
Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
Asker / Foça / Om namah shivaya
Hindistan’dan yeni döndüðüm günlerdi. Yaþamý yakalayabildiðimce asýlarak koþma zamanlarým…
Bu öyle bir koþuþ ki, pek çok þeyi ayný anda isteme arsýzlýðýna baþat bir durumu da barýndýrýyordu. Kendimi yavaþlatabilmek için ciddi çaba içindeyim o günler. Foça’daki ilk evim Küçükdeniz’de. Saytaþ Evleri’ndeki yemyeþil bahçeli evimde sabahlarý erken uyanýyorum.
Henüz birkaç gün olmuþ taþýnalý. Saytaþ Evleri, askeriye (Jandarma - komando okul komutanlýðý) ile sýnýr konumunda. Sabahlarý erken uyanýnca kuþlarýn cývýltýsýyla kendimi doðruca yemyeþil çimlerin üzerine atýp meditasyon ile yoga arasý dinginliðe býrakýyorum. Verandadan “om shanti, om namah shivaya” mantrasýnýn ezgileri geliyor hafiften. Kuþ cývýltýlarý bile ritmik dalgalar halinde yayýlýyor evrene o saatlerde. Her þey öylesine huþu dolu ki…
Foça ve huzur...
Derken, aniden silah sesleri ve yüksek perdeli erkek baðrýþmalarý kaplýyor ortalýðý. Ýrkilerek uyanýyorum o derin vecih halinden, etrafýma bakýyorum can havliyle! Yemyeþil çimler, yasemin mineleri, kadife çiçekleri, mimozalar ile tüm rahiyasýný salan zeytin ve incir aðaçlarýndan baþka bir þey yok ortalýkta!
Yanýma gelen site bahçevaný “korkma abla, askerler sabah talimi yapýyor” diyor. Þaþkýným tabi. Taa Hint illerinden yeni dönmüþüm her yaným mistisizm kokuyor, kaptýrmýþým kendimi uzak Asya rehavetine, bir huzur ki evlere þenlik. Ne bu þimdi diyorum; nereden çýktý bu asker-silah-savaþa çaðrý çýðýrtkanlýðý?
Aydýnlanma isteðimin tavan yaptýðý o günlerde askeriye ile komþu olmak bana ceza herhalde diye düþünmedim tabi! Düþünmedim de; vardýr bunda da bir hayýr diyerek içimden olmakta olana izin verdim. Tefekkür mü dersiniz, içe dönüþ mü artýk bilemem tezatlar arasýnda sýkýþýp kalmak da insana mahsus bir durum sonuçta. Hind-i Çin’i de aþýp gelsen hayata verdiðin cevaplarýn bütünüsündür nihayetinde.
Günler geçti giderek alýþtým bu duruma. Askeriye, yani erkek enerjinin savaþçý yaný ile diþi enerjinin barýþçýl ve doðurgan yaný arasýnda meditasyona oturan tombul bir guruydum artýk! Om shanti mantralarýný daha yüksek sesle zikrettikçe sanýyordum ki askerler daha az mermi atar, daha az baðýrýp savaþa özenir! Ne bileyim hissiyat iþte…
Sonra yýllar geçti, anlamlandýramadýðýmýz pek çok þeyi bugünlerde hýzlandýrýlmýþ film bobini gibi izliyorken, duydum ki askeriye ile karargâh ve tanklar þehir merkezlerinden uzaða çekilecekmiþ! Bu haber ile o ilk Foça günlerime gidiverdim. Zaten hiç anlam veremezdim, böyle güzeller güzeli cennet Foça ile asker-savaþ enerjisi nasýl baðdaþabilir, top tüfek sesleriyle nasýl iç içe yaþayabilirdi? Akýl almaz bir durumdu bu benim için. Oysa bilmez miydim ki aydýnlýðýn var olabilmesi için karanlýða da gerek vardýr. Yin Yang kuralýný yaþamýn her anýnda yaþamaya alýþmýþ olmalýydým çoktan!
Sahi, Foça’daki askeriye - jandarma da gidecek mi kent içinden? Peki, o güzelim sahil þeridi ve askeriye alanýna ne yapýlacak? Kimlere nasýl bir hizmete açýlýr acaba! Eminim pek çok kiþi bunlarý düþünmeye baþladý bile. Foça daðlarýna kazýnan aðýr savaþ tatbikatý enerjisinin izlerini zaman silebilir mi? Yaþanmýþlýklarýn hafýzasýný silmek ne kadar doðru tartýþýlýr tabi, Avrupalý her fýrsatta geçmiþinin müzesini kuruyor! Resmi ve sivil kent yöneticileri, boþalan askeriye alanlarýný halka açýk park ve bahçeler bünyesinde anlamlý bir müze ile deðerlendireceklerdir diye umuyorum.
Foça’da göz ile göremediðiniz bir enerji vorteksi vardýr. Bu adlandýrýlamayan bir derinliktir ki ancak sabahýn erken saatlerinde daha net fark edilir. Nedeni asker enerjisinin güçlü hayata tutunum dürtüsü olmasýn!
Bilir misiniz, aslýnda esrarengiz zerrecikleri yeryüzüne serpen perilerin uyanýþýyla baþlar Foça sabahlarý. O periler ki isteyen herkese görünür, isteyen herkesle birlikte sabah þarkýlarý söyler. Her askerin bir perisinin olduðu söylenmiþti bana yýllar önce.
Sabahlarý kuþlarý dinlerseniz anlayacaksýnýz.

Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
www.ascifok.com
Hindistan’dan yeni döndüðüm günlerdi. Yaþamý yakalayabildiðimce asýlarak koþma zamanlarým…
Bu öyle bir koþuþ ki, pek çok þeyi ayný anda isteme arsýzlýðýna baþat bir durumu da barýndýrýyordu. Kendimi yavaþlatabilmek için ciddi çaba içindeyim o günler. Foça’daki ilk evim Küçükdeniz’de. Saytaþ Evleri’ndeki yemyeþil bahçeli evimde sabahlarý erken uyanýyorum.
Henüz birkaç gün olmuþ taþýnalý. Saytaþ Evleri, askeriye (Jandarma - komando okul komutanlýðý) ile sýnýr konumunda. Sabahlarý erken uyanýnca kuþlarýn cývýltýsýyla kendimi doðruca yemyeþil çimlerin üzerine atýp meditasyon ile yoga arasý dinginliðe býrakýyorum. Verandadan “om shanti, om namah shivaya” mantrasýnýn ezgileri geliyor hafiften. Kuþ cývýltýlarý bile ritmik dalgalar halinde yayýlýyor evrene o saatlerde. Her þey öylesine huþu dolu ki…
Foça ve huzur...
Derken, aniden silah sesleri ve yüksek perdeli erkek baðrýþmalarý kaplýyor ortalýðý. Ýrkilerek uyanýyorum o derin vecih halinden, etrafýma bakýyorum can havliyle! Yemyeþil çimler, yasemin mineleri, kadife çiçekleri, mimozalar ile tüm rahiyasýný salan zeytin ve incir aðaçlarýndan baþka bir þey yok ortalýkta!
Yanýma gelen site bahçevaný “korkma abla, askerler sabah talimi yapýyor” diyor. Þaþkýným tabi. Taa Hint illerinden yeni dönmüþüm her yaným mistisizm kokuyor, kaptýrmýþým kendimi uzak Asya rehavetine, bir huzur ki evlere þenlik. Ne bu þimdi diyorum; nereden çýktý bu asker-silah-savaþa çaðrý çýðýrtkanlýðý?
Aydýnlanma isteðimin tavan yaptýðý o günlerde askeriye ile komþu olmak bana ceza herhalde diye düþünmedim tabi! Düþünmedim de; vardýr bunda da bir hayýr diyerek içimden olmakta olana izin verdim. Tefekkür mü dersiniz, içe dönüþ mü artýk bilemem tezatlar arasýnda sýkýþýp kalmak da insana mahsus bir durum sonuçta. Hind-i Çin’i de aþýp gelsen hayata verdiðin cevaplarýn bütünüsündür nihayetinde.
Günler geçti giderek alýþtým bu duruma. Askeriye, yani erkek enerjinin savaþçý yaný ile diþi enerjinin barýþçýl ve doðurgan yaný arasýnda meditasyona oturan tombul bir guruydum artýk! Om shanti mantralarýný daha yüksek sesle zikrettikçe sanýyordum ki askerler daha az mermi atar, daha az baðýrýp savaþa özenir! Ne bileyim hissiyat iþte…
Sonra yýllar geçti, anlamlandýramadýðýmýz pek çok þeyi bugünlerde hýzlandýrýlmýþ film bobini gibi izliyorken, duydum ki askeriye ile karargâh ve tanklar þehir merkezlerinden uzaða çekilecekmiþ! Bu haber ile o ilk Foça günlerime gidiverdim. Zaten hiç anlam veremezdim, böyle güzeller güzeli cennet Foça ile asker-savaþ enerjisi nasýl baðdaþabilir, top tüfek sesleriyle nasýl iç içe yaþayabilirdi? Akýl almaz bir durumdu bu benim için. Oysa bilmez miydim ki aydýnlýðýn var olabilmesi için karanlýða da gerek vardýr. Yin Yang kuralýný yaþamýn her anýnda yaþamaya alýþmýþ olmalýydým çoktan!
Sahi, Foça’daki askeriye - jandarma da gidecek mi kent içinden? Peki, o güzelim sahil þeridi ve askeriye alanýna ne yapýlacak? Kimlere nasýl bir hizmete açýlýr acaba! Eminim pek çok kiþi bunlarý düþünmeye baþladý bile. Foça daðlarýna kazýnan aðýr savaþ tatbikatý enerjisinin izlerini zaman silebilir mi? Yaþanmýþlýklarýn hafýzasýný silmek ne kadar doðru tartýþýlýr tabi, Avrupalý her fýrsatta geçmiþinin müzesini kuruyor! Resmi ve sivil kent yöneticileri, boþalan askeriye alanlarýný halka açýk park ve bahçeler bünyesinde anlamlý bir müze ile deðerlendireceklerdir diye umuyorum.
Foça’da göz ile göremediðiniz bir enerji vorteksi vardýr. Bu adlandýrýlamayan bir derinliktir ki ancak sabahýn erken saatlerinde daha net fark edilir. Nedeni asker enerjisinin güçlü hayata tutunum dürtüsü olmasýn!
Bilir misiniz, aslýnda esrarengiz zerrecikleri yeryüzüne serpen perilerin uyanýþýyla baþlar Foça sabahlarý. O periler ki isteyen herkese görünür, isteyen herkesle birlikte sabah þarkýlarý söyler. Her askerin bir perisinin olduðu söylenmiþti bana yýllar önce.
Sabahlarý kuþlarý dinlerseniz anlayacaksýnýz.

Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
www.ascifok.com
"Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN" bütün yazýlarý için týklayýn...