
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Sürdürülebilir yaşam için
Günlerdir zeytin ağacına yapılan zulümle çaresiziz. Zeytinden öte bir şey yazasım yok aslında!
Soma Yırcalı zeytinine giriÅŸilmiÅŸ katliamı kınamaktan öte ne yapabiliriz diye etrafımıza bakınırken göğüs kafesimizdeki ince sızıyla içten içe kanıyoruz. Zeytin katliamına iliÅŸkin feryatları dinliyor, okuyor, yazana söyleyene minnetle şükran duyuyoruz. Onlarla aynı duyguları paylaÅŸtığımızın bir olma duygusuyla aÄŸlaşıyoruz. ÅžaÅŸkın bir çaresizlikle sahip çıkmamız gerekenlerin yok edilmesini izliyoruz. Muhtemelen sahip çıkılması gerekenin "kendi yaÅŸamımız" olduÄŸu gerçeÄŸini akılda tutarak, hatırlamaya çalışarak…
Belki de, sürdürülebilir insanca yaÅŸanabilir bir dünyanın önemine odaklanma süreci böyle böyle baÅŸladı! Kim bilir… Belki de o süreç çoktan baÅŸlamıştı da çoÄŸunluÄŸun haberi yoktu! Aramızda bazı insanlar büyük özverilerle yaÅŸamın devamlılığı üzerine ciddi kafa yoruyorlar farkında mısınız? Kim bu insanlar, neler yapıyorlar, onlara nasıl ulaşırız? Yolları nasıl birleÅŸtirir, nasıl birlik oluruz?
Armudun piÅŸip aÄŸzımızın içine düşmesine alışkın insanlar güruhu olarak, her ÅŸeyin bir “tık” ucunda birden bire açılıverdiÄŸi kolay güncellerimizden başımızı kaldırabilirsek birilerinin iÅŸe yarar ÅŸeyler yaptığını fark edebileceÄŸiz.
Bir manifestoya iliÅŸti gözüm; “Aslolan yaÅŸamın sürdürülebilirliÄŸidir... İçinde bulunduÄŸumuz mevcut durumu anlamak için bütüncül bakabilmenin, sistemleri ve sistemlerin birbiriyle etkileÅŸimini anlamanın önemli olduÄŸunu düşünüyoruz. DeÄŸiÅŸim yaratabilmek için çözüm odaklı olmanın ve çözüm üretebilmek için de yaratıcı olmanın etkili olduÄŸuna inanıyoruz.” DemiÅŸler.
Kısaca; bütüncül, etkileşimli, çözüm odaklı yaratıcılık da denilebilir. Elbette sürdürülecek olan topyekun yaşamdır. Yaşamın kendisi olandır.
Yine birileri;Bazı hikâyeler hayata bakış açınızı kökten deÄŸiÅŸtirebilir! Bazı filmler vardır izleyince önünüzde yeni bir pencere açılır... Türkiye’ye yayılan Sürdürülebilir YaÅŸam Film Festivali belgesellerinin gücünden faydalanarak sürdürülebilir bir yaÅŸam için kültürel deÄŸiÅŸime katkı vermek amacıyla izleyicilerle buluÅŸacak. DemiÅŸ. Ne güzel demiÅŸ…
Kazanlar küçük, tuzu da eksik olabilir, durma sen de bir fiske tuz atıver! Azın çoğun önemi yok. Belgesel film ile, dizi film, tiyatro ile, yiyecekler ile, müziğin, resmin, yaşam biçimin, satın aldıkların almadıkların ile, yardımlaşma ve birlik duygunla sen de sürdürülebilir bir yaşam de. İste. Yaşamın bütününü iste.
Sürdürülebilir bir dünyanın özlemini duyan bireylerin ve kuruluşların gönülden destekleri ile gerçekleşen ve bu yıl altıncısı gerçekleştirilen Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali, kolektif bir çalışma ürünü olarak kişiler üzerindeki kelebek etkisini giderek yoğunlaştırıyor. Bunu hissetmemek mümkün değil.
Dün, festivalin Çanakkale ayağına misafir olduğumda, ilk açılış gününün coşkusuyla dünyamız için umutların bitmediğini düşündüm. Sürdürülebilir yaşam soluğu için yararlı işler yapan, özveriyle didinen insanları gördüm. Hep biliyordum, hep uzaktan uzağa izliyordum lakin bu defa gözlerindeki ışığı da gördüm.
