ISSN 1308-8483
   ISSN 1308-8483
Prof.Dr. Ömer Özyiğit ile Foça Kazıları üzerine söyleşi -

   .::


Nurdan ÇAKIR TEZGİN     
  Yayın Tarihi: 3.3.2008    



Prof.Dr. Ömer Özyiğit ile Foça Kazıları üzerine söyleşi



      NÇT - Prof.Dr. Ömer Özyiğit kimdir?

      ÖÖ - Ömer Özyiğit bir Kazı Başkanı; fakat Bakanlar Kurulu Kararıyla iki kez kazısı kapatılan bir Kazı Başkanı. Çok büyük zorluklara karşın Danıştay Kararlarıyla kazılarını sürdüren kişi. Aynı zamanda Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi. Batı Anadolu’da çok sayıda kazıda görev almış bir kişi Foça’ya gelmeden önce.

      NÇT - Prof.Dr. Ömer Özyiğit Başkanlığında yapılan arkeolojik kazıların kronolojik sıralamasına değinecek olursak karşımıza nasıl bir kültür hazinesi ortaya çıkıyor?

      ÖÖ - Çok önemli sonuçlara ulaşıldı bu son dönem Phokaia antik kenti kazılarında. 1989 yılından beri başkanlığım altında sürdürülüyor bu kazılar. Foça’da ele geçen en erken malzemenin İlk Tunç Çağı’na ait olduğu anlaşıldı. İlk Tunç Çağı’na ilişkin seramiklerin varlığıyla karşılaşıldı Foça’nın güney yamaçlarında. “ İlk Yerleşim Alanı ” diye adlandırdık bu alanı. Böylece Foça’nın tarihi beş bin yıl önceye gitti birden bire. İ.Ö.III.bine ait seramikler bu çağın kanıtıydılar. Ne yazık ki bu çağın mimarlık örnekleri elimize geçmedi; çünkü onlar beton blokların altında kalmıştı 1990’lu yılların başlarında. Aynı tip İlk Tunç Çağı seramiklerine Athena Tapınağı’nın altında da rastlanıldı. Demek ki Phokaia yani Foça, ilk kez bugünkü Denizkent’in yamaçlarında kurulmuştu. Yarımada üzerinde yer alan lisenin bulunduğu alanda olmalıydı bu kentin kutsal alanları da. Yine İlk Yerleşim Alanı’nda Orta Tunç Çağı (İ.Ö.2000-1500) malzemesi ve mimarlığıyla karşılaşıyoruz. Geç Tunç Çağı’nda ise Myken yerleşimini buluyoruz. Buradan da Foça’daki yerli halkın Yunanistan’da Akhalar denilen Mykenler ile ilişkiye girdiklerini ve onların buraya gelerek yerleştiklerini ve yerli halkı etkilediklerini görüyoruz. Foça’daki en eski ev bu zamana ait. İ.Ö.14.yüzyıl. Üstelik de oval biçimde. Tüm bunlar Homeros’un İliada isimli destanında sözü edilen Troia savaşlarından önceye ait. Yaklaşık İ.Ö.15-13.yüzyıllar. Yine bu alanda gün ışığına çıkardık belki de dünyanın en eski çelik üreten işliğini (atölye). Söz konusu işlik, İ.Ö. 11.yüzyılda etkinlikte bulunmuş. Burada çok sayıda demir cürufu ele geçti. Bu işliğin üzerinde ise Ionlara ait en eski yerleşimin izlerini bulduk. Tam plan veren iki ayrı oval ev. Söz konusu evler İ.Ö.10.yüzyılın başlarından. Anadolu’da ele geçen en eski Ion yapıları bu evler.


