Minecraft Sunucuları, Minecraft Survival Sunucuları, Minecraft PvP Sunucuları, Minecraft Box PvP Sunucuları, Minecraft Skyblock Sunucuları, Minecraft Towny Sunucuları

   ISSN 1308-8483

Minecraft Sunucuları, Minecraft Survival Sunucuları, Minecraft PvP Sunucuları, Minecraft Box PvP Sunucuları, Minecraft Skyblock Sunucuları, Minecraft Towny Sunucuları

Alzheimer kahve iliskisi / Doç. Dr. B. Nazan Walpoth
  Yayın Tarihi: 22.10.2013    


Alzheimer kahve iliskisi


Son yillarda yapilan arastirmalar, kahvenin Alzheimer hastaliginin önüne geçtigini ya da iyilesme sürecine katkida bulundugunu ortaya koyuyor.

“Bir fincan kahvenin kirk yil hatiri vardir” der büyüklerimiz. Osmanlinin dünyaya hediyesi: Türk kahvesi. Aktarilan bilgilere göre 2. Viyana Kusatmasi (1683) sonrasi Osmanli ordulari geri çekilirken geride çuvallar dolusu kahve birakir. Avusturyalilar, kahveyi, baslangiçta hayvan yemi zanneder. Osmanlilari taniyan Georg Kolschitzky, bu çuvallarin kendine verilmesini ister ve bunlari sermaye yaparak Viyana’da kahve içilen bir yer açar. Böylece Avusturyalilar ilk kahve ile tanisir. Anadolu’dan Avrupa’ya kahveyi ilk olarak 17. yüzyilin baslarinda Venedikli tüccarlar götürür. 18. yüzyilin ilk yillarindan itibaren kahve içimi Avrupa’da, Dünya`da yayginlasir. Kahve, kültürümüze o kadar yerlesmistir ki neredeyse her yemekten sonra tüketilir. Ayrica bendeniz gibi kahve içmeden sabah kendine gelemeyen çoktur.

Son yillarda yapilan arastirmalar, kahvenin Alzheimer hastaliginin önüne geçtigini ya da iyilesme sürecine katkida bulundugunu ortaya koyuyor.

Alzeheimer`in tam nedeni henüz bilinmezken yeni çalismalar serbest radikallerin indükledigi oksidatif stresin hastalik patogenezinde (hastalik olusumuna) etkili oldugu yönünde Kahve çekirdeklerinin 1000’in üzerinde antioksidan içerdigi düsünülürse koruyucu etkisi anlasilmakta. Hatirlatalim Kahve ayrica fitofenol (klorojenasit) acisindan da zengin.

Kahvenin uyarici etkisi sinir hücre membranlarindaki adenozin reseptörlerine baglanmasi ve adenozinin serbest kalmasi ile ilgilidir. Adenozin serbest kalinca yorgunluk azalmakta ve daha uzun uyanik kalmaktayiz. Yasanan her dekatta (10 yilda ) yaklasik % 7-10 reseptor kaybetmekteyiz bu da kahvenin beyinde uyarici etkisini azaltmakta. Ayrica çok kahve içme ile de gelen tolerans bu uyarici etkiyi azaltmaktadir.

Almanya`dan bir ekip 15 gönüllü denekte PET ile (bir nükleer tip görüntüleme teknigi) beyin görüntülemesi yapmislar, günde 4-5 fincan kahve ile beyindeki adenozin reseptörlerinin % 50 sinin bloklandigini görmüsler. En çok beyinin talamus (enformasyon alma), hipokampus (ögrenilen bilgiler, kisa zaman ve uzun zaman hafizasi) ve asosiyasyon korteksinde (beynin çesitli bölgelerinin içerik merkezinin birlesme yeri) etkisi görülmüs.

Kahvenin beyin üzerine olan etkisi ile ilgili tartisilan baska bir mekanizma ise beyindeki moleküler makaslarin kahve ile baskilandigidir. Bu moleküler makaslar yani sekretazlar amilod proteininin ön proteinini bölerek beyin için tehlikeli beta amilodin (Alzheimerin olusmasina sebep oldugu düsünülen protein) olusmasini engellerler. Kafeinin ayrica da beyindeki yangiyi baskiladigi dolayisiyla da bu yoldan da beta amilod olusumu engeledigi düsünülmekte.

Dolaysiyla son yillarda artik kahve içenler sagliklari için kötü bir sey yapmadiklarini biliyorlar.

Aslinda kahve ve Alzheimerin iliskisi Portekiz’den gelen bir arastirmada tesadüfen fark edildi. Alzheimer olan insanlarin olmayanlara göre son 20 yilda daha az kahve tükettigi gözlenmis ve bu da bu konuda yapilan arastirmalarin dogal olarak kahveye yönelmesine sebep olmustu.

