
Güzin TÜMER
PUERTO NATALES'TEN PUERTO MONTT'A
13 Nisan
Bugün Navi-Mag adlı ÅŸirkete ait Puerto Eden feribotuyla Puerto Natales’den (Åžili) Puerto Montt’a (Åžili) gideceÄŸim. Bu yolculuk üç gece dört gündüz sürecek. Kanalların arasından Patongonya’ya geçiÅŸ noktası olan Puerto Montt’a varacağız.

Puerto Natales'den geride Olga’yı (Çekoslovakya’dan) Sebastian’ı (Kolombiya’dan) Kate’i (Kanada’dan) ve Teresa’yı (Hostelin sahibi) bıraktım. Mutfakta birlikte yemekler yaptık, güldük. Rotalarımızı paylaÅŸtık. Onlar sayesinde bildiÄŸim ama hiç denemediÄŸim avakadoyu tattım. Böylesi bir lezzetle neden ÅŸimdiye kadar hiç ilgilenmediÄŸimi de anlamadım. Türkiye’de pahalı mıdır ki? Artık benim hazırlayacağım soslarda ve salatalarda baÅŸ köşeyi alacağından eminim. Güzel anılarla Puerto Natales'den ayrılıyorum.
Åžimdi geminin bekleme salonundayım. Saat yedide sırt çantalarını gemiye aldılar. Yolcuların biniÅŸi 23:00’da. Limandaki ilkel bekleme yerindeyim. Dışarısı soÄŸuk ve rüzgarlı. Yolcular gidiyor geliyor. Teresa da (Puerto Natales'te kaldığım hostelin sahibi) burada. Sadece Teresa deÄŸil. Hostel sahipleri buradalar. “Acaba birkaç müşteri olur mu?” diye gemiden inecekleri bekliyorlar. Bir sürü kadın; soÄŸuk, gece demeden buradalar. Hayat her yerde zor! Sıkıntılar ortak. Teresa beni de böyle bulmuÅŸtu. Onlar için son günler. Nisan’dan sonra Ekim'e kadar pek kimse olmazmış buralarda. Onlar da son müşterilerini yakalama peÅŸinde. O kadar efendiler ki ısrar etmeden arayışı olana yaklaşıyorlar. Bizim gemi yolcularına gelince… Gemi üç öğün yemek veriyor. İçeriden bir ÅŸey almak pahalı mıdır bilmem! Öyle bir duyum var ki insanlar elleri kolları dolu geliyor. Evet sonunda saat on bir oldu. Haydi gemiye! Yuppi mutlu son!
Dört kişilik bir kamarada kalıyorum. Sevimli dört kızla. Kabinde dört ülke - Amerika, Hollanda, Türkiye ve İspanya- temsil edilmekte. Çok eğlenceli olduklarını söyleyebilirim.
14 Nisan
Sabah uyandığımda birinin çizmelerinin içinde ÅŸampanya ÅŸiÅŸeleri vardı. Bu sevimli görüntü kaldığımız -nerdeyse ayakkabı kutusu büyüklüğündeki- kabinin sıkışıklığını unutturdu bana. Åžu an saat 13:00, Puerto Natales’den yeni ayrılıyoruz. Her yaÅŸ grubundan insan var. BirçoÄŸu dünyayı geziyor. “Round World Ticket” denilen biletle. Bu bilet tipiyle kendi rotanı çiziyorsun. Bu rotayı kapsayan bileti aldıktan sonra dünya üzerinde zikzaklar çizmek kolay. Çok ekonomik olduÄŸu söyleniyor. Biraz “interrail”e benzer bir uygulama. Bunun farkı uçakla olması ve tüm dünyayı kapsaması. Hani birbirimize sorduÄŸumuz bir soru vardır. ”Çok paran olsa ne yaparsın?” diye. ÇoÄŸumuzun cevapları arasında “dünya” turu vardır. Aslında bunu yapmak için milli piyangodan para çıkmasını beklemeye gerek yok. Çok yapılabilir olduÄŸuna tanığım. Bakalım buradaki deneyimimle bundan sonrası için beni neler bekliyor? Neyse gemi ÅŸimdi hareket etti. MuhteÅŸem gökyüzü, inanılmaz güzellikteki daÄŸlar beni bekliyor dışarıda.

