ISSN 1308-8483

TURİZMDE HER ŞEY DAHİL ÇIKMAZI
  Yayın Tarihi: 2.5.2015    


TURİZMDE HER ŞEY DAHİL ÇIKMAZI



Ülkemizi bir baştan diğer başa saran, her şey dahil sistemi, bugün büyük çapta tartışma konusu olmaya başlamıştır. Çünkü pek çok konu ve meslekte olduğu gibi, ülkemizde her şey dahil sistemi de, 90’lı yılların başlarında plan ve projeye, kanun ve yönetmeliklere, kural ve düzenlemelere dayandırılmadan başlatılmıştır ve yanlış zemine oturtulmuştur. Tüm işlerde olduğu gibi, ülkemizde her şey dahil sistemi de maalesef bütün bunlardan yoksun olarak başlamasına ve olumsuz gelişmesine göz yumulmuş, bu konuda gereken zamanda, gerekli yasalar çıkarılamadığı için alan, başı boş bırakılmıştır. Bu sebeptendir ki, sektör içersinde her şey dahil sistemi, pek çok yanlışı, beraberinde getirmiş ve durum bugün tartışılır hâl almıştır..

Nerede ve Nasıl başladı

Esasında her şey dahil sistemi bir nevi; ulaştırma, konaklama, yeme - içme, eğlence gibi parçaların bir bütün halinde paket tur olarak sunulması veya satılmasıdır. Daha 1930”lu yıllarda İngiltere’de bazı tatil köylerinde başlatılmıştır. Ancak içecekler ve başka bazı hizmetlere para alındığı için tam olarak her şey dahil denilemez. “Her şey dahil tur paketi” gelişimini İspanya’nın Mayorka sahilinde “club Medé” ile sürdürmüştür.

Yine 1950’li yıllarda İspanya'nın Patio Adası'nda, bir otelde tatil yapan, tanınmış bir işadamı, otelci ile sohbeti sırasında:

-Azizim, ben öyle yoğun çalışmaktayım ki, aslında benim aradığım sadece ve sadece denizi temiz, Güneşi bol, tüm ihtiyaçlarımı karşılayacak, her defasında para ödemek için elimi cebime atmadan, dilediğim şekilde, dilediğim zamanda, dilediğim yerde yemeğimi yemek, aperatifimi almak, içkimi içmek ve bunları mümkün mertebe çocuklu olmayan bir tesiste yapmak, havuz başında ama eşimle ama sevgilimle oturup eğlenmek, tatilim sırasında kendimi yormamak, yorgun bedenimi dinlendirmek, yaşamdan, hayattan payıma düşeni almak için, her şeyi mümkün kılan büyük konforlu bir otelde tatil yapmak ve bunu da elimi para ödemek için sürekli cebime atmadan yapmak istiyorum dedi.

Bunun üzerine iki yatırımcı ve otelci ortak kafa kafaya vererek, ilk adımı attılar, bunu neden biz başlatmayalım, diye yola çıktılar. Kafalarındaki düşünceyi projeye döktükten sonra belediyenin yolunu tuttular. Konu hakkında fikirlerini belediye yönetimine aktardılar.

İlginç yanıt

Bir müddet sonra belediyeden aldıkları yanıt çok ilginçti.

Belediye: Evet, böyle bir tesis yapabilirsiniz, şehir merkezindeki tüm esnafları ve sanatkarları korumak adına, kent merkezinde yapamazsınız. Şehirden en az 10 km uzakta, ama güvenlik ve ambulans imkanını birlikte planlayarak yapmanızın hiçbir mahsuru yoktur.

Cevap netti, tartışılacak hiçbir yanı yoktu.

Belediye yönetiminin pek çok şeyi bir arada düşünerek, bu tür bir karar verdiğine saygı gösteren kardeşler, kısa sürede belediyeden izinlerini alarak, kentin sanatkar ve esnafını olumsuz etkilemeyecek, içinde güvenlik ve ambulans sisteminin olduğu, dünyanın her şey dahil konseptinde ilk 5 yıldızlı otelini yaparak işletmeye açtılar. Otel çok lüks ve konforluydu. Yok yoktu. Neredeyse kuş sütüne kadar her şey vardı. Avrupa’nın her ülkesinden gelen üst düzey yöneticiler tatil yapmaya başlayınca, bunu gören diğer yatırımcılar adanın başka noktalarına, özellikle deniz kenarlarına birkaç tesis daha yapmışlardır. Bu yeni konsept, önce İspanya’da hızla yayılmış, sonrasında İspanya sınırlarından taşarak Akdeniz’e kıyısı olan ülkelere yayılmaya başlamıştır.

İlk başlarda açılan her şey dahil konseptindeki otellerde, konfor, hizmet, servis, ürün kalitesi, yeme içme son derece kaliteliyken, hatta her yerde 100 liraya çok kaliteli şaraplar bulunurken, bu tesislerde daha kaliteli, şişesi 1000 lira olan şaraplar müşteriye sunulmuştur. Yemekler üstün yetenekli aşçılar tarafından hazırlanmış ve gerçekten o yıllarda bu tür tesislerde tatil yapmak üst düzey yöneticilerin vazgeçemedikleri yaşama biçimine dönmüştür. Öyle ki bu konsept içerisinde tatil yapan insanlar, her türlü gürültüden uzak olmak üzere yaz aylarında akşama kadar deniz kenarlarında, kış aylarında ise otelin muhtelif yerlerinde bulunan şöminelerin başında, dinlendirici ve eğlendirici tatil yaparken, aldıkları kaliteli hizmetin karşılığı çok büyük ücret ödemişlerdir.



