
Güzin TÜMER
AREQUİPA
Puno’dan sonraki durağım Arequipa’ydı. Yolların gene kapanacağı haberinin gelmesiyle Puno’dan kaçar gibi Arequipa’ya geldim. Sabaha karşı otobüs terminalindeydim. Günün ışımasını bekledim. Daha sonra bir taksiye atladım ve önceden belirlediÄŸim hostele gittim. Taksi ile ÅŸehir merkezine gelirken daha ilk bakışta ÅŸehrin içimi ısıttığını söyleyebilirim. Büyük bir meydan, onun etrafını saran kolonyal binalar, temizlik, sadelik, ferah caddeler bu ÅŸehri tanımlamak için kullanacağım kelimeler olur.

Bir de bunun üzerine deniz seviyesinden yüksekliÄŸi 2300 metre olunca Arequipa için tadından yenmez demek fazla olmaz. Zira Peru’ya ve Bolivya’ya dışarıdan gelenlerin en çok belini büken ÅŸey yükseklik ve buna baÄŸlı olarak geliÅŸen yükseklik hastalığı… Yeni öğrendiÄŸim bir bilgiyi de paylaÅŸmak isterim.
La Paz bir çanağın içine yerleÅŸmiÅŸ bir kent. Çanağın derinliÄŸi 800 metre imiÅŸ. La Paz’da sosyoekonomik düzeyi yüksek olanlar yükseklikten daha az etkilenmek için çanağın dibine yakın yerlerde oturuyorlarmış. Aslında yükseklik sadece biz turistler için deÄŸil o topraklarda doÄŸan, yaÅŸayan insanlar için de çok önemli.. Åžimdi tekrar Arequipa’ya dönebiliriz.
Arequipa, aktif volkanların, sıcak su kaplıcalarının, yüksekteki çöllerin ve dünyanın en derin kanyonunun bulunduÄŸu coÄŸrafyada yer alıyor. Bu nedenle Peru da mutlaka görülmesi gerekenler arasında. Arequipa, üç volkanın El Misti, Chachani ve Pichu Pichu’nun eteÄŸine kurulmuÅŸ. Gerçekten uzaktan görünümleri çok etkileyici.

Volkanlardan birinin şehirden görüntüsü. Ama hangisi? Zor soru!
Bu volkanlara tırmanma turları düzenleniyor. Aslında burada birçok outdoor aktivitesine katılmak mümkün. Volkan tırmanışı sadece bunlardan biri. Arequipa, Colca Vadisi ve onun uzantısı olan dünyanın en derin kanyonu Colca Kanyonu'na (3354 metre) dört saat mesafede.
Colca Kanyonu'na gittiÄŸimde aslında her ÅŸey çok tanıdıktı. Atacama Çölü’nü geçerken bu coÄŸrafi yapının çok benzerini görmüştüm. Altiplano diye adlandırılan coÄŸrafi oluÅŸum demek ki her yerde benzer yapıları barındırıyordu. Son derece çorak olmasına raÄŸmen Colca Vadisi boyunca geçtiÄŸimiz yerler aynen Atacama Çölü gibi çok etkileyici idi.


Colca Vadisinde bir milli park var. Oradaki hayvanlar koruma altına alınmış. Çok sayıda lama ve alpaga gördük. Bu milli park puma gibi bazı vahşi hayvanlara da ev sahipliği yapıyormuş.
Yol boyunca yerli kadınlar, kendi el ürünlerini satmaya çalışıyorlardı. Doğa renkleri ile bir görsel şenlik sunarken rengarenk giysileri ile yerli kadınlar bu görsel şenliği tamamlayan olmazsa olmazlardandı.

Bir başka olmazsa olmazlardan biri de bu benim berem. Almamak için çok direndim ama, sonunda görüldüğü üzere aldım. İyi ki almışım Chiway 'daki buz otelimizde gece üşümemi engelledi. Hava sıcaklığı sıfırın altında da olsa bu memleketlerde ısıtma yok.. Bu da buraların geleneği...
Colca Kanyonu kendi görüntüsü ile çok çarpıcı ama çarpıcılığı katlayan diğer bir unsur ise kanyonun akbabalara ev sahipliği yapması. Gün biraz ısındıktan sonra kanyonun içinde adeta bize kendilerini göstermeğe çalışıyorlar. Bu görüntü oldukça çarpıcı.