Puerto Natales, aklımda hep çok güzel bir anı olarak kalacak. Tenekeden yapılmış, rengarenk boyanmış, omuz omuza duran evlerin olduÄŸu, güler yüzlü insanların kasabası Puerto Natales’ten ayrılıyorum. ÖzleyeceÄŸim. Burada tanıştığım insanları da.
Gemiye gelince her çeÅŸit insan var. İnsanların giysileri tam kışlıktan tam yazlığa kadar deÄŸiÅŸiyor. Bu acaba Patagonya’da olmanın yarattığı bir ÅŸey mi diye düşünmekten kendimi alamadım. Hani hava soÄŸuk ama biz sıcağız dercesine! Kalın outdoor giysileri altında tokyo en popüleri. İnsanlar çok kolay iletiÅŸim kuruyorlar. Bakalım günler ne getirecek! Azıcık uykuluyum. Belki dışarıda uykum açılır. Hava soÄŸuk ama güneÅŸli. GüneÅŸi gören hemen soyunuyor. Ben hiç deÄŸiÅŸtirmeden standart giysimle oturuyorum. Ne de olsa kış! Ama bana göre. Yolcuların resmi mevsime aldırdıkları yok. Onlar kendi mevsiminde yaşıyor.
Akşamı bulduk. Sanki buralarda doğaya iltimas geçilmiş. Çok kez tekrarladığım gibi inanması güç.

Patongonya’da çok sayıda milli park var. Patongonya’nın kendisi çok büyük bir milli park olarak düşünülebilir. Bugün yunus balıkları geminin etrafında dans etti. Görsel ÅŸenlik! Çok ince kanalların içinden ilerleyerek yol alıyoruz. Bakalım yarın ne bekliyor beni, bizi!
15 Nisan
Hava sabah çok yağmurluydu. Şimdi yağmur yok ama kapalı. Bunun anlamı elbette iyi fotoğraf çekme şansımın çok düşük olması. Küçüklü büyüklü kanalların arasından geçiyoruz. Güzel demeye gerek yok. Daha önce de dediğim gibi Patangonya bölgesinde doğaya iltimas geçilmiş. And Dağları boşuna ünlenmemiş. Farklı bir görünümleri var. Tüm kıtayı kaplıyor. Bir dağ silsilesi And Dağları'nın uzantısı değilse mutlaka belirtiliyor. Dağlar, göller, çöller, sulu alanlar, buzullar, volkanlar ve büyük çeşitlilik gösteren ormanlar bu bölgeyi gerçekten unutulmaz kılıyor.

Geride bıraktığım her yer, daha yapacak çok ÅŸey vardı duygusu yaratıyor. Hani eksik kalmış bir ÅŸeyler gibi… Buralar çok kere ziyaret edilecek yerler. Her seferinde yeni bir ÅŸeyler bulmak mümkün.

Bugün sabah Puerto Eden adlı adanın açığında durduk. Rengarenk evler, yemyeşil bir adanın üzerine konmuş gibiydi. Hemen aklıma gelmişken yazmak isterim. Dürbün bu tarz gezilerin olmazsa olmazlarından. Ne yazık ki benim yok!

Puerto Eden

Puerto Eden
Bugün saat 18:30’dan itibaren Pasifik Okyanusu’nda açık denizde yolculuk yapacağız. Denizin dalgalı olacağı belirtildi. Deniz tutması olanlara ilaç alması önerildi. Ancak ilacın dalgalı bölgeye girilmeden iki saat önce alınması gerekiyormuÅŸ. Bu da genel bir anonsla duyurulacak. “Haydi ilaç zamanı” diye bu da komik bir anekdot olsun buradan.
Biraz önce bir gemi kalıntısının önünden geçtik.