İlk Yerleşim Alanında Ele Geçen Oval Evin Planı  


      Phokaia İ.Ö.650-546 yılları arasında en görkemli dönemini yaşamış. Bu zamana ilişkin 1992 yılında Herodotos’un sözünü ettiği ünlü surları gün ışığına çıkardık ilk kez. Surlar İ.Ö.590-580 yıllarından olmalı. Phokaia’nın ünlü Athena Tapınağı da yine bu zamandan. Yaklaşık İ.Ö.6.yüzyılın başlarında yapılmış. Bu tapınak en eski Ion tapınaklarından biri. Bu zamana ilişkin yine önemli tanrılara ait sunak yapıları ortaya çıkarıldı kanalizasyon kazıları sırasında. Ne yazık ki bunlar Sevgi Caddesinin altında kaldı. 1991 yılına kadar Phokaia’nın tiyatrosunun nerede olduğu bilinmiyordu. Bu tarihte tiyatro tarafımızdan keşfedildi ilk kez. Kazılar sonucunda bu tiyatronun Anadolu’nun en eski tiyatrosu olduğunu da anladık. İ.Ö.340-330 yıllarından. Tam da Büyük İskender zamanı. Antik kentin ortasında yaptığımız kazılar sonucunda asıl yerleşimin ana karada olduğu anlaşıldı. Oysa eski kazılar sırasında ana yerleşimin yarımada üzerinde olduğu sanılıyordu. Hellenistik ve özellikle Roma İmparatorluk dönemlerinde kentin büyük bir seramik endüstrisi merkezi durumuna geldiği anlaşıldı çanak çömleklerin yoğunluğundan. Öte yandan Roma dönemi mozaiklerini de unutmamak gerek!..


Athena Tapınağı Restitüsyonu   


      NÇT - Son dönem kazılarının yoğunlaştığı Athena Tapınağı’nın önemi nedir? Kazı çalışmalarının tamamlanarak, Athena Tapınağı’nın restore edilmesi ile Foça ve Foçalılar ne gibi kazanımlara ulaşacaktır?

      ÖÖ - Dünyadaki en eski Ion tapınaklarından biri Phokaia Athena Tapınağı. Ayrıca Ion mimarlığının kronolojisini değiştirecek nitelikte. Ion düzenine ilişkin birçok mimarlık örneklerini burada buluyoruz. Phokaia Athena Tapınağı’nın önemi bilimsel yönden oldukça büyük. Restorasyon çalışmaları başlayacak. Kazı çalışmalarının tamamlanmasından sonra. Tapınak büyük bir görsellik kazanacak Athena Tapınağı’nın bir bölümünün ayağa kaldırılmasıyla. Modern Foça yerleşimi için büyük bir önem taşıyor bu çalışmalar; çünkü bugünkü Batı Uygarlığını kuran ve en büyük Ion kentlerinden biri olan Phokaia’nın üzerinde bulunuyor Foça. Batı Anadolu’nun geçmişinin bir boyutunun, günümüze somut bir biçimde yansıması niteliğinde olacak Tapınağın bir bölümünün yerinde ayağa kaldırılması. Böylelikle birçok bilim adamı da ziyaret edecek turistlerin yanı sıra örneği dünyada tek olan bu tapınağı. Tapınağın bir bölümünün görsel bir duruma gelmesi oldukça önemli. Foça’ya turizm yönünden de büyük bir hareketlilik getireceği kuşkusuz. Assos Akropolisinin üzerindeki Athena Tapınağı’nın ayağa kaldırılmış birkaç sütunu, önemli bir yer edinmiş Türkiye’nin turizmle ilgili afişlerinde. Bu örnek Türkiye’yi dünyaya tanıtmada önemli bir rol oynuyor. Bu konuda aşağı kalmayacak Foça Athena Tapınağı da.

