
Güzin TÜMER
GÜZİN BUONES AİRES´TE
GençliÄŸimden beri hayallerimi süsleyen bir geziyi, “Güney Amerika” gezisini gerçeÄŸe dönüştürmek için 2009 Mart'ının ikinci yarısında yollara düştüm. İlk durağım Buenos Aires’ti. Tanımadığım halde beni bekleyen insanların olduÄŸu uzak bir kıtaya gidiyordum. Bu duygu beni rahatlatıyordu. İnternet üzerinde seyahat etmeyi seven insanların birlikte oluÅŸturdukları bir site var. Ben yola çıkmadan birkaç hafta önce yolculuÄŸumla ilgili bu siteye bir not bırakmıştım. Notuma cevap geldi.Cevabın yanısıra kendileri ile birkaç hafta kalabileceÄŸim konusunda davet almıştım. Bu seyahate bundan daha güzel bir baÅŸlangıç olamazdı. Arjantinli arkadaÅŸlarım, Alicia ve Daniel’in misafirleri olacaktım. Alicia, beni havaalanında karşıladı. Birlikte onların evine doÄŸru yola koyulduk. BilmediÄŸim bir kıtada yeni bir maceraya baÅŸlayacaktım. Heyecanlıydım! Hevesliydim! Tedirgindim!
Alicia ve Daniel'in evlerinin farklı bir havası var. Eski bir binanın içini kendileri restore etmişler. Çok sayıda bitkinin olduğu, resim ve fotoğraflarla dolu bir ev.. Bu güzel evden birkaç fotoğrafı paylaşmak isterim.

Alicia ve Danielin evi. Daha çok stüdyo gibi..

Adeta bir enstalasyon... Bu hoş görüntüyü çocukluk bisikletleri ile hazırlamışlar. Daniel Tubio tarafından çekilmiş bu fotoğraf. Evin tanımlanması güç bir havası var.

Alicia ile
Buenos Aires’teki bu güzel evde, yaklaşık bir hafta kaldım. YolculuÄŸumun ilk durağı olan bu kent, aynı zamanda son durağım olacaktı. Yaklaşık beÅŸ ay sonra geri dönecektim.
İlk hevesle, kenti keÅŸfetmeye baÅŸladım. Bir günde yaklaşık 10 kilometre yürüyerek Buones Aires’i genel hatları ile tanıma fırsatım oldu. Kentle ilgili ilk gözlemlerim, çok geniÅŸ caddeler, balkonlarında aÄŸaç büyüklüğünde bitkiler olan çok yüksek apartmanlar ve çok büyük parklar… Büyük apartmanlar insanı rahatsız etmiyor. Bunun nedeni caddelerin çok geniÅŸ olması sanırım.

"Ceibo" Arjantin'in ulusal çiçeği. Ne demekse? Bana da sordular "Sizin milli çiçeğiniz nedir?" Lale olmalı. Ne kadar milli olduğu tartışılır.
Her yerde yüzyıllık, belki de daha yaşlı ağaçlar var. Buradaki şehirleşme mükemmel gözüküyor. Kent, küçük kare şeklinde adacıklardan oluşmuş. İnsanda gezmesi kolay bir şehir izlenimi veriyor. Ama bu kentte Latin duygusunu hissetmek pek kolay değil.

Buenos Aires'e özgü bir bitki...

Akla gelebilecek her yerde küçük ilanlar var. Bu ilanlar bizim alıştığımız türden ders verme ile ilgili duyurular değil. Düpedüz "ucuz tango dersi" vermekle ilgili duyurular. İşte o zaman gerçekten Tango'nun vatanı Buenos Aires'te olduğumu anladım.
Kent merkezinin, hafta sonları tamamiyle çehresinin değiştiği söyleniyor. Her yere küçük marketler kuruluyormuş. Gördüklerimi, Buenos Aires muhabiriniz olarak paylaşacağım!
İlk olarak buranın şık semtlerinden biri olan Recoletta’yı gezdim. Görgüsüzce yapılan mezarlığı da ziyaret ettim. Acayip bir ihtiÅŸam var. Bunu anlamak zor. Ölülerin tabutlarının içinde olduÄŸu söylendi. DoÄŸaya, çiçek, böcek olarak dönmek varken ancak küçük ev diye tanımlayabileceÄŸim yerlerde uykuya dalmak niye ki? Recoleta mezarlığının, etrafında çok sayıda kültür merkezi ve kafe var. Bu ünlüler mezarlığının yanında insanlar içkilerini yudumluyor.