60’lı yıllarda sigorta ÅŸirketini kandırmak için kurduÄŸu komplo ayağına dolanmış bir kaptanın gemisi. O günden bugüne gemi orada tutuluyormuÅŸ. KuÅŸlara yuva, denizcilere ders olması için…! Bu demir yığınının önünden geçtik. Herkes fotoÄŸrafını çekmek için yarış halindeydi. Nedendir bilinmez ama ben de! Sürü psikolojisi olmalı.
Sanırım bugünlük bu kadar olacak. Gemimiz birkaç saat sonra dalgaların içinde giderken ben ne yaparım bilemiyorum. Mavi yolculuklardaki deneyimlerimden sora pek etkilenmem sanıyorum. Ama yine de belli olmaz. Ne de olsa Pasifik Okyanusu'nda yol alıyoruz.
16 Nisan
Bu yolculukla ilgili daha büyük beklentim vardı. Havanın rüzgarlı ve yaÄŸmurlu olması nedeni ile kapalı yerde daha çok vakit geçirdim. Farklı ülkelerden gelen insanları tanıma ÅŸansım oldu. Lonely PLanet’den ve gemide verilen bilgilendirici açıklamalardan buranın outdoor aktiviteleri için bitmez tükenmez bir kaynak olduÄŸunu anladım.

Gemiden indikten sonra Puerto Monnt’tan Puerto Varas’a geçeceÄŸim. Bariloche, Arjantin’in göller bölgesi. Bu bölge de -Puerto Montt ve çevresi - Åžili’nin Bariloche'si olarak adlandırılmakta. Çok sayıda göl ve volkan bir arada.

Bu bölge zamanında büyük depremlerden zarar görmüş. Yakın zamana kadar aktif olan volkanları varmış. Volkanların ve göllerin olduÄŸu bölgeler milli park olarak kabul edilmiÅŸ. Bugün oturup okumaktan ya da insanlarla sohbet etmekten baÅŸka yapacak bir ÅŸey yok. Yarın sabah dokuz civarı Puerto Montt’ta olacağımız söylendi. Yani beklenenden daha önce.. Son gece olması nedeni ile bingo oynanıyor. Kimileri bingo kimileri iskambil oynuyor. Bingo yapanlar sahne alıp dans ediyorlar. Gemi tarafından ödül olarak “pisco sour” ikram ediliyor. Hafif alkollü, buraya özgü bir içki. Yarın nerde- nasıl olurum? Bu yolculuÄŸun en keyifli yanlarından biri bu belirsizlik! Elbette bu belirsizlik beraberinde biraz da tedirginlik getiriyor...!
Nisan 2009
Güzin TÜMER
"Güzin TÜMER" bütün yazıları için tıklayın...
13 Nisan
Bugün Navi-Mag adlı ÅŸirkete ait Puerto Eden feribotuyla Puerto Natales’den (Åžili) Puerto Montt’a (Åžili) gideceÄŸim. Bu yolculuk üç gece dört gündüz sürecek. Kanalların arasından Patongonya’ya geçiÅŸ noktası olan Puerto Montt’a varacağız.

