Ahmet Zeki YEŞİL
GAME OF KOALİSYON
Davut, yanında adamları olduÄŸu halde Kemal’le görüşmeye gider. Ancak görüşmeye sivil plakalı bir araçla gittiÄŸi için kimse tanıyamaz. “Levent Kırca lan bu…” diyenler olur. Kemal, Davut’un burnuna ve kulaklarına parmağını sokar. Ancak o zaman ikna olur. Davut, yanında getirdiÄŸi simitleri kendisini karşılayan Kemalgillerin bileklerine altın bilezik gibi tek tek geçirir. Kameralar, simit takı merasimini hatıra olsun diye kayda alır. Ardından usulca görüşmeye geçilir. Görüşme, çok sıcak bir ortamda geçer. O kadar sıcak ki, herkes üzerinde ne varsa çıkartır. Åžeffaf bir görüşme olur yani. Taraflar birbirlerine, “İçiniz dışınızdan güzelmiÅŸ” deyip gülümser. Ayrıca niyet beyanında bulunmak amacıyla birbirlerinin kulaklarına, “Valla kötü bi niyetim yok, kendini rahat bırak” ÅŸeklinde fısıldar. Toplantı sonunda, Kemal’in adamlarından Halûk, al kınalı koçlar gibi bir açıklama yapar. İç gıcıklayıcı bir ses tonuyla, “Çok soru sormayın, bu bir ön görüşmedir” der. O anda, bir gazeteci çıkar ve “Nasıl yani, ön seviÅŸme gibi mi?” diye sorar. Herkes, bu soruyu soran gazeteciyi ayıplar. Soruyu duymamış gibi davranan Koç, her iki taraftan irtibat noktası olarak belirlenen kiÅŸilerin birbirleriyle temas halinde olacağını, temastan önce ve sonra ellerin yıkanacağını belirtir. Bu kez, bir baÅŸka gazeteci, “Benim bildiÄŸim irtibat noktaları sabittir. Bu noktalar nasıl temas edecek?” diye sorar. Bu soru da yanıtsız kalır. Ancak, “Güven tesisi nolcak?" sorusu yanıtsız kalmaz. Yanıt şöyledir: "O tesisatçıların iÅŸi.”
Davut, “Bu iÅŸ, devletin iÅŸi” der ve adamlarını yanına alıp, Devlet ile görüşmeye gider. Ancak giderken, püskevit almayı unutur. Püskevitsiz görüşme, 1 saat 44 dakika sürer. Neden 1 saat 45 dakika deÄŸil de, 1 saat 44 dakika? İşte bu soru kafalara takılır. Adının açıklanmasını istemeyen Devletgillerden biri sorunun yanıtını aÄŸzından kaçırır. “45 rakamı, 45 gün sonra seçim olacak anlamına geliyor. O anlama gelmesin de, ne anlama gelirse gelsin” der. Sonra da, ‘Seninle Bir Dakika’ ÅŸarkısını dinler. Görüşmenin bitiminde konuÅŸan Davut, “Hükümet kurma çalışmaları baÄŸlamında bizim çizdiÄŸimiz tablo çok beÄŸenilince, onu duvarımıza astık. Partilerle eÅŸit mesafeyi muhafaza ediyoruz. Aramızda en az 5 metre olacak” ifadelerini kullanır. Devlet ise, “Kemal’e simit, hani bana püskevit? Alacağın olsun Amet. Hükümetler portatif olmalı. İstenildiÄŸi zaman kurulmalı, istenildiÄŸi zaman bozulmalı. Temini, taahhüt, hassasiyetle muhtemel koalisyon ifa edecek istikrar ve mutabakatla vakit kaybetmeksizin saÄŸlansın. TOKİ, üç partili bir koalisyon hükümetini derhal inÅŸa etsin” ÅŸeklinde konuÅŸur ama söylenenlerden kimse biÅŸey anlamaz.
Davut, adamlarını yanına alır ve görüşmek amacıyla bu kez Selo’ya gider. Selogiller, sıcak bir karşılama olsun diye yanlarında UFO bulundurmaktadır. Görüşme 1 saat 58 dakika sürer. Selo, Davut’a, “Abi 2 dakka daha kalsadınız, iki saat görüşmüş olacaktık” der. Davut, “Koalisyonla ilgili görüşlerimi yarı yarıya paylaÅŸtım. Fazlası varsa halali hoÅŸ olsun. Daha ne istiyorsun? Görüşmeye devam edersek yeriz içeriz, sonra göbek yaparız” ÅŸeklinde yanıt verir. Görüşme sonrası ilk açıklamayı Selo’nun arkadaşı Sırrı yapar. Sırrı, şöyle der: “Gördüğünüz mütevazi salonda oynayıp, zıplayamadık. Kusurumuza bakmayın. Çünkü görüşme yapacak baÅŸka yerimiz yok, olan da çok dar.”
Davut, “Bayram geldi, ilgilenmezsek ayıp olur. Koalisyon biraz beklesin” der. Herkes, Davut’a hak verir ve Bayram’ın gönlünü hoÅŸ tutmak için koÅŸuÅŸtururlar. Bayram’la birlikte kurabiye yerler, çay içerler. Åžakalaşırlar. Sonra kahve içip fal bakarlar. Falda, üç vadeye kadar seçim çıkar. Kimi üç ay der, kimi üç yıl. Bu sırada vatandaÅŸlar, kapıda bekler durur. Sonra dışarıdan biri seslenir: “IŞİD’i iÅŸittiniz mi?”
