemeli. Metabolik blokajlar kaldırılmalı. O zaman, suçüstü yakalanma derdi yok. Takke düşmez, kel görünmez. Skandal patlamaz. Ortalığı su basmaz. OlaÄŸanüstü toplandık. Kararımı açıkladım. Ben kendimi usulü dahilinde dinleyeceÄŸim. İstanbul’u dinler gibi gözlerim kapalı… Artık, ÅŸifreli konuÅŸuyoruz, ancak bu kez de ÅŸifreyi çözemiyoruz. Makro dengeler içinde devam eden iyimserliÄŸim kayboluyor. İnÅŸallah, uzaylılara mahcup olmayız. Neyse, kendi kendimizi dinliyoruz ya… Öyleyse varız ve hayattayız Allah’a çok şükür. Bir ÅŸarkı mırıldanıyorum: ya ya ye koko jambo ya ya ye…

A.Z.Y.


Ahmet Zeki YEŞİL




17 Haziran 2010 PerÅŸembe / 3164 okunma



"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...