      Yarımadanın kuzeydoğusundaki kayalık yükselti üzerinde yer alıyordu Tanrı kadın Athena’nın tapınağı. Hem de kentin en güzel yerinde. İlk kez Ord.Prof.Dr.Ekrem Akurgal tarafından bulundu ve bu alanda kazılar, 1952’den 1970 yılına kadar sürdü aralıklarla. 1998 yılında bu kazılar tarafımızdan yeniden ele alındı. Aradan yıllar geçtikten sonra. Tapınağın arkasındaki yani batısındaki açmalar yeniden açıldı ve kazılmaya başlandı. Halen de kazılar burada sürüyor. Önemli yenilikler ortaya kondu tarafımızdan yapılan son kazılar sırasında. Tapınağın bir podiumla çevrildiği ortaya çıkarıldı. Surlarla aynı stilde olduğu görüldü bu podiumun. Büyük dikdörtgen taşlarla oluşturulmuş tümü. Tapınağın surlarla birlikte yapılmış olduğu anlaşıldı. Tüm bu duvarların stili aynı. Tapınağın yapımı sırasında oluşturulan dolgu içerisinden gelen seramikler de bu görüşü destekliyor. Tapınak ilk kez İ.Ö. 590-580 yıllarında inşa edilmişti buna göre. Ion düzeninde tüf taşından yapılmıştı. Doğuya, yani asıl kent yerleşimine bakıyordu. Podium duvarlarının çevirdiği alanın uzunluğu, doğu-batı yönünde 50 m. kadardı. Batı ve doğudaki kenarları aynı uzunlukta değildi. 35 m. uzunluktaydı batı podium duvarı. Tapınağa ait çok sayıda mimari eleman ele geçirildi Akurgal kazıları sırasında. Bunlar arasında sütun tamburları, sütun başlıkları ve üst yapı elemanları bulundu. Tapınağın özellikle ön yüzünün mimari terracottalar (pişmiş topraktan yapılmış süslemeler) ile süslenmiş olduğu anlaşıldı. Ayrıca kazılar sırasında deniz içerisinde çatı kiremitleri, stroter (düz kiremit) ve kalypter (kapama kiremidi) parçaları bulundu.

      Tapınak Roma döneminde mermerden yeniden yapıldı. Arkaik tapınağa oranla kalıntı daha az ele geçti. Bu yeni tapınak, Korinth düzeninde olmalıydı; çünkü kazılar sırasında Korinth başlığı parçaları ele geçti. Ayrıca mermerden büyük mimari bloklar, sima parçaları ve çatıya ait diğer üst yapı elemanları da son yıllarda yapılan kazılarda bulundu. Roma dönemi tapınağının sütunlarının oturduğu kireç harçlı duvar temelleri de ele geçti kazılarda. Arkaik dönem dolgusunun üzerinde yer alıyordu bu temeller. Oval bir yapının varlığı görüldü 2004 yılı kazıları sırasında. Tapınağın batısında, podium duvarlarının sınırladığı alanın içerisinde ve Arkaik tapınak dolgusunun altında. Bu yapı 2005 ve 2006 yılı kazıları sırasında ortaya çıkarıldı. Oval yapının Ionlara ait en eski tapınak olduğu anlaşıldı bu kazılar sonucunda. Erken, Orta ve Geç Tunç Çağları ile Erken Demir Çağına ait seramiklerin ele geçmiş olması oldukça ilginç Arkaik tapınağın dolgusu içerisinden gelen seramikler içerisinde. Böylelikle Athena Tapınağı’nın bulunduğu bu kayalık alan, İlk Yerleşim Alanındaki yerleşimin kronolojisine tam bir paralellik gösteriyor. Diğer bir değişle, İlk Yerleşim Alanının başlangıcından beri tapım alanı olarak kullanılmış olmalıydı Athena Tapınağının bulunduğu kayalık alan; ancak kayalık yüzeyde en eski tapım alanlarıyla ilgili mimarlık kalıntılarına rastlanılmadı; çünkü hala eski ortaokul yapısı bulunuyor üzerinde. Tapınak dolgusu içerisinde çıkan seramiklerin en geçi İ.Ö. 7.yüzyıl sonlarına ait. Yani en küçük bir seramik parçası bile bulunmadı İ.Ö.6.yüzyılın başından sonraya ait. Buna göre Arkaik dönem tapınağının İ.Ö.6.yüzyılın ilk yarısı içerisinde, hatta yüzyılın başlarında yapılmış olduğunu söyleyebiliriz.


