
Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
Bir tas tarhana olsa
Þakülüm kaydý son günlerde. Soðuk algýnlýðýndan muzdarip bir þekilde evin içinde mýsmýllanýyorum. Doktora mý? Gittim, gittim. Bir torba ilaçla boðuþup hangisini eksik içerim hangisinden yan çizerim gibi ince hesaplar peþindeyim. Hani ilaçlara baþlayýnca gözümü açýp baþýmý yastýktan kaldýrmasam, hiçbirini kullanmayacaðým ama ne çare ki iyi geldiler!
Her þeye raðmen alternatif iyileþmeyi de yan canibimde tutup þifalý otlar mutfaðýmýn çerine çöpüne de müracaat etmeden duramýyorum tabi. Bakar mýsýnýz bu hasta halimle neler yazýyorum! Yazýlacaklar birikti günlerdir, yarým yazýlar, çekilmiþ fotoðraflar hepsi sýrasýný beklemekteler sümen altýnda. Sümen mi? Hasýr altý gibi bir þey aslýnda. Hastalýktan mýdýr, dilimize karýþmýþ ne kadar Eski Türkçe ve Farsça sözcük varsa satýrlarýmda hepsini kullanmak geliyor içimden. Vardýr bunun da bir alt okumasý.
Hastalanýnca eski sözcüklerle düþünüp yazmak, eski çocukluðumun mamacýklarýný hatýrlamak, annemin ya da babamýn ben hastayken alýp-yapýp yedirdikleri o ulaþýlmaz eski tatlarý akla hayale getirmek filan, bütün bunlarýn psikanalizlik bir açýlýmý vardýr deðil mi?
Ýnsan garip varlýk, en çaresiz en çelimsiz zamanlarýnda çocukluðunun o savunmasýz dünyasýna çekiliveriyor. Ne zaman tonsilit olsam ki bizim zamanýmýzda bademciklerin þiþmesiydi onun adý, annem süt ekmek dediðimiz bir süt mamasý dayardý acilen. Sýcaða yakýn ýlýk süte ekmek doðrar, üzerine de iki kaþýk toz þeker serperdi, hoþuma giderek yerdim zira acýyan boðazýmdan baþka sert þey geçmezdi. Bir de; niþastalý, ballý, hafif sulu, tarçýnlý, karanfilli sýcak bir içecek hazýrlardý hatýrladýðým kadarýyla ama nedense onu pek sevmezdim! Tarhana çorbasý da içirirdi annem yine içine ekmek doðrayarak ve o tarhana nasýl bir bomba haline getirilirmiþ sonralarý öðreniyorum tabi, et yemeyen ben güçten takatten düþmeyeyim diye tavuk suyu ve tereyaðýyla piþermiþ o güzelim tarhana. Niçin o kadar yoðun et tadý aldýðýmý anlayamazdým o vakitler, sanýrdým ki hastayým da o yüzden kokular baþkalaþýyor!
Ah ben size, komþu yardýmý alarak yeni yaptýðým tarhanamdan söz edecektim hastalýk girdi araya! Sadece tarhanam deðil, eriþtelerim, turþularým, soslarým, baharat karýþýmlarým ve en önemlisi þekersiz reçellerim!!! Þimdi hepsi dizi dizi gözümün önündeki raflarda sýralýlar ve bana moral oluyorlar bu hasta günlerimde. Þekersiz reçel de ne ola diyorsanýz beklemelisiniz çünkü iyileþince anlatacaðým.
Babam, portakal ve limonu sýkýp biraz ýlýtarak vitamin olsun diye ýsrarla içirme gafletine düþerdi ben hastayken ve acýyan boðazým ekþi narenciye ile yanardý. Bu faciadan sonra zavallý babam gece vakti pastane yolu tutar, açýk bir pastane bulup çikolatalý ve kremalý pasta satýn almaya giderdi, o vakitler pastane pastasýnýn adý yaþ pastaydý. Babam dönene kadar, tabi ben çoktan uyumuþ olurdum ve sabah gözümü "pasta" diye açardým. Hey gidi çocukluk...
Þimdi? Þimdi deðiþen ne ki? Ýnsan hastalanýnca kocaman bir çocuk oluveriyor ve bu yetiþkin haliyle o eski tatlarý, kokularý arýyor. Þefkat, ilgi ve nazlanacak insan da arýyor. Ne mutlu benim gibi naz yapacak sevdikleri olanlara, ne mutlu bir tas sýcak tarhanasý olanlara.
Soðuk algýnlýðý geçirenler çok iyi bilirler; Genizler doludur, burunlar týkalýdýr ve hiçbir þeyin tadýný kokusunu alamazsýnýz ama öyle bir an gelir ki; genzinizde sanki bir fay hattý çöker ve burnunuzda ani bir açýlma-boþluk duygusuyla yaþamýn bütün kokularýný birden bire almaya baþlarsýnýz. Ýþte o zaman ki duyumsadýðýnýz kokulara dikkat edin lütfen. Sanki yaþamýn farklý bir gizi var gibidir o müstesna anda. Yoksa bana mý öyle geliyor!
Kalýn saðlýcakla...
Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
www.ascifok.com
Þakülüm kaydý son günlerde. Soðuk algýnlýðýndan muzdarip bir þekilde evin içinde mýsmýllanýyorum. Doktora mý? Gittim, gittim. Bir torba ilaçla boðuþup hangisini eksik içerim hangisinden yan çizerim gibi ince hesaplar peþindeyim. Hani ilaçlara baþlayýnca gözümü açýp baþýmý yastýktan kaldýrmasam, hiçbirini kullanmayacaðým ama ne çare ki iyi geldiler!
Her þeye raðmen alternatif iyileþmeyi de yan canibimde tutup þifalý otlar mutfaðýmýn çerine çöpüne de müracaat etmeden duramýyorum tabi. Bakar mýsýnýz bu hasta halimle neler yazýyorum! Yazýlacaklar birikti günlerdir, yarým yazýlar, çekilmiþ fotoðraflar hepsi sýrasýný beklemekteler sümen altýnda. Sümen mi? Hasýr altý gibi bir þey aslýnda. Hastalýktan mýdýr, dilimize karýþmýþ ne kadar Eski Türkçe ve Farsça sözcük varsa satýrlarýmda hepsini kullanmak geliyor içimden. Vardýr bunun da bir alt okumasý.
Hastalanýnca eski sözcüklerle düþünüp yazmak, eski çocukluðumun mamacýklarýný hatýrlamak, annemin ya da babamýn ben hastayken alýp-yapýp yedirdikleri o ulaþýlmaz eski tatlarý akla hayale getirmek filan, bütün bunlarýn psikanalizlik bir açýlýmý vardýr deðil mi?
Ýnsan garip varlýk, en çaresiz en çelimsiz zamanlarýnda çocukluðunun o savunmasýz dünyasýna çekiliveriyor. Ne zaman tonsilit olsam ki bizim zamanýmýzda bademciklerin þiþmesiydi onun adý, annem süt ekmek dediðimiz bir süt mamasý dayardý acilen. Sýcaða yakýn ýlýk süte ekmek doðrar, üzerine de iki kaþýk toz þeker serperdi, hoþuma giderek yerdim zira acýyan boðazýmdan baþka sert þey geçmezdi. Bir de; niþastalý, ballý, hafif sulu, tarçýnlý, karanfilli sýcak bir içecek hazýrlardý hatýrladýðým kadarýyla ama nedense onu pek sevmezdim! Tarhana çorbasý da içirirdi annem yine içine ekmek doðrayarak ve o tarhana nasýl bir bomba haline getirilirmiþ sonralarý öðreniyorum tabi, et yemeyen ben güçten takatten düþmeyeyim diye tavuk suyu ve tereyaðýyla piþermiþ o güzelim tarhana. Niçin o kadar yoðun et tadý aldýðýmý anlayamazdým o vakitler, sanýrdým ki hastayým da o yüzden kokular baþkalaþýyor!
Ah ben size, komþu yardýmý alarak yeni yaptýðým tarhanamdan söz edecektim hastalýk girdi araya! Sadece tarhanam deðil, eriþtelerim, turþularým, soslarým, baharat karýþýmlarým ve en önemlisi þekersiz reçellerim!!! Þimdi hepsi dizi dizi gözümün önündeki raflarda sýralýlar ve bana moral oluyorlar bu hasta günlerimde. Þekersiz reçel de ne ola diyorsanýz beklemelisiniz çünkü iyileþince anlatacaðým.
Babam, portakal ve limonu sýkýp biraz ýlýtarak vitamin olsun diye ýsrarla içirme gafletine düþerdi ben hastayken ve acýyan boðazým ekþi narenciye ile yanardý. Bu faciadan sonra zavallý babam gece vakti pastane yolu tutar, açýk bir pastane bulup çikolatalý ve kremalý pasta satýn almaya giderdi, o vakitler pastane pastasýnýn adý yaþ pastaydý. Babam dönene kadar, tabi ben çoktan uyumuþ olurdum ve sabah gözümü "pasta" diye açardým. Hey gidi çocukluk...
Þimdi? Þimdi deðiþen ne ki? Ýnsan hastalanýnca kocaman bir çocuk oluveriyor ve bu yetiþkin haliyle o eski tatlarý, kokularý arýyor. Þefkat, ilgi ve nazlanacak insan da arýyor. Ne mutlu benim gibi naz yapacak sevdikleri olanlara, ne mutlu bir tas sýcak tarhanasý olanlara.
Soðuk algýnlýðý geçirenler çok iyi bilirler; Genizler doludur, burunlar týkalýdýr ve hiçbir þeyin tadýný kokusunu alamazsýnýz ama öyle bir an gelir ki; genzinizde sanki bir fay hattý çöker ve burnunuzda ani bir açýlma-boþluk duygusuyla yaþamýn bütün kokularýný birden bire almaya baþlarsýnýz. Ýþte o zaman ki duyumsadýðýnýz kokulara dikkat edin lütfen. Sanki yaþamýn farklý bir gizi var gibidir o müstesna anda. Yoksa bana mý öyle geliyor!
Kalýn saðlýcakla...
Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
www.ascifok.com
"Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN" bütün yazýlarý için týklayýn...