DOST ACI SÖYLER... / Zuhal ÖZÜGÜL
Zuhal ÖZÜGÜL

Zuhal ÖZÜGÜL

DOST ACI SÖYLER...



Geçtiğimiz ay Foça iki etkinliğe evsahipliği yaptı. Hem Foçalılar hem de belediye deneyim kazandılar. Foçalılar Rock festivaliyle ister istemez içli dışlı oldular. Televizyonlarda belki de hayretle izledikleri, Rock diye bir müzik için taa nerelerden gelen bu siyah giysili gençlerin hiç de ÖCÜ olmadıklarını gördüler, alıştılar. Bir iki kişi dışında arkalarından kötü konuşan olmadı, hatta sevimli anekdotlar anlattılar. Bu onlar için iyi bir deneyim oldu.

Belediye ise gelecekte böyle büyük organizasyonları hem katılanları hem de belde sakinlerinin sabrını taşırmadan gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini gördü. O da gücünü sınadı.

Bence her deneyim bir kazançtır. Burada en kazançlı çıkan ise esnaf oldu. Yaz-kış kazanmadıklarından yakınan esnaf bol bol kazandı. Bir parça da deneyim kazanmıştır inşallah; ve hemen soralım: Esnaf bu günlerde satış yaparken çöplerini toplamada, temizlikte belediyeye yardımcı oldu mu? Yalnız böyle günlerde değil her zaman halkın, esnafın temizlik konusunda belediyeden daha duyarlı olması gerekemez mi? Yere atılan bir çöp torbasının çevresi hemen çöplük haline gelmiyor mu? Kıyıları kaplayan çöpler balıkçıları da rahatsız etmiyor anlaşılan. Esnaf dükkanlarının önündeki sandıkları torbaları v.s. günlerce bırakıyorlar. Herhalde çirkinliğe dayanıklılar. Kumsal ve plajlarda çiğdem kabukları, şişeler, kutular arasında denize girenler alışmış olmalı. Hepimizin bildiği kirlilik nedenlerini uzatmayayım. Ancak, ben her kirliliği insanın yaşadığı yere ihaneti olarak algılıyorum.

DiÄŸer bir etkinlik AliaÄŸa’da kurulması planlanan termik santral konusunda hazırlanan panele Foçalıların ilgisi azdı. Acaba canları yandıktan sonra mı harekete geçecekler? AliaÄŸa’ya uzanmadan Foça’ya şöyle bir alıcı gözüyle baksak diyorum. Açık seçik gördüklerimizi dile getirsek. Hani dost acı söylerle baÅŸladık ya.. Foça’nın görüntüsü maalesef olumsuz yönde deÄŸiÅŸiyor. AÄŸaçlar, yeÅŸillikler, yeÅŸil alanlar azaldıkça, plastikle tıklım tıklım doldurulmuÅŸ dükkanlar, internet kafeler, (Foça’da bu kadar internet kafeye gerek var mı diye bir düşünülse), yiyecek satan bakımsız dükkanlar çoÄŸalıyor. Bir beldenin en önemli yeri sayılan belediye meydanı, çarşı ülkemizin doÄŸusundaki köyleri andırıyor..

BaÅŸta halka temizlik sorumluluÄŸu vermiÅŸtik ya iÅŸte o halk, yani Foçalı günlük yaÅŸamında Foça’da ne gibi zorluklarla karşılaşıyor, nasıl sabrı taşıyor, isyan ediyor. Ona kim yardımcı oluyor veya olmuyor, o da söylenip söylenip bir deneyim daha kazanıyor.. İşte en can alıcı neden.. Arabalar, motorlar.. hızla arttıkça egzoz krallığını kuruyorlar.. Zaptediyorlar sevimli beldemizi. Daracık sokaklardan kocaman jipler geçerken ben zavallı bisikletli reverans yaparak yol veriyorum. Hepsi anarÅŸizmi savunuyorlar herhalde. Kural, yasak tanımıyorlar. Onlar için her yer park, kaldırımlar, bahçe kapılarının önü, hastanenin bahçesi. Saymakla bitmez. Ya motorlar. Yürüyüş yolunda onlar biz yayaları iki yana savurarak geçiyorlar. Geçerken de söylenenlere (yani Ben) ters ters bakıyorlar. Ne mana çıkaracağımı bilemiyorum doÄŸrusu. Ama ÅŸuna karar verdim Ben -Yaya- hatalıyım.! Bir daha uyarmamaya karar verdim. Bu görev trafik polisinin hatırladığım kadarıyla. Onları da hiç görmüyorum, acaba iyiler mi?

Ben yayayım ya hep onlardan söz etmek istiyorum. İşte bir yayanın yürüme çabası. Yaya bozuk yollarda (hani araları ben diyeyim 5 cm. Eşim daha fazla, daha derin dedi) ayağını kırmamak için hoplaya zıplaya yürümeğe çalışırken arkasında beliren ve teğet geçen arabanın altında kalmamak için kaldırıma sığınmayı planlar. Ancak kaldırım esnafın malzemeleriyle doludur. Deneyimli olan yaya bir boşluğa iki ayağını hünerli bir şekilde sıkıştırır. Bugünlük kurtulmuştur. Kafasında yarın belediyeye, trafik polisine gitmeyi planlar. Bir iki kişiye söyler bu parlak düşüncesini. Cevap hazırdır. Amaan sen mi değiştireceksin, yıllardır böyle, canına bir şey gelmedi ya..

Foça gibi beldelerin bir tanımı vardır. Sevimli, sakin, küçük kıyı beldesi. Onlarca beldenin yaşanır olmaktan çıktığını görünce üzülüyoruz. Oradakiler şimdi pişman. Keşke keşke diyorlar.. Akılsızdık, duyarsızdık diye itiraf ediyorlar. Kendi kendimize soralım: Foça sevimli, sakin, küçük kıyı beldesi niteliğini yitiriyor mu? Bence, artık daha güzel bir Foça için bile değil, olanı yitirmemek için hemen.. şimdi harekete geçmeli.

Gidişattan rahatsız olanlar, trafiğe alışamayanlar, yere çöp atmayanlar, duyarlı Foça sakinleri, varsa çevre örgütleri, güzelleştirme dernekleri ve diğerleri işbaşına.

Yukarıdaki özellikleri saydığım bizler Foça’yı yaÅŸamak için özgürce seçtik. Burada nefes alıyoruz, gülüyoruz, eÄŸleniyoruz, üzülüyoruz, dostlar ediniyoruz, çocuklar doÄŸuyor, büyüyor
Foça da.; "O" da bize karşılıksız güzellikler sunuyor. Ancak doğa, hoyratlığın, akılsızlığın, ihtirasın, ihmalin cevabını bir gün veriyor.

Çok yeÅŸillikli, çok aÄŸaçlı,az egzozlu, yayaların arabalardan daha deÄŸerli olduÄŸu, insanların Foça’yı gözü gibi koruduÄŸu günlere..


Zuhal ÖZÜGÜL




11 Eylül 2009 Cuma / 2051 okunma



"Zuhal ÖZÜGÜL" bütün yazıları için tıklayın...