Işık Teoman
Kıymayın Karadeniz’e
“Orman denizinde yeÅŸile bulandık” diye yazmıştım 2008 yılında, Karadeniz gezisinden döndükten sonra bu sayfalarda, okumuÅŸunuzdur. “Sinop'tan baÅŸlayıp Sarp Kapısı'na kadar süren DoÄŸu Karadeniz gezisinde orman denizi içinde yüzdük, yeÅŸille iç içeydik. Özgür ortamda bir aÄŸaç olup, kök salıp yerleÅŸmek istedik bu doÄŸal güzelliklerin arasına. İzmir'den çıkıp, onlarca il, ilçe ve köyü kapsayan gezi sonunda yaklaşık beÅŸ bin kilometre yol kat ettik” diye yazmıştım. Gezi sırasında otoyol kabusundan söz etmiÅŸtim, bir de ormanın içine yapılan çok katlı yapılar canımızı sıkmıştı.

İzmir’den o gün tek başıma çıktım aracım ile yola, “yorulduÄŸum yerde kalırım” dedim. Ilgaz DaÄŸları’nda pilim bitti. Ormanın içinde salaÅŸ bir otelde konakladım. Sabah heyecanla yola koyuldum, Ayancık’ta eÅŸim AyÅŸe ile buluÅŸtuk ve Karadeniz gezimize baÅŸladık. YeÅŸil, yeÅŸil yemyeÅŸil…. Bu geziyi yaklaşık yedi yıl önce gerçekleÅŸtirmiÅŸtik. O günden bu güne, otoyolun dışında, Karadeniz’e HES’ler yapıldı, güzelim pırıl pırıl akan dereleri kuruttular, habitat yok edildi, endemik bitkileri ara ki bulasın. Onlar da yetmedi, nükleer santral yapımına soyundular. O da yetmedi denizi doldurdular havaalanı yaptılar. İhtiyaç ya. Sanki yıllardır orada yaÅŸayanlar uçakla gelip gediyor eÅŸine dostuna! Bir de okuduk ki, Rize’de deniz dolduruluyor cami yapılacak. Söyleyecek bir ÅŸey kalmadı derken gazetelerde çok küçük bir haber olarak yer alan “YeÅŸil Yol” projesini okuyunca kan beynime hücum etti. “Ayıptır, günahtır, yazıktır, kıymayın, yapmayın” dedim. Sosyal medyada paylaÅŸmaya çalıştım. Kimsenin umurunda deÄŸil.

Projeye bakın: adı “YeÅŸil Yol” neymiÅŸ efendim Karadeniz yaylalarını birbirine baÄŸlayacakmış, neymiÅŸ efendim yayla turizmine çok büyük katkıları olacakmış. Rant kafalı adamlar yaylanın ortasından 2 bin 600 kilometre uzunluÄŸunda yol geçer mi? Dünyanın hangi ülkesinde böyle aptal bir proje uygulamaya konulmuÅŸ. İnsanlar tek bir endemik bitkiyi bile korumak için takla atarken, biz Karadeniz’in doÄŸal güzelliÄŸini özel yapısını bozmak için elimizden geleni yapıyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Ayder Yaylası’ndan Kavron Yaylası’na geçerken yedi metre geniÅŸliÄŸinde geliÅŸli gidiÅŸli bir yoldan seyahat edeceksiniz! Ne güzel deÄŸil mi? YeÅŸili görmeye, doÄŸallığı yaÅŸamaya gidiyorsunuz, sizi yeÅŸilin içinde uzun ince bir yol karşılıyor! Yazıktır, gerçekten yazıktır. Birileri çıksın durdursun diyeceÄŸim ama ülke öyle bir konuma geldi ki! İtiraz edenlere öyle garip tepkiler yapılıyor ki! Ekonomi, turizm, bütçe, cari açık, enflasyon, rant, gelecek; bunlara benzer açıklamalar.

“Ben eski Karadeniz’i geri istiyorum” diye kampanya baÅŸlatmaya kalksam, ne kaldı ki geriye! Sahil otoyol oldu. Deniz doldu havaalanı yapıldı. Dereler kurudu HES’lendi. Yaylalar imara açıldı. Bir de nükleer santral tamamlandı mı! Doyamazsın tadına… Sanki tüm bunlar yetmiyormuÅŸ gibi: “YeÅŸil Yol” 2 bin 600 kilometre uzunluÄŸunda yedi metre geniÅŸliÄŸinde geliÅŸ-gidiÅŸ! Neyse ki, doÄŸal yapısı ve nemli iklimiyle orman yangınları yaÅŸanmıyor da aÄŸaçlar o bölgenin Karadeniz olduÄŸunu hatırlatıyor. Ben eski Karadeniz’i geri istiyorum. Otoyolu olmayan, tünelleri bulunmayan, dereleri gürül gürül akan! Ben Karadenizlileri geri istiyorum. Tadına doyumsuz fıkralar üreten, kentine, doÄŸasına, ormanına, yeÅŸiline ve tarihine sahip çıkan insanları istiyorum. “Yalakalık yapacağım” diye denizi doldurup cami yapan, yayla turizmi diye yeÅŸili ortadan ikiye bölen kafalara karşı çıkan direnen Karadenizlileri geri istiyorum.















































Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
“Orman denizinde yeÅŸile bulandık” diye yazmıştım 2008 yılında, Karadeniz gezisinden döndükten sonra bu sayfalarda, okumuÅŸunuzdur. “Sinop'tan baÅŸlayıp Sarp Kapısı'na kadar süren DoÄŸu Karadeniz gezisinde orman denizi içinde yüzdük, yeÅŸille iç içeydik. Özgür ortamda bir aÄŸaç olup, kök salıp yerleÅŸmek istedik bu doÄŸal güzelliklerin arasına. İzmir'den çıkıp, onlarca il, ilçe ve köyü kapsayan gezi sonunda yaklaşık beÅŸ bin kilometre yol kat ettik” diye yazmıştım. Gezi sırasında otoyol kabusundan söz etmiÅŸtim, bir de ormanın içine yapılan çok katlı yapılar canımızı sıkmıştı.

İzmir’den o gün tek başıma çıktım aracım ile yola, “yorulduÄŸum yerde kalırım” dedim. Ilgaz DaÄŸları’nda pilim bitti. Ormanın içinde salaÅŸ bir otelde konakladım. Sabah heyecanla yola koyuldum, Ayancık’ta eÅŸim AyÅŸe ile buluÅŸtuk ve Karadeniz gezimize baÅŸladık. YeÅŸil, yeÅŸil yemyeÅŸil…. Bu geziyi yaklaşık yedi yıl önce gerçekleÅŸtirmiÅŸtik. O günden bu güne, otoyolun dışında, Karadeniz’e HES’ler yapıldı, güzelim pırıl pırıl akan dereleri kuruttular, habitat yok edildi, endemik bitkileri ara ki bulasın. Onlar da yetmedi, nükleer santral yapımına soyundular. O da yetmedi denizi doldurdular havaalanı yaptılar. İhtiyaç ya. Sanki yıllardır orada yaÅŸayanlar uçakla gelip gediyor eÅŸine dostuna! Bir de okuduk ki, Rize’de deniz dolduruluyor cami yapılacak. Söyleyecek bir ÅŸey kalmadı derken gazetelerde çok küçük bir haber olarak yer alan “YeÅŸil Yol” projesini okuyunca kan beynime hücum etti. “Ayıptır, günahtır, yazıktır, kıymayın, yapmayın” dedim. Sosyal medyada paylaÅŸmaya çalıştım. Kimsenin umurunda deÄŸil.

Projeye bakın: adı “YeÅŸil Yol” neymiÅŸ efendim Karadeniz yaylalarını birbirine baÄŸlayacakmış, neymiÅŸ efendim yayla turizmine çok büyük katkıları olacakmış. Rant kafalı adamlar yaylanın ortasından 2 bin 600 kilometre uzunluÄŸunda yol geçer mi? Dünyanın hangi ülkesinde böyle aptal bir proje uygulamaya konulmuÅŸ. İnsanlar tek bir endemik bitkiyi bile korumak için takla atarken, biz Karadeniz’in doÄŸal güzelliÄŸini özel yapısını bozmak için elimizden geleni yapıyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Ayder Yaylası’ndan Kavron Yaylası’na geçerken yedi metre geniÅŸliÄŸinde geliÅŸli gidiÅŸli bir yoldan seyahat edeceksiniz! Ne güzel deÄŸil mi? YeÅŸili görmeye, doÄŸallığı yaÅŸamaya gidiyorsunuz, sizi yeÅŸilin içinde uzun ince bir yol karşılıyor! Yazıktır, gerçekten yazıktır. Birileri çıksın durdursun diyeceÄŸim ama ülke öyle bir konuma geldi ki! İtiraz edenlere öyle garip tepkiler yapılıyor ki! Ekonomi, turizm, bütçe, cari açık, enflasyon, rant, gelecek; bunlara benzer açıklamalar.

“Ben eski Karadeniz’i geri istiyorum” diye kampanya baÅŸlatmaya kalksam, ne kaldı ki geriye! Sahil otoyol oldu. Deniz doldu havaalanı yapıldı. Dereler kurudu HES’lendi. Yaylalar imara açıldı. Bir de nükleer santral tamamlandı mı! Doyamazsın tadına… Sanki tüm bunlar yetmiyormuÅŸ gibi: “YeÅŸil Yol” 2 bin 600 kilometre uzunluÄŸunda yedi metre geniÅŸliÄŸinde geliÅŸ-gidiÅŸ! Neyse ki, doÄŸal yapısı ve nemli iklimiyle orman yangınları yaÅŸanmıyor da aÄŸaçlar o bölgenin Karadeniz olduÄŸunu hatırlatıyor. Ben eski Karadeniz’i geri istiyorum. Otoyolu olmayan, tünelleri bulunmayan, dereleri gürül gürül akan! Ben Karadenizlileri geri istiyorum. Tadına doyumsuz fıkralar üreten, kentine, doÄŸasına, ormanına, yeÅŸiline ve tarihine sahip çıkan insanları istiyorum. “Yalakalık yapacağım” diye denizi doldurup cami yapan, yayla turizmi diye yeÅŸili ortadan ikiye bölen kafalara karşı çıkan direnen Karadenizlileri geri istiyorum.















































Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...
