
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Karataşını Arayan Foça
2004'ün Eylül'ünden
M.S. 2004 Üzüm yapraklarının sararma zamanı...
Gün dönümleri öncesi Güz’e, güzelleme mevsimi)
Bugünlerde, Phokaia (Eski Foça) ülkesinde bir telaÅŸtır ki sormayın. Bütün sunaklara asılan duyuruların içeriÄŸi aynen şöyle: ”Rastgele 4.Uluslararası Balıkçı ve Deniz Belgeselleri Festivali” buna ilaveten, Satraplık çığırtkanları gün boyu anons yapmaktalar boruların içinden “festivale sayın Phokaia’lılar ve misafirlerimiz davetlidir” diye...
1- 5 Eylül tarihleri arasındaki festivalin hemen ardından, 9 – 11 Eylül tarihleri arasındaki kurtuluÅŸ günü etkinlikleri boy gösterecek... Bir koÅŸuÅŸturmacadır gidiyor günlerdir, konsüller, halk meclislerinin üyeleri, köylüler ve uzak illerden gelen misafirler Phokaia kıyılarında büyük bir ÅŸenlik havası içindeler. Halk ve belediye meclisi üyeleri, dört koldan yardımlaÅŸma içinde yürütüyorlar ÅŸenlik organizasyonunu.
***
Phokaia’da yaÅŸam bütün tanrıların kutsamaları ile baÅŸlıyor her yeni güne. Gal Horozu ibiÄŸini titretince tan yerinde, bütün tavukların uykusu bitiyor kümeslerinde. Az sonra gıdaklama sesleri duyulacak ve Phokaialı güzel kızlar kahvaltılık yumurta toplayacaklar folluklardan henüz saçlarını örmeden sabah entarileri içinde...
Tapınaklarda hummalı bir hareket gözlenecek sabah ayazında, toplanmadan Phokaialılar dua için, sunakların önü ve mozaik yollar yıkanmalı. Helenler çok dikkatli bakışlarla adımlarken tapınak merdivenini, beyaz dantelalarını kirletmesinler kutsal mabedte...
***
Balık hali agorası, her sabah en taze ve en bulunmaz balıkların mezatıyla başlıyor uzun bir güne. Çevre gönüllüleri, denizi ve kıyı şeridini temiz tutabilmek için canla başla uğraşıyorlar, tüm gençler seferber olmuş Yerel Gündem 21 ile. Sualtı Araştırmaları Derneği ve Su Ürünleri Kooperatifinin kaygısı fazla, fokların ve yunusların festivale katılımını merak ediyorlar! İnsan kardeşlerine güvenmek isteyen bu canlıları ürkütmemek ve barışı korumak biraz güç gibi... Kaş yaparken göz çıkarmamayı öğrenmeye çalışan bir güzellik uzmanı gibi bütün sivil toplum örgütleri!
Phokaia’nın genç Satrapı, görevine yeni baÅŸlamış olmanın heyecan ve coÅŸkusuyla emirler veriyor saÄŸa sola. Her ÅŸey mükemmel olmalı, gelen misafirler iyi ağırlanmalı. Kybele Tapınağı ve adak havuzu iyice temizlenmeli, niÅŸler içindeki denizci fenerleri parlatılmalı dikkatlice, Küçük Deniz’in kutsal üçgeni pırıl pırıl olmalı günün her saati...
Feri keskin bakışlar fırlatan, balık gözlü kasabanın delisi suurunu üflüyor adak sunağının hemen yanında. Rivayete göre Dionysos (şarap tanrısı) görünecekmiş bugünlerde, onu tanımak isteyenler elindeki körpe asma çubuğuna dikkat etmeliymişler!
Halk tedirgin bu duyuruya, öyle ya; Dionysos’u tanımak o kadar kolay deÄŸil ki! Bakalım, genç ve yakışıklı mı, yoksa saçı sakalı kırarmış yaÅŸlı haliyle mi görünecek ÅŸarap kokulu evlerin saçak altlarında? Kim bilir, hangi bilinmeyen yörenin asma çubuÄŸunu getirecek yanında, kime nasip olacak o deÄŸerli dal parçası?
Belki de altın bir şarap kadehine akıtacak bildiği her ne varsa şarap hülasasının sırlarına dair!
Phokaia’da ev ÅŸarapları tadılıyor bugünlerde, küçük kervansarayların, asma çardaklı evlerin önünde. Deniz fenerindeki fenerci iyi bilirmiÅŸ “Foça Karası” suyunun meÅŸe fıçıdaki mayalanmış halini o tarihlerde... Tersane Koyu, geceleri bir baÅŸka uyur yorgun Ege’nin koynunda usulca ve bunu bilenlerdendir fenercisi asırlar boyu yorgunca.
