Bu kadar olmamalıydı, o kadar olmalıydı. Az bi para değil, çok bi para. Burası benim bildiğim, orası benim bilmediğim kadarıyla ıssız bir tarlaydı. Dolayısıyla “Bir bahçe içerisinde, bir avlu içerisinde mangal yapılması iyi olur” denildi. Karşımıza çıkan cevap şuydu ve makuldü. Siz, “Sarayı kullanabilirsiniz ve bu şekilde simit satabilirsiniz” denilmiş. Rıza da rıza göstermiş. Orası da olur, burası da olur. Bal gibi olur. Böyle düşünmemiz daha makuldür. Orası da bir gönül köşküdür. Ekonomik gözle bakmamak lazım. Sizin tabirinizle başka bir şey var. Bu kadar mıdır onu kastetmiyorum. Çoğu yerlerde bir eski saray kalıntısı da olabilir, tekne kazıntısı da. Bazen portmanto da böyledir. Bizim Osmanlı geleneğinde de böyledir. Bunu incelediğimde şu çıktı karşıma. O kadar ince işçilik kullanılmış ki, inceldiği yerden kopuyor. Allahtan iyi ekonomi yönetimimiz var ama dünyada bir sıkıntı var. Olsun o kadar…
Günlerdir seferber ve biran önce inşallah gayretindeyiz. İşçisiyle, işvereniyle, sivil toplum örgütleriyle ortaya bir karışık koyuyor. Kardeşlerimizi biran önce inşallah gayretindeyiz. Ayaküstü sohbet ettiğimiz, oturarak çay içtiğimiz doğrudur. Geldiğimiz noktada bir AVM yok. Bu yapısal sorunlar kuzu kapama işlemleri, birçok şey oluyor. Vatandaş da diyor ki… Neyse… Ne derse desin biz işimize geldiği gibi anlıyoruz. Bu çerçevede dedim ki, “Bu resim neyin nesi?” Bunlar on derece yanlış yaklaşımlardır. Bizim meşgul olduğumuz konu vallahi belli. Ocak altında olan insanlarla sürekli iç içeyiz. Onların gönüllerini bir sebze de olsa rahatlatma gayretindeyiz. Çay ocaklarında yaşam taburelerine ihtiyaç yok. Tekrar ediyorum, söylenen cümle gayet açık. Tahrik olmak çok ayıptır. Mevzuattaki boşlukları kimse doldurmasın. Ancak otobüslerde, minibüslerde boşluklar doldurulsun. Olsun o kadar…
Ülkemizde, “Çekerim karakola” anlayışı bitti artık. Gözaltı da, bel altı da önemli husustur. Dolayısıyla o bakımdan ve bu bakımdan, vatandaşın hak ve hürriyeti de bollaşıyor. Bu işlerle ilgisi olmayan vatandaşa karşı nazik bir sistem kurmayı hayal ediyoruz. “Hayal ediyoruz” derken lütfen yanlış anlamayın. Ama takdir edilecektir ki, bize bir ülke nüfusundan fazla misafirin kabul edildiği dönemde, çay kahve ikramı kolay değildir. Yoksa bağrımıza basmadan gözümüze uyku girmez. Gelecek için omuz omuza hareket edelim, birbirimizi ittirmeyelim. Koşacağız, terleyeceğiz ve üstüne soğuk su içmeyeceğiz. Tam manasıyla hakkını veren ve bu noktada önünü açabilen anlayışla bunu sürdüreceğiz. Önümüzde kimse durmasın. Aklıselim sahibi Selim isimli vatandaşlarımızın gerçekleri görmesi lazım. Çünkü kolay olan istifa etmek, zor olan istifade etmektir. Takdir yetkisi bize aittir. Olsun o kadar…
