ISSN 1308-8483

FOÇA, TURİZMDE DENİZ ALTINA GÖZ DİKTİ
  Yayın Tarihi: 2.8.2014    


FOÇA, TURİZMDE DENİZ ALTINA GÖZ DİKTİ



Türkiye’nin ilk tatil beldelerinden biri olan ve 1960’lı yılların başlarında turizm pilot bölgesi ilan edilen Foça’da, o yıllarda ’’güneş – deniz - kum’’ turizmi kapsamında devlet eliyle Türkiye’nin ilk tatil köyü yapılmıştır. Türkiye’nin ilk tatil köyü (Fransız tatil köyü), Foça turizminin can damarı, pek çok ailenin geçim kaynağı, çalışanlar için dil okulu, Foça’nın gururu, yüz akı ve Türkiye’nin neresinde olursa olsun, kendisinden sonra yapılmış tüm tatil köylerine model ve örnek olmuş bir tesis iken. İstihdam ve Foça turizmi ekonomisi açısından, yerine herhangi bir alternatif yaratılmadan, yine devlet eliyle bir günde kapatılmıştır. Bu durum Foça’ da işsizliği ve turizmde de durağanlığı beraberinde getirmekle kalmayıp, Foça’da yaşayan binlerce insanı ve turizmcileri derinden yaralayan, üzen ve üzmeye devam eden bir gerçektir.

Bu ve benzer sebeplerden ötürü Foça’da turizm sektöründe iştigal eden yatırımcılar ile sivil toplum örgütleri bir araya gelerek; yarım asırdır süren ‘’güneş – deniz - kum ‘’ turizminin yanı sıra, Foça’nın terk edilmiş Rum köylerindeki ören vaziyette olan kilise ve manastırların onarımları ile beraber inanç turizmini başlatmak ve geliştirmek için bu uğurda her türlü çalışmanın yapılmasını gerekli görmektedirler.



Felix Sartiaux ile başlayan, Ekrem Akurgal ile devam eden, halen Prof. Dr. Ömer Özyiğit ile sürdürülen kazı çalışmalarının sonucunda çıkarılan ve 3000 yıllık tarihe sahip, Foça’nın tarih turizmine yönelmesi çok doğaldır ve çok doğru bir harekettir.

Bu bağlamda Foça içerisinde yapılan kazılar sonucunda ortaya çok miktarda eser çıkmıştır. Bundan sonra da çıkacaktır. Ömer Özyiğit’in önderliğinde sürdürülen, aynı zamanda UNESCO’nun Dünya mirası geçici listesine aldığı kale duvarları ile Athena Tapınağı, amfi tiyatro, Beş Kapılar Kalesi ve daha nice tarihi eserlerin toprak üzerine çıkarılması sonucunda TarihTurizmi’nin de paralel olarak Foça’da ele alınıp geliştirilmesi gerekmektedir.

Bunun dışında Foça’nın sahip olduğu ve dalış turizmine elverişli olan tertemiz deniz, koyları ve adalarında projeye dayalı resif alanları planlanmalıdır. Yaratılacak resif alanlarına kullanım dışı olmuş uçak, helikopter, gemi, denizaltı gibi batıklarla denizaltı ve dalış turizmini canlandırmak gerekir. Hatta resif projeleri en az üç farklı adada ve en az üç farklı koordinatlarda yapılmalıdır ki, dalış turizmine katılan dalgıçlara çeşitlilik ve zenginlik sunulmuş olsun ve her defasında farklı dalış alanlarında dalma imkânı kendilerine verilsin. Denizaltı ve dalış turizmini basite almamak gerekir.

Bu bağlamda BOSAD “Bodrum Su Altı Derneği”nin yaptıkları, ülke tanıtımı ve turizm adına takdire şayandır. BOSAD Başkanı İhsan Küçükünsal, “Su altını sevdirmek kara üstünde olduğu kadar, Su altı güzelliklerimizi Dünyaya tanıtmak için üç yılda hazırladığımız projeyi her yıl dalış festivalleri düzenleyerek, daha da ilgi çeker hale getirdik. Amacımız proje kapsamında Kara Ada dışındaki dalış yapılan noktaları arttırmak, ülkemizde daha çok turist gelmesini sağlamak. Proje sadece Bodrum’un değil Türkiye’nin gururu oldu. Tur acenteleri uluslararası alanda dalış turizmi için rezervasyon yapmaya başladı. Tarih, kültür, mavi yolculuğun yanı sıra dalış turizmi için Bodrum’a gelen turist sayısında büyük artış yaşanmaya başladı. 7 yılda 350 bin kişi dalış yaptı, önümüzdeki yıllarda bir helikopter ve bir uçağın daha batırılarak dalışa açılmasıyla, ziyaret eden turist sayısını yılda 50 bine çıkarmayı hedefledik“ dedi.

Yapılan araştırmalarda dalış turizmi sektör içerisinde tüm dünyada hızla yayılmaktadır. Bu uğurda hemen hemen her kıtada ülkeler birbirleriyle yarış içerisindedirler.

Almanya bile güçlü ekonomisine rağmen, dalış turizmi pastasından payını almak istiyor. Baltık denizinde ve göllerindeki batıkların denizaltı ve dalış turizmi için tanıtımını yapıyor. Turizm gelirlerini artırmanın yanı sıra, gençleri bu spor aşılamak isteyen Almanya büyük gayret içindedir.

Ayrıntılar:
http://www.padi.com/scuba/scuba-diving-trips/scuba-diving-resort-vacations/germany/


Dünya’nın en ünlü batıklarından olan Thistlegorm gemisi, her yıl 25 bin dalgıcı konuk ediyor. 1941’de Alman savaş uçakları tarafından batırıldıktan sonra uzun süre keşfedilemeyen Thistlegorm gemisi Mısır piramitleri kadar tanınıyor. 73 yılda doğal balık cenneti haline dönüşen, yüzlerce canlı türünün yuva yaptığı gemi, şimdilerde dalgıçların en büyük hayalidir. 30 metre derinlikteki Thistlegorm’u her yıl Türkiye’den de 2 bine yakın dalgıç ziyaret ediyor ve dalıyor.

Mısırda her türlü kargaşa ve iç savaşa rağmen, bütün geliri dalış turizmi olan SHARM EL SHEİKH’i incelemek lazım. Bu şehirde beş yıldızlı 16 otel (3 tane Hilton, 2 tane Maritime, 2 tane Marriot, Rixos, Sheretaton, Hyatt) bulunmaktadır. Sadece dalış için, dünyanın dört bir tarafından günlük beş bin kişi tekneler ile dalışa çıkıyor. Dalışa giderken günlük tekne ücreti kişi başına 60 Euro ödüyorlar. Bu rakam özel dalış noktalarına gidilmesi halinde bir kişi bir gün için 160 Euro ödüyor.

Kıbrıs Rum kesimi ise bu uğurda biraz daha işi ileri taşımış ve Sualtı Parkı başlatmıştır. *

Yazılmış olan bu örnekleri çoğalttıkça, incelendikçe, Foça’da Deniz Altı ve Dalış Turizmini başlatmak, geliştirmek, korumak üzere, Foça ile ilgisi olan yetkili - yetkisiz herkesin ama herkesin, kutsal görevi olmalıdır.


*Yazının hazırlanması sırasında desteğini esirgemeyen Dalgıç, Berk Çelebi’ye teşekkür ederim.



Sebahattin Karaca
sebahattinkaraca35@hotmail.com



Okunma: 2694









   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)