Phokaia sanrýlarý / Antik kentin kayýklarý / Aþçý Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
Aþçý Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGÝN

Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN

Phokaia sanrýlarý / Antik kentin kayýklarý



Sabahýn çok erkeniydi Phokaia Antik Kenti'nde.

Öyle erkendi ki, ak halat ile kara halatý bir birinden ayýrmak pek güçtü. Tan yerini ardýna alan top daðýndan bir çýðlýk yükseldi. Kimseler duymadý. Bir tek topal Ayþe, kör Gülten, çolak Emine duydu. Üçü bir olup saðýr Salih'in çýðlýklarýný topladýlar bir sepete. Çýðlýklar sel olup sepetten denize aktý. Bu olanlarý Ali kaptan gördü, o da sarhoþ Hüseyin'e gösterdi.

Hüseyin, dedikodu aðacýna astýðý aklýný alýp baþýna devþirdi ve gelenleri dizgini boþalan atlýlara benzetti! Bin atlý akýncýlarýn denizi görünce hayalet sanmalarý gibi çift görmeye baþladý bütün herkesi...

Alaca karanlýðýn baðrýnda salýnan kara kayýk hafifçe sallandý. Atlýlar birer birer atladýlar kara kayýðýn gövdesine, atlar kala kaldýlar öylece...

Sanrýlar sancýlý olur demiþ miydi Ali kaptan?

Bir sancý ki, böðür kopartan...

Kara kayýk günler önce demirlemiþti kýyýya. Kara kayýk sessiz, kara kayýk küreksiz, kara kayýk yüreksiz bir korku ile bekliyordu hayaletlerini...

Ekim 2014 / Antik kentin kayýklarý


Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN


www.ascifok.com



15 Ekim 2014 Çarþamba / 3941 okunma



"Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
" bütün yazýlarý için týklayýn...