Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
Sulu Çarþamba 9/9/2009 / 09.09 Kehaneti mi?
Gündeme dair yazmak bazen çok kolay gibi görünse de, aslýnda hiç de öyle deðil!
Alýn size bir kehanet; 9/9/ 2009 / 09.09
Ýkibindokuzun, dokuzuncu ayýnýn dokuzuncu gününün saat dokuzunda kýyametin kopacaðý gibi senaryolarýn yazýlýp çizildiði günümüzde herþey daha fazla kapital, daha fazla sömürü için diye düþünüyorduk bütün olup bitenler yaþanýrken!
Neleri mi?
Yapýmcýlýðýný Tim Burton'ýn üstlendiði "9" isimli animasyon filmini örnek gösterebiliriz.
"9" isimli karakter doðduðu zaman, kendini kýyamet sonrasý dünyada bulur. Tüm insanlar yok olmuþtur ve peþinde olan makinalardan kaçan diðerlerini þans eseri keþfeder. Saklanmak gereksizdir zira kaçýlacak yer yoktur. Hayatta kalmak istiyorlarsa karþý ataða geçmeli ve makinlarýn kendilerinden ne istediðini anlamalýdýr. Medeniyetin devamý sadece onlarýn elindedir filan gibi bir senaryo ve elbette ki tesadüf deðil. Filmin izlenebilirlik oranýný saðlama almak gibi bir gayret ön planda çünkü; A.B.D'de vizyon tarihi: 09.09.09'da!
Yine A.B.D. kaynaklý çýlgýnlýklar;
- 09.09.09'da evlenecek bazý þanslý müþterilerine absürd evlilik hediyeleri sunan maðazalarýn, otel ve restoran zincirlerinin basýna verdikleri ilan ve duyurular. "09.09.09'da sadece 99 cent." gibi.
- 09/09/09 tarihinin bazý karamsar kiþiler tarafýndan insan ýrkýnýn son günü olarak ilan edilmesi gibi...
- Dünyanýn baþýna gelecek olasý felaketler arasýnda Cern'in parçacýk hýzlandýrýcý deneyi sonucu oluþacak kara deliðin dünyayý yutacaðý ve insanlarýn ani bir domuz gribi salgýnýyla karþý karþýya kalacaðý gibi tahminlerin dedikodusu vs...
Ýstanbul baþta olmak üzere, tüm Türkiye'de yaþanan sellere ne buyrulur?
Þeytanýn iþi yok, vesvesenin bini bir para herkes sulu çarþambayý konuþuyor. Bir de çarþambayý sel aldý türküsü vardý! Dere yataðýna ev, yol, depo, villa, fabrika yapanlar ve onlara izin verenlerin ne suçu olabilir. Her þey Allahtan! Tema'nýn babasý Pamuk Dede Hayrettin Karaca der ki; "Dere, yataðýný asla unutmaz, yüzyýl geçse bile gün gelir hatýrlar!"
Asýl bilançosunun daha sonra ortaya çýkacaðý Trakya sel felaketinin, 2009 yýlýnýn dokuzuncu ayýnýn dokucuncu gününün dokuzuncu saatinde meydana gelmesi de kara bahtlý karamsar insanlarýn yakýþtýrmasýdýr olsa olsa!
2009'un kýyamet kehaneti böyleyse, 2012'den Allah saklaya.
"Dokuz boðum, dokuz düðüm dokuz güðüm, dokuz doðurmak, ondokuzun þifresi, dokuz kat bohçalar, Ocak dokuz, Mart dokuz"
Bütün bu olup bitenlerden kýssalanýp hisseleniyor muyuz iþte aslolan bu. Trakya'da, Karadeniz'de meydana gelen sellerin nereleri nerelerden önüne katýp denize kavuþturduðu ortada. Önemli olan bu durumlardan çýkarýlacak dersi iyi bellemek. Þöyle bir etrafýmýza bakýnmak ve kurumuþ görünen dere yataklarýmýzýn üzerinde neler var iyice gözlemek. "Aman benim evim dere yataðýnda deðil" demek de çare deðil, komþunun evi derenin önünü kesmiþse senin evini alýp götürmesi görünen en açýk gerçek.
Bakalým çevremize; Hangi derenin üzeri örtülüp dolgu maddesiyle kaplanmýþ, hangi derenin aðzýna istinat duvarlarý yapýlmýþ? Yanýbaþýnýzdan incecik akýp geçen su birikintisinin gün gelip bahçe ve bina duvarlarýnýzý yýkýp geçmeyeceðini kim garantileyebilir? Ve en önemlisi eski insanlar alivyonu bereketli ovalarý ve su havzalarýný sadece ekip biçmek için kullanmýþlar, evlerini hep yüksekçe yerlere yapmýþlar neden acaba?
Halk arasýnda gülerek dillendirilen "daðdaki araziler oðlanlara, ovadakiler kýzlara" hikayesinin altýnda yatan gerçeði gerçekten doðru algýlamýþ olabilir miyiz?
Umarýz dereler yataklarýný hatýrlamasýnlar, yoksa daðlara kaçacak zamanýmýz olmayabilir!
Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
www.ascifok.com
Gündeme dair yazmak bazen çok kolay gibi görünse de, aslýnda hiç de öyle deðil!
Alýn size bir kehanet; 9/9/ 2009 / 09.09
Ýkibindokuzun, dokuzuncu ayýnýn dokuzuncu gününün saat dokuzunda kýyametin kopacaðý gibi senaryolarýn yazýlýp çizildiði günümüzde herþey daha fazla kapital, daha fazla sömürü için diye düþünüyorduk bütün olup bitenler yaþanýrken!
Neleri mi?
Yapýmcýlýðýný Tim Burton'ýn üstlendiði "9" isimli animasyon filmini örnek gösterebiliriz.
"9" isimli karakter doðduðu zaman, kendini kýyamet sonrasý dünyada bulur. Tüm insanlar yok olmuþtur ve peþinde olan makinalardan kaçan diðerlerini þans eseri keþfeder. Saklanmak gereksizdir zira kaçýlacak yer yoktur. Hayatta kalmak istiyorlarsa karþý ataða geçmeli ve makinlarýn kendilerinden ne istediðini anlamalýdýr. Medeniyetin devamý sadece onlarýn elindedir filan gibi bir senaryo ve elbette ki tesadüf deðil. Filmin izlenebilirlik oranýný saðlama almak gibi bir gayret ön planda çünkü; A.B.D'de vizyon tarihi: 09.09.09'da!
Yine A.B.D. kaynaklý çýlgýnlýklar;
- 09.09.09'da evlenecek bazý þanslý müþterilerine absürd evlilik hediyeleri sunan maðazalarýn, otel ve restoran zincirlerinin basýna verdikleri ilan ve duyurular. "09.09.09'da sadece 99 cent." gibi.
- 09/09/09 tarihinin bazý karamsar kiþiler tarafýndan insan ýrkýnýn son günü olarak ilan edilmesi gibi...
- Dünyanýn baþýna gelecek olasý felaketler arasýnda Cern'in parçacýk hýzlandýrýcý deneyi sonucu oluþacak kara deliðin dünyayý yutacaðý ve insanlarýn ani bir domuz gribi salgýnýyla karþý karþýya kalacaðý gibi tahminlerin dedikodusu vs...
Ýstanbul baþta olmak üzere, tüm Türkiye'de yaþanan sellere ne buyrulur?
Þeytanýn iþi yok, vesvesenin bini bir para herkes sulu çarþambayý konuþuyor. Bir de çarþambayý sel aldý türküsü vardý! Dere yataðýna ev, yol, depo, villa, fabrika yapanlar ve onlara izin verenlerin ne suçu olabilir. Her þey Allahtan! Tema'nýn babasý Pamuk Dede Hayrettin Karaca der ki; "Dere, yataðýný asla unutmaz, yüzyýl geçse bile gün gelir hatýrlar!"
Asýl bilançosunun daha sonra ortaya çýkacaðý Trakya sel felaketinin, 2009 yýlýnýn dokuzuncu ayýnýn dokucuncu gününün dokuzuncu saatinde meydana gelmesi de kara bahtlý karamsar insanlarýn yakýþtýrmasýdýr olsa olsa!
2009'un kýyamet kehaneti böyleyse, 2012'den Allah saklaya.
"Dokuz boðum, dokuz düðüm dokuz güðüm, dokuz doðurmak, ondokuzun þifresi, dokuz kat bohçalar, Ocak dokuz, Mart dokuz"
Bütün bu olup bitenlerden kýssalanýp hisseleniyor muyuz iþte aslolan bu. Trakya'da, Karadeniz'de meydana gelen sellerin nereleri nerelerden önüne katýp denize kavuþturduðu ortada. Önemli olan bu durumlardan çýkarýlacak dersi iyi bellemek. Þöyle bir etrafýmýza bakýnmak ve kurumuþ görünen dere yataklarýmýzýn üzerinde neler var iyice gözlemek. "Aman benim evim dere yataðýnda deðil" demek de çare deðil, komþunun evi derenin önünü kesmiþse senin evini alýp götürmesi görünen en açýk gerçek.
Bakalým çevremize; Hangi derenin üzeri örtülüp dolgu maddesiyle kaplanmýþ, hangi derenin aðzýna istinat duvarlarý yapýlmýþ? Yanýbaþýnýzdan incecik akýp geçen su birikintisinin gün gelip bahçe ve bina duvarlarýnýzý yýkýp geçmeyeceðini kim garantileyebilir? Ve en önemlisi eski insanlar alivyonu bereketli ovalarý ve su havzalarýný sadece ekip biçmek için kullanmýþlar, evlerini hep yüksekçe yerlere yapmýþlar neden acaba?
Halk arasýnda gülerek dillendirilen "daðdaki araziler oðlanlara, ovadakiler kýzlara" hikayesinin altýnda yatan gerçeði gerçekten doðru algýlamýþ olabilir miyiz?
Umarýz dereler yataklarýný hatýrlamasýnlar, yoksa daðlara kaçacak zamanýmýz olmayabilir!
Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
www.ascifok.com
"Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN" bütün yazýlarý için týklayýn...