Marsilya'nın Phokaialılar Tarafından İ.Ö.600'de Kuruluşunu Anlatan Resim  


      NÇT - Phokaia’nın dünyanın en büyük kentlerinden biri olduğunu ve Batı Dünyasına kültürel öncülük yaptığını söylüyor, hatta Batı Uygarlığını kuran medeniyet olarak tanımlıyorsunuz. Bu söylemlerinizi açar mısınız?

      ÖÖ - Batı Anadolu İ.Ö.6.yüzyılın ilk yarısında dünyada önderdi. Ionia’da bu zamanda atılmıştı Batı Uygarlığı’nın temelleri. Ionların başarısıdır pozitif ilimlerin ortaya çıkarılması. Doğa olaylarını akılcı ve özgür düşünceyle ele alarak. Bu zamanda dünyanın en büyük kentlerinden biriydi Phokaia. Çevresini kuşatan 7-8 km uzunluğundaki sur duvarlarıyla. Belki de dünyanın en büyük kentiydi. Ion deniz ticaretinin yayılmasında ve dünya deniz ticaretinin gelişmesinde önemli bir rol oynadı Phokaia’lı denizciler. Ticarette yarış ortamı yarattılar nitelikli ve ucuz ürünlerle. Ticaret alanındaki bu ilişki, kültürel anlayışı ve bilimsel düşünceyi geliştirdi. Ekonomide de büyük ilerleme sağladılar dünyaya bakış açıları değişince. Zengin oldular, bolluk ve varlık içerisinde yaşamaya başladılar. Önce Marmara ve Karadeniz’e çıktılar, daha sonra da Akdeniz’e açıldılar. Yaklaşık otuz kadar koloni kurdular. Phokaia’lılar, Mısır’daki Naukratis kenti ile ticaret yaptılar. Miletos kenti ile güçlerini birleştirerek Çanakkale Boğazı’nda Lampsakos (Lapseki), Karadeniz kıyısında Amisos (Samsun) kentlerini kurdular. Herodotos’a göre İspanya’da Andalusada’daki Tartessos’a gittiler İ.Ö.620 yılarında. Sonra Güney Fransa’da Massalia (Marsilya), İspanya’da Emporion (Ampurias), Korsika’da Alalia, İtalya’da Napoli yakınlarında Elea (Velia), Midilli’de Methymna koloni kentlerini kurdular. Phokaia’lılar, Anadolu’ya özgü Kybele tapınımını da koloni kentlerine taşıdılar, götürdükleri ticari malların yanı sıra. Massalia (Marsilya) ve Eleia (Velia, İtalya’daki bugünkü Ascea)’da yapılan kazılarda Phokaia Kybele’sinin örneklerine rastlanıldı. Yaptıkları ticarette kültürün yanı sıra zeytin, şarap, seramik ve birçok yiyecek maddesini götürdüler, oradan daha çok gümüş gibi değerli maden aldılar.


Phokaialılar Tarafından İ.Ö.580'de Kurulan Ampurias Kenti Kazılarından Bir Görünüm   


      NÇT - Bulunmalarıyla birlikte bir anda ünlü olan griffon ve at heykelleri hakkında biraz bilgi verir misiniz, neden eşsizler?

