SEYAHAT SANATI / Zerrin SOYSAL
Zerrin SOYSAL

Zerrin SOYSAL

SEYAHAT SANATI



Aynı isimli kitabında Alain de Botton değişik yolculuk türlerini ve büyük gezginleri kendine has üslubuyla tatlı tatlı anlatırken yatak odasında seyahat eden bir yazardan söz eder: Xavier de Maistre. Yirmi yaşındaki Fransız yazar yatak odasında bir seyahate çıkmış, gözlemlerini YATAK ODAMDA SEYAHAT isimli bir kitapta toplamıştır. Seyahatinden çok memnun dönen yazar sekiz yıl sonra bu kez aynı yatak odasını gece vakti dolaşır ve penceresinin önüne kadar gitme cesaretini de gösterir. Bu gözlemlerinden de YATAK ODAMDA GECELEYİN SEYAHAT kitabı doğar.

Zorunlu bir oda hapsi nedeniyle kırk iki gün kapalı kaldığı evinde zaman geçirmek için başlanmış bir oyunun ürünleridir her iki kitap da. Düşünmeye zamanı olan herkesin ulaşamayacağı yaratılardır kuşkusuz. Yazar kitabında, gidilen yerin öneminden çok, bakan gözün görme kapasitesine dikkati çekmeyi hedeflediğini de belirtir.

BulduÄŸu her fırsatı bir yerlere giderek geçirmiÅŸ biri olarak bir yılı aÅŸkın bir süredir kendimi yaklaşık on iki metre karelik bir odaya gönüllü olarak hapsettiÄŸimi ve üstelik de hiç sıkılmadığımı fark edince anımsadım bu bölümü… Yolculukların çeÅŸitleri konusunda farklı bir bakış açısıyla kafa yormaya baÅŸladım.

İlk yurtdışı seyahatim çok uzaklara, farklı kültürlere doÄŸruydu ÅŸans eseri. Tayland ve Endonezya. İklim, insanlar, yiyecekler, mimari … Özetle, her ÅŸeyin deÄŸiÅŸik olduÄŸu bir yaÅŸam. Bizim o yıllarda yere göğe koyamadığımız, kıymetinden koklayarak yediÄŸimiz muz orada maymun yiyeceÄŸi olarak görülüyor, kimse yüzüne bakmıyordu. İnsanlar hep gülüyor, dikkatinizi çekerim tebessüm etmiyor basbayağı gülüyor, kimse kimseyle arabaları çarpıştığında bile kavga etmiyordu. “Aptal ada insanları” dedim baÅŸtan, hor gördüm bu gülüşleri; ancak, hoÅŸuma da gittiÄŸini fark ettim. Her baktığı yerde gülen bir yüz görmek çok rahatlatıcı, hoÅŸ bir deneyimdi. Onca deÄŸiÅŸikliÄŸin içinde bana en çarpıcı gelen politika konuÅŸmadan da yaÅŸanabileceÄŸini görmemdi. BaÅŸbakanın ne dediÄŸiyle yatıp ana muhalefet liderinin son beyanatıyla kalkmaya öylesine koÅŸullanmıştım ki baÅŸka bir yaÅŸam biçimi düşünemiyordum bile. Televizyonda günün haberlerini izlemezsem, gazete okumazsam memleketin batacağını düşünüp vicdan azabı çekecek kadar naiftim o zamanlar. Medyada yer alan bilgilerin tarafsızlığından kuÅŸkulanmak aklımın ucundan geçmiyordu. Oysa hükümetin ne yaptığına kafa yormadan da pekala yaÅŸanabiliyordu ve bu yüzden ülkenin kaderi de pek deÄŸiÅŸmiyordu.

Daha bir çok izlenimi bir araya getirdikten sonra “keÅŸke mümkün olsa da herkes hiç deÄŸilse bir kez yurtdışına çıkabilse, baÅŸka yaÅŸamları görebilse” diye düşünmüştüm dönüşte. Hala da aynı kanıdayım. Farklı kültürlerle tanışmak insanı çok zenginleÅŸtiren bir deneyim. Olanağı olanlar mutlaka uzun yolculuklara çıkarak ufuklarını geniÅŸletmeli. Kendi doÄŸrularının tek geçerli doÄŸrular olmadığını, baÅŸka deÄŸerlerle de yaÅŸanabileceÄŸini gözleriyle görmeli. Farklılıklara saygıyı kendiliÄŸinden öğrenmenin en güzel yolu seyahat.

Bir yıldır yaptığımsa aydınlıklarına güvendiÄŸim rehberler eÅŸliÄŸinde iç yolculuklara çıkmak. OkuduÄŸum kitaplar sayesinde daha önce hiç görmediÄŸim daÄŸlar, ovalar, göller keÅŸfediyorum içimde. Her güne “bakalım bugün ne bulacağım” duygusuyla baÅŸlıyor ve en azından ilginç bir ayrıntı mutlaka yakalıyorum. Baktığım manzara hep aynı kalsa da bakışlarım deÄŸiÅŸiyor. Bir tek duygunun bile ne kadar çok yüzü olabildiÄŸini anladıkça ÅŸaÅŸkınlığım, keÅŸfetme merakım artıyor. Odamdaki dünyanın dışarıdakinden ne kadar daha zengin ve sürprizlerle dolu olduÄŸunu gördükçe çocuklar gibi zıplayıp el çırpmak istiyorum.Emin olun zaman zaman bunu yapıyorum da… OkuduÄŸum her kitapla baÅŸka bir dünya keÅŸfediyor, çok uzaklara gidip geliyorum. Üstelik de terliklerimi bile çıkarmadan. Ne hoÅŸ deÄŸil mi?


Zerrin SOYSAL




19 Aralık 2008 Cuma / 2617 okunma



"Zerrin SOYSAL" bütün yazıları için tıklayın...