
Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
Evimizdeyiz
Dünya kan aðlarken mutluluk þarkýlarý söylemenin ayýp ve uygunsuz olduðu düsturuyla yetiþti bizim nesil...
Ýþte Aþure zamaný da geldi...
Geçen yýl yine bugünlerdi; bahçeli evimizin henüz yeni baþlayan inþaatýnýn temel harcýna, zeytin yapraklarý, buðday ve pirinç taneleri serpip, narlar patlatmýþtým. Tencereler dolusu aþureler yapýp uçan kuþa geçen yolcuya daðýtmýþtým. Her þey bereket bolluk ve saðlýk içindi!
Geçtiðimiz yýl çok þeyi deðiþtirdi yaþamýmýzda, hoþ kimin deðiþtirmemiþtir ki, dünya gezegeni neredeyse hararetten buharlaþacak bir krizle cebelleþiyor. Savaþlar, asimilasyonlar, kimyevi zehirlenmeler yetmezmiþ gibi krizin pençesindeki insanlarýn iþsizlik, yoksulluk sorunlarý giderek artýyor. Bütün bu kara tablonun içinde, bizim gibi insanlarýn kendini mutlu etme çabalarý þýmarýklýk olarak algýlanýyor olabilir mi acaba!
Bir kazan dolusu aþure yapýp eþe dosta, gelene geçene daðýtmanýn verdiði mutluluk biçimini anlatabilseydim keþke. Bu yýlki de güzeldi...
Dünya kan aðlarken mutluluk þarkýlarý söylemenin ayýp ve uygunsuz olduðu düsturuyla yetiþti bizim nesil. Oysa demediler bize; "sen þarkýlar söyle ki sesine doðru yönelsin bütün baþlar, çýrpsýn eller, ritm tutsun ayaklar, coþsun gönüller sevgiye doðru". Deselerdi keþke, söyleselerdi de bunca geç kalmasaydýk yaþama ve sevgiye...
Yine de...
Epey yaþam biriktirmiþiz heybemize. Her þeye raðmen!
Öyle çok þey sýðdý ki geçen yýla, en iyisi zamana yaymalý, belki de geçmiþ yýlýn edinimleriyle bugünü yaþarken, anlatýp paylaþmalý günü günleri. Geçmiþi yok saymadan bugünü yine hep beraber kucaklamalý sevinçle...
Kendi evimizdeyiz bu yýl... Küçük sevinçlerimiz ceplerimizde, sevgi tohumlarýmýz avucumuzda baharý bekliyoruz. Ekeceðiz zamaný gelince topraðýmýza.
Hevesle beklediðimiz bahçeli evimizi tamamladýk, hepi topu beþ altý aya sýðdý herþey ve yedi ay oldu evimizdeyiz artýk. Topraðý, taþý, konutun yapýmý ve elbette ki þirinler þirini bahçemin cahil cühela týmarýyla, evimizdeyiz nihayet...
Sebze meyvemizi kendimiz yetiþtirelim derken bir baktýk, kýrsalýn tam orta yerindeyiz, bir Rambrant tablosunun içine yerleþmiþiz de aðýr ve huzurlu adýmlarla oradan oraya salýnýyoruz sanki...
Ne anlarýz biz topraktan gübreden ve ekilecek sebze meyveden!
Karga tulumba el yordamýyla baþladýk topraðýmýzý eleyip belemeye. Okuyor, soruyor, civar komþularla yarenlikler filan derken her geçen gün doðalýn doðalý en doðal tarýmýmýza ýsýnýyoruz. Organik, natürel filan deðil, atadan dededen tabirle en fakir tarým. Ne fakiri? Ýlaç, kimyevi madde ve gübreden yoksun, zavallý kendi halinde bir tarým bu. Hatta bunun adýna Allah ne verdiyse tarýmý demek daha doðru!
Topraða yakýn yaþamanýn, ruha iyi gelen bir yaný var ki ben buna doðal antidepresan diyorum. Ýnanýn çok iyi geliyor insana. Kýrsalýn ortasýnda, yeþil denizin kucaðýnda her an yeþeren düþler kurmak heyecanlý...
Paylaþacaðým sizlerle.

Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
www.ascifok.com
Dünya kan aðlarken mutluluk þarkýlarý söylemenin ayýp ve uygunsuz olduðu düsturuyla yetiþti bizim nesil...
Ýþte Aþure zamaný da geldi...
Geçen yýl yine bugünlerdi; bahçeli evimizin henüz yeni baþlayan inþaatýnýn temel harcýna, zeytin yapraklarý, buðday ve pirinç taneleri serpip, narlar patlatmýþtým. Tencereler dolusu aþureler yapýp uçan kuþa geçen yolcuya daðýtmýþtým. Her þey bereket bolluk ve saðlýk içindi!
Geçtiðimiz yýl çok þeyi deðiþtirdi yaþamýmýzda, hoþ kimin deðiþtirmemiþtir ki, dünya gezegeni neredeyse hararetten buharlaþacak bir krizle cebelleþiyor. Savaþlar, asimilasyonlar, kimyevi zehirlenmeler yetmezmiþ gibi krizin pençesindeki insanlarýn iþsizlik, yoksulluk sorunlarý giderek artýyor. Bütün bu kara tablonun içinde, bizim gibi insanlarýn kendini mutlu etme çabalarý þýmarýklýk olarak algýlanýyor olabilir mi acaba!
Bir kazan dolusu aþure yapýp eþe dosta, gelene geçene daðýtmanýn verdiði mutluluk biçimini anlatabilseydim keþke. Bu yýlki de güzeldi...
Dünya kan aðlarken mutluluk þarkýlarý söylemenin ayýp ve uygunsuz olduðu düsturuyla yetiþti bizim nesil. Oysa demediler bize; "sen þarkýlar söyle ki sesine doðru yönelsin bütün baþlar, çýrpsýn eller, ritm tutsun ayaklar, coþsun gönüller sevgiye doðru". Deselerdi keþke, söyleselerdi de bunca geç kalmasaydýk yaþama ve sevgiye...
Yine de...
Epey yaþam biriktirmiþiz heybemize. Her þeye raðmen!
Öyle çok þey sýðdý ki geçen yýla, en iyisi zamana yaymalý, belki de geçmiþ yýlýn edinimleriyle bugünü yaþarken, anlatýp paylaþmalý günü günleri. Geçmiþi yok saymadan bugünü yine hep beraber kucaklamalý sevinçle...
Kendi evimizdeyiz bu yýl... Küçük sevinçlerimiz ceplerimizde, sevgi tohumlarýmýz avucumuzda baharý bekliyoruz. Ekeceðiz zamaný gelince topraðýmýza.
Hevesle beklediðimiz bahçeli evimizi tamamladýk, hepi topu beþ altý aya sýðdý herþey ve yedi ay oldu evimizdeyiz artýk. Topraðý, taþý, konutun yapýmý ve elbette ki þirinler þirini bahçemin cahil cühela týmarýyla, evimizdeyiz nihayet...
Sebze meyvemizi kendimiz yetiþtirelim derken bir baktýk, kýrsalýn tam orta yerindeyiz, bir Rambrant tablosunun içine yerleþmiþiz de aðýr ve huzurlu adýmlarla oradan oraya salýnýyoruz sanki...
Ne anlarýz biz topraktan gübreden ve ekilecek sebze meyveden!
Karga tulumba el yordamýyla baþladýk topraðýmýzý eleyip belemeye. Okuyor, soruyor, civar komþularla yarenlikler filan derken her geçen gün doðalýn doðalý en doðal tarýmýmýza ýsýnýyoruz. Organik, natürel filan deðil, atadan dededen tabirle en fakir tarým. Ne fakiri? Ýlaç, kimyevi madde ve gübreden yoksun, zavallý kendi halinde bir tarým bu. Hatta bunun adýna Allah ne verdiyse tarýmý demek daha doðru!
Topraða yakýn yaþamanýn, ruha iyi gelen bir yaný var ki ben buna doðal antidepresan diyorum. Ýnanýn çok iyi geliyor insana. Kýrsalýn ortasýnda, yeþil denizin kucaðýnda her an yeþeren düþler kurmak heyecanlý...
Paylaþacaðým sizlerle.

Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN
www.ascifok.com
"Aþçý Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGÝN" bütün yazýlarý için týklayýn...