      ÖÖ - Bu tip griffon betimlemeleri, dünyada büyük bronz kazanlarda görülür. Bunların da büyüklüğü 10-20 cm arasındadır yaklaşık. Bu biçimde griffon protomunun (önden görünüş) taştan bir örneği hiçbir yerde yok hem de bu büyüklükte. Phokaia Athena Tapınağının griffon protomları 1.30 m yüksekliğindedir. Dünyada ilk kez rastlanıyor taştan yapılmış ve bu denli büyük griffon protomlarına. Bu griffonların diğer bir önemi de Phokaia’nın simgesi haline gelmesi. Phokaia sikkelerinin arka yüzlerinde genellikle griffon betimi görülür. Bu protomlar sikkelere örnek olmuş. Neden örnek oluyor Athena Tapınağı protomları? Çünkü Phokaia sikkelerinin tümünden eski! Ya da Athena Tapınağı’nın griffonları, en eski griffon protomu betimli Phokaia sikkesiyle aynı tarihten. Diğer bir değişle tapınağın griffon protomları, sikkelerde de bu tasvirin darp edilmesine ön ayak olmuş, yani esin kaynağı olarak sikkeleri etkilemiş. Böylelikle fokun yanı sıra griffon protomu Phokaia’nın sembolü olmuş, hatta onu geçmiş; çünkü Phokaia sikkelerinde görülen griffon protomlarının sayısı foklardan çok daha fazla.

      2005 yılında Athena Tapınağı’nda gerçekleştirilen kazılarda griffon ve at protom heykelleri ortaya çıkarıldı. Böylelikle Foçalılar, ilk kez tanıştılar Phokaia’nın diğer gerçek sembolleriyle. Bilindiği üzere Foça’nın adı Phokaia’dan geliyordu. Phokaia’nın adı ise fok balıklarından (Phoca). Phokaia sikkelerinde fok betimlerinin yanı sıra, griffon tasvirleri de bulunuyordu. Üstelik griffon betimli Phokaia sikkeleri, fok betimlilerden çok daha fazladır. Griffon betimlerini İ.Ö.7.yüzyılın sonlarından Roma dönemi içlerine dek Phokaia sikkelerinde görüyoruz. Elektrondan yapılmıştı en eski griffon betimli Phokaia sikkeleri. Daha sonra gümüş ve bronz örnekleri de darp edildi.

      Athena Tapınağı sektöründe gerçekleştirildi 2005 yılı Phokaia kazıları. Önemli buluntulara ve sonuçlara ulaşıldı Temmuz ayından Aralık ayına kadar sürdürülen kazı çalışmalarında. Tapınağa ilişkin önemli mimarlık buluntularının yanı sıra, griffon ve at protomlarıyla karşılaşılması oldukça ilginçti. Griffon ve at protomlarıyla süslenmişti Phokaia’nın baş tanrısı olan tanrı kadın Athena’nın tapınağı. 2005 yılı kazılarından önce griffon ve at heykellerinin Athena Tapınağı’nı süslemiş olduğu bilinmiyordu.

      Çok sayıda ele geçmişti bu griffon ve at protomları. Yan yana sıralanıyorlardı buluntu durumlarına göre. Olasılıkla bu protom heykeller tapınağın sütunlarının gerisinde, sütun aralarına rastlayan bölümde ve tapınak duvarının üst bölümüne bitişik olarak, bir griffon, bir at biçiminde dizilmişlerdi. Bu protomlar Foça’nın yerel taşı olan tüf taşından yapılmışlardı tapınak ve tapınağın diğer mimarlık elemanları gibi.

      Tapınak kentin baş tanrısı Athena’ya adanmıştı. Tapınağı çevreleyen at protomları da Athena ile ilgilidir; çünkü Athena atları eğiten ve onlara egemen olan bir tanrıça olarak bilinir aynı zamanda.

      Griffonlar mitolojik kuşlardır. Sfenks, siren ve khimeiralar gibi karışık bir yaratıktır. Bu yaratıklara eski Hellen dilinde “Gryps”, batı dillerinde de “Griffon” adı verilir. Bu yaratıklar Doğuda İ.Ö.II. binden beri bilinir. Önceleri Girit ve Mykenler İ.Ö.II. binde doğulu modellerden griffon betimini aldılar. Çok daha sonraları, İ.Ö.8. yüzyılın ilk yarısında, Ionlar Fenike alfabesini almalarından sonra, yeniden yüksek bir kültür düzeyine ulaştılar. Doğu ülkelerinin uygarlık düzeyinden yararlanacak duruma geldiler. Bu arada doğu mitolojisinin bütün karışık yaratıklarını da sürekli kopya ettiler. Doğu’dan yeniden alındı Griffon denilen mitolojik karışık yaratık da. Griffon protomu da Batı’ya Kuzey Suriye’den geldi belki de. Griffon denilen mitolojik kuş, kartal başlı, aslan gövdeli ve kanatlıdır. İnsan gövdeli betimlemelerine de rastlanır. Kulaklar at veya eşek kulağı biçimindedir. Üst çene daima kartal çenesi biçiminde yapılır. Alt çene ise, kimi zaman kartal, kimi zaman da aslan çenesi biçimindedir. Griffonların protom biçiminde yani, yalnız önden yapılmaları, çok daha sonradır ve bu motif Ionlar tarafından yukarıda söylediğimiz üzere Kuzey Suriye’den alınmıştı.