O ışık, o birlik ruhu bir daha kutsalımız zeytin aÄŸacını kökletmeyecek bunu biliyorum…
Çanakkale, Erkan Yavuz Deneysel Sanat Atölyesi’nde Sürdürülebilir YaÅŸam Film Festivali açılışındaki ÇAYEK’li üreticiler, yaÅŸamı çoÄŸaltmak ve hakkaniyetle ürettikleri yiyecekleri diÄŸerleriyle de paylaÅŸmak adına sürdürülebilir yiyeceklerini film izleyicilerine ikram ettiler.. Festival ağız tadı ile tatlanarak açılmış oldu.
Üreticilerin olabildiÄŸince kendi halinde ilaçsız ürettikleri gıdalar ile organik sertifikalı gıdaların sergilenip paylaşıldığı festival açılışında, her zamanki gibi doÄŸal ve organik sözcükleri yine kimlik arayışına girdi. Üretici-tüketici birlikteliÄŸinde “tüketici” tüketen sözcüğüne ne kadar takılıyor isem, organik sözcüğündeki belirsizliÄŸe de o kadar takıldığımı söyleyebilirim ya neyse ÅŸimdi takıntılarımızı hizaya sokma zamanı! Yeterince olumsuzluk varken bir yenisine gerek yok!
Elimizden hiçbir şey gelmiyorsa bile, gidip filmleri izleyebiliriz. İnanın insan bünyesine iyi geliyor. Ha, gidecek zamanın mı yok, onun da çaresi var işte adres bir tık ötede! Gidip topluluk ruhuyla izlemenin, senin gibi düşünenlerle bir arada olmanın hazzı özel tabi.
Tüm yurttaki Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali komitelerini, emeği geçen gönüllüleri kutluyor yüce gönüllerine selam gönderiyorum.
Dünya sürdürülebilir düşüncelerle, yaşanılır insanlarla güzel.





Nurdan ÇAKIR TEZGİN
"Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...
Günlerdir zeytin ağacına yapılan zulümle çaresiziz. Zeytinden öte bir şey yazasım yok aslında!
Soma Yırcalı zeytinine giriÅŸilmiÅŸ katliamı kınamaktan öte ne yapabiliriz diye etrafımıza bakınırken göğüs kafesimizdeki ince sızıyla içten içe kanıyoruz. Zeytin katliamına iliÅŸkin feryatları dinliyor, okuyor, yazana söyleyene minnetle şükran duyuyoruz. Onlarla aynı duyguları paylaÅŸtığımızın bir olma duygusuyla aÄŸlaşıyoruz. ÅžaÅŸkın bir çaresizlikle sahip çıkmamız gerekenlerin yok edilmesini izliyoruz. Muhtemelen sahip çıkılması gerekenin "kendi yaÅŸamımız" olduÄŸu gerçeÄŸini akılda tutarak, hatırlamaya çalışarak…
Belki de, sürdürülebilir insanca yaÅŸanabilir bir dünyanın önemine odaklanma süreci böyle böyle baÅŸladı! Kim bilir… Belki de o süreç çoktan baÅŸlamıştı da çoÄŸunluÄŸun haberi yoktu! Aramızda bazı insanlar büyük özverilerle yaÅŸamın devamlılığı üzerine ciddi kafa yoruyorlar farkında mısınız? Kim bu insanlar, neler yapıyorlar, onlara nasıl ulaşırız? Yolları nasıl birleÅŸtirir, nasıl birlik oluruz?
Armudun piÅŸip aÄŸzımızın içine düşmesine alışkın insanlar güruhu olarak, her ÅŸeyin bir “tık” ucunda birden bire açılıverdiÄŸi kolay güncellerimizden başımızı kaldırabilirsek birilerinin iÅŸe yarar ÅŸeyler yaptığını fark edebileceÄŸiz.
