HASAN DAÐI / Ersince
Ersince

Ersince

HASAN DAÐI



Yýllar önce bir gurupla Kapadokya'ya geziye gitmiþtim. Gitmeden önce bölge hakkýnda biraz bilgi edindim. O yýllar seyahat çantanýzda ne olmalý, nerede konaklamalý, nerede yürümeli, ne yenmeli gibi moda önerilere kulak asmýþtým. Havalý bir seyahat olmalý, eþe dosta anlatmalýydým. Dizisini hiç izlememiþ olsam da Asmalý Konaðý bulup önünde fotoðraf çektirmeliydim. Asmalý Konak dizisinin patladýðý, oturduðu yerden garibanlarýn bile rol kaptýðý dönemde ben muhtemelen Bindokuzyüzseksendört, Hayvan Çiftliði gibi kitaplarý okuyup okuyup kederlere gark oluyordum.

Gece yolculuðu yaptýk. Kula'da hava deðiþti. Otobüslerin týs týs yanaþtýðý dinlenme tesisine, muavinin yarýsýný yutup yarýsýný da kendimizin tahmin ettiðimiz sözleriyle dinlenme tesisine girdik. Hediyelik eþyalarýn, ahþaptan dev tespihlerin, oyuncak ayýlarýn, yöresel gýdalarýn, dünden kalan askýda gazetelerin, self servis yapan uzun yemek tezgahlarýnýn, Yunus'un kötü yapýlmýþ resminin altýna yazýlmýþ. "Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi" yazan þelaleli duvarý da dönünce oklar bizi WC’ye ulaþtýrdý. Çýkýþta peçetemizi kolonyamýzý alýp rahatladýk ve açýldýk. Þirketten þýngýr þýngýr çaylarýmýzý da içip tekrar yola koyulduk. Uyuya sallana Kapadokya'ya vardýk. Allahýmm masal dünyasý... Fotoðraflarýný çok görmüþtüm ama gerçeði baþka bir þeymiþ. Akþama kadar peribacalarýný, Ürgüp ve Göreme'yi gezdik. Çamurdan testiler yaptýk, toprak güveçler aldýk. Asmalý konaða da gittim elbette. Konak önünde kadýnlar sürme çekiyorlardý. Niye ki diye merak ettim. Meðer konak kýzlarý sürmesiz olmazmýþ. Eh biz de sürmelenelim öyleyse deyip, ben de çektirdim. Yeraltý þehri, Rumlardan kalan kiliseler, þarap evleri neyi meþhursa girip çýktýk. Akþam Güzelyurt diye adýný ilk duyduðum bir yerde kalacaðýz dediler. Gide gide bir masal þehrine vardýk. Daracýk sokaklar labirent gibi, üst üste evler, konaklar, tam bir þaþkýnlýk halindeyim... Yeni restore edilmiþ, içi modern dýþý çok eski görünümlü bir mini otele yerleþtik. Akþamýn alacakaranlýðýnda bir uçurumun baþýndayým. Çukurda da evler var. Þehir öyle kurulmuþ. Iþýklar yanýnca, aþaðýdaki evler beliriyor yavaþ yavaþ. Karþýda Hasan Daðý yükseliyor.

Büyülü bir gece baþlýyor. Hemen sokaða çýktým. Dar sokaklarda dolaþýrken, evinin önünde oturan yaþlý bir amcaya selam verdim. Buyur etti oturdum. Uzun boylu mavi gözlü ýþýklý biri. Üstü baþý dökülüyor ama muhabbet çok iyi gidiyor. Ýzmirli olduðumu söyleyince gençliðinde Urla'da çalýþtýðýný, duvar ustasý olduðunu söyledi. Hatta Necati Cumalý'nýn evini yaptým dedi. Cumalý'yla kahvede otururken tanýþmýþ. Necati Cumalý o mavi gözlerdeki ýþýðý görmüþ olmalý ki, kitap okur musun diye sormuþ. O da okumayý çok sevdiðini söylemiþ. Necati Cumalý okudun mu hiç diye sormuþ, adam okudum tabii deyince iþte o yazar benim demiþ. Öyle bir tanýþýklýðý ve dostluðu olmuþ Cumalý'yla. Bana bir dakka bekle deyip eve girip bir kitapla döndü. Yýlmaz Güney'in "Saðmalcýlar Mektubu" kitabýydý getirdiði. Bak, bunu Yýlmaz bana özel olarak imzalayýp gönderdi dedi. Yýlmaz Güney asker arkadaþýymýþ. Sohbet bitmiyor, ben kalktým. Gene gel dedi. Otele döndüm, yemekten sonra davete uyup, bir arkadaþýmla Cevdet beyin evine gittik. Ev Rumlardan kalma bir konak ama yoksulluktan bakým yapýlamamýþ. Biz burada bakým yapmak istesek izin almak çok zor diyor. Restore edilip otele dönüþtürülmüþ konaklarýn sahipleri Ýstanbullu zenginlermiþ. Onlar iþlerini kolayca hallediyor ama burada yaþamak bize çok zor diyor. Karýsý ve kýzý bize önce çay ikram etti sonra da kendi ürünleri ev þarabý içtik. Cevdet bey de adap, edep, edebiyat siyaset her þey var. Tam bir Orta Anadolu abdalý... Bana Güzelyurt'un kitabýný hediye etti. Muhabbete doyamadan ayrýldýk. Uyku tutmadý beni. Sabah Hasan Daðý’na güneþin ilk ýþýklarýnýn vuruþunu izlemeliyim. Sonra erkenden sokaklarý dolaþacaðým. Bekledim ve o muhteþem aný gördüm. Hasan Daðý'nýn zirvesi yavaþ yavaþ göründü. Hasan Daðý þiiri geldi aklýma.

Hasan daðýnýn eteði
Çevresi güller biteði
Koçyiðit aslan yataðý
Hiç bu daðýn il oma mý

Bu þiir tahmin ettiðiniz gibi Karacaoðlan'ýn. Karþý yakayla aramýzdaki derin çukurun içindeki evler, güneþ havayý ýsýttýkça, buharlar içinde tek tek görünmeye baþlýyor. Karþý kayalar oyuk oyuk. Bazýsýnda yaþayanlar var. Dolaþýrken yakýndan gördüm, kayalar konut olarak kullanýlmýþ binlerce yýldýr. Hititlerden belki de daha eski dönemlerden günümüze kadar evler ve tapýnaklar var þehirde. Ama o gizemli hava bozulmamýþ. Kilise Camisi çok ilginçti. Kilise restore edilip camiye çevrilmiþ ve kullanýlýyor. Ne yazýk ki Güzelyurt'tan ayrýlma zamaný geldi. Ben arkaya baka baka zorla ayrýldým þehirden.

En son mübadeleyle giden Rumlarý düþündüm. Geride ne anýlar ne ahlar kalmýþtýr kim bilir. Þehirlerin kahramaný, gazisi, þanlýsý olur da ahlýsý niye olmasýn. Ah Güzelyurt niye olmasýn mesela... Kapadokya’da çekilmiþ bir fotoðrafým yok ama her þey bende kayýtlý. Ah Güzelyurt, Ah Anadolu'm.

19 Mayýs 2020 Ersince


Ersince




27 Mayýs 2020 Çarþamba / 4244 okunma



"Ersince" bütün yazýlarý için týklayýn...