      Griffonlar, olasılıkla Athena Tapınağı’na bekçilik yapıyorlardı. Onlar Tanrıça Athena’nın babası Zeus’un da kutsal yaratıklarıydı aynı zamanda. Phokaia’nın en erken elektron sikkelerinde griffon başının görülmesi rastlantı değildir. Bu elektron sikkelerle çağdaş olan Athena Tapınağı, çepeçevre süslenmişti griffon protomlarıyla. Phokaia sikkelerindeki griffon betimleri, Athena Tapınağını çepeçevre süsleyen griffonlara çok benzer. Her ikisinde de çok açılmış gaga, hareketli ve kuvvetli bir dil, alın üzerindeki kabarık yuvarlak bölüm ve yanlarda spiral biçimindeki süslemeler ortaktır. Büyük bronz kazanlarda görülür Phokaia Athena Tapınağı’nda ele geçen bu griffon protomlarının benzerleri. Griffon protomlarının yanı sıra, boğa, siren eklentileri de görülür bu büyük kazanlarda. Yukarıda söylediğimiz gibi kazan eklentileri köken olarak genellikle Kuzey Suriye’ye bağlanır. Griffon eklentili kazanların büyük bölümü Batıda, Yunanistan’da ve İtalya’da Etruria’da ele geçti. Bu griffon protomları, özellikle Geç Hitit örneklerine büyük benzerlik gösterir. Phokaia griffonlarına benzeyen griffon protomlu kazanlar, Yunanistan’da Samos ve Olympia’da bulundu. Özellikle Olympia’da ele geçen bronz kazanın eklentileri olan griffon protomları Phokaia örneklerine çok benzerdir. Bunlar İ.Ö.7.yüzyılın ortalarına doğru tarihlenir. Tüf taşından Athena Tapınağı için yapılmış olan griffon protom heykelleri ise, bunlardan esinlenmiş olmalı. Phokaia griffonları ise, tapınakla aynı zamandan İ.Ö.6.yüzyılın başlarından olmalı bize göre.


Foça Athena Tapınağı Kazılarından Bir Görünüm   


      NÇT - Foça’da buluntuların sergileneceği bir müzeye de ihtiyaç olduğunu başta siz ve çok kişi dile getiriyor, bu konuda bir gelişme var mı?

      ÖÖ - Evet var. Foça Arkeo-Kent Planı içinde yer alan Athena Tapınağı Projesi çerçevesinde tapınağın bir bölümünün ayağa kaldırılmasının yanı sıra, Cemil Midilli Lisesi’nin de müzeye dönüştürülmesi konusunda ilgili makamlarla gerekli yazışmalar yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu konuyla ilgili olarak 2007 yılının yaz aylarında müze olarak düşünülen lise binasını yerinde incelemek üzere bilirkişi gönderdi. Bu gelişmelerin bir an önce şekillenerek Foça’nın çok ihtiyaç duyduğu müzeye bir an önce kavuşacağı günlerin geleceğini umut ediyoruz.


Phokaia Antik Kenti Kazılarından Bir Görünüm (Mozaikler Alanı)  


      NÇT - Yaşayan bir kentin içinde kazı yapmanın zorlukları hakkında ne söylemek istersiniz?