Puerto Natales'den geride Olga’yı (Çekoslovakya’dan) Sebastian’ı (Kolombiya’dan) Kate’i (Kanada’dan) ve Teresa’yı (Hostelin sahibi) bıraktım. Mutfakta birlikte yemekler yaptık, güldük. Rotalarımızı paylaÅŸtık. Onlar sayesinde bildiÄŸim ama hiç denemediÄŸim avakadoyu tattım. Böylesi bir lezzetle neden ÅŸimdiye kadar hiç ilgilenmediÄŸimi de anlamadım. Türkiye’de pahalı mıdır ki? Artık benim hazırlayacağım soslarda ve salatalarda baÅŸ köşeyi alacağından eminim. Güzel anılarla Puerto Natales'den ayrılıyorum.
Åžimdi geminin bekleme salonundayım. Saat yedide sırt çantalarını gemiye aldılar. Yolcuların biniÅŸi 23:00’da. Limandaki ilkel bekleme yerindeyim. Dışarısı soÄŸuk ve rüzgarlı. Yolcular gidiyor geliyor. Teresa da (Puerto Natales'te kaldığım hostelin sahibi) burada. Sadece Teresa deÄŸil. Hostel sahipleri buradalar. “Acaba birkaç müşteri olur mu?” diye gemiden inecekleri bekliyorlar. Bir sürü kadın; soÄŸuk, gece demeden buradalar. Hayat her yerde zor! Sıkıntılar ortak. Teresa beni de böyle bulmuÅŸtu. Onlar için son günler. Nisan’dan sonra Ekim'e kadar pek kimse olmazmış buralarda. Onlar da son müşterilerini yakalama peÅŸinde. O kadar efendiler ki ısrar etmeden arayışı olana yaklaşıyorlar. Bizim gemi yolcularına gelince… Gemi üç öğün yemek veriyor. İçeriden bir ÅŸey almak pahalı mıdır bilmem! Öyle bir duyum var ki insanlar elleri kolları dolu geliyor. Evet sonunda saat on bir oldu. Haydi gemiye! Yuppi mutlu son!
Dört kişilik bir kamarada kalıyorum. Sevimli dört kızla. Kabinde dört ülke - Amerika, Hollanda, Türkiye ve İspanya- temsil edilmekte. Çok eğlenceli olduklarını söyleyebilirim.
14 Nisan
Sabah uyandığımda birinin çizmelerinin içinde ÅŸampanya ÅŸiÅŸeleri vardı. Bu sevimli görüntü kaldığımız -nerdeyse ayakkabı kutusu büyüklüğündeki- kabinin sıkışıklığını unutturdu bana. Åžu an saat 13:00, Puerto Natales’den yeni ayrılıyoruz. Her yaÅŸ grubundan insan var. BirçoÄŸu dünyayı geziyor. “Round World Ticket” denilen biletle. Bu bilet tipiyle kendi rotanı çiziyorsun. Bu rotayı kapsayan bileti aldıktan sonra dünya üzerinde zikzaklar çizmek kolay. Çok ekonomik olduÄŸu söyleniyor. Biraz “interrail”e benzer bir uygulama. Bunun farkı uçakla olması ve tüm dünyayı kapsaması. Hani birbirimize sorduÄŸumuz bir soru vardır. ”Çok paran olsa ne yaparsın?” diye. ÇoÄŸumuzun cevapları arasında “dünya” turu vardır. Aslında bunu yapmak için milli piyangodan para çıkmasını beklemeye gerek yok. Çok yapılabilir olduÄŸuna tanığım. Bakalım buradaki deneyimimle bundan sonrası için beni neler bekliyor? Neyse gemi ÅŸimdi hareket etti. MuhteÅŸem gökyüzü, inanılmaz güzellikteki daÄŸlar beni bekliyor dışarıda.

Puerto Natales, aklımda hep çok güzel bir anı olarak kalacak. Tenekeden yapılmış, rengarenk boyanmış, omuz omuza duran evlerin olduÄŸu, güler yüzlü insanların kasabası Puerto Natales’ten ayrılıyorum. ÖzleyeceÄŸim. Burada tanıştığım insanları da.
Gemiye gelince her çeÅŸit insan var. İnsanların giysileri tam kışlıktan tam yazlığa kadar deÄŸiÅŸiyor. Bu acaba Patagonya’da olmanın yarattığı bir ÅŸey mi diye düşünmekten kendimi alamadım. Hani hava soÄŸuk ama biz sıcağız dercesine! Kalın outdoor giysileri altında tokyo en popüleri. İnsanlar çok kolay iletiÅŸim kuruyorlar. Bakalım günler ne getirecek! Azıcık uykuluyum. Belki dışarıda uykum açılır. Hava soÄŸuk ama güneÅŸli. GüneÅŸi gören hemen soyunuyor. Ben hiç deÄŸiÅŸtirmeden standart giysimle oturuyorum. Ne de olsa kış! Ama bana göre. Yolcuların resmi mevsime aldırdıkları yok. Onlar kendi mevsiminde yaşıyor.
Akşamı bulduk. Sanki buralarda doğaya iltimas geçilmiş. Çok kez tekrarladığım gibi inanması güç.