Henüz bağbozumuna zaman var, asma yaprakları sararmaya yeni başladı, suyu sıkılacak üzümlerin hasadı eli kulağında. Kırmızı şarap için biraz erkenci davranmak gerek der eski bağcılar. Tadına bakacaklarımız bir önceki yılların rekolteleriymiş.
***
Birinci Mersinaki koyunda dolaÅŸan genç Fransız, amatör kamerasına takılan görüntüye inanamıyor: Apollon ve kardeÅŸi Artemis, Mersinaki’nin safran sarısı incirlerinden koparıp defne yapraklarına sarıyorlar ballarını akıtarak. Aralarında konuÅŸuyorlar, “biraz da adaçayı toplayıp dövelim karataşın gövdesinde üç vakit” belli ki ilaç yapacaklar babaları yüce Zeus için! Genç Fransız telaÅŸlanıyor ve heyecan içinde yalınayak koÅŸturuyor Phokaia (Eski Foça) meydanına...
-Eyyy Phokaia’nın saygın halkı, çabuk gelin bu tarafa karataşı bulacağız nihayet...
Kutsal karataş tanrıların elinde, gelin konuşalım tanrılarla, bize geri versinler kutsal taşımızı.
EY TANRILAR
Yolumuz var yolcumuz var,
Hastamız var, derdimiz var.
Ustamız, çömezimiz var.
Yaprağı sararan asmamız var,
Suyu sıkılacak üzümümüz var
Verin karataşımızı geri.
Kameramız, filmimiz var
Destanımız, öykümüz var
Yazarımız, şairimiz var
Siren kayalarımız var
Fokumuz var balığımız var,
Erken uyanan horozumuz var.
Griffonlu paramız da var!
Eyy tanrılar,
Verin karataşımızı geri...
(Eylül 2004 – Foça)
Kaynaklar:
- Klasik Yunan Mitolojisi, Şefik Can, İnkilap ve Aka Kitapevleri, 1970
- Ege ve Yunan Tarihi, Ord.Prof.Dr. Arif Müfid Mansel, TTK, 1971
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
"Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...
2004'ün Eylül'ünden
M.S. 2004 Üzüm yapraklarının sararma zamanı...
Gün dönümleri öncesi Güz’e, güzelleme mevsimi)
Bugünlerde, Phokaia (Eski Foça) ülkesinde bir telaÅŸtır ki sormayın. Bütün sunaklara asılan duyuruların içeriÄŸi aynen şöyle: ”Rastgele 4.Uluslararası Balıkçı ve Deniz Belgeselleri Festivali” buna ilaveten, Satraplık çığırtkanları gün boyu anons yapmaktalar boruların içinden “festivale sayın Phokaia’lılar ve misafirlerimiz davetlidir” diye...
1- 5 Eylül tarihleri arasındaki festivalin hemen ardından, 9 – 11 Eylül tarihleri arasındaki kurtuluÅŸ günü etkinlikleri boy gösterecek... Bir koÅŸuÅŸturmacadır gidiyor günlerdir, konsüller, halk meclislerinin üyeleri, köylüler ve uzak illerden gelen misafirler Phokaia kıyılarında büyük bir ÅŸenlik havası içindeler. Halk ve belediye meclisi üyeleri, dört koldan yardımlaÅŸma içinde yürütüyorlar ÅŸenlik organizasyonunu.
***
Phokaia’da yaÅŸam bütün tanrıların kutsamaları ile baÅŸlıyor her yeni güne. Gal Horozu ibiÄŸini titretince tan yerinde, bütün tavukların uykusu bitiyor kümeslerinde. Az sonra gıdaklama sesleri duyulacak ve Phokaialı güzel kızlar kahvaltılık yumurta toplayacaklar folluklardan henüz saçlarını örmeden sabah entarileri içinde...
Tapınaklarda hummalı bir hareket gözlenecek sabah ayazında, toplanmadan Phokaialılar dua için, sunakların önü ve mozaik yollar yıkanmalı. Helenler çok dikkatli bakışlarla adımlarken tapınak merdivenini, beyaz dantelalarını kirletmesinler kutsal mabedte...