Recoleta mezarlığı.
Bu mezarlıkta yatan birçok ünlünün genellikle Arjantin tarihi içinde kötü üne sahip oldukları da belirtildi. Ben onların yalancısıyım. Aynı mezarlık içinde fakir insanlar da duvarın üzerine açılmış çekmecelerin içinde yatıyor. Zengin, fakir farkı insanın gözüne sokuluyor. Belli ki varlıklı insanlar sonsuzluk uykusuna yaşadıkları yerde yatmayı tercih etmişler.
Åžehrin en eski ve turistik yerlerinden biri olan San Telmo, Buenos Aires ile ilk gerçek tanışma yerim oldu. Çünkü, San Telmo bana, kentin diÅŸi bir kent olduÄŸunu hissettirdi. Burası, kafeleri, iyi korunmuÅŸ kolonyal binaları, antika dükkanları, sokak gösterileri, tango yapılan yerleri ve paket taÅŸlı sokakları ile Buenos Aires’in en karakteristik yerlerinden biri.

San Telmo'daki eskiden ev olarak kullanılan kolonyal binalardan birinin avlusu


San Telmo'da sokak dansçıları.

Tangoyu yerinde dinlemek de başka bir duygu.. Hüzün ve coşku bir arada.



Üniversite öğrencileri arasında çok yaygın olan bir iş. Para kazanmak dünyanın her tarafında zor.
Mate çayını, Arjantin ve Uruguay’ın geleneksel içkisi olarak tanımlamak fazla olmaz. Çok farklı mate bardakları var.

Mate bardakları, çoğunlukla kurutulmuş sert kabuklu tropik meyvelerin içleri oyularak yapılıyormuş. Yaşlı- genç herkes mate içiyor. Mateyi ilk tattığımda hoşlanmadım. Belki zaman içinde alışabilirim. Farklı aromalı olanları var.

Adeta acı çekiyorum değil mi?
Mate çayını, geleneksel olarak birkaç kiÅŸi tek bardaktan içiyor. Servis yapan kiÅŸi mate çayının üzerine su ilave ederek servis yapıyor. Servis yapılan kiÅŸi, mate bardağındaki suyu bitirene kadar içiyor. Tekrar sıcak su ilave ediliyor. DiÄŸer kiÅŸiye veriliyor. Mate, Paraguay, Arjantin, Uruguay ve Brezilya’nın güneyinde çok yaygınmış. Arjantin’de aşırı et tüketimi var. Birçok lokantanın vitrininde büyük ocakların üzerinde çarmıha gerilmiÅŸ hayvanları görmek sanki bir Buenos Aires klasiÄŸi..

Buna rağmen kalp krizi yaygın değil. Çünkü mate kolesterol düşürüyormuş. Foça pazarından mate çayı alınabileceğini de ilave etmek isterim. Bir başka gözlemim, insanların şişman olmaması ile ilgili. Belki de matenin metabolizma hızlandırıcı etkisi vardır. Bu acı çayı içmeli mi acaba! :) Tüm dünya şişmanlarken Arjantinlilerin bu kadar zayıf olması mateye bağlanabilir mi? Bildiğim bir şey, dünyada en çok estetik ameliyatın yine de Buenos Aires'te yapıldığı ile ilgili.
Bir baÅŸka özel yer “Plaza de Mayo” (Mayıs Meydanı). Devlet baÅŸkanlık sarayının bulunduÄŸu “Kırmızı Ev” olarak da bilinen bu meydan, ülkenin tarihine en çok tanıklık eden mekanlardan biri. Nice hükümetlerin kurulduÄŸu, nice darbelerin yapıldığı, Peronlar'ın balkona çıkıp halka nice nutuklar attığı meydan burası. "Don't cry for me Argentina!"

