Foçalý Tarýk Dursun K. / Aþçý Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
Aþçý Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGÝN

Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN

Foçalý Tarýk Dursun K.



Anýsý Kalýr'dan; "Gidiyordu, yeþil bir manto vardý sýrtýnda. Yakalarý kalkýk ve beli dardý. Kuþaðýný iyice sýkmýþtý. Ayakkabýlarý makara topukluydu." Çaðrýþým yapýyor baþka hikayelerinin farklý satýrlarýndan, bu makara topuða takýldým bir kere!

Telefona sarýlýp nedir bu "makara topuk" diyorum, yumurta topuk gibi bir þey mi? Her zamanki nükteli sesiyle "siz kadýnlar nasýl bilmezsiniz, yüksek topuða denirdi o!" Hafiften þaþýrmýþ gibi görünen bir týný sanki.

Haklý, biz bilmezsek kim bilecek!

Mizah yeteneðinin çok yakýþtýðý bir usta Tarýk Dursun K. Günlük yaþamýn içine, bile isteye sokulan mizahi davranýþlar herkese yakýþmaz, ille de espri yapacaðým diye zorlama kurmacalar yapan insanlara hiç benzemez o. Onu seyrederken de, dinlerken de uyanýk ve tetikte olmalýsýnýz. Yok öyle yaðma kendi halinize kalamazsýnýz Tarýk Dursun K' nýn bulunduðu bir ortamda. Büyük Usta, kendi dinamizminin içine alýverir sizi bir süre sonra...

Ben Tarýk Aðabeyin gençliðini bilmem, daha ileri, orta yaþlarýný da bilmem! Hepi topu beþ altý yýldýr tanýþýklýðým, yani yetmiþli yaþlarýyla Foça aþkýnýn buluþturduðu bir serüvenci kesiþmesi bizimki. Hoþlandýk karþýlýklý, sevdik de... Bir zeytinyaðlý yaprak sarmasýnýn iki ýsýrýklýk hatýrýyla baþlamýþtý yarenliðimiz. O vakitler Küçükdeniz'deki Ahmetgiller'in o dar kedili sokaðýndaydý evi. Sonra sattý, merdivenlerini beðenmez olmuþ, biraz da uzak mý kalýyormuþ çarþýya...

Bir zaman, itinayla sarýlmýþ asma yapraðý sarmalarý ve A4'e yazýlmýþ kýsa köþe yazýlarý gitti geldi aramýzda. Zeytinyaðlýlarýmýn lezzeti konusunda pek ip ucu vermedi, sanki biraz, yaðýný tuzunu eksik mi koyuyordum? Dokunmasýndý amacým... Hafif sütlü tatlýlarýma sanki daha bir yakýndý, yakýn. Portakallý kedi dili tatlýmý beðendi galiba geçenlerde.

Þimdi Nargileci Mehmet Efe'nin sokaðýnda oturuyor. Çarþýya, Foça Belediye Meydaný'na daha yakýn. En çok, yemek konuþuyoruz buluþtukça. Beni þaþýrtan bir yeme içme meraký var. Piþirmekle deðil elbet, tatma faslýndan ve muhabbetten çok hoþlanýyor, kim hoþlanmaz? Deðiþik ve lezzetli Ege yemeklerini seviyor, rahmetli annesinin yaptýðý domat bastý tarifini vermiþti geçen sene. Benim de ilk domat bastýmdýr o.

Yazabilmek için bilmek gerek. Otu, ocaðý, hububatý, harmaný, mezeyi hele de balýklarý iyi bilmek gerek. 1930'larýn, 40'lar, 50'ler ve sonrasýnýn tanýðý Tarýk Dursun K.'nýn, hikayelerinde bana en cazip gelen; lezzet betimlemeleridir. Sofralarý, mutfaklarý , eski zamanlarýn sokak baþý esnaf lokantalarýnýn nadide tadýmlýklarýný tasvirindeki ustalýk, onu daha can kulaðýyla dinlememe vesiledir.

Anýsý Kalýr'dan: "Ve zengin gazinolarýnda trança þiþ, çipura ýzgara yapýlýr, müþterilere sunulurdu." (..ve pilaki, kýrmýzý pancar turþusu, fava, tek midye dolmasý, tek yaprak sarmasý, Arnavut ciðeri, bir kesim beyaz peynir, roka salatasý, söðüþ baþ eti ve sýcak sýcak sardalye tava. Karafaki raký. Ýki buçuk lira yeter çocuklar!)

Yitik Nergisler Söylencesi'nden; "Arpa, buðday, kara çavdar hep ekilirdi; hep büyük sap verir, hep vakti zamaný gelince par par oraklarla biçilirdi, harman savrulurdu. Bura insaný akýllý insandý, soylu insandý. Buðdayý koca deðirmen taþlarýnýn altýna verip un ufak etmesini bilirdi. Kadýnlarý topraktan fýrýnlarda güzel kokulu, nar yarýðý göbekten kýpkýrmýzý ekmekler piþirmesini bilirdi."

Buyrun iþte, yeme içmeye gönül verenler okusa keþke! Öylece aniden, hikayenin içinde doðal, yani olmasý gerektiði gibi. Öyküye inat hikayeci o!

Ne anlamlý bir ödül töreniydi o öyle. Ustaya yakýþtý.




Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN


www.ascifok.com


Çaðrýþým yapý..." /> Çaðrýþým yapý... ">
15 Þubat 2010 Pazartesi / 3387 okunma



"Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
" bütün yazýlarý için týklayýn...