SAN PEDRO ATACAMA / Güzin TÜMER
Güzin TÜMER

Güzin TÜMER

SAN PEDRO ATACAMA





San Pedro Atacama, Åžili’nin kuzeyinde Atacama Çölü’nde bir turistik köy, bir vaha.. Tozlu sokakları, çamur ve kaktüs gövdesinin karışımından yapılmış evleri ile gerçekten etkileyici. Åžili’nin en eski kilisesi de burada. Bu bembeyaz kilisenin çatısı kaktüs gövdesinden yapılmış.



San Pedro, sanki film çekmek için kurulmuÅŸ bir plato. Burası aynı zamanda Bolivya’ya geçiÅŸ noktası. Buradaki coÄŸrafik yapı “altiplano” diye tanımlanıyor. Yüksekteki düzlükler gibi bir anlamı var. Göller, volkanlar, çöl, gayzer bir sürü cazip ÅŸey var burada. Bu nedenle önemli bir turistik nokta. Her ÅŸey turistlerin ihtiyaçlarına göre planlanmış.

San Pedro Atacama’ya Valparaiso’dan yaklaşık 26 saatlik yolculukla geldim. Yolculuk yorucuydu ama burası gerçekten görülmeyi hak eden bir yer, çevresiyle birlikte. Atacama Çölü, dünyanın en kurak çölüymüş. Gündüz sıcak ama rahatsız edici deÄŸil. Gece soÄŸuk. Herhangi bir ısınma sistemine ihtiyaç yok. Evleri yaparken kullandıkları çamur ve kaktüs cinsi bitkiler odaların içini yazın serin kışın sıcak tutuyormuÅŸ. En iyi izolasyon maddesi yine doÄŸadan! Ne varsa doÄŸada!

Burada yaşayanlar eminim bu çöle şükrediyorlar. Turizm neredeyse tek gelir kaynağı. Çok sayıda turizm şirketi mevcut. Bir yere gitmeden önce birden fazla şirketle konuşmak hatta pazarlık yapmak lazım.

Åžimdiye kadar gittiÄŸim hiçbir yerde hediyelik eÅŸya dükkanlarından bir ÅŸey alma isteÄŸi duymadım. Burası için aynı ÅŸeyi söyleyemeyeceÄŸim. Ama oldukça pahalı. Bolivya tarafının daha ucuz olacağını düşünüyorum. Bu seferde taşıma problemi… Bakalım nasıl halledeceÄŸim!





San Pedro Atacama'dan gidilebilecek pek çok yer var. Bunlardan biri "Valley De La Luna" Ay vadisi... Bu bölgenin yüzeyi ayın yüzeyine benzediği için bu ad verilmiş. Çöl'ün bu kadar güzel olabileceğini hiç düşünmemiştim. Rüya gibi.. Buradaki sonsuzluk duygusu deniz de açılırken duyduğum sonsuzluk duygusundan biraz daha farklı.. Belki biraz ürkütücü.. Hani hiçbir kara parçasının görünmediği açık denizdeki yolculuk gibi.. Şimdi birkaç foto bu vadiden...



















San Pedro'daki bir baÅŸka etkileyici yer, "Tadio Gayzer" Tadio yerli dilinde “aÄŸlayan büyük baba” anlamındaymış. Bu gayzer, 4000 metrenin üstünde bir yükseklikte yer alıyor. Yüzey ÅŸekli, yaÅŸlı insan yüzüne benzetildiÄŸi için bu ad verilmiÅŸ. “AÄŸlayan” diye tanımlanmasının nedeni yüzeyde akan çok sayıda ince su kaynakları.

Bu gayzere gitmeden önce yüksekliÄŸe vücudumuzu hazırlamak için bir gün önceden içki içmemek, az yemek yemek, bol su içmek, yatmadan önce parasetamol almak gibi yapılması gereken ÅŸeyler var. Bu söylenenler yapılmazsa ÅŸiddetli baÅŸ aÄŸrısı ve kusma gibi sıkıntılar yaÅŸanabiliyor. Ben kazasız atlattım. San Pedro'da suyun içinde arsenik olduÄŸu için çeÅŸmeden su içilemiyor. YüksekliÄŸe uyum saÄŸlamak için çok su içilmesi gerekiyor. Aksi takdirde saÄŸlık problemleri yaÅŸamak mümkün. Bu nedenle sokakta herkes 5 litrelik ÅŸiÅŸelerle geziyor. Suyun arsenik taşıması iyi bir iÅŸ ortamı yaratmış. Zira su çok pahalı! San Pedro’nun oldukça pahalı bir yer olduÄŸunu da ilave etmek isterim.



Gayzer'de gün doÄŸumunu yakalamak için sabah dörtte yola çıktık. Hava inanılmaz soÄŸuktu. Sıfırın altında yirmi derece… Hayal etmesi bile zor. Var olan her ÅŸeyim üstümdeydi. Ama sabah gün doÄŸumunda orada olmak inanılmazdı. Gerçek deÄŸildi sanki.



Daha sonra tur şirketleri açık havada kahvaltı verdiler. Görülmeye değerdi. O soğukta bir bardak sıcak çayın ya da bir bardak kahvenin değeri anlatılamaz. Sıcak çay, o muhteşem manzara ile beraber beni gerçeklikten uzaklaştırdı. Rüya gibiydi! Zira yoğun su buharı görüş alanını daraltıyordu. Bu da oradaki güzelliği katladı elbette.

Kahvaltı ettikten sonra o soğukta soyunup sıcak sulara girmek ise nasıl tanımlanır bilmiyorum. Mutlu olduğum gezilerden biri oldu. Dönerken birçok hoş yeri ve küçük yerleşim yerini ziyaret ettik. Bu arada lama şiş yedim. Herkese tavsiye edilir. Ufak bir ayrıntı buraya gelmek lazım! Şimdi bu geziden birkaç fotoğraf..





















San Pedro’dan unutulmayacak bir anı ise “gökyüzü nasıl okunur” adlı toplantıya katılmam oldu. Alanında yetkin bir kiÅŸi büyük teleskoplarla gökyüzündeki cisimleri gösterdi. İki saat açık havada yapılan etkinlik gerçekten hem öğretici hem bilgilendirici hem de çok heyecanlandırıcıydı. Gökyüzüne çıplak gözle bakarak orada gördüklerimizi anlamlandırmanın öneminden söz edildi. Ve bunun toplumdan topluma çeÅŸitlilik gösterdiÄŸinin altı çizildi. Satürn’ü görme ÅŸansım oldu. Hani o etrafındaki halkasıyla zarif Satürn’ü… Merak etmeyin sizinle de paylaÅŸacağım.



Bu arada San Pedro’da gökyüzü inanılmazdı. Bunun yükseklikle ilgisi olabilir mi? İlgili kiÅŸi lazer kalemlerle gökyüzündeki takım yıldızları gösterdi. Haç, lama daha birçok ÅŸekil görmek mümkün. Önemli olan bakmak!
San Pedro macerası bitti. Åžimdi yeni bir macera baÅŸlıyor. Çölü geçerek Bolivya’ya gideceÄŸim. Bakalım beni neler bekliyor?


Güzin TÜMER




29 Ekim 2009 PerÅŸembe / 4296 okunma



"Güzin TÜMER" bütün yazıları için tıklayın...