Heyecanla, muhteşem kanyon içinde akbabaların geçmesini bekliyoruz.
Akbabalar oradaki el işlerine de konu olmuşlar. Birçok aksesuarın üzerinde onların el işi ile yapılmış desenlerini görmek mümkün. Colca Kanyonu'nda akbabaları izlemek ciddi bir turistik aktivite olmuş.


Colca vadisi boyunca küçük kasabaları ziyaret ettik. Bunlardan birinde de kaldık. Chiway.. Chiway aynı zamanda Colca Vadisi’ne de giriÅŸ noktası.

Chiway, küçük tozlu bir kasaba.. ”Plaza de Armas” adlı bir meydanı ve meydanda şık eski bir kilisesi var. Peru’da ÅŸimdiye kadar hangi ÅŸehre gittiysem bir “Plaza De Armas” var. Bunun bir nedeni olmalı diye düşündüğümde Peru’da karşılaÅŸtığım arkadaşım Zeynep (aslında Zeynep’le buluÅŸacaktık ama buluÅŸmaya kalmadan Colca Kanyonu’nda karşılaÅŸtık.) sorumu yanıtladı. İspanyollar her gittikleri ÅŸehirde bir askeri meydan oluÅŸturmuÅŸlar. Armas İspanyolca’da asker anlamına geldiÄŸi için “Plaza de Armas” askeri meydan anlamında. Bir meydan ve bu meydanın ortasında bir kilise sanki Peru klasiÄŸi gibi..

Colca Vadisi içindeki yerleÅŸim yerlerinde kiliseler hep beyazdı. Arequipa içindeki kiliseler gibi. Bu kiliseler o yöreden elde edilen bir volkanik taÅŸtan (sillar) yapılıyormuÅŸ. Åžehirdeki kiliselerin ve birçok binanın beyaz olması nedeni ile Arequipa beyaz ÅŸehir olarak adlandırılıyor. Aslında Arequipa’da çok sayıda kilise var. Bu kiliseler Avrupa’dakinden farklı. Bunu nasıl tanımlarım diye düşündüğümde kullanılan bezemelerle ilgili olduÄŸuna karar verdim. Kabartmalarda ve süslemelerde bir sertlik var. Bezemelerde ve kabartmalarda, Katolik dininin klasik desenleri ile birlikte And kültüründen de desenler kullanılmıştı. Bu coÄŸrafyada yaÅŸam çok zor, dahası sert diye tanımlamak mümkün. Bu desenlerdeki sertlik coÄŸrafyanın dayattığı zorluktan kaynaklanabilir mi diye düşünmekten kendimi alamadım.
İyi ki coca yaprağı var. Bu zor coÄŸrafyaya adapte olmayı kolaylaÅŸtırıyor. Benim bile çok iÅŸime yaradı. Hiç sevmedim tadını ama hem yapraklarını çiÄŸnedim hem de çayını içtim. YüksekliÄŸe adapte olmanın tek yolu adeta! Arequipa’da aslında çok ihtiyaç hissetmedim. Ama Colca Vadisi boyunca ilerlerken yaklaşık 5000 metre ile 3000 metre arasında gezindik. Bu durumda gittiÄŸim yerden keyif almak ve kendimi iyi hissetmek için tek çare coca çayıydı. Ben de gerekeni yaptım.

Bu coğrafyada en hoşuma giden şeylerden biri dansın ve müziğin yaşamın önemli bir parçası olması. Kadın- erkek, genç-yaşlı dansın içinde kolaylıkla yer alıyor. Dansın kültürün vazgeçilmez öğelerinden biri olması çok güzel.


Ziyaret ettiğimiz küçük kasaba meydanlarında küçük çocuklar sürekli dans ediyor. Bir meydan, bir kilise (kasabalardaki kiliseler çok sade ve sempatikti), rengarenk giysileri içinde el işi satan kadınlar. And Dağları klasiği!