      ÖÖ - Onu bana hiç sormayın! Bir tarafta yukarıda sözünü ettiğimiz antik Phokaia kenti ve kalıntıları ile onla birlikte bir bütünlük oluşturan ve korunması gerekli geçen yüzyıla ilişkin Osmanlı döneminin özgün mimarlık örnekleri. Diğer tarafta ise bu değerleri yok ederek, beton blokları dikip kısa sürede zengin olmak isteyen rantiyeciler. Öte yandan rantiyecilere çanak tutan nice bürokratlar… Bunlar arasında ileriye yönelik olarak Foça’nın gerçek çıkarına olacak projeleri üretmenin ne denli zor olduğunu, varın siz hesaplayın. Bir de bu projeleri uygulamada karşınıza çıkan engeller…


Foça Athena Tapınağı Kazılarından Bir Görünüm   


      NÇT - İleriye yönelik projeleriniz nelerdir?

      ÖÖ - İleriye dönük projemiz Arkeo-Kent projesini hayata geçirmektir. Bu proje kapsamındaki çalışmalar:

      a) Tiyatro Tepesi’ndeki mevcut üç yel değirmeninin ayağa kaldırılması.
      b) Phokaia İlk Yerleşim Alanı Çevre Düzenlemesi ve Arkeolojik Parkı.
      c) Eski Ortaokul Yapısının Kaldırılarak, Tapınağın Bir Köşesinin özgün yerinde yapılması.
      d) Cemil Midilli Lisesine Ait Büyük Yapının Düzeltilerek Müze Biçimine dönüştürülmesi.
      e) Herodot Sur Duvarları Arkeoloji Parkı.
      f) Foça, İsmet Paşa Mah. 19 Pafta 150 Ada 48 Parselde Ele Geçen Arkaik Döneme Ait Megaron Planlı Yapı Kalıntısının Onarım Projesi ile Arkeolojik Park Düzenlemesi.
      g) Foça Osmanlı Dönemi Mezarlığı Açık Hava Müzesi Projesi.
      h) Yarımada Çevresindeki Osmanlı ve Ceneviz Surlarının Onarımı.
      i) Fener Burnu Yarımadasındaki Değirmenlerin Onarımı Projesi.
      j) Phokaia Antik Kent Merkezi ( Mozaikli Alan ) Arkeolojik Park Projesi.
      k) Antik Tiyatro Kazı ve Restorasyonu

      Bu kapsamda Tiyatro Tepesi’ndeki üç adet yeldeğirmeninin onarımına başlanmak üzere. Öte yandan önümüzdeki birkaç ay içerisinde Athena Tapınağı’nın bulunduğu yerdeki bugünkü lisenin bir bölümü olan eski ortaokul yapısının yıkılması da gündemde. Eski ortaokul yapısı yıkıldıktan sonra burada kazılar başlayacak ve kazıların tamamlanmasından sonra alanın rölevesi çıkartılacak ve restorasyon projesi hazırlanarak ilgili Koruma Kurulu’nun onayına sunulacak. Öte yandan Herodot Sur Duvarları Arkeoloji Parkı Projesine de çok uzak olmayan bir tarihte başlanacağını sanıyorum.

      İlginize çok teşekkür ederim.

      NÇT - www.focafoca.com adına verdiğiniz değerli bilgilerden dolayı ben de size çok teşekkür ediyorum.


Herodot'un sözünü ettiği Phokaia Kent Surlarından bir görünüm (c)  



İlk Yerleşim Alanından Genel Bir Görünüm (c)  



Kybele'ye Adanan Liman Kutsal Alanından Bir Görünüm   



Phokaialılar Tarafından İ.Ö.580'de Kurulan Ampurias Kenti Kazılarından Bir Görünüm   



Phokaia'nın Kolonisi Olan Marsilya'nın Maketi   


Nurdan ÇAKIR TEZGİN









Okunma: 15551
Okunma: 15551

















Booking.com


   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)