Plaza De Mayo Meydanı’nın etrafı.
Ancak bu meydanın asıl önemi, askeri darbeler sırasında çocuklarını, kocalarını kaybeden annelerin burada toplanarak seslerini duyurma çabalarına tanıklık etmesinden kaynaklanıyor. Mayıs meydanında anneler, yere çizilmiş, beyaz başörtüleri ile temsil ediliyor.

Arjantin'de kesintilerle 1976-1983 tarihleri arasında cunta yönetime el koymuÅŸ. 24 Mart cuntanın baÅŸlangıcı. O gün Arjantin'de tatil ve birçok yerde anma toplantıları yapılıyor. Bir çalışmadan söz etmek isterim. Bu çalışma o dönemde erkek kardeÅŸi yok olan bir fotoÄŸrafçıya ait. Bu fotoÄŸrafçı önce aile fotoÄŸraflarının arasından, kayıp insanların aileleri ile birlikte çektirdikleri fotoÄŸrafları bulmuÅŸ. Daha sonra fotoÄŸrafta yer alan (kayıp kiÅŸinin dışında) kiÅŸilerin aynı yerde aynı pozda kaybolan bu kiÅŸinin yerini boÅŸ bırakarak tekrar çekmiÅŸ. Çok büyük acılar yaÅŸandığı belli. O dönemde birçok insan kaybolmuÅŸ. Evler basılmış, kitaplar yakılmış. Bugün siyasal ve ekonomik olarak istikrarlı bir görüntü veren Arjantin’de sıklıkla kullanılan bir deyimi de paylaÅŸmak isterim. "Ni Olvido Ni Perdon" bunun anlamı "unutmayacağız ve affetmeyeceÄŸiz".
GeçmiÅŸte, bu güzel kentte hem siyasilerin hem de entelektüellerin toplandığı, ateÅŸli tartışmaların yaÅŸandığı kafeler varmış. Bu kafelerden en ünlülerinden biri “Cafe Tortorini”. Åžimdi eski geleneÄŸi sürdürmüyor ama bütün rehber kitaplarda gidilmesi gereken kafelerden biri olarak öneriliyor.

Kafe Tortorini. Bu kafeler, değişimin sessiz tanıkları.
Buenos Aires’in simgesi olarak kabul edilen Obelisco heykelinden söz etmeden olmaz. Obelisco heykeli, 9 Temmuz Caddesi üzerinde yer alıyor. Dünyanın en geniÅŸ caddesi burası. 140 metre geniÅŸliÄŸinde olduÄŸu söylendi. Obelisco, Buenos Aires’i temsil eden büyük bir fallus. AIDS’e karşı halkı uyarmak için zaman zaman üzerine prezervatif takılıyormuÅŸ. Bir kentin büyük bir fallusla sembolize edilmesinin altında hangi gerekçeler olduÄŸunu merak etmedim desem yalan olur. “Neden" diye sorduÄŸumda buna bir cevap olmadığı belirtildi. Ancak, heykel yapıldıktan sonra ona bir anlam yüklemeye çalışmışlar. Tabii insanın ilk aklına gelen gücün temsil edilmesi olmuÅŸ. Sadece Arjantinlilerin deÄŸil benim de aklıma ilk gelen buydu.
Buenos Aires’te sirkle ile lisans düzeyinde eÄŸitim olduÄŸunu biliyor muydunuz? Arabalar kırmızı ışıkta durduÄŸu zaman sokak cambazı, gösterisini yeÅŸil ışık yanana kadar yapıyor. Bana çok sempatik geldi. Genç öğrenciler bu sayede hem para kazanıyor hem de pratik yapma ÅŸansı buluyorlarmış. Yolun ortasında tek tekerlekli bisikletin üstündeyken tabak çeviren genç bir çocuÄŸu hayal edin! Ders çalışmanın farklı yolları olmalı: ))
Buones Aires'in ilginç semtlerinden biri de fakir İtalyan göçmenlerin ilk ayak bastığı liman La Boca. İtalyanlar burayı La Plata ırmağının ağız kısmı olarak gördükleri için “ağız” anlamına gelen La Boca demiÅŸler. Rengarenk boyalı evler bile fakirliÄŸi gizleyemiyor.