Chiway'da müzikli bir geceye misafir oldum. Gerçekten çok hoştu.

Tabii baÅŸka bir klasik, baskın sesin pan flüt olduÄŸu gitar ve davulun da yer aldığı müziÄŸi her yerde duymak! Hüznün sesi ama yaÅŸama sevincini de hissetmek mümkün…
Arequipa’dan çok Colca’daki iki günlük yolculuÄŸumu anlattım. Arequipa’daki bir baÅŸka ilginç mekandan da söz etmek isterim. Santa Catalina, Kızlar Manastırı.. Åžehrin merkezinde adeta bir kale gibi.

Santa Catalina, Kızlar Manastırı
1570 yılında yapılmış anacak 1970 yılında halka açılmış. O zamandan halka açılana kadar gizemini korumuş. Gerçekten görülmeye değer.

Görülmeye değer olan kısmı bence kızların inzivaya çekildikleri bölümler ya da oradaki dini resimler değil. Çok sayıda avludan oluşmuş bu manastır, çiçekli caddeleri, çivit mavisi, kiremit kırmızı ve beyaz sokakları ile benim çok hoşuma gitti.

Manastırın tarçın renkli sokaklarından biri

Areuqipa’da kemerli binalar bana azıcık Arap mimarisini anımsattı. Oldukça güzel ve medeni bir ÅŸehir olduÄŸunu söylemek mümkün. Aslında bir Avrupa kentinden bir farkı yok. Pardon bir farkı var. Oldukça ucuz.

Arequipa’da, Zeynep ve arkadaÅŸları ile buluÅŸtum. Zeynep’i görmek bana çok iyi geldi. İyi ki buluÅŸtuk Zeynep’cim…

Arequipa hatırası!
Bir baÅŸka güzel buluÅŸma buradaki baÅŸarılı Türk giriÅŸimci Melihat ile idi. Birkaç tane Türk bar ve Türk lokantasına sahip Melihat ve erkek kardeÅŸi. Arequipa’ya gelince mekanları mutlaka gidilmesi gerekenler arasında. HoÅŸ anılarla Arequipa’dan ayrıldım.
Temmuz 2009
Güzin TÜMER
"Güzin TÜMER" bütün yazıları için tıklayın...
Puno’dan sonraki durağım Arequipa’ydı. Yolların gene kapanacağı haberinin gelmesiyle Puno’dan kaçar gibi Arequipa’ya geldim. Sabaha karşı otobüs terminalindeydim. Günün ışımasını bekledim. Daha sonra bir taksiye atladım ve önceden belirlediÄŸim hostele gittim. Taksi ile ÅŸehir merkezine gelirken daha ilk bakışta ÅŸehrin içimi ısıttığını söyleyebilirim. Büyük bir meydan, onun etrafını saran kolonyal binalar, temizlik, sadelik, ferah caddeler bu ÅŸehri tanımlamak için kullanacağım kelimeler olur.

Bir de bunun üzerine deniz seviyesinden yüksekliÄŸi 2300 metre olunca Arequipa için tadından yenmez demek fazla olmaz. Zira Peru’ya ve Bolivya’ya dışarıdan gelenlerin en çok belini büken ÅŸey yükseklik ve buna baÄŸlı olarak geliÅŸen yükseklik hastalığı… Yeni öğrendiÄŸim bir bilgiyi de paylaÅŸmak isterim.
La Paz bir çanağın içine yerleÅŸmiÅŸ bir kent. Çanağın derinliÄŸi 800 metre imiÅŸ. La Paz’da sosyoekonomik düzeyi yüksek olanlar yükseklikten daha az etkilenmek için çanağın dibine yakın yerlerde oturuyorlarmış. Aslında yükseklik sadece biz turistler için deÄŸil o topraklarda doÄŸan, yaÅŸayan insanlar için de çok önemli.. Åžimdi tekrar Arequipa’ya dönebiliriz.
Arequipa, aktif volkanların, sıcak su kaplıcalarının, yüksekteki çöllerin ve dünyanın en derin kanyonunun bulunduÄŸu coÄŸrafyada yer alıyor. Bu nedenle Peru da mutlaka görülmesi gerekenler arasında. Arequipa, üç volkanın El Misti, Chachani ve Pichu Pichu’nun eteÄŸine kurulmuÅŸ. Gerçekten uzaktan görünümleri çok etkileyici.