Patongonya’da çok sayıda milli park var. Patongonya’nın kendisi çok büyük bir milli park olarak düşünülebilir. Bugün yunus balıkları geminin etrafında dans etti. Görsel ÅŸenlik! Çok ince kanalların içinden ilerleyerek yol alıyoruz. Bakalım yarın ne bekliyor beni, bizi!
15 Nisan
Hava sabah çok yağmurluydu. Şimdi yağmur yok ama kapalı. Bunun anlamı elbette iyi fotoğraf çekme şansımın çok düşük olması. Küçüklü büyüklü kanalların arasından geçiyoruz. Güzel demeye gerek yok. Daha önce de dediğim gibi Patangonya bölgesinde doğaya iltimas geçilmiş. And Dağları boşuna ünlenmemiş. Farklı bir görünümleri var. Tüm kıtayı kaplıyor. Bir dağ silsilesi And Dağları'nın uzantısı değilse mutlaka belirtiliyor. Dağlar, göller, çöller, sulu alanlar, buzullar, volkanlar ve büyük çeşitlilik gösteren ormanlar bu bölgeyi gerçekten unutulmaz kılıyor.

Geride bıraktığım her yer, daha yapacak çok ÅŸey vardı duygusu yaratıyor. Hani eksik kalmış bir ÅŸeyler gibi… Buralar çok kere ziyaret edilecek yerler. Her seferinde yeni bir ÅŸeyler bulmak mümkün.

Bugün sabah Puerto Eden adlı adanın açığında durduk. Rengarenk evler, yemyeşil bir adanın üzerine konmuş gibiydi. Hemen aklıma gelmişken yazmak isterim. Dürbün bu tarz gezilerin olmazsa olmazlarından. Ne yazık ki benim yok!


Bugün saat 18:30’dan itibaren Pasifik Okyanusu’nda açık denizde yolculuk yapacağız. Denizin dalgalı olacağı belirtildi. Deniz tutması olanlara ilaç alması önerildi. Ancak ilacın dalgalı bölgeye girilmeden iki saat önce alınması gerekiyormuÅŸ. Bu da genel bir anonsla duyurulacak. “Haydi ilaç zamanı” diye bu da komik bir anekdot olsun buradan.
Biraz önce bir gemi kalıntısının önünden geçtik.

Sanırım bugünlük bu kadar olacak. Gemimiz birkaç saat sonra dalgaların içinde giderken ben ne yaparım bilemiyorum. Mavi yolculuklardaki deneyimlerimden sora pek etkilenmem sanıyorum. Ama yine de belli olmaz. Ne de olsa Pasifik Okyanusu'nda yol alıyoruz.
16 Nisan
Bu yolculukla ilgili daha büyük beklentim vardı. Havanın rüzgarlı ve yaÄŸmurlu olması nedeni ile kapalı yerde daha çok vakit geçirdim. Farklı ülkelerden gelen insanları tanıma ÅŸansım oldu. Lonely PLanet’den ve gemide verilen bilgilendirici açıklamalardan buranın outdoor aktiviteleri için bitmez tükenmez bir kaynak olduÄŸunu anladım.

Gemiden indikten sonra Puerto Monnt’tan Puerto Varas’a geçeceÄŸim. Bariloche, Arjantin’in göller bölgesi. Bu bölge de -Puerto Montt ve çevresi - Åžili’nin Bariloche'si olarak adlandırılmakta. Çok sayıda göl ve volkan bir arada.

Bu bölge zamanında büyük depremlerden zarar görmüş. Yakın zamana kadar aktif olan volkanları varmış. Volkanların ve göllerin olduÄŸu bölgeler milli park olarak kabul edilmiÅŸ. Bugün oturup okumaktan ya da insanlarla sohbet etmekten baÅŸka yapacak bir ÅŸey yok. Yarın sabah dokuz civarı Puerto Montt’ta olacağımız söylendi. Yani beklenenden daha önce.. Son gece olması nedeni ile bingo oynanıyor. Kimileri bingo kimileri iskambil oynuyor. Bingo yapanlar sahne alıp dans ediyorlar. Gemi tarafından ödül olarak “pisco sour” ikram ediliyor. Hafif alkollü, buraya özgü bir içki. Yarın nerde- nasıl olurum? Bu yolculuÄŸun en keyifli yanlarından biri bu belirsizlik! Elbette bu belirsizlik beraberinde biraz da tedirginlik getiriyor...!
Nisan 2009
Güzin TÜMER
"Güzin TÜMER" bütün yazıları için tıklayın...