2009 yilinda Finlandiya`dan gelen 21 yillik bir zaman dilimini kapsayan ve basta 2000 kisiyi dahil eden bir arastirma olan CAIDE arastirmasi (Finnish Cardiovascular Risk Factors, Aging and Dementia) yayinlandi. Buna göre denekler 1972, 1977, 1982 ve 1987 yillarinda günlük kahve içimine göre gruplandirildi ve incelendi. Günde 0-2 kahve fincani içenler, 3-5 kahve fincani ve 5’den fazla kahve fincani içenler gibi. 1998 yilinda yani 21 yil sonra hayatta kalan veya arastirmaya halen dahil olan 1409 denekte demans sikligina bakilmis. 61 hastada demans görülmüs ve bunlarin 48.nde Alzheimer saptanmis. Sonuçlara göre orta yastan itibaren düzenli kahve içen deneklerde az ya da hiç içmeyen deneklere göre daha az siklikta Demans görülmüs. En çok Demans risk azalmasi ise % 65 lik bir oranla 3-5 fincan Kahve içen grupta görülmüs (sonuç diger kofaktörler elemine edilince de degismemis).

Yeni bir çalismanin yazarlari olan Gary Aerndash ve çalisma arkadaslari (Güney Florida Üniversitesi) insanlarda bu etkinin görülebilmesi için günde alinmasi gereken kahve miktarinini 4-5 büyük fincan kahve ve ya 14 büyük fincan çay olarak hesaplamislar. Yani bu durumda günde yaklasik yarim gram kafein almak gerekli. (Çesitli içeceklerdeki oranlar 150 ml kahvenin kafein içerigi kavrulmus ve ögütülmüs kahve için 80 mg, Türk kahvesi 1 fincan 57 mg , instant kahve için 100 mg, filtre kahve 140 mg, cappuccino için 90 -100 mg , 60 ml exspresso kahve 100 mg, yesil çay 50 mg. 1 kutu kola 40 mg, enerji içecekleri 80 mg, 60 gram çikolata yaklasik 25-50 mg demleme çay 175 ml 20-110 mg)

Aerndash ve arkadaslarini deneylerinde genetigi degisitirilmis yaklasik 18-19 aylik kobaylarla (yani insanda 70 yasa denk gelen yas grubunda) çalismislar. Kobaylar arasindan unutkanlik sikayetleri belirgin olanlar özellikle seçilmis. Bir gruba normal su verilmis diger gruba ise kafeinli su verilmis. Iki aydan sonra yapilan zihinsel testlerde kafeinli su alan grup diger gruba göre çok daha basarili olmus ve hatta unutkanlik sorunu hiç olmayan kobaylar düzeyine kadar gelebilmisler. Ayrica da kafeinli su alan bu grupta beyinde Alzheimer`a sebep olan protein olan beta-amiloid miktarinda %50 kadar azalma görülebilmis. Journal of Alzheimer Diesease isimli dergide yayinlanan bu arastirma daha önceki yayinlari destekler nitelikte. Yeni olan zamaninda verilen kofein ile alzheimer semptomlarinin çikmasini geciktirmenin mümkün oldugu tartisilmis ve gösterilmistir. Dikkat edersek önceki arastirmalar önleme, geciktirme odakliyken bu son yayin tedavide kullanmaya odakli, ki bu önemli bir gelisme sayilabilir.

Kafein baska hastaliklara positif etkisi üzerine de yayinlar vardir. Mesela yangi baskilayici etkisi ile astim ve allerjilere karsi etkili. Parkinson, Karaciger hastaliklari, Safra kesesi tasi olusumu, birtakim kanserler ve diyabet tip II olan hastalara positif etkisi üzerine yayinlar var. Hipertansiyon`da kisa vadede yükselebilsede uzun vadede özellikle sigara içmeyenlerde etkisi olumludur (Murielle Bochud "Human Molecular Genetics")

Kahvenin olumsuz olan etkileri de vardir. Vücuttan su çektigi görüsü (yani idrar söktürücü etkisi) artik eskisi kadar önemsenmiyor. Kahvenin hafif bir idrar söktürücü etkisi var ama kahve ile alinan sivinin çogu vücutta kalmaktadir. Kafein fazla tüketildiginde, kalpte ritim bozukluklari olabilmektedir. Kafein, vücudun demir ve diger besinleri emmesini engelleyebiliyor, kalsiyumun idrar ile vücuttan atilmasina neden oluyor dolayisiyla osteoporoz (kemik erimesi) riskini artiriyor. Yüksek miktarda kafeinin anne karnindaki bebegin gelisimine zarari oldugu biliniyor. Uzmanlar, hamile kadinlarin kafeini tamamen kesmelerini ya da ölçülü almalarini öneriyor (günlük maksimal kafein 300 mg)

Sizi bilmem ama ben simdi mis kokulu kahvemi içecegim.


Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

nazan.walpoth@insel.ch


3610










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)