
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Şişman kadınların helvası
“ÅžiÅŸman kadın sahneye çıkmadan opera perdesi kapanmaz” diye bir söz vardır ya, iÅŸte o hesap helvayı da o en son sahne alan ÅŸiÅŸman operacıya benzetirim. ÅžiÅŸman kantocu da sahneye en son çıkan olduÄŸuna göre, hadi tombul kantocularla operacılara kavurtalım helvamızı bugün! Helvaya ÅŸiÅŸman kadın muamelesi yapsam kimse küsmez deÄŸil mi?
Geleneklerimizde hep bitiÅŸin, hep sonun baÅŸlangıcıdır helva. İlla ki, yemeÄŸin sonunda gelir sofraya. YaÅŸamın sonunda, duanın sonunda, en sonunda da ölenin ardından gelir…
Ölüm giren evlerin dua mırıltıları arasında kavrulan un ya da irmik kokusu, yaşıyor olma duygusunun balyoz olup kafaya donk donk inmesidir aslında. “Bak yaşıyorsun, soluk alıyorsun hadi mutlu ol” der gibi.
Geleneksel adetlerimizin pek çoğu garip ve anlamsız gelirdi bana eskiden. Ne gereği var ki derdim; şu evde cenaze var ve bir güruh insan ha babam de babam helva kavuruyor! Üstelik yakınlarının da bir iki karıştırması için helva kepçesi elden ele dönüyor! Tuhaf ama işe yarayan adetler bunlar. İnsanın acısını hafifletiyor. Başa gelmeden bilinmiyor.
Geçen ay, ben de babacığımı sonsuzluğa uğurladım. Dünyadan göçen tüm sevdiklerimizle beraber mekânı cennet olsun.
Helvalar da kavruldu dualar da okundu babacığımın ardından. Yedi gün boyunca dualarla pek güzel izzet-i ikramlar yapıldı. Olması gereken her ne varsa her biri yerine getirildi çok şükür. Evlerimiz doldu taştı, sevenlerimiz taziyelerde bulundu.
İçimin en acıdığı anlarda, ölümün çaresizliğine en yenik düştüğüm sırada bile iç sesim hep yaşamın sıcaklığını üfürdü soluğuma. Gözümün yaşına karışan helva kokuları arasında belki tam böylesi olmasa da helva tarifini belleğime yazarken buldum kendimi! Tarifi olsa iyi, bir de her eve hilafsız giren ölümün kabullenişi adına nice dize döktürdüğümün farkına vardım! Tuhaf değil mi? Bir yanda canın ciğerin babanı saklamışsın toprağa, diğer yanda küçük yaşam işaretleri düşüyor yüreğindeki satırlara!
Hani, düşünceler kafamıza üşüşür de bir baÅŸ iÅŸaretiyle gitmelerini isteriz ya, o tür kovalamalar da yapsak düşünceler gitmiyor. Sadece yer deÄŸiÅŸtiriyor. İnsan beyni iÅŸte…
Biri çıkıp süt de koyalım diyor irmik helvasına. DiÄŸeri yarı sıvı yaÄŸ, yarı tereyağı koyduk iyi mi diye soruyor. Sesler uÄŸulduyor, odalara yayılan yaÄŸ kokularına sinen dua mırıltıları arasında yaÅŸam devam ediyor…
Helva, yine de bitişlerin tatlısı.
Yemek üzerine bol tarçınlı, fıstıklı; un ya da irmik helvası, hangisi olursa...