Bu volkanlara tırmanma turları düzenleniyor. Aslında burada birçok outdoor aktivitesine katılmak mümkün. Volkan tırmanışı sadece bunlardan biri. Arequipa, Colca Vadisi ve onun uzantısı olan dünyanın en derin kanyonu Colca Kanyonu'na (3354 metre) dört saat mesafede.
Colca Kanyonu'na gittiÄŸimde aslında her ÅŸey çok tanıdıktı. Atacama Çölü’nü geçerken bu coÄŸrafi yapının çok benzerini görmüştüm. Altiplano diye adlandırılan coÄŸrafi oluÅŸum demek ki her yerde benzer yapıları barındırıyordu. Son derece çorak olmasına raÄŸmen Colca Vadisi boyunca geçtiÄŸimiz yerler aynen Atacama Çölü gibi çok etkileyici idi.


Yol boyunca yerli kadınlar, kendi el ürünlerini satmaya çalışıyorlardı. Doğa renkleri ile bir görsel şenlik sunarken rengarenk giysileri ile yerli kadınlar bu görsel şenliği tamamlayan olmazsa olmazlardandı.

Bir başka olmazsa olmazlardan biri de bu benim berem. Almamak için çok direndim ama, sonunda görüldüğü üzere aldım. İyi ki almışım Chiway 'daki buz otelimizde gece üşümemi engelledi. Hava sıcaklığı sıfırın altında da olsa bu memleketlerde ısıtma yok.. Bu da buraların geleneği...
Colca Kanyonu kendi görüntüsü ile çok çarpıcı ama çarpıcılığı katlayan diğer bir unsur ise kanyonun akbabalara ev sahipliği yapması. Gün biraz ısındıktan sonra kanyonun içinde adeta bize kendilerini göstermeğe çalışıyorlar. Bu görüntü oldukça çarpıcı.

Akbabalar oradaki el işlerine de konu olmuşlar. Birçok aksesuarın üzerinde onların el işi ile yapılmış desenlerini görmek mümkün. Colca Kanyonu'nda akbabaları izlemek ciddi bir turistik aktivite olmuş.


Colca vadisi boyunca küçük kasabaları ziyaret ettik. Bunlardan birinde de kaldık. Chiway.. Chiway aynı zamanda Colca Vadisi’ne de giriÅŸ noktası.

Chiway, küçük tozlu bir kasaba.. ”Plaza de Armas” adlı bir meydanı ve meydanda şık eski bir kilisesi var. Peru’da ÅŸimdiye kadar hangi ÅŸehre gittiysem bir “Plaza De Armas” var. Bunun bir nedeni olmalı diye düşündüğümde Peru’da karşılaÅŸtığım arkadaşım Zeynep (aslında Zeynep’le buluÅŸacaktık ama buluÅŸmaya kalmadan Colca Kanyonu’nda karşılaÅŸtık.) sorumu yanıtladı. İspanyollar her gittikleri ÅŸehirde bir askeri meydan oluÅŸturmuÅŸlar. Armas İspanyolca’da asker anlamına geldiÄŸi için “Plaza de Armas” askeri meydan anlamında. Bir meydan ve bu meydanın ortasında bir kilise sanki Peru klasiÄŸi gibi..