La Boca'nın renkli barakaları

La Boca'da iki erkek tarifsiz bir estetik içinde dans ediyorlardı.
Dünyanın her tarafından gemilere doluşup gelen insanlar La Boca'yı mesken edinmişler. Bu insanların büyük çoğunluğu işsiz güçsüzlerden oluşuyormuş. Tango, bu sokaklarda doğmuş. Farklı kültürlerden gelen bu insanlar tango müziğini yaratmışlar. Değişik ezgilerin hoş bir karışımı olan tango, zaman içinde Arjantin'de bir salgın şeklinde dilden dile dolaşmaya başlamış. Maço bir dans olan tangoda, bu hüzünlü müziğe eşlik ederek Arjantin kültürünün temelini oluşturmuş.
La Boca'da, çok sayıda tango gösterilerinin yapıldığı kafe var. Burası gece güvenli olmadığı için kafeler hava kararmadan kapanıyor.
Buenos Aires’te gençler arasında en yaygın iÅŸlerden biri köpek bakıcılığı. Köpek bakıcılığı deyip geçmeyin. 10-15 tane köpeÄŸi yürürken bile idare etmek çok zordur.

Bu kadar çok sayıda köpeği bisiklete binerken idare etmek imkansız gibi düşünülebilir. İmkansız olmadığının birebir tanığıyım. Aldıkları ücreti hak ettikleri kesin.
"Tigre de Delta" Buones Aires'e yarım saat mesafede bir yerleşim yeri. Büyük bir nehrin, ince kolları ve çok sayıda küçük adası var. Nehir oldukça çamurlu görünüyor. Bölgedeki tüm nehirlerin rengi kahverengiymiş. Çok sayıda balık olduğu da belirtildi. Sadece balıklar değil insanlar da bu çamurlu suda keyifle yüzüyorlardı.

Tigre
Tigre, çok yeşil bir bölge. Bitki örtüsü çok tanıdık. Dünyanın öbür ucundaki bitki örtüsünün tanıdık olması tuhaf geldi bana.

Gördüklerimin yanı sıra yediklerimden de söz edebilirim. Tigre’de yediÄŸimiz ÅŸeyler pek anlatılmaya deÄŸer deÄŸil ama yine de kısaca söz edeyim. YemeÄŸimiz mantı cinsi bir yemekti. Hamurların içine peynir ve salam konmuÅŸ üstüne de domates soslu koca et parçaları yerleÅŸtirilmiÅŸti. Yedim demek yanlış olur. Sadece yemeÄŸe çalıştım. Bakalım et yemeklerine ne zaman alışacağım.

Tigre'den baÅŸka bir fotoÄŸraf
Buenos Aires’te ziyaret ettiÄŸim bir baÅŸka yer, ‘Puerto Modero’, eski liman bölgesi ÅŸimdi de ÅŸehrin en yeni yerleÅŸim yeri. Buranın çok yakınında ‘Reserva Ecologica’ olarak adlandırılan korunmuÅŸ bir bölge var. İlginçti ama çook sıcaktı. Herhalde unutmayacağım ÅŸey iri sivri sinekler.