Babam için irmik helvası yapılmıştı o gün. ÅžiÅŸman kadınlar kavurmuÅŸtu. Birer ikiÅŸer karıştırdılar helva kepçesini tencerenin dibine aynı nakarat vurarak; sonra, pay ettiler üzerlerine bol tarçın serperek…
Öte aleme göçmüş tüm ölmüşlerimizin ruhlarına ulaÅŸsın, yaÅŸayanların da ağız tadı olup damakları ÅŸenlensin. Amin…
İşe yarayan klasik bir İRMİK HELVASI tarifi
500 gram irmik
Bir buçuk su bardağı eritilmiş tereyağı (fındık yağı ya da zeytinyağı ile karışık olabilir)
İki buçuk su bardağı tozşeker (çok tatlı seven için üç bardak)
Dört buçuk su bardağı su ( yarı su yarı süt olabilir)
25 gram dolmalık fıstık
Toz tarçın
Hazırlanışı
YaÄŸ ve irmik çelik tencerede tahta kaşıkla sürekli karıştırarak 15 – 20 dakika kadar kavrulur. Yakmamak için fıstıklar, kavurma iÅŸlemine baÅŸlandıktan beÅŸ dakika kadar sonra konur. İrmik ve fıstıkların kavrulma kokusu hissedilmeye baÅŸlandığında, diÄŸer tarafta kaynatılmış ve ılınmış (su veya süt karışımı) ÅŸerbet azar azar kavrulmakta olan irmiÄŸe ilave edilir. Bu iÅŸlem yavaşça yapılır zira, ÅŸerbete kavuÅŸan kavrulmuÅŸ irmikler ocak üzerinde sıcak kızgın buhar oluÅŸturur. Aman ha, yüzünüzü sakının ki yanmasın.
Birkaç taşım karıştırıp şerbeti çektiğini anlayınca ocağın altı kapatılır. Bu aşamada eski hanımlar helvanın üzerine birkaç kaşık da tozşeker serperler ve tencerenin kapağını kapatıp demlenmeye bırakırlar...
15 – 20 dakika demlenince bol tarçın ile servise hazırdır.
Klâsik tarif böyle… Åžimdilerde cevizli, Åžam fıstıklı, meyveli, dondurmalı ve jöleli pek çok çeÅŸitlemeye giriliyor. Zevke ve sunuma baÄŸlı.
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
“ÅžiÅŸman kadın sahneye çıkmadan opera perdesi kapanmaz” diye bir söz vardır ya, iÅŸte o hesap helvayı da o en son sahne alan ÅŸiÅŸman operacıya benzetirim. ÅžiÅŸman kantocu da sahneye en son çıkan olduÄŸuna göre, hadi tombul kantocularla operacılara kavurtalım helvamızı bugün! Helvaya ÅŸiÅŸman kadın muamelesi yapsam kimse küsmez deÄŸil mi?
Geleneklerimizde hep bitiÅŸin, hep sonun baÅŸlangıcıdır helva. İlla ki, yemeÄŸin sonunda gelir sofraya. YaÅŸamın sonunda, duanın sonunda, en sonunda da ölenin ardından gelir…
Ölüm giren evlerin dua mırıltıları arasında kavrulan un ya da irmik kokusu, yaşıyor olma duygusunun balyoz olup kafaya donk donk inmesidir aslında. “Bak yaşıyorsun, soluk alıyorsun hadi mutlu ol” der gibi.
Geleneksel adetlerimizin pek çoğu garip ve anlamsız gelirdi bana eskiden. Ne gereği var ki derdim; şu evde cenaze var ve bir güruh insan ha babam de babam helva kavuruyor! Üstelik yakınlarının da bir iki karıştırması için helva kepçesi elden ele dönüyor! Tuhaf ama işe yarayan adetler bunlar. İnsanın acısını hafifletiyor. Başa gelmeden bilinmiyor.
Geçen ay, ben de babacığımı sonsuzluğa uğurladım. Dünyadan göçen tüm sevdiklerimizle beraber mekânı cennet olsun.
Helvalar da kavruldu dualar da okundu babacığımın ardından. Yedi gün boyunca dualarla pek güzel izzet-i ikramlar yapıldı. Olması gereken her ne varsa her biri yerine getirildi çok şükür. Evlerimiz doldu taştı, sevenlerimiz taziyelerde bulundu.