Bir manifestoya iliÅŸti gözüm; “Aslolan yaÅŸamın sürdürülebilirliÄŸidir... İçinde bulunduÄŸumuz mevcut durumu anlamak için bütüncül bakabilmenin, sistemleri ve sistemlerin birbiriyle etkileÅŸimini anlamanın önemli olduÄŸunu düşünüyoruz. DeÄŸiÅŸim yaratabilmek için çözüm odaklı olmanın ve çözüm üretebilmek için de yaratıcı olmanın etkili olduÄŸuna inanıyoruz.” DemiÅŸler.
Kısaca; bütüncül, etkileşimli, çözüm odaklı yaratıcılık da denilebilir. Elbette sürdürülecek olan topyekun yaşamdır. Yaşamın kendisi olandır.
Yine birileri;Bazı hikâyeler hayata bakış açınızı kökten deÄŸiÅŸtirebilir! Bazı filmler vardır izleyince önünüzde yeni bir pencere açılır... Türkiye’ye yayılan Sürdürülebilir YaÅŸam Film Festivali belgesellerinin gücünden faydalanarak sürdürülebilir bir yaÅŸam için kültürel deÄŸiÅŸime katkı vermek amacıyla izleyicilerle buluÅŸacak. DemiÅŸ. Ne güzel demiÅŸ…
Kazanlar küçük, tuzu da eksik olabilir, durma sen de bir fiske tuz atıver! Azın çoğun önemi yok. Belgesel film ile, dizi film, tiyatro ile, yiyecekler ile, müziğin, resmin, yaşam biçimin, satın aldıkların almadıkların ile, yardımlaşma ve birlik duygunla sen de sürdürülebilir bir yaşam de. İste. Yaşamın bütününü iste.
Sürdürülebilir bir dünyanın özlemini duyan bireylerin ve kuruluşların gönülden destekleri ile gerçekleşen ve bu yıl altıncısı gerçekleştirilen Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali, kolektif bir çalışma ürünü olarak kişiler üzerindeki kelebek etkisini giderek yoğunlaştırıyor. Bunu hissetmemek mümkün değil.
Dün, festivalin Çanakkale ayağına misafir olduğumda, ilk açılış gününün coşkusuyla dünyamız için umutların bitmediğini düşündüm. Sürdürülebilir yaşam soluğu için yararlı işler yapan, özveriyle didinen insanları gördüm. Hep biliyordum, hep uzaktan uzağa izliyordum lakin bu defa gözlerindeki ışığı da gördüm.
O ışık, o birlik ruhu bir daha kutsalımız zeytin aÄŸacını kökletmeyecek bunu biliyorum…
Çanakkale, Erkan Yavuz Deneysel Sanat Atölyesi’nde Sürdürülebilir YaÅŸam Film Festivali açılışındaki ÇAYEK’li üreticiler, yaÅŸamı çoÄŸaltmak ve hakkaniyetle ürettikleri yiyecekleri diÄŸerleriyle de paylaÅŸmak adına sürdürülebilir yiyeceklerini film izleyicilerine ikram ettiler.. Festival ağız tadı ile tatlanarak açılmış oldu.
Üreticilerin olabildiÄŸince kendi halinde ilaçsız ürettikleri gıdalar ile organik sertifikalı gıdaların sergilenip paylaşıldığı festival açılışında, her zamanki gibi doÄŸal ve organik sözcükleri yine kimlik arayışına girdi. Üretici-tüketici birlikteliÄŸinde “tüketici” tüketen sözcüğüne ne kadar takılıyor isem, organik sözcüğündeki belirsizliÄŸe de o kadar takıldığımı söyleyebilirim ya neyse ÅŸimdi takıntılarımızı hizaya sokma zamanı! Yeterince olumsuzluk varken bir yenisine gerek yok!
Elimizden hiçbir şey gelmiyorsa bile, gidip filmleri izleyebiliriz. İnanın insan bünyesine iyi geliyor. Ha, gidecek zamanın mı yok, onun da çaresi var işte adres bir tık ötede! Gidip topluluk ruhuyla izlemenin, senin gibi düşünenlerle bir arada olmanın hazzı özel tabi.
Tüm yurttaki Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali komitelerini, emeği geçen gönüllüleri kutluyor yüce gönüllerine selam gönderiyorum.
Dünya sürdürülebilir düşüncelerle, yaşanılır insanlarla güzel.


Nurdan ÇAKIR TEZGİN
"Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...