La Plata ırmağı, Amazon bölgesinden gelen ırmakla birleşiyor. Bölge ekolojik olarak korunma altında.
Daniel, Puerto Modero’da tek bir fotoÄŸraf çekeceÄŸini söyledi. "Neden" tek bir fotoÄŸraf" dediÄŸimde "el yapımı bu kamera ile bir fotoÄŸraf çekebilirim" dedi. FotoÄŸraf makinesini gördüğümde ÅŸaÅŸkınlığımı saklayamadım. Silindirik bir teneke kutu önünde küçük bir delik, deliÄŸin karşısında bir film varmış. Bu tarz kamera "pin hole kamera" olarak adlandırılıyormuÅŸ. Daniel, bu tip fotoÄŸraf makineleri ile olaÄŸan üstü fotoÄŸraflar çekiyor.
Merak edene web adresi
www.danieltubido.com.ar
Diğer bir web sitesi bu tarz çalışma ile ilgili diğer bir web sitesi
www.pinholeday.org
Bir baÅŸka web sitesi
http://Tallerdedanieltubioblogspot.com (Daniel’in öğrencilerinin web sitesi)
Bütün bunlara ilaveten, gittiğim Kübalı fotoğraf sanatçısı, Abelardo Morell'in sergisinden söz etmek isterim. Bir odayı karanlık oda gibi düşünmüş. Dışarıya açılan küçük bir delik var. Dışarıdaki görüntü deliğin karşısına düşen zemin üzerinde ters olarak elde ediliyor. Daha sonra, odanın içinde hazırladığı kompozisyonla beraber bu görüntüyü başka bir makine ile uzun süre pozluyor. Oldukça ilginçti benim için. Bu tarz çalışma "Kamera Obscura" olarak adlandırılıyor.
Şimdilik benim karanlık kutuma düşen bunlar... Kim bilir bundan sonra nelere tanık olacağım.
Mart 2009
Güzin TÜMER
"Güzin TÜMER" bütün yazıları için tıklayın...
GençliÄŸimden beri hayallerimi süsleyen bir geziyi, “Güney Amerika” gezisini gerçeÄŸe dönüştürmek için 2009 Mart'ının ikinci yarısında yollara düştüm. İlk durağım Buenos Aires’ti. Tanımadığım halde beni bekleyen insanların olduÄŸu uzak bir kıtaya gidiyordum. Bu duygu beni rahatlatıyordu. İnternet üzerinde seyahat etmeyi seven insanların birlikte oluÅŸturdukları bir site var. Ben yola çıkmadan birkaç hafta önce yolculuÄŸumla ilgili bu siteye bir not bırakmıştım. Notuma cevap geldi.Cevabın yanısıra kendileri ile birkaç hafta kalabileceÄŸim konusunda davet almıştım. Bu seyahate bundan daha güzel bir baÅŸlangıç olamazdı. Arjantinli arkadaÅŸlarım, Alicia ve Daniel’in misafirleri olacaktım. Alicia, beni havaalanında karşıladı. Birlikte onların evine doÄŸru yola koyulduk. BilmediÄŸim bir kıtada yeni bir maceraya baÅŸlayacaktım. Heyecanlıydım! Hevesliydim! Tedirgindim!
Alicia ve Daniel'in evlerinin farklı bir havası var. Eski bir binanın içini kendileri restore etmişler. Çok sayıda bitkinin olduğu, resim ve fotoğraflarla dolu bir ev.. Bu güzel evden birkaç fotoğrafı paylaşmak isterim.



Buenos Aires’teki bu güzel evde, yaklaşık bir hafta kaldım. YolculuÄŸumun ilk durağı olan bu kent, aynı zamanda son durağım olacaktı. Yaklaşık beÅŸ ay sonra geri dönecektim.
İlk hevesle, kenti keÅŸfetmeye baÅŸladım. Bir günde yaklaşık 10 kilometre yürüyerek Buones Aires’i genel hatları ile tanıma fırsatım oldu. Kentle ilgili ilk gözlemlerim, çok geniÅŸ caddeler, balkonlarında aÄŸaç büyüklüğünde bitkiler olan çok yüksek apartmanlar ve çok büyük parklar… Büyük apartmanlar insanı rahatsız etmiyor. Bunun nedeni caddelerin çok geniÅŸ olması sanırım.

Her yerde yüzyıllık, belki de daha yaşlı ağaçlar var. Buradaki şehirleşme mükemmel gözüküyor. Kent, küçük kare şeklinde adacıklardan oluşmuş. İnsanda gezmesi kolay bir şehir izlenimi veriyor. Ama bu kentte Latin duygusunu hissetmek pek kolay değil.