İçimin en acıdığı anlarda, ölümün çaresizliğine en yenik düştüğüm sırada bile iç sesim hep yaşamın sıcaklığını üfürdü soluğuma. Gözümün yaşına karışan helva kokuları arasında belki tam böylesi olmasa da helva tarifini belleğime yazarken buldum kendimi! Tarifi olsa iyi, bir de her eve hilafsız giren ölümün kabullenişi adına nice dize döktürdüğümün farkına vardım! Tuhaf değil mi? Bir yanda canın ciğerin babanı saklamışsın toprağa, diğer yanda küçük yaşam işaretleri düşüyor yüreğindeki satırlara!
Hani, düşünceler kafamıza üşüşür de bir baÅŸ iÅŸaretiyle gitmelerini isteriz ya, o tür kovalamalar da yapsak düşünceler gitmiyor. Sadece yer deÄŸiÅŸtiriyor. İnsan beyni iÅŸte…
Biri çıkıp süt de koyalım diyor irmik helvasına. DiÄŸeri yarı sıvı yaÄŸ, yarı tereyağı koyduk iyi mi diye soruyor. Sesler uÄŸulduyor, odalara yayılan yaÄŸ kokularına sinen dua mırıltıları arasında yaÅŸam devam ediyor…
Helva, yine de bitişlerin tatlısı.
Yemek üzerine bol tarçınlı, fıstıklı; un ya da irmik helvası, hangisi olursa...
Babam için irmik helvası yapılmıştı o gün. ÅžiÅŸman kadınlar kavurmuÅŸtu. Birer ikiÅŸer karıştırdılar helva kepçesini tencerenin dibine aynı nakarat vurarak; sonra, pay ettiler üzerlerine bol tarçın serperek…
Öte aleme göçmüş tüm ölmüşlerimizin ruhlarına ulaÅŸsın, yaÅŸayanların da ağız tadı olup damakları ÅŸenlensin. Amin…

İşe yarayan klasik bir İRMİK HELVASI tarifi
500 gram irmik
Bir buçuk su bardağı eritilmiş tereyağı (fındık yağı ya da zeytinyağı ile karışık olabilir)
İki buçuk su bardağı tozşeker (çok tatlı seven için üç bardak)
Dört buçuk su bardağı su ( yarı su yarı süt olabilir)
25 gram dolmalık fıstık
Toz tarçın
Hazırlanışı
YaÄŸ ve irmik çelik tencerede tahta kaşıkla sürekli karıştırarak 15 – 20 dakika kadar kavrulur. Yakmamak için fıstıklar, kavurma iÅŸlemine baÅŸlandıktan beÅŸ dakika kadar sonra konur. İrmik ve fıstıkların kavrulma kokusu hissedilmeye baÅŸlandığında, diÄŸer tarafta kaynatılmış ve ılınmış (su veya süt karışımı) ÅŸerbet azar azar kavrulmakta olan irmiÄŸe ilave edilir. Bu iÅŸlem yavaşça yapılır zira, ÅŸerbete kavuÅŸan kavrulmuÅŸ irmikler ocak üzerinde sıcak kızgın buhar oluÅŸturur. Aman ha, yüzünüzü sakının ki yanmasın.
Birkaç taşım karıştırıp şerbeti çektiğini anlayınca ocağın altı kapatılır. Bu aşamada eski hanımlar helvanın üzerine birkaç kaşık da tozşeker serperler ve tencerenin kapağını kapatıp demlenmeye bırakırlar...
15 – 20 dakika demlenince bol tarçın ile servise hazırdır.
Klâsik tarif böyle… Åžimdilerde cevizli, Åžam fıstıklı, meyveli, dondurmalı ve jöleli pek çok çeÅŸitlemeye giriliyor. Zevke ve sunuma baÄŸlı.

Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
www.ascifok.com
"Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...