Merhaba Foça  / Arzu DİNÇER
Arzu DİNÇER

Arzu DİNÇER

Merhaba Foça 




Şu an güzel ülkemizin neresinde olursak olalım çok üşümeye başladığımız günlerdeyiz. Kar ya da yağmur hepimizi esir aldı. Ve çok üşüyenler, hiç olmazsa bir iki fotoğraf görelim, bir iki sıcak yazı okuyalım diyerek, sanalda olsa ısınmak amacıyla kendini focafoca.com sayfasında buluverdi. Evet siz! Bu satırları okurken gözünüzün ucuyla da sayfanın bir yerlerinden gözünüze takılan enfes Foça manzaraları mutlaka vardır. Ne mutlu size hem okur, hem de deniz seversiniz.

Daha biraz önce posta iÅŸlemlerim için PTT’ye uÄŸradım. Görevli hanım benimle kitaplarım üzerine konuÅŸmayı pek sever. Bu sefer yeni yıldan ne bekliyorsunuz diye sordu. Gözlerinin ta içine bakarak “umutluyum” dedim. Bana “siz polyannacılık oynuyorsunuz, çözdüm ben sizi” dedi. Hafifçe gülümsedim zira pası çoktan almıştım, “Elbette birileri kötüyü oynuyorsa birilerinin de iyiyi oynaması gerekiyor onlara inat” dediÄŸimde elindeki kalemi bıraktı ve bana gülümseyerek baktı. “Bunu hiç düşünmemiÅŸtim. Kötü oyunculara karşı iyiyi oynamak” “Evet, düşünsenize çevrenizde her birey sizin hissettiklerinizi ölçeÄŸi deÄŸiÅŸerek de olsa hissediyor. Ve siz de bunu körüklerseniz, tüm insanlar mutsuz olur, iÅŸte o zaman güneÅŸi yitiririz ve çok üşürüz sonra” dedim.

Yüreklerimiz üşümesin dostlarım. Ellerimiz üşür, sarılırız 100 gr’lık bir kestane kese kâğıdına ısınırız. Bulamadık mı onu (paramız olmayabilir) bir sokak hayvanının başını okÅŸarız, hem o hem siz ısınırsınız. Yürekler buz tutmadıkça bir yolu mutlaka bulunur bu ısınmaların.

Söze baÅŸlamışken hazırda siz okuyorken “Yeni Yılınız Kutlu Olsun”, dilekleriniz bugünlerde yaÄŸan kar gibi yaÄŸmur gibi bir bir size gerçekleÅŸerek geri döner inÅŸallah.

Tamam, yeni yıl mesajımı da araya sıkıştırıverdim. Lakin bu konuyu burada kesecek değilim. Zira size bu satırları yazmayı planlarken ren geyiklerini önüne katmış hala dünyanın üstünde dolaşıyordu Noel baba.



Öyle bir günlük mesai ile olmaz bu iÅŸler ne de olsa. Kiminin eve, kiminin evi yenilemeye kiminin evin içindekilerinin yenilenmesine ihtiyacı var. Öyle bir lokma bir hırka kafası yok artık günümüzde. Çocuklar derseniz sallanan atlar yerine teknolojinin son nimetlerini ellerinde olsalar kendilerine anında ışınlanmasını istiyorlar. Ah be sevgili Noel ne çektin bu insanlardan. Hiç dur durakları yok. Üstelik günün fenerini söndürürlerken de yakarlarken de hep bir istem hep bir umut peÅŸinde Evren’e mesajlarını makineli tüfek misali gönderip duruyorlar. Hangi birine yetiÅŸebileceksin bilmiyorum ama sen adalet terazisinin ayarını lütfen iyi yap. Zira bu dileklerin en anlamlıları senden hala su geçirmeyen pabuç, önüne konacak bir tas çorba isteyenlerden oluÅŸuyor.



Evet evlerimizin önüne sokak dostlarımız için su ve bir kap mama bırakalım, ama yaşadığımız yerleşkede bizim artık kullanmaktan vazgeçtiğimiz kıyafetlerimizi, ev eşyalarımızı da lütfen iki ayaklı ama hiç tanışmadığımız dostlarımızla da paylaşalım olur mu? Askıda ekmek, makarna vs de bırakalım müsait olan bir yerlere. Hayat bu, kimin? ne için askıdan, ne dileyeceği, hiç belli olmaz. Yeter ki vicdanlarımızı askıda bırakmayalım.

Böylece Noel babanın işini de hafifletmiş oluruz belki de kim bilir?

Yüreğiniz doğa ve yaşam sevgisi ile daima sıcak kalsın dostlarım.

Sevgilerimle


Arzu DİNÇER

arzudincer0@gmail.com



18 Ocak 2016 Pazartesi / 2805 okunma



"Arzu DİNÇER" bütün yazıları için tıklayın...