Kent merkezinin, hafta sonları tamamiyle çehresinin değiştiği söyleniyor. Her yere küçük marketler kuruluyormuş. Gördüklerimi, Buenos Aires muhabiriniz olarak paylaşacağım!
İlk olarak buranın şık semtlerinden biri olan Recoletta’yı gezdim. Görgüsüzce yapılan mezarlığı da ziyaret ettim. Acayip bir ihtiÅŸam var. Bunu anlamak zor. Ölülerin tabutlarının içinde olduÄŸu söylendi. DoÄŸaya, çiçek, böcek olarak dönmek varken ancak küçük ev diye tanımlayabileceÄŸim yerlerde uykuya dalmak niye ki? Recoleta mezarlığının, etrafında çok sayıda kültür merkezi ve kafe var. Bu ünlüler mezarlığının yanında insanlar içkilerini yudumluyor.

Bu mezarlıkta yatan birçok ünlünün genellikle Arjantin tarihi içinde kötü üne sahip oldukları da belirtildi. Ben onların yalancısıyım. Aynı mezarlık içinde fakir insanlar da duvarın üzerine açılmış çekmecelerin içinde yatıyor. Zengin, fakir farkı insanın gözüne sokuluyor. Belli ki varlıklı insanlar sonsuzluk uykusuna yaşadıkları yerde yatmayı tercih etmişler.
Åžehrin en eski ve turistik yerlerinden biri olan San Telmo, Buenos Aires ile ilk gerçek tanışma yerim oldu. Çünkü, San Telmo bana, kentin diÅŸi bir kent olduÄŸunu hissettirdi. Burası, kafeleri, iyi korunmuÅŸ kolonyal binaları, antika dükkanları, sokak gösterileri, tango yapılan yerleri ve paket taÅŸlı sokakları ile Buenos Aires’in en karakteristik yerlerinden biri.







Mate çayını, Arjantin ve Uruguay’ın geleneksel içkisi olarak tanımlamak fazla olmaz. Çok farklı mate bardakları var.


Mate çayını, geleneksel olarak birkaç kiÅŸi tek bardaktan içiyor. Servis yapan kiÅŸi mate çayının üzerine su ilave ederek servis yapıyor. Servis yapılan kiÅŸi, mate bardağındaki suyu bitirene kadar içiyor. Tekrar sıcak su ilave ediliyor. DiÄŸer kiÅŸiye veriliyor. Mate, Paraguay, Arjantin, Uruguay ve Brezilya’nın güneyinde çok yaygınmış. Arjantin’de aşırı et tüketimi var. Birçok lokantanın vitrininde büyük ocakların üzerinde çarmıha gerilmiÅŸ hayvanları görmek sanki bir Buenos Aires klasiÄŸi..

Buna rağmen kalp krizi yaygın değil. Çünkü mate kolesterol düşürüyormuş. Foça pazarından mate çayı alınabileceğini de ilave etmek isterim. Bir başka gözlemim, insanların şişman olmaması ile ilgili. Belki de matenin metabolizma hızlandırıcı etkisi vardır. Bu acı çayı içmeli mi acaba! :) Tüm dünya şişmanlarken Arjantinlilerin bu kadar zayıf olması mateye bağlanabilir mi? Bildiğim bir şey, dünyada en çok estetik ameliyatın yine de Buenos Aires'te yapıldığı ile ilgili.
Bir baÅŸka özel yer “Plaza de Mayo” (Mayıs Meydanı). Devlet baÅŸkanlık sarayının bulunduÄŸu “Kırmızı Ev” olarak da bilinen bu meydan, ülkenin tarihine en çok tanıklık eden mekanlardan biri. Nice hükümetlerin kurulduÄŸu, nice darbelerin yapıldığı, Peronlar'ın balkona çıkıp halka nice nutuklar attığı meydan burası. "Don't cry for me Argentina!"

Ancak bu meydanın asıl önemi, askeri darbeler sırasında çocuklarını, kocalarını kaybeden annelerin burada toplanarak seslerini duyurma çabalarına tanıklık etmesinden kaynaklanıyor. Mayıs meydanında anneler, yere çizilmiş, beyaz başörtüleri ile temsil ediliyor.