***
Balık hali agorası, her sabah en taze ve en bulunmaz balıkların mezatıyla başlıyor uzun bir güne. Çevre gönüllüleri, denizi ve kıyı şeridini temiz tutabilmek için canla başla uğraşıyorlar, tüm gençler seferber olmuş Yerel Gündem 21 ile. Sualtı Araştırmaları Derneği ve Su Ürünleri Kooperatifinin kaygısı fazla, fokların ve yunusların festivale katılımını merak ediyorlar! İnsan kardeşlerine güvenmek isteyen bu canlıları ürkütmemek ve barışı korumak biraz güç gibi... Kaş yaparken göz çıkarmamayı öğrenmeye çalışan bir güzellik uzmanı gibi bütün sivil toplum örgütleri!
Phokaia’nın genç Satrapı, görevine yeni baÅŸlamış olmanın heyecan ve coÅŸkusuyla emirler veriyor saÄŸa sola. Her ÅŸey mükemmel olmalı, gelen misafirler iyi ağırlanmalı. Kybele Tapınağı ve adak havuzu iyice temizlenmeli, niÅŸler içindeki denizci fenerleri parlatılmalı dikkatlice, Küçük Deniz’in kutsal üçgeni pırıl pırıl olmalı günün her saati...
Feri keskin bakışlar fırlatan, balık gözlü kasabanın delisi suurunu üflüyor adak sunağının hemen yanında. Rivayete göre Dionysos (şarap tanrısı) görünecekmiş bugünlerde, onu tanımak isteyenler elindeki körpe asma çubuğuna dikkat etmeliymişler!
Halk tedirgin bu duyuruya, öyle ya; Dionysos’u tanımak o kadar kolay deÄŸil ki! Bakalım, genç ve yakışıklı mı, yoksa saçı sakalı kırarmış yaÅŸlı haliyle mi görünecek ÅŸarap kokulu evlerin saçak altlarında? Kim bilir, hangi bilinmeyen yörenin asma çubuÄŸunu getirecek yanında, kime nasip olacak o deÄŸerli dal parçası?
Belki de altın bir şarap kadehine akıtacak bildiği her ne varsa şarap hülasasının sırlarına dair!
Phokaia’da ev ÅŸarapları tadılıyor bugünlerde, küçük kervansarayların, asma çardaklı evlerin önünde. Deniz fenerindeki fenerci iyi bilirmiÅŸ “Foça Karası” suyunun meÅŸe fıçıdaki mayalanmış halini o tarihlerde... Tersane Koyu, geceleri bir baÅŸka uyur yorgun Ege’nin koynunda usulca ve bunu bilenlerdendir fenercisi asırlar boyu yorgunca.
Henüz bağbozumuna zaman var, asma yaprakları sararmaya yeni başladı, suyu sıkılacak üzümlerin hasadı eli kulağında. Kırmızı şarap için biraz erkenci davranmak gerek der eski bağcılar. Tadına bakacaklarımız bir önceki yılların rekolteleriymiş.
***
Birinci Mersinaki koyunda dolaÅŸan genç Fransız, amatör kamerasına takılan görüntüye inanamıyor: Apollon ve kardeÅŸi Artemis, Mersinaki’nin safran sarısı incirlerinden koparıp defne yapraklarına sarıyorlar ballarını akıtarak. Aralarında konuÅŸuyorlar, “biraz da adaçayı toplayıp dövelim karataşın gövdesinde üç vakit” belli ki ilaç yapacaklar babaları yüce Zeus için! Genç Fransız telaÅŸlanıyor ve heyecan içinde yalınayak koÅŸturuyor Phokaia (Eski Foça) meydanına...
-Eyyy Phokaia’nın saygın halkı, çabuk gelin bu tarafa karataşı bulacağız nihayet...
Kutsal karataş tanrıların elinde, gelin konuşalım tanrılarla, bize geri versinler kutsal taşımızı.
EY TANRILAR
Yolumuz var yolcumuz var,
Hastamız var, derdimiz var.
Ustamız, çömezimiz var.
Yaprağı sararan asmamız var,
Suyu sıkılacak üzümümüz var
Verin karataşımızı geri.
Kameramız, filmimiz var
Destanımız, öykümüz var
Yazarımız, şairimiz var
Siren kayalarımız var
Fokumuz var balığımız var,
Erken uyanan horozumuz var.
Griffonlu paramız da var!
Eyy tanrılar,
Verin karataşımızı geri...
(Eylül 2004 – Foça)
Kaynaklar:
- Klasik Yunan Mitolojisi, Şefik Can, İnkilap ve Aka Kitapevleri, 1970
- Ege ve Yunan Tarihi, Ord.Prof.Dr. Arif Müfid Mansel, TTK, 1971
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
"Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...