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...
Davut, yanında adamları olduÄŸu halde Kemal’le görüşmeye gider. Ancak görüşmeye sivil plakalı bir araçla gittiÄŸi için kimse tanıyamaz. “Levent Kırca lan bu…” diyenler olur. Kemal, Davut’un burnuna ve kulaklarına parmağını sokar. Ancak o zaman ikna olur. Davut, yanında getirdiÄŸi simitleri kendisini karşılayan Kemalgillerin bileklerine altın bilezik gibi tek tek geçirir. Kameralar, simit takı merasimini hatıra olsun diye kayda alır. Ardından usulca görüşmeye geçilir. Görüşme, çok sıcak bir ortamda geçer. O kadar sıcak ki, herkes üzerinde ne varsa çıkartır. Åžeffaf bir görüşme olur yani. Taraflar birbirlerine, “İçiniz dışınızdan güzelmiÅŸ” deyip gülümser. Ayrıca niyet beyanında bulunmak amacıyla birbirlerinin kulaklarına, “Valla kötü bi niyetim yok, kendini rahat bırak” ÅŸeklinde fısıldar. Toplantı sonunda, Kemal’in adamlarından Halûk, al kınalı koçlar gibi bir açıklama yapar. İç gıcıklayıcı bir ses tonuyla, “Çok soru sormayın, bu bir ön görüşmedir” der. O anda, bir gazeteci çıkar ve “Nasıl yani, ön seviÅŸme gibi mi?” diye sorar. Herkes, bu soruyu soran gazeteciyi ayıplar. Soruyu duymamış gibi davranan Koç, her iki taraftan irtibat noktası olarak belirlenen kiÅŸilerin birbirleriyle temas halinde olacağını, temastan önce ve sonra ellerin yıkanacağını belirtir. Bu kez, bir baÅŸka gazeteci, “Benim bildiÄŸim irtibat noktaları sabittir. Bu noktalar nasıl temas edecek?” diye sorar. Bu soru da yanıtsız kalır. Ancak, “Güven tesisi nolcak?" sorusu yanıtsız kalmaz. Yanıt şöyledir: "O tesisatçıların iÅŸi.”
Davut, “Bu iÅŸ, devletin iÅŸi” der ve adamlarını yanına alıp, Devlet ile görüşmeye gider. Ancak giderken, püskevit almayı unutur. Püskevitsiz görüşme, 1 saat 44 dakika sürer. Neden 1 saat 45 dakika deÄŸil de, 1 saat 44 dakika? İşte bu soru kafalara takılır. Adının açıklanmasını istemeyen Devletgillerden biri sorunun yanıtını aÄŸzından kaçırır. “45 rakamı, 45 gün sonra seçim olacak anlamına geliyor. O anlama gelmesin de, ne anlama gelirse gelsin” der. Sonra da, ‘Seninle Bir Dakika’ ÅŸarkısını dinler. Görüşmenin bitiminde konuÅŸan Davut, “Hükümet kurma çalışmaları baÄŸlamında bizim çizdiÄŸimiz tablo çok beÄŸenilince, onu duvarımıza astık. Partilerle eÅŸit mesafeyi muhafaza ediyoruz. Aramızda en az 5 metre olacak” ifadelerini kullanır. Devlet ise, “Kemal’e simit, hani bana püskevit? Alacağın olsun Amet. Hükümetler portatif olmalı. İstenildiÄŸi zaman kurulmalı, istenildiÄŸi zaman bozulmalı. Temini, taahhüt, hassasiyetle muhtemel koalisyon ifa edecek istikrar ve mutabakatla vakit kaybetmeksizin saÄŸlansın. TOKİ, üç partili bir koalisyon hükümetini derhal inÅŸa etsin” ÅŸeklinde konuÅŸur ama söylenenlerden kimse biÅŸey anlamaz.
Davut, adamlarını yanına alır ve görüşmek amacıyla bu kez Selo’ya gider. Selogiller, sıcak bir karşılama olsun diye yanlarında UFO bulundurmaktadır. Görüşme 1 saat 58 dakika sürer. Selo, Davut’a, “Abi 2 dakka daha kalsadınız, iki saat görüşmüş olacaktık” der. Davut, “Koalisyonla ilgili görüşlerimi yarı yarıya paylaÅŸtım. Fazlası varsa halali hoÅŸ olsun. Daha ne istiyorsun? Görüşmeye devam edersek yeriz içeriz, sonra göbek yaparız” ÅŸeklinde yanıt verir. Görüşme sonrası ilk açıklamayı Selo’nun arkadaşı Sırrı yapar. Sırrı, şöyle der: “Gördüğünüz mütevazi salonda oynayıp, zıplayamadık. Kusurumuza bakmayın. Çünkü görüşme yapacak baÅŸka yerimiz yok, olan da çok dar.”
Davut, “Bayram geldi, ilgilenmezsek ayıp olur. Koalisyon biraz beklesin” der. Herkes, Davut’a hak verir ve Bayram’ın gönlünü hoÅŸ tutmak için koÅŸuÅŸtururlar. Bayram’la birlikte kurabiye yerler, çay içerler. Åžakalaşırlar. Sonra kahve içip fal bakarlar. Falda, üç vadeye kadar seçim çıkar. Kimi üç ay der, kimi üç yıl. Bu sırada vatandaÅŸlar, kapıda bekler durur. Sonra dışarıdan biri seslenir: “IŞİD’i iÅŸittiniz mi?”
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...