Arjantin'de kesintilerle 1976-1983 tarihleri arasında cunta yönetime el koymuÅŸ. 24 Mart cuntanın baÅŸlangıcı. O gün Arjantin'de tatil ve birçok yerde anma toplantıları yapılıyor. Bir çalışmadan söz etmek isterim. Bu çalışma o dönemde erkek kardeÅŸi yok olan bir fotoÄŸrafçıya ait. Bu fotoÄŸrafçı önce aile fotoÄŸraflarının arasından, kayıp insanların aileleri ile birlikte çektirdikleri fotoÄŸrafları bulmuÅŸ. Daha sonra fotoÄŸrafta yer alan (kayıp kiÅŸinin dışında) kiÅŸilerin aynı yerde aynı pozda kaybolan bu kiÅŸinin yerini boÅŸ bırakarak tekrar çekmiÅŸ. Çok büyük acılar yaÅŸandığı belli. O dönemde birçok insan kaybolmuÅŸ. Evler basılmış, kitaplar yakılmış. Bugün siyasal ve ekonomik olarak istikrarlı bir görüntü veren Arjantin’de sıklıkla kullanılan bir deyimi de paylaÅŸmak isterim. "Ni Olvido Ni Perdon" bunun anlamı "unutmayacağız ve affetmeyeceÄŸiz".
GeçmiÅŸte, bu güzel kentte hem siyasilerin hem de entelektüellerin toplandığı, ateÅŸli tartışmaların yaÅŸandığı kafeler varmış. Bu kafelerden en ünlülerinden biri “Cafe Tortorini”. Åžimdi eski geleneÄŸi sürdürmüyor ama bütün rehber kitaplarda gidilmesi gereken kafelerden biri olarak öneriliyor.

Buenos Aires’in simgesi olarak kabul edilen Obelisco heykelinden söz etmeden olmaz. Obelisco heykeli, 9 Temmuz Caddesi üzerinde yer alıyor. Dünyanın en geniÅŸ caddesi burası. 140 metre geniÅŸliÄŸinde olduÄŸu söylendi. Obelisco, Buenos Aires’i temsil eden büyük bir fallus. AIDS’e karşı halkı uyarmak için zaman zaman üzerine prezervatif takılıyormuÅŸ. Bir kentin büyük bir fallusla sembolize edilmesinin altında hangi gerekçeler olduÄŸunu merak etmedim desem yalan olur. “Neden" diye sorduÄŸumda buna bir cevap olmadığı belirtildi. Ancak, heykel yapıldıktan sonra ona bir anlam yüklemeye çalışmışlar. Tabii insanın ilk aklına gelen gücün temsil edilmesi olmuÅŸ. Sadece Arjantinlilerin deÄŸil benim de aklıma ilk gelen buydu.
Buenos Aires’te sirkle ile lisans düzeyinde eÄŸitim olduÄŸunu biliyor muydunuz? Arabalar kırmızı ışıkta durduÄŸu zaman sokak cambazı, gösterisini yeÅŸil ışık yanana kadar yapıyor. Bana çok sempatik geldi. Genç öğrenciler bu sayede hem para kazanıyor hem de pratik yapma ÅŸansı buluyorlarmış. Yolun ortasında tek tekerlekli bisikletin üstündeyken tabak çeviren genç bir çocuÄŸu hayal edin! Ders çalışmanın farklı yolları olmalı: ))
Buones Aires'in ilginç semtlerinden biri de fakir İtalyan göçmenlerin ilk ayak bastığı liman La Boca. İtalyanlar burayı La Plata ırmağının ağız kısmı olarak gördükleri için “ağız” anlamına gelen La Boca demiÅŸler. Rengarenk boyalı evler bile fakirliÄŸi gizleyemiyor.


Dünyanın her tarafından gemilere doluşup gelen insanlar La Boca'yı mesken edinmişler. Bu insanların büyük çoğunluğu işsiz güçsüzlerden oluşuyormuş. Tango, bu sokaklarda doğmuş. Farklı kültürlerden gelen bu insanlar tango müziğini yaratmışlar. Değişik ezgilerin hoş bir karışımı olan tango, zaman içinde Arjantin'de bir salgın şeklinde dilden dile dolaşmaya başlamış. Maço bir dans olan tangoda, bu hüzünlü müziğe eşlik ederek Arjantin kültürünün temelini oluşturmuş.
La Boca'da, çok sayıda tango gösterilerinin yapıldığı kafe var. Burası gece güvenli olmadığı için kafeler hava kararmadan kapanıyor.
Buenos Aires’te gençler arasında en yaygın iÅŸlerden biri köpek bakıcılığı. Köpek bakıcılığı deyip geçmeyin. 10-15 tane köpeÄŸi yürürken bile idare etmek çok zordur.