İspanya sınırlarını aşan her şey dahil sistemi, biraz önce yukarıda yazdığımız gibi, önce Akdeniz’de kıyısı olan ülkelere, oradan çıkarak Amerika'dan Filipinlere, Filipinlerden Asya'ya, oradan Afrika'ya yayılarak, tüm dünyayı sarmıştır.

Bu gelişme bir yanıyla, başta çok faydalı olduğu görülse de diğer yanıyla zamanla zararlarının ortaya çıktığı da tespit edilmiştir. En başta olduğu gibi bu tür tesisler her tarafta kent merkezinden 10 km dışarıda yapılacak kuralına uyulmadığından, herkes önüne gelen yerde 5 yıldızlı her şey dahil konseptinde tesis yaptığından önce esnafı ve sanatkarı ekonomik olarak zora sokmuştur. Diğer yandan eskiden otellerde ve alakart restoranlarda olduğu gibi masada flanbe, masada salata yapma sanatını unutturmuştur.

Aynı zamanda dünyanın her yerinde yayılan 5 yıldızlı her şey dahil konseptli tesisler yeteri kadar üst düzey yönetici olan müşteri bulamayınca başta yeme içme olmak üzere kaliteyi düşürerek fiyatı aşağı çekme yolu ile tesisleri doldurmaya çalışmışlardır. Bu da beraberinde, iş bu defa üst düzey yöneticilerin butik otel aramalarına yol açmıştır. Butik oteller, her şey dahil sisteminin panzehiri gibi, talep üzerine ortaya çıkmışlardır. Her şey dahil konseptini sunan 5 yıldızlı oteller ile bu konsepte alternatif olan butik otellerin arasına sıkışmış bulunan 3 ve 4 yıldızlı oteller, sıkıntı yaşamaya başlamışlardır.

Her şey dahil konsepti ilk defa 90’lı yılların başında Marmaris’te R... Club’de H.. Ü... tarafından başlatılmış olup, arkasından M. L... tarafından devam ettirilmiştir. Sistem ilk başlarda buralarda da çok başarılı olmuştur. Ancak, Türkiye’nin içinde ve etrafında savaş dahil olup biten her şey ve Yunanistan yönetiminin fiyat rekabetinde sektöre sağladığı olumlu katkılar ile özellikle Antalya bölgesinde, her yıl mantar gibi otellerin açılmasıyla ortaya çıkan pazarlama sorunlarını aşabilmek için şehir merkezi dahil Türkiye’nin her yerinde her şey dahil konseptine hücum edilmiştir. Ödeme gücü yüksek olan müşteriyi bulmakta zorlanan işletmelerin büyük bölümü, ucuza mal etmek amacı ile serviste ve yiyecek – içecekte kaliteyi düşürmüştür. Bunun sonucunda vasıfsız iş gücü ile yürütülmeye çalışılan servis ve hizmet sonucunda sektörde, kaliteli hizmet anlayışı yerini, düşük maliyetle günü veya yılı kurtarma çabasına dönüşmüştür. Hatta bazı tesisler taşeron firmalardan temin ettikleri personel ile hizmeti sürdürmektedirler.

Sonuç itibarıyla esnaf ve sanatkârlar ile sektörde kendini yetiştirmiş kalifiye elemanlar, diğer yandan bu uğurda yatırım yapan kaliteye önem veren firmalar gelinen noktadan memnun değillerdir.

Bunun yanında başta olduğu gibi 10 ve daha üzeri km. esası baz alınarak yapılmayan tesislerden dolayı, örneğin gelişmiş turizm yörelerimizin başında gelen Antalya - Marmaris - Bodrum gibi turistik şehirlerin merkezine yakın veya göbeğinde yapılan onlarca otelden dolayı şehir esnafı ve sanatkarı bitme noktasına gelmiştir.

Otellerin birbiri ile rekabeti kalite üzerinden olmadığı, aksine ucuz fiyata kalitesiz hizmet yarışının başladığı şu dönemde, aynı konseptte olan pek çok otelin zorlandığı ve bir bölümünün kapandığı görülmektedir. Bu da maalesef ülkemiz turizminde milli servetin heder olmasına, belli başlı sanatın ve küçük esnafın kaybolmasına yol açmaktadır. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu tespit ederek daha kalıcı bir turizm olgusu için arayışlar başlatılıp çözümlerin üretileceği bir döneme acilen girilmelidir. Bu manada başta Turizm Bakanlığı ve turizm sektöründe yer almış, özel kanunlarla kurulmuş tüm sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek, konuyu masaya yatırmalı ve çözümler üretmelidirler.





Sebahattin Karaca
sebahattinkaraca35@hotmail.com



Okunma: 1151









   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)