Colca Vadisi içindeki yerleÅŸim yerlerinde kiliseler hep beyazdı. Arequipa içindeki kiliseler gibi. Bu kiliseler o yöreden elde edilen bir volkanik taÅŸtan (sillar) yapılıyormuÅŸ. Åžehirdeki kiliselerin ve birçok binanın beyaz olması nedeni ile Arequipa beyaz ÅŸehir olarak adlandırılıyor. Aslında Arequipa’da çok sayıda kilise var. Bu kiliseler Avrupa’dakinden farklı. Bunu nasıl tanımlarım diye düşündüğümde kullanılan bezemelerle ilgili olduÄŸuna karar verdim. Kabartmalarda ve süslemelerde bir sertlik var. Bezemelerde ve kabartmalarda, Katolik dininin klasik desenleri ile birlikte And kültüründen de desenler kullanılmıştı. Bu coÄŸrafyada yaÅŸam çok zor, dahası sert diye tanımlamak mümkün. Bu desenlerdeki sertlik coÄŸrafyanın dayattığı zorluktan kaynaklanabilir mi diye düşünmekten kendimi alamadım.
İyi ki coca yaprağı var. Bu zor coÄŸrafyaya adapte olmayı kolaylaÅŸtırıyor. Benim bile çok iÅŸime yaradı. Hiç sevmedim tadını ama hem yapraklarını çiÄŸnedim hem de çayını içtim. YüksekliÄŸe adapte olmanın tek yolu adeta! Arequipa’da aslında çok ihtiyaç hissetmedim. Ama Colca Vadisi boyunca ilerlerken yaklaşık 5000 metre ile 3000 metre arasında gezindik. Bu durumda gittiÄŸim yerden keyif almak ve kendimi iyi hissetmek için tek çare coca çayıydı. Ben de gerekeni yaptım.

Bu coğrafyada en hoşuma giden şeylerden biri dansın ve müziğin yaşamın önemli bir parçası olması. Kadın- erkek, genç-yaşlı dansın içinde kolaylıkla yer alıyor. Dansın kültürün vazgeçilmez öğelerinden biri olması çok güzel.


Ziyaret ettiğimiz küçük kasaba meydanlarında küçük çocuklar sürekli dans ediyor. Bir meydan, bir kilise (kasabalardaki kiliseler çok sade ve sempatikti), rengarenk giysileri içinde el işi satan kadınlar. And Dağları klasiği!


Tabii baÅŸka bir klasik, baskın sesin pan flüt olduÄŸu gitar ve davulun da yer aldığı müziÄŸi her yerde duymak! Hüznün sesi ama yaÅŸama sevincini de hissetmek mümkün…
Arequipa’dan çok Colca’daki iki günlük yolculuÄŸumu anlattım. Arequipa’daki bir baÅŸka ilginç mekandan da söz etmek isterim. Santa Catalina, Kızlar Manastırı.. Åžehrin merkezinde adeta bir kale gibi.

1570 yılında yapılmış anacak 1970 yılında halka açılmış. O zamandan halka açılana kadar gizemini korumuş. Gerçekten görülmeye değer.

Görülmeye değer olan kısmı bence kızların inzivaya çekildikleri bölümler ya da oradaki dini resimler değil. Çok sayıda avludan oluşmuş bu manastır, çiçekli caddeleri, çivit mavisi, kiremit kırmızı ve beyaz sokakları ile benim çok hoşuma gitti.


Areuqipa’da kemerli binalar bana azıcık Arap mimarisini anımsattı. Oldukça güzel ve medeni bir ÅŸehir olduÄŸunu söylemek mümkün. Aslında bir Avrupa kentinden bir farkı yok. Pardon bir farkı var. Oldukça ucuz.

Arequipa’da, Zeynep ve arkadaÅŸları ile buluÅŸtum. Zeynep’i görmek bana çok iyi geldi. İyi ki buluÅŸtuk Zeynep’cim…

Bir baÅŸka güzel buluÅŸma buradaki baÅŸarılı Türk giriÅŸimci Melihat ile idi. Birkaç tane Türk bar ve Türk lokantasına sahip Melihat ve erkek kardeÅŸi. Arequipa’ya gelince mekanları mutlaka gidilmesi gerekenler arasında. HoÅŸ anılarla Arequipa’dan ayrıldım.
Temmuz 2009
Güzin TÜMER
"Güzin TÜMER" bütün yazıları için tıklayın...