Bu kadar çok sayıda köpeği bisiklete binerken idare etmek imkansız gibi düşünülebilir. İmkansız olmadığının birebir tanığıyım. Aldıkları ücreti hak ettikleri kesin.
"Tigre de Delta" Buones Aires'e yarım saat mesafede bir yerleşim yeri. Büyük bir nehrin, ince kolları ve çok sayıda küçük adası var. Nehir oldukça çamurlu görünüyor. Bölgedeki tüm nehirlerin rengi kahverengiymiş. Çok sayıda balık olduğu da belirtildi. Sadece balıklar değil insanlar da bu çamurlu suda keyifle yüzüyorlardı.

Tigre, çok yeşil bir bölge. Bitki örtüsü çok tanıdık. Dünyanın öbür ucundaki bitki örtüsünün tanıdık olması tuhaf geldi bana.

Gördüklerimin yanı sıra yediklerimden de söz edebilirim. Tigre’de yediÄŸimiz ÅŸeyler pek anlatılmaya deÄŸer deÄŸil ama yine de kısaca söz edeyim. YemeÄŸimiz mantı cinsi bir yemekti. Hamurların içine peynir ve salam konmuÅŸ üstüne de domates soslu koca et parçaları yerleÅŸtirilmiÅŸti. Yedim demek yanlış olur. Sadece yemeÄŸe çalıştım. Bakalım et yemeklerine ne zaman alışacağım.

Buenos Aires’te ziyaret ettiÄŸim bir baÅŸka yer, ‘Puerto Modero’, eski liman bölgesi ÅŸimdi de ÅŸehrin en yeni yerleÅŸim yeri. Buranın çok yakınında ‘Reserva Ecologica’ olarak adlandırılan korunmuÅŸ bir bölge var. İlginçti ama çook sıcaktı. Herhalde unutmayacağım ÅŸey iri sivri sinekler.

Daniel, Puerto Modero’da tek bir fotoÄŸraf çekeceÄŸini söyledi. "Neden" tek bir fotoÄŸraf" dediÄŸimde "el yapımı bu kamera ile bir fotoÄŸraf çekebilirim" dedi. FotoÄŸraf makinesini gördüğümde ÅŸaÅŸkınlığımı saklayamadım. Silindirik bir teneke kutu önünde küçük bir delik, deliÄŸin karşısında bir film varmış. Bu tarz kamera "pin hole kamera" olarak adlandırılıyormuÅŸ. Daniel, bu tip fotoÄŸraf makineleri ile olaÄŸan üstü fotoÄŸraflar çekiyor.
Merak edene web adresi
www.danieltubido.com.ar
Diğer bir web sitesi bu tarz çalışma ile ilgili diğer bir web sitesi
www.pinholeday.org
Bir baÅŸka web sitesi
http://Tallerdedanieltubioblogspot.com (Daniel’in öğrencilerinin web sitesi)
Bütün bunlara ilaveten, gittiğim Kübalı fotoğraf sanatçısı, Abelardo Morell'in sergisinden söz etmek isterim. Bir odayı karanlık oda gibi düşünmüş. Dışarıya açılan küçük bir delik var. Dışarıdaki görüntü deliğin karşısına düşen zemin üzerinde ters olarak elde ediliyor. Daha sonra, odanın içinde hazırladığı kompozisyonla beraber bu görüntüyü başka bir makine ile uzun süre pozluyor. Oldukça ilginçti benim için. Bu tarz çalışma "Kamera Obscura" olarak adlandırılıyor.
Şimdilik benim karanlık kutuma düşen bunlar... Kim bilir bundan sonra nelere tanık olacağım.
Mart 2009
Güzin TÜMER
"Güzin TÜMER" bütün yazıları için tıklayın...